PROJE RAPORU
Ahmet Mete Işıkara, bir jeofizik mühendisi ve yer bilimci olarak bilimsel çalışmalarının yanısıra deprem ile ilgili toplumu bilgilendirme konusunda da yoğun çabalar harcamış ve halk arasında “Deprem Dede” lakabı ile anılmıştır.
Bu anlamda tasarımımız, yer bilimi ve deprem ile ilişkili olguları görünür kılmak, adeta Işıkara’nın hayatı boyunca edindiği misyonu vefatından sonra da sürdürmesini sağlamak amacını taşımaktadır. Bugün deprem şiddetini, yer kabuğu hareketlerinin yarattığı titreşim ve sarsıntıyı ölçmek için kullanılan sismograf adlı aletin en ilkel ve mekanik hali serbest salınan bir ipin ucundaki ağırlığa bağlı kalemin kağıt üzerinde iz bırakmasına dayanır. Işıkara’nın mezarı için tasarladığımız heykelsi strüktür, titreşimleri, sarsıntıları birer ize dönüştüren basit bir sismografın mantığı ile çalışır. Sismograftan ilham alan bu strüktür, izlerini kumun üzerinde oluşturur. Bu izler sürekli silinir, yazılır, üst üste biner ve ziyaretçiler her seferinde adeta kumun üzerinde oluşan izler haritasını okuma deneyimi yaşar ve deprem gerçeğini hatırlarlar. Sismograf heykel, yukarıdan asılmış hareketli bir plakaya mesnetlenen sarkaçlardan oluşur. Bu strüktür, doğal depremler ile tetikleneceği gibi, ziyaretçilerin etkileşimi ile de tetiklenir. Sismografın elemanları farklı detayları sayesinde lineer, dairesel ve dikey olmak üzere üç farklı hareket kabiliyetine sahiptir ve bu, farklı titreşimlerin oluşturacağı izleri ayrıştırma, bir tür haritalama yaratma imkanı sağlar. Salınan çubukların uçlarındaki ağırlıkların büyüklüğü ve zemine olan uzaklıkları ise oluşturacakları izlerin çapını ve derinliğini belirler.
Bu heykelsi strüktür, çocuk ziyaretçiler için de bir bilim müzesi işlevi üstlenerek belki de onların gelecekte Işıkara’nın izinden gitmelerine bir vesile olacaktır.
Yer biliminden yola çıkılarak tasarlanmış strüktürün sarkaçlarını oluşturan küreler, yapısı itibari ile yer kürenin dahil olduğu daha büyük sistem olan gezegenleri de çağrıştırmaktadır.