‘’İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış, bir yokmuş .. “
Bedri Rahmi Eyüboğlu / İstanbul Destanı
Önsöz
Bulunduğu mahalleye adını veren sakız ağacının gölgesinden , kaybolan tarihin izini sürdük. Karşımıza çıkan bir eski haritanın eşliğinde ayazmaların,bağların,bostanların,çiftliklerin,mesire yerlerinin ,zeytinliklerin,sarnıçların arasında dolaştık …Türlü türlü lisanının konuşulduğu,alışverişin yapıldığı,şenlikli hayatın yaşandığı şehri yeniden tanıdık… bunlar İstanbul’da kaybolanın sadece köşkler, saraylar,taş duvarlardan ibaret olmadığının aynı zamanda doğal hayatın da yok olduğunun kanıtıydı. Masallara bile konu olmuş bereketli İstanbul’un doğal güzelliğinin gerçekten bir zamanlar var olduğunu anlatıyordu. İlginç olan 100 yıl öncesine kadar, bu doku Bakırköy ve çevresinin ana karakterini oluştururken bugün bundan eser kalmamasıydı. Bu çalışmada eski kültürel ve doğal izleri ortaya çıkartıp yeniden yorumlamak mümkün mü bunun peşine düştük..
Şehir Ölçeğinden Yaklaşım
Meydan ve çevresini incelediğimizde , tren hattının kentsel strüktür ve kentsel boşluk olarak , farklı işlevlere cevap verebilecek potansiyeli barındıran bir yapı olması bu kentsel örüntüyü ön plana çıkarttı. Öncelikle üst ölçekte farklı konuları irdelediğimizde iki konu ön plana çıktı. Bunlardan ilki afet toplanma alanları ve bu alanların birbiriyle olan ilişkisi diğeri ise kentsel ekoloji bağlamında gelecekte planlanmasını önerdiğimiz ekolojik omurgalar ve kentsel yeşil alanlarla olan ilişkisi oldu. Bu bağlamda tren hattı ve yakın çevresinin kentsel boşluk olma niteliğiyle birlikte bu iki fikri bir arada oluşturabilecek bir ağ olması bu fikirleri ele almamıza sebep oldu.
1.Afet Durakları
Afet toplanma alanlarının tren hattı üzerinde kurgulanması öncelikle tren hattının afet anlarında en az zararla atlatabilecek yapı grubuna girmesi sebebiyle güvenli ve hızlı ulaşım açısından önemlidir. Bunun yanı sıra bu durum tren hattının etrafında yer alan büyük kent hastanelerine ve wifi , temel barınma ihtiyacına erişim gereçlerinin bulunduğu depolara , temiz suya da ulaşımı hızlandıracaktır. Buna parallel olarak tren hattı etrafındaki mevcut afet toplanma alanlarını incelediğimizde durak çevrelerinde yoğunlaştığını gördük fakat bu ana durakların etrafında yer alan toplanma alanları yoğun kent dokusu için malesef yeterli değildir. İstanbul ‘un afet senaryosu bağlamında incelediğimizde ana durak noktalarının arasına ara duraklar eklenmesini önermekteyiz.
2.Eko Arter
Üst ölçek kararlarında E-5 , O-7 ( Basın ekspress yolu ) ve Kennedy Caddesi ekolojik omurgalara dönüştürülmesi önerilmektedir . Bunun yanı sıra kuzey-güney hattında uzanan çeşitli bulvar ve caddelerin ekolojik koridorlara dönüştürülerek İstanbul için nefes alacak alanlar oluşturulması sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra , yarışma alanıyla da doğrudan ilgili olarak , Marmaray tren hattının kent içinde bir boşluk olması,belirli bir kot düzeyinde seyretmesi ve şehir içinde kolay ulaşılabilir olması sebebiyle çevresinde oluşturulacak ekolojik arter farklı bitkileri içinde barındırması sebebiyle farklı canlıların da kent içine çekilmesini sağlayacaktır.
Öte yandan daha önce İstanbul’da varolan fakat günümüzde sıkça rastlanmayan bitki türleri de bu arter üzerinde yerini alarak şehrin eskiden var olan ekoloji ağının yeniden canlandırılması hedeflenmektedir.Aynı zamanda bu ekolojik arterde yer alacak farklı aktivitelere izin veren küçük dinlenme alanlarının ortaya çıkmasını ve tren hattına paralel olarak bisiklet ağınında gelişmesini sağlarken eko-arterin sürdürebilirliğini de sağlayacak , kentlilerin bu yeni ekolojik yapyla buluşmasını da sağlayacaktır.
2000 Plan Ölçeğinde
1. Tarihi ve Sosyal Bağlam
Hazırlanan proje üst ve alt ölçeklerde yeşili ve ekolojik sürdürülebilirliği bir kültüre dönüştürerek kentin hafızasına katmayı amaçlamaktadır. Kent belleğinin bu yönde zenginleştirilmesi geçmişten gelen değerlerin korunarak gelecekte sahip olunacak olan değerlere entegrasyonuyla mümkündür. Bu nedenle Özgürlük Meydanı’ndan odak alan kültür rotaları oluşturulmuştur. Kültür rotaları Bizans’ın Makro Hori’sinin ve Osmanlı’nın Makriköy’ünün kültürel değerlerini vurgulamayı amaçlamaktadır. Örneğin Vaftizci Yahya Kilisesi ve saray kalıntılarını içeren alanın arkeolojik park olarak yeni bir fonksiyon yüklenmesi önerilmektedir.Bunun yanı sıra yarışma alanı içinde ve etrafında yer alan Taş Mektep, Surp Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi , Rum Kilisesi bu rotaları güçlendiren günümüzde var olan yapılardır. Bu durumda ekoloji merkezli düzenlemelerin tarihi değerlerle buluşarak güçlenmesi hedeflenmiştir. Daha görünür bir alt merkez olma yolundaki Bakırköy’ün sürdürülebilirliğine yönelik katkıların ışığında kültürel ve turistik ihtiyaçları da giderilmektedir.
2.Ekolojik Bağlam
Kent ekosistemleri çevresinde bulunan doğal ekosistemlerden tamamen farklılaşmıştır. Bunun nedeni, kentin doğal vejetasyonunun insanlar tarafından değiştirilmesidir. Bu bilgiden hareketle, Bakırköy’de yoğun antropojenik kökenli uygulamaların flora ve vejetasyon üzerinde yoğun baskısı bulunduğu anlaşılmaktadır. Eskiden bağların, bahçelerin türlü sebzelerin ve bitkilerin yetiştiği alanda şuan sadece Rum mezarlığı ve Türk mezarlığı Bakırköy’ün geçmişinin bize bir hediyesi gibi kalmıştır. Gayrimüslim mezarlıklarında dut, çınar, dişbudak, karaağaç, ceviz ağaçları olabilirken, Müslüman mezarlıklarında sık bir servi ormanı bizi karşılar. Bunun dışında Bakırköy’de geçmişe dair izler çok nadiren kendini göstermektedir. Betonlaşmış meydanda sert peyzaj elemanlarının kullanımı yoğunluktadır. İstanbul’un ve hatta Türkiye’nin çoğu yerinde uygulanan benzer düzenlemeler ile Bakırköy Meydanı da tektipleşmeye kurban gitmiştir. Bu nedenle alanın en büyük ekolojik sorunlarından biri yeşil alan ve dolayısıyla biyoçeşitliliğin azalmasıdır. Yarışma alanı ve çevresinde çoğunlukla az sayıda parçacıl ve pasif yeşil alan bulunmaktadır. Buna bağlı olarak, yeşil alanların artırılması ve birbirleri ile bağlantılı olmasına dikkat edilmiştir. Bir diğer yandan, üst ölçekte E-5’in ve Kennedy Caddesi’nin ekolojik omurgaya dönüştürülmesi önerilmiş ve İncirli Caddesi üzerinden meydanla birleşerek Fahri Koruturk Caddesi üzerindeki Marmaray istasyonuna doğru ilerleyen aks üzerinde düzenlenecek olan yeşil dokuyla da bu kurgu güçlendirilmiştir. Aynı zamanda meydan ve çevresinde kullanıcıların vakit geçirebileceği mavi ve yeşille ilişki kurulan yaşam alanları da önerilmiştir. Bunların yanı sıra yağmur bahçelerine takılacak farklı fonksiyonlara el verecek şekilde tasarlanan kentsel mekan ve mobilyalarla kullanıcıların çeşitli aktivitelere ulaşıp kendilerine yaşam alanı bulacağı bir senaryo oluşturulmuştur. Yeni yeşil aksın Fahri Korutürk Caddesi’ne değer kattığı ve Bakırköy’ü ziyaret edenlerin kaliteli zaman geçirdikleri bir kent parçasına dönüşmesi amaçlanmıştır. Yarışma alanı herkesin sirkülasyona kolayca katılabileceği şekilde, evrensel tasarım pratikleri bağlamında tasarlanmıştır. Yaya hareketine uygun olarak düzenlenen rampalar ve yaya köprüleri akışı mümkün kılmaktadır.
3.Ulaşım Bağlamı
Ulaşım kararları yaya sirkülasyonu, bisiklet rotası ve otopark kararlarını kapsamaktadır. Bakırköy’de meydan ve Fahri Korutürk Caddesi’nden Marmara Denizine ulaşan aksın yayalaştırılması ve acil durumlarda araçların girebileceği şekilde tasarlanması kararlaştırılmıştır. Böylece Bakırköy Meydanı, Fahri Korutürk Caddesi ve çevresinin yayalaştırma gereklilikleri karşılanmıştır. Yayalaştırılan Fahri Korutürk Caddesinden gelen ve Ebuzziya Caddesi olarak devam edip Kennedy Caddesine ulaşan bu aks yaya alt geçidiyle sonlandırılmış böylece İDO ve yeni metro hattıyla marinaya ulaşım desteklenmiştir.
4.Afet Kullanım Bağlamı
Olası bir afet durumunda tahliye koridoru ile ilçe içinde kullanılabilecek tahliye alanlarına, parklara ve açık alanlara, sağlık kurumlarına, çadır alanlarına vb. ihtiyaç noktalarına ulaşım kolay olmalıdır. Bu alanlar Bakırköy Mobil uygulamasıyla kullanıcıları en yakın toplanma noktasına yönlendirecek düzende olmalıdır. Mümkünse tahliye koridoru olarak seçilecek yollar, binaların yıkılıp yolları kapatmaması için 7-15 metre arasında olmalıdır.
Bunların yanı sıra afet anında iletişimin kesilmemesi adına Bakırköy Meydanı’na wifi-saat kulesi yerleştirilmiştir. Öte yandan Marmaray Tren Hattı üzerinde bulunan ana afet duraklarının arasında konumlanan sadece afet durumlarında kullanılacak ara afet durakları da kurgulanmıştır. Bunların yanı sıra afet koridoru olarak Kennedy Caddesinden Marmaray hattına direk bağlantısı olan Fahri Korutürk – Ebbuziyya Caddesi aksı , Halit Ziya Uşaklıgil Caddesi -Türkçü Sokak aksı ve Mektep Arkası Sokak – Rasim sokak aksı ile İstanbul Caddesi seçilmiştir.
Tasarım Alanı ve Çevresi Ölçeğinde
1.Tasarım Kararları
Bakırköy meydanı ve çevresi incelendiğinde, meydan geçmişte canlı bir kent parçasıyken günümüzde gerek etrafında devam eden inşaatlar gerek çekiciliğini yitirmiş kent mekanlarıyla kırılgan bir yapıdadır. Öte yandan eski haritalar ve fotoğraflar bugünün Bakırköy’ü ile karşılaştırıldığında, geçmişte var olan mavi-yeşil dengesinin de tamamen yok olduğu görülmektedir. Farklı ölçeklerde yapılan analizler neticesinde hem üst ölçekte hem de tasarım ölçeğinde kapsayıcı, çeşitli aktivitelere olanak sağlayan, değişken zaman dilimlerinde kullanılmaya açık mekanlar öneren, eski mavi-yeşil dengesini Bakırköy’e geri getirecek bir yaklaşım geliştirildi. Öncelikle üst ölçek kararlarımızda Marmaray hattının eko-artere dönüştürme fikri ve İncirli Caddesinden gelen Fahri Korutürk Caddesiyle Kennedy Caddesiden denize ulaşan aksında yeşil koridor olarak kurgulanması kentin ekolojik canlılığına katkı sunarken diğer yandan da insanların kendilerine yaşam alanı bulmasını sağlayacak ve Bakırköy ‘ün marka değerini de artıracaktır. Bakırköy Meydanı da bu iki aksın kesişim noktasında yer almaktadır. Bakırköy Meydanı , ilçenin merkezi durumundadır. Bakırköy’ün İstanbul’da bir alt merkez olmasında ise Bakırköy Meydanı’nın rolü önemlidir. Bu doğrultuda kapsayıcılığın, ekolojik kurguyla desteklenmesi amacıyla ve meydanın sınırları tanımlanmalı ve güçlendirilmelidir. Tasarlanan yeşil kent kanopisi meydanın sınırlarını tanımlarken kullanıcıların hareket alanını kısıtlamayacak geçirgen bir yapıdadır. Ayrıca, bu sabit kanopi birleştirici bir öğe olmasıyla da farklı etkinlikleri katalize etmektedir. Bu bağlamda kanopinin altında iklimsel ve sosyal özelliklerle de ilişkili olarak spontane, informal ve formal aktiviteler kendilerine yer bulabilirler. Tasarlanan kanopi bulundurduğu geniş boşluklarla tüm meydanın üzerini örtmediğinden konserlerin veya toplantıların da yapılmasına olanak sağlamaktadır. Söz konusu eleman meydanın üzerini 10m’de örtmektedir ve +32.45 kotunda sonlanmaktadır. Böylece heykelin boyunu aşmazken heykelin ön plana çıkmasını da sağlamaktadır. Bunun dışında, örneğin yeni yılda çam ağacının kurulması ya da konserler için sahnenin kurulmasına olanak sağlamaktadır.
Meydan geçirgen yapısıyla kermeslere, sergilere, çeşitli performanslara, mitinglere ve durup dinlenmeye de olanak veren bir platforma dönüşmektedir. +22.45 kotunda yer alan meydan, +19.90 kotundaki metro çıkışlarına doğru genişletilmiş, bir amfi yardımıyla eski meydan alanıyla birleştirilmiştir. Bu amfi bir kent sahnesini ve su öğesini izlemektedir. Su öğesi üzerinde kullanıcılar için farklı büyüklüklerde platformlar içermektedir ve bu platformlar sahneyi oluşturmaktadır. Böylece kullanıcıların farklı performansları izleyebileceği veya kentle ilgili demokratik tartışmaların yer alacağı bir platforma dönüşmesi öngörülmüştür. Bunun yanı sıra, birleştirici bir unsur olan kanopi, anıt ve sahne arasında oluşan aksı güçlendirmekte ve ön plana çıkmasını ağlamaktadır. Kent kanopisinin son alana kiosklar yerleştirilmiş meydandaki sabit aktivitelerin desteklenmesi amaçlanmıştır. Kiosklar 3 farklı işlevi üstlenmektedir ve farklılaşan fonksiyonlarıyla yarışma alanı içine dağıtılmıştır. Toplamda 6 satış birimi, 1 taksi durağı, 2 bankamatik, 1 büfe ve 1 kahveci içermektedir. Kiosklar hafif çelik yapılar olarak tasarlanmış yarı açık ve kapalı mekanlardır. İki kiosk meydan alt kotuna yerleştirilirken biri Marmaray çıkışında, meydandan Fahri Korutürk Caddesi’ne doğru olan yaya akışını kesmeyecek şekilde köprü üzerine yerleştirilmiştir. Yarışma alanında var olan kot farkından yararlanarak meydanın altına otopark yerleştirilmiştir. Bu durumda, +18.45 kotunda bulunan 1. Bodrum kat meydanla doğrudan ilişkilidir ve bu alana otobüs durakları yerleştirilmiştir. Aynı zamanda meydanın afet toplanma alanı olması sebebiyle bu kota su depoları yerleştirilmesi alınan tasarım kararlarından biridir. Su depolarındaki su , meydanın zemin döşemesinden süzülerek biriktirilecek yağmur suyunun arıtılmasından elde edilecektir ve acil durumlar için temiz su olarak kullanılabilecektir. +15.25 kotunda bulunan 2. Bodrum katta ise, YHT ya da Marmaray kullanıcılarının faydalanabilecekleri 192 araçlık bir otopark alanı yer almaktadır. Bunun yanı sıra ,aynı zamanda, Marmaray hattının paralelinde konumlanan bisiklet yolu doğrudan 2.bodrum kat kotuna bağlanmıştır.
Böylelikle meydanla Fahri Korutürk Caddesi arasındaki yaya akışını kesilmemiş ve bisiklet yolu üzerinde yapılan bat-çık 2.bodrum katta yer alan bisiklet park alanıyla da ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, yeşil ulaşıma ağırlık verilmesi suretiyle gelecekte değişecek olan araç tercihine bağlı olarak (bisiklet, e-car, elektrikli motorsiklet, vs.)bu otopark düzenlenebilecektir. Bunların yanı sıra, 2. Bodrum kat afet durumlarında gerekli olacak malzemelerin depolandığı bir depo alanını da içermektedir. Afet için alınan en önemli önlemlerden bir diğeri ise meydan alt kotunda bulunan (+19.90) bir wifi-saat kulesidir, bu sayede afet anında iletişim kopmayacaktır. Tüm bunlara ek olarak, otopark alanları kamusal tuvaletler içermektedir. Dış ve iç mekan arası ilişkiye yönelik olarak, amfide açılan geniş boşluklarda otopark içine bahçeler yapılmış bu sayede doğal havalandırma ve ışık alımını sağlamak hedeflenmiştir. Bütün bunların yanı sıra belirtmek gerekirse otopark aks aralıkları 8.40 m ve kolon genişliği 70 cm dir. Deprem ve otopark yönetmeliklerine uygun olarak sistem çözümlenmiştir. İncirli’den gelen aksın üzerinde yer alan ve yıkılacak olan polis karakolu alanında okulla komşu olması nedeniyle ve yeşil alan gereksimine yönelik yeşil bir ara bölge olarak dinamik topoğrafya oluşturulmuştur. Kent kullanıcısının verimli vakit geçirebileceği dinamik topoğrafya ekolojik canlılığın geri getirilmesi odağında atılmış adımlardan biridir. Bu alan üzerinde yer alan dinamik topoğrafya insanlara kent içinde yeşil yüzeyle ilişki kurdurmayı amaçlamaktadır. Aynı şekilde yayalaştırılan İncirli Caddesi ve mezarlık sınırı içinde benzer bir ara alan oluşturulması öngörülmüştür. Bu sayede yaya aksıda daha tanımlı hale gelmiştir. Buna ek olarak yaya aksı genişliği itibariyle de yaya akışını kesmeden çeşitli kermes veya standların kurulmasına da olanak sağlamaktadır. İncirli Caddesi’nin Bakırköy Meydanı’yla ilişkilendirilen bu bölgesi sahile inen aksın girişi niteliği taşımasıyla yaya hareketi kurgusunu güçlendirmektedir. Marmaray etrafında kurgulanan eko-arter , tren hattının kent içinde yarattığı boşluğun bir potansiyel olarak görülmesinden dolayı oluşturulan dinlenme – vakit geçirme alanlarıyla çeşitli aktivitelerin yapılmasına olanak sağlamaktadır.
Eko-arter etrafında kurgulanan yoğun yeşil doku aynı zamanda sesi azaltacaktır. Bu da tren hattının daha keyifli bir alan olmasına zemin hazırlayacaktır. Aynı zamanda ekolojik çeşitliliğin şehre yeniden kazandırılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Fahri Korutürk Caddesinin ortasında ani yağmur anlarında baskınları önlemek amacıyla ve yeşil koridorun devamı olması niteliğinde yağmur bahçeleri tasarlanmıştır. Bu bahçeler yaya akışını kesmeyecek şekilde organik bir biçimde caddenin ortasından devam etmektedir. Caddenin ortasında oluşturulan bu yeşil aksa takılan çeşitli kentsel mekanlar yer almaktadır. Bu mekanlar farklı aktivitelerinde cadde üzerinde yer almasını sağlamaktadır. Mini sahne , mini kanopi , oturma birimleri , birbirinden ayrık oturma birimleri , su öğeleri , amfiler gibi çeşitli kentsel mobilyalarla desteklenmiş bir kurgu içeren bu cadde kullanıcılara esnek bir kullanım da sunmaktadır. Aynı zamanda bu bahçeler ve kentsel mekan kurgusu Fahri Korutürk Caddesine yeni bir nefes getirerek kullanıcıların keyifli vakit geçireceği bir yer olmasını sağlarken marka değerini de artıracaktır. Öte yandan Fahri Korutürk Caddesi üzerinde bulunan yağmur bahçeleri ve kaldırım taşlarından filtrelenen suyun yeniden kullanılması hem doğaya katkısı hemde ekonomik yarar bağlamında kullanıcılara kazanç sağlayacaktır. Bunların dışında cadde girişinde yaya akışını ve sürekliliğini kesen çarşı girişi Marmaray girişinin yanına alınmış , girişi vurgulayacak tasarımıyla da kendine yer bulmuştur. Aynı şekilde caddenin İstanbul caddesiyle birleştiği noktadaki çıkış da yeniden tasarlanmıştır. Sadece bu iki çıkış tutularak çarşı girişlerinin güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Diğer çıkışlar kapatılmamış , yangın çıkışı olarak servis verecek şekilde düzenlenmiştir. Bunların dışında gelecek yıllarda alışveriş alışkanlarının dijitalleşmesinden dolayı çarşı alanının atıl kalacağı tartışılmış ve çarşının potansiyel bir kent müzesi olması düşünülmüştür. Bunun sonucu olarak gelecek yıllarda böyle bir durumda çarşının müzeye çevrilmesi önerilmektedir. Bunlara ek olarak Fahri Korutürk Caddesi üzerinde yer alan cephelerdeki renk ve tabela kirliliği nedeniyle cephelerde sadeleştirme önerilmiştir.
Cephe sadeleştirilmesi önerilirken doğa dostu bir Bakırköy için cephelerde küçük müdahalelerle güneş kırıcıları önerilmiştir. Bu güneş kırıcıları farklı özellikteki cephelerde farklı çalışmaktadır ve aynı zamanda düşeyde bitki yetiştirilmesine de olanak sağlamaktadır. Bu cephe önerisi hızla ısınan dünyamızda var olan cephelerin nasıl ekonomik olarak hızlıca değiştirilip küresel ısınmaya karşı alınan önemlere katkı sunacağına örnektir. Bunun yanı sıra belirlenen renk tonlarında cephelerin yeniden düzenlenmesi ve tabelalarında bu renk ve dokuya uygun sadeleştirilerek yerleştirilmesi önerilmektedir. Böylece daha sakin cepheler kentsel mekanın içerisinde yerini alacaktır.
2.Peyzaj Kararları
Gölgelendirme: Kent Kanopisi
Yarışma alanı için üç farklı gölgelendirme aracı kullanılmıştır. Bunlar, strüktür üzeri bitkilendirme, ağaçlardan faydalanma ve enerji üretebilen yapılarla gölgelendirmedir**. Meydan üzerinde bitkilendirilmiş kanopi yoğun geçiş alanlarını ve oturma birimlerini gölgelendirmektedir. Çalışma alanı içerisinde ağaçların altına çoğunlukla oturma birimleri eklenerek kullanıcıların faydalanmaları, ağaçlar ile etkileşimlerinin artması sağlanmıştır. Son olarak Sanatçılar sokağı üst örtüsünün yeniden düzenlenmesi önerilmiş, güneş kolektörleri ile gölgelendirme elemanları kullanılmıştır. Bu sayede Fahri Korutürk caddesinden okunurluğunun arttırılması hedeflenmiştir. Sonuçta, sert zemin yüzeylerde gölgelendirme sağlanmış, kullanıcıların iklim konforu arttırılmış ve enerji üretimi yapılarak böylece karbon pozitif bir alan tasarlanmıştır.
Yağmur Suyu Yönetimi: Yeşil Yaya Aksı ve Yağmur Bahçeleri
Dünyada artan su gereksinimine karşı yağmur suyu doğal bir kaynak olarak görülmelidir. Bu yüzden bütün tasarımların temel kaygılarından birinin yağmur suyu yönetimi olması gerekmektedir. Yayalaştırılan Fahri Korutürk ve Ebuzziya Caddesinin orta aksına, yaya aksını kesmeyecek şekilde yerleştirilecek yağmur bahçeleriyle yoğun yağmur sırasında suların filtrelenerek yeraltı sularına karışımının kolaylaştırıldığı ve/ veya yeniden kullanılabileceği bir sistem kurgusu yapılmıştır. Yağmur bahçelerine takılacak farklı fonksiyonlara el verecek şekilde tasarlanan kentsel mekan ve mobilyalarla kullanıcıların farklı aktivitelere ulaşıp kendilerine yaşam alanı bulacağı bir kurgu oluşturulmuştur. Ayrıca orta aksta, Dikey yukarı büyüyen ve geniş tepe tacına sahip dairesel formlu Tilia tomentosa (hali hazırda en çok bulunan türlerden biri olduğu için) ve Quercus robur türleri kullanılmıştır. Gölge ve güneş oranı göz önünde bulundurularak; sıcak yaz aylarında gölge yaratması, kışın ise güneşin alanı ısıtmasına izin vermesi sebebiyle yaprak döken bir tür seçilmiştir.
Böylece, mevcut ağaç sayısı arttırılarak termal denge ve ısı adası etkisi azaltılmıştır. Ayrıca, yeşil aksın Fahri Korutürk Caddesine değer kattığı ve alışveriş için gelen insanların da keyif alarak bulunduğu bir kent parçasına dönüşmesi amaçlanmıştır. Yağmur bahçesi yapısı gereği birbirlerinden farklı toprak nem düzeylerine sahip 3 bölgeden oluşur. Toprak nemliliği açısından farklı ihtiyaçlara sahip bitki türleri adaptasyonlarına göre seçilmiştir. Göllenme bölgesinde adaptasyon aralığı geçiş Festuca arundinaceae, Juncus conglomeratus L., Juncus inflexus L., Tamarix parviflor (pembe), Veronica serpyllifolia gibi bitki türleri kullanılmıştır. Eğimli yamaç bölgesi yağmur sularının içe aktığı geçiş bölgesidir. Bu sebeple yarı kurak şartlara dayanıklı Sedum album L., Cynodon dactylon, Fraxinus angustifolia alttür syriaca, Juniperus oxycedrus alttür oxycedrus, Sorghum halepense, Narcissus tazetta alttür tazetta, Juncus aculeatus, Gaura lindheimeri gibi türler seçilmiştir. Kuru tampon bölge olan bahçenin çeperinde ise Erica manipuliflora, Juniperus oxycedrus, Sambucus ebulus, Salvia virtaga gibi türlere tercih edilmiştir. Ayrıca Sorghum halepense, Miscanthus sinensis Andersson, Carthamus tinctorius, Panicum repens, Achillea nobilis, Genista tinctoria, Imperata cylindrica gibi azot kullanıma verimine sahip fotosentetik verimleri yüksek, suya az ihtiyaç duyan ve kuraklığa dayanaklılığı yüksek bitki türleri yağmur bahçeleri olmak üzere alanın birçok yerinde kullanılmıştır. Öte yandan ana meydanda bulunan yer döşemelerinin arasındaki yeşil derzlerden emilecek yağmur suyu zemin altında bulunan arıtma deposunda arıtılarak temiz su deposunda toplanacaktır.Doğal afet durumunda kullanılacaktır.
Bakırköy’ün Biyoçeşitlilik Potansiyelini Keşfetmek: Yerel Flora & Fauna
Kentlerdeki yeşil alanlar kuşlar, böcekler ve diğer yaban yaşamının korunması ve geliştirilmesi için önemli habitat alanları oluşturarak biyolojik çeşitliliği korurlar. Meydanın kuşlar, kelebekler ve arılar için de uygun yaşam ortamı sunması, onlara ev sahipliği yapması beklenmektedir.
Bu doğrultuda alanda bitkisel kompozisyon oluşturulurken kentlerin diğer sakinlerinin de barınabilmesine dikkat edilmiştir. Ayrıca yerel çeşitliliği korumak ve meydandaki tek tip tasarımından uzaklaşmak için ağaç, çalı, yer örtücü ve buğdaygillerde yerel ve İstanbul iklimine uyumlu kültüre edilmiş bitki türleri ve yabani otlar kullanılmıştır. Böylece bakım maliyetleri ve sulama ihtiyaçları minimum da tutulmuştur. Alanın kent merkezinde yer alması ve önemli bir odak olması nedeniyle estetik kaygılar önemli olsa da insan, fauna ve floranın karşılılıklı yarar sağlaması, sürecin eğitimsel ve sembolik yanının görünür olması ve ekolojik sistemleri geliştirmesi hedeflenmiştir. Çalışma alanında kentleşmenin baskısıyla bitki örtüsünün seyrekleştiği görülmüştür. Çeperdeki mezarlıklar ve tek ağaçlar haricinde belirgin bir ağaç örtüsü yoktur. Bu yüzden alanda yeşil alanların bağlantılılığı ve yoğunluğunun sağlanması böylece kent yaban hayatının sürekliliği sağlanmıştır. Uygun bitki tür seçimi ve kompozisyonu ile bitkisel tasarım ve kent objeleriye yapısal öneriler geliştirilmiştir. Kuş türlerinin varlığını arttıracak en başarılı tasarım stratejisi ağaç, çalı ve yer örtücüleri arasında geçişin tanımlanması ve bütünlük oluşturmasıdır. Ağaçların yüksek tepeleri kuş yuvaları yapmak, çalılar ise beslenme ve saklanmak için oldukça önemlidir. Alanda bulunabilecek kuş türleri arasında Columba livia (Kaya güvercini), Spilopelia senegalensis (Küçük kumru), Psittacula eupatria (İskender papağanı), Pica pica (Saksağan), Corvus monedula (Küçük karga), Corvus cornix (Leş kargası), Cyanistes caeruleus (Mavi baştankara), Parus major (Büyük baştankara), Sturnus vulgaris (Sığırcık), Passer domesticus (Serçe)’dir (Öztürk 2018 & Aslan,2020). Peyzaj tasarımında kent yaban hayatını özellikle de kuşları alana çekebilecek bitkiler Acer pseudoplatanus L., Crataegus monogyna Lindm, Juniperus spp., Sorbus domestica, Ilex aquifolium, Celtis Autralis gibi türlerdir (Öztürk, 2018). Mezarlıklar da Baştankara, Mavi baştankara gibi kuşlar yoğun olarak çekilmektedir. Ayrıca, Bakırköy’ün ve Apus pallidue gibi göçmen kuşların uğradığı alanlardan biridir(Aslan, 2020). Kuş türlerinin bir alanda fazla olma sebeplerinden biri de yakın mesafede yeşil koridorlara yakınlığıdır (Öztürk, 2018). Marmaray hattının eko-artere dönüşümü ve diğer nedenlerle, tasarım tamamlandıktan sonra alana kuş türlerinin çok daha sık ziyaret edeceği varsayılmaktadır. Bitkisel tasarıma ek olarak; kuşluklar, suluklar ve ağaçların üst noktalarında kuş yuvaları kullanılmıştır. Özellikle, yayalaştırılan İncirli Caddesi ve mezarlık keşiminde olan alanın kuşlar için çekim noktasına dönüşmesi beklenmektedir. Arı ve kelebekler için geliştirilen tasarım stratejileri “Marmaray Lineer Ardışık Bitkilendirme Alanı” başlığında verilmiştir.
Çağdaş Peyzaj Tasarımı: Ekolojik Katkısı Yüksek Peyzaj Alanları
Cephe Bitkilendirmesi
Alan içerisinde düşeyde ve yatayda farklı yeşil formları barından ve besleyen vejetasyon mozaikleri oluşturulmuştur. Fahri Korutürk ve Ebuzziya Caddesi’nde farklı tip cephelere sahip hem yeni hem eski çeşitli kullanımdaki binalar bulunmaktadır. Karmaşıklığı düzenlemek (klima üniteleri, tabelalar, vitrinler vs.), bütünlük sağlamak, tasarımın ekolojik kurgusunu destekleyebilmek, enerji verimliliğini sağlamak adına bina çatı ve cephelerine çeşitli öneriler getirilmektedir. Yeşil Duvar-Cephelerde önerilen yeşil duvar uygulamasıyla kentlerin nefes alan mekânlarını oluşturan doğal çevrenin yapı kabuğuna entegrasyonu sağlanmış olacaktır.Yeşil duvarla biyolojik çeşitlilikte gelişme ile karbondioksit miktarında azalma,hava kalitesinde iyileşme, yağmur suyunun kirletici kimyasallardan, ağır metal ve organik bileşenlerden arınması, UV ışınlarının ve aşırı sıcaklık değişikliklerinin zararlı etkilerine karşı koruma, kent ısı adası etkisini azaltma (daha fazla bitki örtüsü = daha az sıcaklık), yağmur suyunun aşırı ölçüde yüzeysel akışını önlemesine olanak sağlanacaktır. Ayrıca yeşil duvar mekânlara içten, binalara ise dıştan görsel olarak estetik özellik kazandırır. Isı etkisinin azaltılması ile iç ortam hava kalitesini artırır. Ayrıca sistem ile, binada hava sirkülasyonu, enerji tüketimi ve soğutma amacıyla harcanan enerji miktarı azaltılabilmekte ve fiziksel dış etkilere karşı taşıyıcı sistemin ve cephe malzemesinin korunarak ömrünü uzatma gibi ekonomik yararlar elde edilmektedir.
Çatı Bitkilendirmesi
Proje alanına, yapıları soğutmak için gereken enerji miktarının azaltması, yağmur suyu toplaması gibi faydaları olduğu için yeni çatı bahçeleri önerilmiştir. Marmaray duraklarının yol seviyesinde bulunması ve geniş kanopi yüzeyi ile çatı bitkilendirmesine elverişlidir. Ekstansif çatı bitkilendirme modeli hem Marmaray durağına hem de mevcut binaların üzerine bakım gerektirmeden, hafif, pasif ve uygulanabilir olması sebebiyle kullanılması önerilmektedir. Sığ yetişme ortamına uygun, yağış dışında sulamaya ihtiyaç duymayan Damkoruluğu (Sedum). Compositae (Asteraceae), Lamiaceae, Caryophyllaceae gibi türlerin kullanımı uygundur.
Farkındalık: Etno-eklojik Değerler
Kültür ve gündelik hayatın kentlerdeki ekolojik sürdürülebilirliğe katkısını tasarıma ekleyebilmek adına Bakırköy’de kaybolan değerlerin peşine düştük. Yer adlarının (Toponyms) çoğunlukla kültürel izler ile ilişkili olduğu için onları peyzaj göstergesi olarak kabul ettik. Alanda Bakırköy meydanı çevresindeki mahalle isimlerinin İncir, Ceviz, Sakızağacı ve Zeytin olması ve bazı sokaklarda çiçek isimlerinin kullanılması bize ipuçlarını vermiştir. İncir ve Ceviz alanda hâlihazırda yer alırken, sakız ağacını ve zeytini tasarımda soliter bitki olarak kullanıldı. Yarattığı ilgi çekici pitoresk formları ile Bakırköy ve ağacın kent belleğindeki hikayesini anlatan panolar ile farkındalık yaratılmak istendi. Ayrıca panolarda ağaçların etnobotanik değerleri de paylaşılacaktır. Böylece meydan ve çevresi sadece vakit geçirme alanı olmasının yanı sıra açık eğitim alanına da dönüşmesi amaçlanmıştır.
Esnek Mekanlar: Meydan ve Alt Meydan
Anıt heykeller sadece görsel bir obje değil aynı zamanda ülke için önemli kişiler ve tarihi olaylarla bağlantı kurmamıza yardımcı olan kentsel bellekte yer eden unsurlardan biridir. Bakırköy meydanı ile özdeşleşen ve önemli buluşma noktalarından biri olan Atatürk Anıtı da Atatürk, halk ve askerin birliğini simgelemektedir. Heykeltraş Prof. Başoğlu’nun diğer eserleri de incelediğinde çoğunlukla deniz veya yoğun ağaçların önünde, geniş boşluklar içerisinde konumlanmıştır. Fakat Bakırköy Atatürk Anıtı ise yapıların önünde bulunmakta ve mevcut konumunda ana geçiş aksı dışında kalarak odak olma özelliğini kaybetmiştir. Bu nedenle anıtın arkası fon işlevi görmesi için Cupressus sempervirens L. İle ağaçlandırılmıştır. Ayrıca, alt kottaki meydanın da ana meydana bağlanmasıyla doğu-batı aksının başlangıcında kalan heykel tekrar görsel odak haline gelmiştir. Alt meydanda platform üzerinde dekoratif gövde ve çiçeklere sahip Olea europaea L., Pistacia lentiscus ve Cercis siliquastrum L. kullanılmıştır. Doğal türlerin yanında İstanbul için egzotik türlerden doğallaşmış bazı türler kent belleği ve kimliği açısından önemlidir. Bu yüzden bu türler de tasarımda kullanılmıştır. Otoparkta doğal aydınlatma yaratan hem de alana dinamik bir görüntü veren açıklıklardan Elaeagnus angustifolia L. ağaçlar çıkmaktadır. Otopark katında bulunan yeşil alana ise yarı-gölge, gölge seven Pteridium, Prunella, Saxifraga, Pulmonaria, Tiarella, Trillium, Ajuga, Alchemilla, Arabis, Viola, Bergenia cordifolia, Hydrangea Macrophylla türleri (Erdoğan, 2017) kullanılmıştır. Aynı zamanda meydan ve çevresinde kullanıcıların vakit geçirebileceği mavi ve yeşilin olduğu yaşam alanları da önerilmiştir.
Eko-Arter: Marmaray Lineer Ardışık Bitkilendirme Alanı
Marmaray etrafında kurgulanan eko-arter tren hattının kent içinde yarattığı boşluğun bir potansiyel olarak görülmesinden dolayı oluşturulan dinlenme – vakit geçirme alanlarıyla çeşitli aktivitelerin yapılmasına olanak sağlamaktadır. Bu da tren hattının etrafının daha keyifli bir alan olmasına zemin hazırlayacaktır. Yeşil alanları birleştirme vurgusu ile kurgulanan alan ekolojik sistemin aktif bir bileşeni olarak değerlendirilmiştir. Özellikle arılar ve arılar kadar tozlaşmanın önemli bir halkası olan kelebekleri (Alanda olabilecek kelebek türleri; Vanessa atalanta, Carchaodus alcea, Lycaena plaeas, Papilio machaon) de çekecek şekilde tasarlanmıştır. Alt kotta atıl kalan kısımlarda aynı şekilde değerlendirilmiştir. Yolcular ile bitkilendirme alanı arasına cam paneller eklenmesi önerilip biraz daha izole olunması istenmiştir. Marmaray istasyonuna bilgilendirme panoları eklenerek, bekleme sırasında türler ile ilgili bilgi edinme fırsatı sağlanmıştır. Ardışık bitkilendirme yöntemi ile alanın katmanlı, dönüşümlü ve farklı çiçeklenme mevsimlerine sahip bitkilerin kullanılmasıyla tüm yıl görselliğini koruyan bir alana dönüşmesi hedeflenmiştir (Url-a). Birçok doğal bitki türünü barındıracaktır. Aynı zamanda Lavandula angustifolia Mill., Tilia tomentosa Moench., Trifolium repens L. var. Repens., Echium vulgare L., Erica arborea L., Juniperus squamata ‘Blue star’, Rosmarinus officinalis, Geranium tuberosum L., Buddleja davidii, Trifolium pachycalyx Zoh., Symphytum pseudobulbosum Azn, Viola odorata L. gibi bitki türleri nektar ve polen kaynağı olmaları, hem de farklı dönemlerde çiçeklenmeleri sebebiyle tasarımda yer verilecektir. Acer platanoides L. hem iyi bir arı konukçusu olması hem de olumsuz koşullara toleransının yüksek olması nedeniyle sıklıkla kullanılmıştır. Kenti bölen önemli çizgisel bir alan yaratan Marmaray hattı böylece ekolojik kurguyu birleştiren, biyo-çeşitliliğin şehre yeniden kazandırılmasında önemli bir rol oynayan, gürültüyü azaltma gibi çok farklı fonksiyonlara sahip bir alana dönüşmüştür.
Dinamik Topografya: Zaman Geçirme Alanı
İncirli’den gelen aksın üzerinde yer alan polis karakolu alanı okula sınır olmasından dolayı orada yeşil bir ara bölge oluşturularak insanların vakit geçirecekleri bir alan oluşturulmuştur. Bu alan üzerinde yer alan tepecikli çim alan insanların vakit geçirmesine, durup dinlenebilmesine, beklemesine ve çocukların oyun oynayabileceği alanlara olanak sağlamaktadır. Tepeciklerin ekolojik açıdan önemi ise yüzey artırıcı eğimli topografyadan oluşması nedeniyle yağmur suyu yönetimine destek olacaktır. Aynı zamanda İncirli Caddesi ve mezarlık sınırı ile birlikte yaya aksı daha tanımlı hale gelmiştir. Bunların yanı sıra yaya aksı genişliği itibariyle de yaya akışını kesmeden çeşitli kermes veya stantların kurulmasına da olanak sağlamaktadır. İncirli Caddesinin Meydanla son bulan bu bölgesi adeta meydan ve Fahri Korutürk Caddesi için de giriş niteliği taşımasıyla da kentten Marmara denizine ulaşan yaya aksı kurgusunu da güçlendirmektedir.
Malzeme Seçimi
Malzemeler ışıma kat sayıları düşünülerek açık renk doğal taş, meydanda çim taşı gibi açık ızgara sistemi ve yer yer kullanılmak üzere geri dönüştürülmüş malzemeler olarak önerilmiştir. Sızdırmaz yüzeyler olarak tanımlanan asfalt ve beton gibi malzemeleri gerekli olmadığı sürece kullanılmamıştır. Alanda mevcut bulunan malzemeler geri dönüşüm tasarımlarıyla içine yedirilmiştir. Örneğin, beton kaplamalar küçük parçalara bölünerek yer döşemesi ve yeşil alan arasında bir sınırlayıcı olarak önerilmiştir. Böylece malzemenin geri dönüşümü ve geçirgen yüzeyler arttırılmıştır. Bütün cam öğeler geri dönüştürülmüş camdan üretilecektir.
1 Yorum
Kentsel bir “ekolojik artifakt” olarak ; Hayat Durağı isimle bu projemizin detaylı raporuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://issuu.com/esinozkilic/docs/73041_rapor