Katılımcı, 11. Uluslararası Genç Mimarlar Fikir Projesi Ödülleri

PROJE RAPORU

WONDER – LAND

Üretim yöntemleri toplum üzerinde derin izler bırakır. Mimarlığın evrimi, üretim yöntemlerinin evrimi ile çakıştırılarak okunabilir. Sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan seri üretim ve standartlaşma, toplumu ve dolayısıyla mimariyi etkilemiştir. Standartlaşma ve seri üretim toplumda ve mimaride tek tipleşmeye yol açmıştır. Bilginin üretiminin öne çıktığı “Bilgi Çağı’nda”, standartlaşma ve seri üretim gibi yaklaşımlardan uzaklaşılan bir yol izlenmiş ve bu yol mimarlığı etkilemeye başlamıştır. İnsanlık için bir devrim sayılan bilgisayar teknolojisinin ortaya çıkışıyla, mimarlığın mekân kavramı üzerine düşünüş biçimini değişmeye başlamıştır. Siber mekânlar, yeni gelişen bilgisayar teknolojisi ürünlerinden biri olmuştur.

Küreselleşmeyle birlikte toplumlar ve ülkeler arası bağların hızla artması, yeni teknolojik gelişmelerle endüstrinin gelişmesi, üretim olarak “çeşitliliği” arttırırken aslında “tek tipleşme” ve “benzerliği” de arttırmış ve “yeni” olanı fark etmek gittikçe güçleşmiştir. Fabrika misali belli kesimlere hitap ederek üretilen ürünlerde, toplumların önemli kısmını oluşturan engellilerin sosyal ve kültürel yaşamlarına yönelik çözümler çoğu zaman göz ardı edilmiştir. Bu ürünlerin başında mimari ürünlerden oluşan kentler vardır. Günümüz kentlerinde, engelliler için çözüm arayışlarına gidilmeye başlanmış olsa da bugün hala ne engelliler için, ne de toplumun diğer kesimi için kusursuz bir dünyada yaşanıldığını söylemek mümkün değildir ve belki de hiç olamayacaktır.

Dünyada böyle sorunlar yaşanırken herkes için kusursuz bir dünya mümkün olabilir mi? Sorunlara yönelik çözümler “siber mekânlarda” aranabilir mi?

“Siber mekânla birlikte tamamen yeni bir “mekân”, yeryüzündeki hayat karmaşıklığına açılır. Bu, iki dünya arasındaki bir alan için yeni bir niştir. Siber mekân, bilincin kendisi için başka bir buluşma yeri haline gelmektedir.” (Benedikt, 1991)*

Wonder-Land, bulunduğu noktada herkes için kusursuz bir dünyadır. Burada zaman/mekân, biçim/işlev, sanal/gerçek gibi ilişkiler sorgulanmaktadır. Wonder-Land kullanıcının yarattığı siber mekânları içerir. Burada fiziksel mekândaki gibi sadece insan hareketi söz konusu değildir, kullanıcı ile etkileşime giren mekân da aktiftir. Mekânın değişebilir olması, insandan gelen bilgi akışkanlığıyla ilgilidir. Bu mekân deneyimlendiği her an bilgiyle yenilenir ve genişler. Kullanıcıların dinamik çabalarıyla zaman içinde şekillenir. Şekillenme süreci insan zihninden belirli bilgilerin mekâna aktarılması ve bu bilginin mekâna dönüşmesiyle meydana gelir. Burada zihnin akışkanlığı bilginin akışkanlığıdır ve bilginin akışkanlığı da mekânı akışkan kılandır.

Wonder-Land bir siber mimarlık eseridir. “Siber mimarlık eseri artık tek başına bir bina değildir, hem zaman hem mekân açısından yavaşça ve ritmik hareketlerle evirilen bir binalar sürekliliğidir.”(Novak,1998)**

Wonder–Land’i oluşturan Wonder–Land Box’larının tasarımı siber mekânın tüm özgürlüğünün ve akışkanlığının sergilenebileceği şekilde düşünülmüştür. Box’ların iç mekânındaki yüzeyler reseptörlerle dizayn edilmiş dijital ekranlar ile kaplıdır, her yüzeye video projektörler yerleştirilmiştir. Mekânın duvarları katmanlı olup yaratılan mekâna uygunluk sağlayacak şekilde

Makas platformlarla boyut değiştirebilecektir. Mekânın orta noktasına kullanıcının mekânı şekillendireceği, kontrol edeceği içerisinde özel yazılım yüklü bir tablet konumlandırılmıştır. Ortamda bulunan kullanıcı tablet ile dilediği mekanı yaratarak dijital ekranlara aktarıp video projektör ile yarattığı 3D mekanı deneyimleme imkanı bulabilecektir.

İstenildiği sayıda ve boyutta yapılabilen, dış mekânın fiziksel koşullarına göre düzenlenebilen Wonder–Land Box’larla, dünyanın her yerinde, toplumdan her kesim için, bir “Wonder-Land” oluşturabilir. Günümüz dünyasının zorlu koşullarında herkesi mutlu kılacak, herkesin kullanabileceği bir ortam, Wonder-Land ile mümkün olabilir. Günün belli bir zaman diliminde herkes kendi Wonder–Land’inde yaşayabilir. Wonder-Land eğlence, iletişim gibi faaliyetleri destekleyerek psikolojik ve sosyal ihtiyaçlara cevap verir.