Katılımcı (Archist), Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

Proje Raporu

Lüleburgaz kenti, Asya ve Avrupa kıtaları bağlantısı üzerinde yer alması itibariyle önemli tarihsel kent oluşumlarının ve buna bağlı olarak farklı kültürlere ev sahipliği yapıyor olmanın zenginliğini barındırmaktadır. 16.yüzyılda Osmanlı döneminde Mimar Sinan’ın çizgileriyle şekillenen kent mimarisi bugünün kültürel yapıları ile birlikte kent hafızasını diri tutmaktadır.

Projeye konu olan 1950 ile 1953 yılları arasında Kore Savaşı’nda görev yapan 241’inci Piyade Alayı anısına yapılmış olan, ‘Kore Müzesi’ içeriğiyle birlikte kentin önemli kültürel değerlerinden biri haline gelmiş olsa da, askeri yerleşke içerisinde olması sebebiyle kamusal alana ve sosyal kent yaşamına dahil olamamaktadır.

Bu bağlamda ele alınan yeni proje alanında, kente olan yakınlığı ve davetkarlığı ile kentin sosyal ve kültürel yaşantısı ile bağ kuran, ayrıklığı ve dinginliği ile de kentin hızlı gündelik yaşamından bir miktar uzakta, savaşta ve vatandan ayrı olmanın yalnızlığını ve sessizliğini arka plana alan, bu tarihi olaya ömrünü adamış olan ataların anılmasını anıtsal ve müzeolojik bir anlatım çerçevesinde ritüel haline getiren bir anma alanı ve ziyaretçi merkezi yapılması hedeflenmektedir.

Proje Alanı

Öngörülen proje alanı güneybatıda Lüleburgaz kent merkezi ile kuzeydoğuda İstanbul otoyolu bağlantısını sağlayan en önemli yol olan Pınarhisar Asfaltı üzerinde konumlanmaktadır. Alanın diğer sınırlarını batıda Tatarköy Yolu ve kuzeyde Lüleburgaz Deresi oluşturmaktadır.

Pınarhisar Asfaltı Lüleburgaz kent merkezine doğrudan ulaşımın sağlandığı aynı zamanda İstanbul ve diğer kentlerden gelen ziyaretçilere yönelik önemli bir ulaşım aksı olarak dikkat çekmektedir.

Batı yönündeki Tatarköy Yolu ile proje alanı ilişkisi dikkate alındığında, yol boyunca uzanan ve dereye bağlanan bir kanal bu yol ile ilişkiyi zemin düzleminde kesmektedir.
Alanın korunmaya değer bitkisel dokusu incelendiğinde kuzey ve güney kısımlarında yoğun ağaç ve bitki örtüsü göze çarpmaktadır. Bununla birlikte bu iki kısım arasında Tatarköy Yolu ve Pınarhisar Asfaltını görsel olarak bağlayan bir boşluk olduğu görülebilmektedir.

Alanın mevcut zemin eğrileri ve yükseklik bilgileri gözlemlendiğinde ağaçların seyreldiği orta kısmın kuzey ve güney kısımlara göre 1 – 1,5 metre yüksekte olduğu görülmektedir.

Yaklaşım, Yerleşim, Yönelim

Proje alanına erişimin, Lüleburgaz kent merkezi ile İstanbul otoyolu bağlantısını sağlayan ve arsa çevresindeki ana yol olan Pınarhisar Asfaltı üzerinden sağlanması önerilmektedir.

Alanın korunmaya değer bitkisel doku verileri doğrultusunda ağaçların seyreldiği orta kısmın yapılaşma alanı olarak değerlendirilmesi ve bu sayede tüm korunmaya değer ağaçların korunması amaçlanmaktadır.

Alana araç ve yaya girişin sağlandığı Pınarhisar Asfaltından ziyaretçi merkezi yapısı ve tören alanına yönelen ve araç – bisiklet park alanı ve otobüs indirme bindirme noktalarından yaya olarak bağlanılan yaklaşık 90 metre uzunluğunda bir yürüyüş aksı ‘izlek’ önerilmektedir. Bu izleğin ve beraberinde otopark alanlarının yol ile oluşturduğu mesafe sayesinde doğuda Pınarhisar Asfaltından geçen araçların hız ve gürültüsünün maruz bıraktığı olumsuz çevre etkilerinin en aza indirgenmesi düşünülmektedir.

Proje alanının batı yönündeki Tatarköy Yolunun alana ulaşımda etkin rolü olmaması ve mevcutta yer alan kanalın yol ile olan ilişkiyi zorlaştırması sebebiyle, alana yerleştirilecek olan ziyaretçi merkezi yapısının batı yönünü arkasına alması, bu suretle yoldan geçen araçların hız ve gürültüsünün maruz bıraktığı olumsuz çevre etkilerini kesen, yüzünü girişe ve izleğe dönen, bu yönde ortada bir de açık mekan ‘avlu’ tanımlayan yapısal bir unsur olarak tasarlanması hedeflenmiştir. Ziyaretçi merkezi yapısının büyük kısmını oluşturan sergi alanlarının aydınlık ve büyük bir galeri boşluğu ve sergi rampası aracılığı ile bağlanılan bodrum kata yerleştirilmesi, giriş, karşılama, bilgi edinme, bekleme, kitap ve anı eşya satış alanı, şeref salonu, idare ve destek ofisleri, vestiyer, wc, kütüphane ve okuma alanı işlevleri giriş katta yer alması ve

Proje alanının kuzeyinde bulunan komşu parsele sırtını, ziyaretçi merkezi yapısına yüzünü dönen ayrı çay-kahve salonu yapısı ortada oluşturulan sakin ve çok işlevli bir avlu tanımını desteklemektedir. Çay-kahve salonu yapısının sergi binasından ayrık olması suretiyle, gündelik hayatın ve kent yaşamının sosyal düzlemde bir parçası olması ve ziyaretçi merkezinde (sergi binası) yer alan sakin, dingin ve müzeolojik kurgunun sürdürülebilirliği amaçlanmaktadır. Bu sayede dinlenme, sohbet etme, yeme-içme işlevlerini içeren ve gündelik hayatın parçası olan çay-kahve salonu, konsantrasyon ve dikkat gerektiren sergi mekanlarından fiziksel olarak da ayrılmış olur.

Alanın yoğun ağaç dokusunun bulunduğu güney kısmının, yerleşkenin doğa ile bütünleşen yönü olması ve derin yeşil dokusu ile dikeyde yükselen bir anıt yapısına arka plan oluşturacak bir unsur olarak değerlendirilmesi hedeflenmektedir.

Kavram

Projenin ana tasarım kararları doğrultusunda savaşın ‘sert, çetin, keskin’ tanımlamaları kavramsal olarak ele alınmış ve çizgisel olarak mimari karaktere yansıtılmıştır.

Fiziksel anlamda doğa ile bütünleşmeyi ve gizlenmeyi esas alan mimari yaklaşımda, duvar yüzeyleri ve yeşil düzlemler kavramsal olarak savaşın yıkıcılığı, parçalayıcılığı ve ayırıcılığını temsil etmektedir. Yapıyı günışığı ve hava ile buluşturan ve çevreden her daim algılanan dikey anıt öğesi ise, yaşama ve aydınlığa uzanan araç olarak her daim var olan umudu ve barışı temsil eder.

Yerleşim ve yönelim kararları çerçevesinde yapının, alanın yeşil ve doğal dokusunun sürekliliğini sağlayan ve ayak uyduran mimari çizgiler ve öğeler ile fiziksel hale getirilmesi benimsenmiş, bu doğrultuda yeşil düzlemlerin zeminle bağlanma-kopma ilişkisinden doğan mimari mekanlar yaratan bir tasarım anlayışı kabul edilmiştir.

Plan ve Sergi İzleği

Yoldan ziyaretçi merkezi yapısına uzanan izlek, ziyaretçileri peyzaj duvar yüzeylerinde yazılı savaş anıları ve gazileri temsil eden korten sergi elemanları arkadaşları eşliğinde müzeolojik bir anlatım çerçevesinde anıta, orta avluya (tören alanına) ve sergi binasına ulaştırır. Anıtın mimari yapısında yer alan yırtıktan içeri giren ziyaretçiler anıtın içinden aşağıya baktıklarında savaşın karanlığı arasında öykülerden ipuçları görürler.

Anıt deneyiminden sonra sergi binasına giren ziyaretçiler ziyaretçi merkezi ve sergi ile ilgili ön bilgi edindikten sonra çatıdan gün ışığı ile aydınlatılmış bir galeri boşluğu içindeki hafif eğimli bir rampa ve eşlik eden savaşın başlangıcını açıklayan sergi yüzeyleri ile galeri boşluğu zemininde yer alan etkileyici enstalasyon sergisini algılayarak kalıcı ve geçici sergi mekanlarına ulaşırlar. Kalıcı sergi mekanında resim, eşya, madalya, mektup vb. müzeolojik envanteri sergi düzlemesi doğrultusunda inceleyen ziyaretçiler bu mekanın sonunda anıtın içinden gelen aydınlığı görür ve içine girerek yukarıdan gelen ışık ile aydınlatılmış savaşın bitişini temsil eden sergiyi incelerler ve ziyareti tamamlarlar.

Geçici sergi alanındaki etkinlik veya sergi ziyareti bitiminde asansör ile giriş katına çıkan ziyaretçiler anıtı ve ağaçlığı izleyerek kütüphanede araştırma yaparlar ya da kitapçıdan sergilere yönelik hatıra objeleri ve kitapları inceler ya da satın alabilirler.

Ziyaretçi merkezine gelen protokol ve gaziler, tören alanını izleyen şeref salonunda bekler, hazırlanırlar ya da gerektiğinde toplantı yaparlar.

Ziyaretçiler sergi binasından çıktıklarında çay-kahve salonunda yeme içme ihtiyaçlarını karşılar ve gündelik yaşama geri dönerler.

Etiketler

Bir yanıt yazın