Mimari Rapor
Tasarım İlkeleri
Hatay Kenti, Doğu Akdeniz bölgesinde yer alan birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel dokusu oldukça gelişmiş bir çok etnik kökeni bünyesinde barındıran yeryüzünün ilk kurulan dört büyük kentinden birisidir. Kentsel ölçekte Antakya’yı ele aldığımızda şehrin etrafını saran sıradağlar kentin gelişimini çok sınırlandırmamış aksine ana akslar üzerine kurulmuş bir kent haline getirmiştir. Ölçeğimizi büyütüp proje alanımıza yaklaştığımızda alanı çevreleyen belediye binası sağlık kurumları, askeri alan, eğitim birimleri ve konutlar hali hazırda bulunmaktadır. Kentin doğal coğrafi yapısında bulunan yeşil dokuyu proje alanımızın içine entegre ederek, noktasal olan yeşili bütün proje alanına yaymak amaçlanmıştır. Antakya’nın eski kent dokusunda olduğu üzere ana aks sistemi proje arazisini iki ayrı kola ayırarak yatayda, mevcut coğrafi durumdan ötürü oluşan kot farkları dikeyde bir etki oluşturulması hedeflenmiştir.
ÖNERİ
Bu bağlamda; kent kimliğinin yeniden canlandırılması amaçlanmış, araç olarak da toplumsal köklerin ve geleneksel Türk mimarisinin günümüz koşullarınca yeniden yorumlanması belirlenmiştir.
TASARIM YAKLAŞIMI
Geçmişten günümüze taşınması gereken en büyük özelliklerden biri kentlerdeki ortak paylaşım bölgelerinin yaratılmasıdır. Ve bu alanların da bir sonraki nesillere sağlıklı bir şekilde sunulmasıdır. Tasarımda amaçlanan, tarihi yaşatacak geleneklerine dayanan bir mimari yapılaşma yaratmaktır. Tasarım yaklaşımı olarak kentlilerin; geleneklerinden gelen yaşayış biçimiyle komşuluk ilişkilerini devam ettirirken; aynı zamanda modern hayatın gereklerini de yerine getirebilecekleri bir yapılaşma yaratmaktır.
Baza
Projede kullanılan baza sistemi konutlar ve dükkanlar arası etkileşimi sağlaması amaçlanmıştır. Bölgede, geçmişten günümüze hem ticari hem sosyal aynı zamanda günlük hayatı bir arada muhafaza etmek hedeflenmiştir. Baza sisteminin taşıyıcısı olan kolonlar yataydaki sürekliliği ve dinamik mahalle yaşantısını desteklemektedir. Ana artere bağlı olan bazalar bu sayede ana omurgayı beslemekte. Yataydaki insan sirkülasyonunun düşeyde de sürekliliğini sağlayabilmek adına baza yırtıkları kurgulanmıştır.
Tepegöz (seyir kulesi)
Proje alanına konumlanan Tepegöz, ana arterin başlangıç-bitiş noktasından gökyüzüne yükselerek, yataydaki yoğun sirkülasyonu düşey eksene taşımıştır. Tepegöz omurga görevini üstlenen sokağı kontrollü şekilde sonlandırmak adına sembolik bir görev üstlenmektedir.