PROJE RAPORU
İbadet İslam inancında kulun Allah’a yaklaşmak için gerçekleştirdiği eylemler bütünüdür. İbadet mekânları İslam toplumlarında toplumsal hafıza ve dinamiklerin oluşmasındaki kilit rolleri nedeniyle her zaman yüksek önem arz etmiştir. Geçmişten günümüze deformasyona ve dezenformasyona uğrayan kültürel birikimin neticesinde bugün etrafımız çoğunlukla ibadet edenin ruhi dünyasında yaratıcı ile kuvvetli ilişkiler kurmasını önleyen hızlı tüketilen ibadethanelerle çevrili. Beşerî dünyamızın zayıflıkları ve dağınıklığı ile bezeli bu gibi ibadethanelerin çokluğu ve tekrar eden tipolojik yaklaşımları nedeniyle ibadetin anlamsal ve ruhi derinliğini azaltan ilişkilerin döngüsel bir süreklilik arz ettiğini gözlemlemek mümkün.
Bu bağlamda tasarım önerimizi, tarihsel süreçlerde oluşturulmuş tipolojik hafızayı anlayan ancak biçime dayalı arayışlardan azade, ibadet etme eyleminin özüne ve dinsel anlamlarına odaklanarak insanların beşerî ve ruhi varlık durumları arasında bir köprü olabilmesi üzerine kurguladık.
Tasarım Kararları
“O ebedi, ezeli, değişmez Kur’an-ı Kerim’in değişmezliği mutlaktır. Ancak anlamak için ona yaklaşanlar, etrafında koşuşturanlar için her defasında ayrı tezahürler ile yeni yeni cephelerini gösteren, yeni ışıklar, nurlar saçan, derinleşen her idrak düzeyine göre yeni boyutlar kazanan bir sonsuzluğa sahiptir.”
Turgut Cansever, Kubbeyi Yere Koymamak, s.159
Namaz, İslam öğretisinin temel taşlarından biridir ve insan ruhunun en saf hali ile yaratıcıya yaklaşma çabasıdır. Bir eylemler bütünü olan namazın gerçekleştiği mekânın fiziksel özelliklerinin nasıl olması gerektiğine dair Kur’an-ı Kerimde net bir bilgi olmamakla beraber kültürel ve dini birikimin getirdiği bazı temayüller mevcuttur. Burada dinen aslolan ibadet edilecek alanın temizliği ve mekânsal ihtiyaçların karşılanmasıdır.
Ruhi varlık durumumuz çeşitli katmanlardan oluşur. Bu katmanlar kişinin dünya ile paylaştığı beşerî benliği ve iç dünyası arasında değişkenlik gösterir. İnsan ibadet ettikçe Allah’a yaklaşır ve yaklaştıkça ‘öz’ünü keşfeder. Sufi inancına göre Allah’a yaklaşma sürecinde, nefsin 7 mertebesi vardır. Yunus Emre’nin “Bir ben var bende, benden içeri” sözü ibadet ve aşkla Allah’a yaklaşan insanın, bu, kendi özünü de keşfetme sürecine işaret eder.
“Ne yöne gidersen git, doğu batı kuzey, güney, çıktığın her yolculuğu kendi içine bir seyahat olarak düşün, kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.”
Şems-i Tebrizi
Namaz, bizi Allah’a yaklaştıran ibadetlerden biri olmakla beraber bir hareketler bütününden meydana gelir. Günün farklı vakitlerinde 5 defa tekrar edilen bu eylem her seferinde insana o ‘an’a özgü deneyimler sunabilen bir süreçtir. Tasarım önerimizin temel ögelerinden biri olan katmanlı yaklaşım kurgusu ile ziyaretçilerin namaz kılma sürecini insanın beşerî varlık durumundan ruhi varlık durumuna yaklaşma deneyimine dönüştürmeyi amaçladık.
Bu doğrultuda tasarım temsili olarak 7 eylemsel durumun mekânsallaşması ile kurgulandı. Bu mekanların tasarımında, alana ait fiziksel ve coğrafi girdileri ile uyum, yapılaşacak alanın çevresi ile kurduğu, ileride kurabileceği ilişkilerin kuvvetli olması bizim için önemliydi. Oluşturulan mekanların kendine has tektonikleri üzerinden kullanıcı ile duyusal iletişimi artırarak çok yönlü ve derinlikli deneyim süreci sunması arzumuz.
1.Niyet: Her şeyin başı niyettir. İbadetin ve Allah’a yaklaşma hissinin cezbediciliğinin belirginleştiği evredir. Yapının çevresinden algılanma durumu ile temsil edilir. Bu ölçekte ilk etapta fark edilen, doğal peyzaj ve arazinin eğimi ile sade ilişkiler kuran bürüt betonların maddesel algısı ibadetin saflığına vurgu yaparken, geniş saçaklar ile ziyaretçilerini kucaklayan bakır çatı adeta bir çağrıdır.
2.Yönlenme: Namaz kılma niyeti ile camiye yaklaşan insanları yapıya yönlendiren ve hala dünyevi alanda bulunulan durum. 0.00 ve +5.50 kotlarında avlulara girişler bu alanda konumlanmıştır. Cemaatin toplandığı ve dağıldığı yerdir. 0.00 kotunda camiye ait vakıf evi bulunur ve caminin sosyal misyonunun sürdürüldüğü yer olarak düşünülmüştür.
3.Temizlenme: İnsanların dünyevi düşüncelerinden ayrılmaya başladıkları, beşerî varlık durumundan ruhi varlık durumuna geçişin başladığı, namaz ibadetinin ilk aşaması olan abdest alma eyleminin deneyimlendiği evre. Camiye yaklaşan insanlar bu aşamada, kadın ve erkek olarak iki kola ayrılır ve mahremiyet içinde bu eylemleri gerçekleştirirler. Arazinin eğimini kullanarak toprak altında konumlanan bu kütleler +3,75 kotunda doğal havalandırma ve tepe ışıklıkları ile desteklenmiştir. Bu sürecin sonunda ölçek olarak dar ve sadece tepeden gün ışığı alan bir koridorun ile ferah ve görsel bağlantıların kuvvetle okunduğu dairesel plana sahip avluya erişilir. Ölçekte ve mekânsal atmosferde yaratılan zıtlıklarla güçlendirilmiş bu algısal değişim, yeni bir evreyi mümkün kılar.
4. Dinlenme: Beşerî varlık durumu ve ruhi varlık durumu arasında bir nefes eşiği olarak tarif edilebilir. Cami avlusu bu prensiple tasarlanmıştır. Eğrisel formlara sahip peyzaj elemanları doğal peyzaj içinde zarifçe konumlanır. +4.5 kotuna oturan bu alanın sağladığı dairesel süreklilik ve görsel bağlantı avluda bulunan için beşerî olana bakma, dışarıda olan için de cami kütlesinin görsel algısının devamlılığını sağlar. İstinat duvarları havuzlar ve yeşil alanlar avlu içinde dinlenme ve vakit geçirme alanları sunar. +5.50 kotunda, batı cephesine yakın olarak, çatının altında konumlanan lojman ve Kur’an Kursu kütleleri mahremiyet hiyerarşisi gözetilerek oluşturulmuştur. Kur’an kursunun önünde bulunan teras, kurs öğrencilerinin vakit geçirebileceği, cami avlusu ile doğrudan ilişki kuracak şekilde düşünülmüştür.
5. Arınma: İnsanın beşerî varlık durumundan kopup ruhi varlık durumuna geçişinin temsil edildiği evre. Bu evrede insan dünyevi nesnelerden arınarak ibadet ederek ruhi varlık durumunun gizlerini keşfedeceği alana geçer. Avlu ve cami kütleleri arasında, girişlerin de tanımlandığı eşik mekânlardan oluşur. Kullanıcıların dünyevi nesnelerini dışarıda bıraktıkları alandır.
6. Aydınlanma: Bâtın(gizli) olan ruhi varlık durumunun keşfedilmeye başlandığı, karanlık olan koridorlardan sonra, metaforik olarak Allah’ın birliğini ve onun hikmeti ile iç dünyamızı aydınlatışını temsil eden gün ışığının ETFE örtülerin ardından yavaşça sızdığı alan. İbadet edenle ibadete gelen arasında belli belirsiz bir perde bulunur. Bu perde ibadet mekânı ile giriş arasında sınırları oluştururken, yer yer yırtılarak iki mekân arasındaki geçişi sağlar. Bu alanda geçirilen süreç ve deneyimin sonucunda perde kalkar, bâtın olan, zâhir (açık) olana dönüşür.
7. Huşu: Ruhi varlık durumu ile Allah’a en yakın olma durumunu temsil eden, berrak gün ışığı ile aydınlanan ana ibadet mekânı. Mekân, tevhid inancına göre Allah’ın birliğinin tasarımsal anlamda yorumlanarak oluşturulan çatı ışıklığı ile aydınlatılmış ve ETFE örtüler ile çevrelenmiş dingin bir atmosferden meydana gelir. Çatının eğrisel formu ve ibadet alanına yaklaştıkça ölçeğin birden yükselmesi kullanıcıda mekânsal algının kuvvetlenmesini sağlar. Mekânın tam ortasında, çatı ışıklığının altında bulunan ve hoş koku esansları ile beslenen iç havuz, insanın ‘nokta-i süveydâ’sını, yani ruhunun pınarını temsil eder. Mihrap, kıble tarafında iki ETFE örtünün yırtılmasıyla meydana gelmiştir. Eğrisel forma uyan minber, Hz. Muhammed (s.a.v.) vaaz verirken çıktığı yükseltinin (kimi zaman bir tepe, kimi zaman bir kütük parçası) bir yorumu olarak kendine yer bulur. Vaaz kürsüsü ise minberin tam karşısında, mihrabın diğer yanında bulunur.
Teknik Kararlar
Bu aşamaya kadar tasarlanan mekanların niteliklerinden ve atmosferik özelliklerinden bahsettik. Biraz da teknik detaylarından bahsetmek gerekirse;
Yapı arazi içine dağılmış betonarme perde duvarlardan meydana gelir. CLT (Cross Laminated Timber) teknolojisindeki eğrisel forma sahip ahşap çatı, +4,5 kotunda bulunan 60cm kalınlığında ve birbirini katmanlı bir şekilde saran betonarme perdelerin üzerine oturur.
Kapalı mekanların hepsi için doğal havalandırma sağlanmıştır. Toprak altındaki ıslak hacimler mekanları besleyen havalandırma boşlukları ile, diğer kütleler ise kabukları ile havalandırma sağlarlar. Buna ilaveten ibadethane hacmi, çatı içine yerleştirilen mekanik tesisat ile kullanım durumuna göre havalandırma ve soğutma desteği alabilir.
Teknik hacimler (su deposu, mekanik oda, elektrik ve jeneratör odası, depo) dışındaki bütün hacimler doğal aydınlatma imkanına sahiptir. Ana ibadet mekânı, eğrisel çatının üst tepesinde bulunan geniş çatı ışıklığı ile beslenir. Buna ek olarak eğrisel çatı boyunca yerleştirilmiş ve çatıyı kaplayan, birleşik, noktasal aydınlatmalar ile gerekli durumlarda aydınlatma desteği sağlanması öngörülmüştür.
1 Yorum
Proje genel hatlarıyla güzel duruyor ancak bu proje direk diskalifiye edilebilirdi eğer teslim edilen paftalar da bu şekildeyse. Çünkü Pinhan gibi bu şekilde bir ifade kullanımı yarışmacının kendisinin kimliğini ortaya koymaya yönelik olduğu düşüncesiyle jüri tarafından diskalifiye edilebilirdi. gerçi jüri hiçbir projeyi diskalifiye etmemiş ama bu tür konulara dikkat eden bazı jüriler olabiliyor.