Proje raporu
Kuşluğa doğru, Çukurova’da azıcık bir sis, bir buğu kalmadı. Ova pırıl pırıl, her ağacı, her taşıyla önlerine serildi. Tarlalar ekilmiş ekilmemiş, renk renk, kara kırmızı, boz topraklar yanlarındaymış gibi açıldı…. Yaşar Kemal, İnce Memed…
Fırtına tanrısı ADAD ve ADONİS’in yaşadığı bu topraklar tarihin en eski yerleşim yerlerinden birisidir. Bu topraklarda yaşam MÖ 3000 yıllarına dayanmaktadır. Kıyıları söğüt ağaçları ile kaplı seyhan nehri yerleşimin ana merkezi olmuştur. Hititlerinde yaşadığı bu bölge KİLİKYA VE SİLİSYA uygarlıklarına ev sahipliği yapmıştır.
Bu kadar önemli bir tarihe ev sahipliği yapmış bu topraklarda bir kamu yapısı tasarlamak önemli bir sorumluluktur. antikiteden çıkardığımız en önemli derslerden birisi de yapıların ve yerleşimin kamuyu – insanı gözeterek ele alınmış olmalarıdır. Bu yüzdendir ki hep bir şiirsellik kazanmışlardır. Bizimde yaklaşımımız belediye yapısını sadece bir bina olarak değil- çevresi ile bir bütünlük içinde ele alıp, halkı – kamuyu ön plana çıkararak projenin çevresi ile güçlü bir bağlam kurmasını ve çevresinde yer alan potansiyelleri yeni bir kurgu ile birlikte yeniden değerlendirmesini sağlamaktır. Yapı ve daha sonra çevresi değil kent parkının bir parçası olarak yapıyı ele alarak mekan birey ilişkisinde samimiyetin-sıcaklığın yoğunlaştığı kentsel bir yapı tasarlamak bizim önceliğimiz oldu.
Çağdaş kentlerin en önemli sarunlarından birisi kamusal alanların azlığıdır. Büyük ölçekde haritaya baktığımızda bu sorun çukurova içinde geçerlidir. Proje alanı bu anlamada çok kritik bir eşikde durmaktadır. Proje alanı ve kentsel park yeni bir kamusal mekanın oluşturulması fırsatını bize vermektedir. Halkın olan bu topraklarda yapının ve onu çevreleyen park alanının bir bütün olarak gece, gündüz, yazın ve kışın kullanılabilir bir yaşam alanı haline getirilmesi bizim için çok önemlidir. Bu yaşam alanının sunacağı sosyal ve kültürel etkinliklerle ilçe halkıyla güclü ilişkiler ve ruh kardeşliği kurulabilecektir.
Bölgeye büyük ölçekde baktığımızda proje alanını bir kent parkı olarak ele almamız daha sonrada kente cetvel yeşil bantların oluşmasına öncülük ederek kentin halkın olmasını ve daha çevrecil bir kent planı oluşmasını sağlayacaktır.
ANA ŞEMA –KONSEPT-KENT PARKI
Ana şema kent parkının bütün olarak ele alınmasına dayanmaktadır. Ortada bir omurga ve bu omugaya takılı kollar kent ile ilişkiyi kurmaktadır. kent parkının günün 24 saati aktif olmasını sağlamaktadır. Bu sayede tüm bölgenin kamusal alan olarak ele alınması sağlanmıştır.
Ana omurgaya takılı kollar ağaçlara ve bağlantılara göre oluşmuştur. Kollar ve ağaçlar aynı zamanda bölgeleme yaparak hizmet binasının ve kültür birimlerinin yerlerini belirlemiştir. Hizmet binası ve kültür merkezinin ağaçlara göre şekillenmesi ile kent parkı yapının içine alınmıştır. Yapıya göre çevresinin oluşturulması değil, kent parkının bir parçası olarak yapı oluşmuştur. Kent parkını içine alan bu şema ile bugüne ve geleceğe yön veren, engelsiz ,çağdaş, vatandaş odaklı, sürdürülebilir ve halkın katılımcılığı sağlanarak tüm alan ve yapı, kamu-halka ait kılınabilmiştir.