PROJE RAPORU
TASARIM FİKİRLERİ
“Hanguk – jeonjaeng” veya “Yugio sabyeon yani 25 Haziran Olayı”; Kore’de 1950-1953 yılları arasında gerçekleşen savaşın, her yıl 25 Haziran tarihinde ülkemizde anılmasına ilişkin yapılması planlanan yapılar ve dolayısıyla alanlar bütünüdür. Sürekliliği olan 25 Haziran anma töreni, hem ülkemize bu anlamda gelen yabancı misafirlerimize savaşın ve etkilerinin aktarılması, hem de ülkemizdeki yansımasının tüm boyutlarıyla ele alınması mahiyetinde değerlendiğinde; enternasyonal ve ulusal bir simge halinde ele alınması gerekliliğini getirir.
Tasarımda çıkış noktası; Türk askerinin, Hatay’ın İskenderun limanından yola çıkıp ve Pusan Limanı’na varışından itibaren Taegu, ardından da Kunuri’ye ulaşarak burada giriştiği çatışmanın, savaşın kaderini mutlak biçimde değiştirmesi ve başarıya ulaştırmadaki biricikliğidir. Bu; hem katedilen yoldaki cephe atmosferinin ve savaşın soğukluğunun yansıtılması hem neticesi mutlak başarı olan girişimin simgelenmesidir.
Duvar figürlerinden tinsel anlamda yararlanmak, renk tercihlerimizde ise savaşın çorak ortamını ve soğuk dünyasını vurgulayan seçimler yapmak başlangıç noktamız oldu. Bu hususlar duyumsama şeklinde tereddütsüz oluşuverdi. Süreç varmak istediğimiz anlatım yönünde evrildikçe duvarlar Türk ve Kore birliklerine, peyzaj cephe atmosferine dönüştü. Nihayet ise oluşan anlamlı dostluğa, sudaki dinginlik, huzur ve anıtla erdi.
Burada anlatımın basit ve doğrudan olması önceliklerimizdendi. Aks kullanımlarımızın ve sirkülasyon yönlerimizin tema doğrultusunda anıta, dolayısıyla iki ülke birlikteliğine yönlendirici unsur oluşu, anma-seremoni kısmının bu anlatımın merkez noktasına konuşlanışı, girişten itibaren yanı başımızda bulunan tepeliklerin siper yorumlarıyla birlikte toprak ve gri tonlarının atmosfere dahil edici faktör oluşu projeyi bir bütün haline getirdi.
MEKANSAL ÖZELLİKLER
Projeye konu alanın kullanımına; parselin şehir merkezine olan uzaklığı göz önünde bulundurularak, öncelikli olarak araç ulaşımı düşünülerek yaklaşılmıştır. Otoparkı konumlandırırken şehirler arası yolda herhangi bir trafik karmaşasına izin vermemek adına şehir içinden gelen araç yolunu referans alındı. Alanın ana yaya girişi bu otoparktan içeriye gelecek kitle düşünülerek belirlendi.
Otoparktan girişte bizi konseptin ana elemanı olan duvarlar karşılıyor. Üzerlerinde şehit isimlerinin yazdığı bu duvarlar, tasarımımızda ön planda tutulan peyzaj öğelerimizi dengelemek adına parçalı şekilde kurgulanmış yapılarımızı bütünleştirmek için kullandığımız saçaklar altında konumlanmıştır. İhtiyaç programında belirtilmiş hacimlerden müze ve geçici sergi binaları bizi ilk karşılayan yapılardır. Müze toplamda asma katları ile birlikte 760 m² olup dışarı kapalı bir yapıya sahiptir. 175 m² alana sahip geçici sergi ise daha geçirgen ve gerektiğinde açılıp dış mekan ile de kullanıma olanak sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Geçici serginin devamında 100 m² büyüklüğünde kütüphane konumlanmıştır. 100 m² büyüklüğündeki kafe ise idari birime hizmet vereceği göz önünde bulundurularak konumlandırılmış yine geçirgen ve dış mekan kullanımına açık bir yapıya sahiptir. İdari birim toplam 180 m² kullanım alanından oluşmaktadır. Alanda anıtımızın bulunduğu meydana bakan, hem bir peyzaj öğesi hem de idari birim ve kafe için saçağa dönüşen bir amfi tasarlanmıştır ve bu kütlenin altında teknik birimlerimiz çözümlenmiştir.
Alanımızın odak noktasında ise açık toplanma alanı ve anıt kurgulanmış olup bütün yapılarımızın yerleşim ve kütle şekilleri bu odağa ulaşacak akslar oluşturmaktadır. Böylelikle projemizin ana konusu olan Kore şehitleri anıtı her yerden görünür ve ulaşılır bir konumda bırakılmaktadır.
PEYZAJ STRATEJİLERİ
Amaç: Tarih ve mekan anlayışını yakalayacak bir yer olan, kendine özgü ve heyecan verici bir ziyaretçi çekiciliği yaratacak yüksek kaliteli bir peyzaj ortamı yaratmaktır.
Seçilen bitki örtüsü, genelde yaz aylarının sıcak, kış aylarının ise soğuk geçtiği sert Trakya iklim koşullarına uyarlanan bitkilerle birleştirilir. Bitki seçimleri için en önemli kriter, bakım ve su ihtiyaçları düşük seviyede olan türlerdir. Alandaki mevcut ağaçlar içerisinde korunmaya değer olarak seçilen türler ile kullanılan yaprakdöken, herdemyeşil ve farklı renk ve dokuya sahip çok yıllık çalı grupları kombinasyonları bitkisel tasarımı oluşturmuştur.
Alanın bütününde yalın ve dingin bir peyzaj kurgusu yaratılmıştır. Anıtın yer aldığı anma ve tören alanı çevresindeki çim alanlarda topoğrafya yükseltilerek anıtın vurgulanması sağlanmıştır. Bu alanda ortaya çıkan eğimli üçgen düzlemler, üzerine savaşla ilgili hatıraların yazıldığı eğimli anı duvarları olarak kullanılmış ve yer yer ahşap dinlenme alanları ile entegre edilerek her yaşta ziyaretçinin ilgisini çekebilecek savaşla ilgili keşif alanları oluşturmuştur.
Anıta doğru oluşturulan yükseltilmiş topoğrafya alandaki anıtı yer yer gizler yer yer ortaya çıkarır ve anıtla aynı bütünün parçaları haline gelir. Yoldan görünen kısımları da ikonik kırmızı akçaağaçlarla bütünleşen bitkilendirme alanları olarak değerlendirilerek her noktadan farklı manzaralar sunmaktadır.
Müze girişi; Şehitlerin isimlerinin yazıldığı duvarlar ve yer yer çim alanların içerisinden yırtılarak oluşan oturma alanlarıyla meydan şeklinde düzenlenmiştir. Döşemenin de yeşile parçalar halinde devam ettiği bu alanda lale ağaçlarının gölgesinde dinlenme alanları meydana getirilmiştir. Dinlenme alanları yürüyüş yolunun karşı tarafında dramatik çam korusu altında yer yer devam ettirilmiştir.
Alandaki tüm yaya akslarının merkezi anıt olmakla beraber genel olarak düze yakın bir peyzaj alanı olarak tasarlanmıştır. Bir metrelik kot farkı çim amfi olarak çözülmüş, merdivenler ve engelli rampasıyla tüm ziyaretçilerin alana erişilebilirliği sağlanmıştır. Döşeme kaplaması olarak granit ve bazalt plaktaşın farklı ölçülerinin kombinasyonları oluşturulmuştur.
Anma ve Tören Alanı; yapı, bitki ve gökyüzü manzaralarını yansıtan su yolu şeklinde yansıma havuzlarıyla çerçevelenmiştir. Anma alanında anıta yönelen zemin akslarında, bir Türk Şehidine ait savaşın ruhunu yansıtan satırlar yazmaktadır.