Proje Raporu
Bakırköy, temelleri tarih sürecinde geçirdiği önemli değişimlerde yatan, bugün çok parçalı olarak nitelendirilebilecek bir dokuyu kente sunmaktadır. Bu olumsuz ve sağlıksız mekanlar barındıran kent dokusu, çeşitliliğinin içerisinde aslında geçmişinden gelen ve bu duruma kültürel, bağlamsal, sosyal katkılar sunan yapıları da içermektedir. Bu rapor, kullanıcı profili açısından da geniş bir çizelge ortaya koyan Bakırköy’de, yarışma programında belirtilen fonksiyonları ve Etkinlik Noktası başlığını yansıtan, kentsel mekanın potansiyel ve kalitelerini ön plana çıkaracak bir tasarım önerisini tarif etme çabasının bir ürünüdür.
Tasarımın çıkış noktası varsayılabilecek esas fikri, Bakırköy’ün çok parçalılığını kendi benliğindeki bir türevsellikle dışa vuran bir yapılaşma olmasıdır. Bu dışa vurum, somut anlamda tasarımın farklı noktalardan alınacak kesitlerinin her birinde farklılık yaratılmasıdır. Kesitlerde farklılaşan yapı elemanlarının, yarışma alanının birincil hattında yer alan ve mekana kritik bir katkı sunan kiliselerin de temellerini oluşturan, ahşaptan yapılması öngörülmüştür. Bu dikey elemanlar, alanda farklı mekan algılamaları oluşturmakta ve spesifik yerleşimleriyle belirli yöndeki geçişleri vurgulamaktadırlar. Belirtilen mekan algılamaları, kapalı- yarı açık- açık olarak tanımlanabilirler. Bazı yönlerdeki geçişleri vurgulamalarıysa, aslında yarışma alanının gücü yadsınamayacak bir yaya aksının ortasında kalıyor oluşunun etkileri olarak görülmektedir. Bu yaya aksının güçlendirilmesine önemli katkıyı da Ebuzziya Caddesi’ndeki belirli bir noktaya kadar devam eden araç trafiğinin yer altı seviyesine alınması sunmaktadır. Tasarım önerisi, plan üzerinde incelendiğinde ise, geometrisi kent içerisindeki belirli konumunun şeklini alırken, aynı zamanda ona yeni bir şekil vermekte, yeni hacimsel ve düzlemsel tanımlamalar yapmaktadır. Burada tasarımın içerdiği tutku, pasif bir bağlamsal yaklaşımdan ziyade yeni tanımlar sunan ve konumlanlandırıldığı kentsel alanı yeniden düşleyerek sağlamlaştıran bir tutumdur.
Konumu itibariyle tasarım, doğu-batı doğrultusunda bahsedilen dikey elemanlar aracılığıyla giderek açık tanımlamalar sunan mekanlaşmalar içermektedir. Ana formun kırılmalarıyla da desteklendiğinde bu yapı elemanları arasında kalan alanlar, insanların kentle ve birbirleriyle etkileşimlerini destekler biçimde tasarlanmışlardır. Bu etkileşimler yarışma programında belirtilen fonksiyonlar çerçevesinde kurgulanmıştır. Yapının en doğusunda, yarışmanın belirtilen alan limitlerine uyan bir kapalı hacim, sergi salonu olarak düşünülmüştür. Bu sergi salonunun iç mekanı, yapı elemanlarının potansiyelleri sayesinde ferah ve tamamen boş bir plan alanı sunmaktadır. Kapalı hacim aynı zamanda cumhuriyet meydanı ve sahil şeridi arasında kalan güçlü dikey yaya promenadına yan bir öneriyi rampalar aracılığıyla getirmektedir Bahsedilen rampalar, hem iç mekana hem de dış mekana katkı sunmaktadırlar; içeride sergi dolaşımını desteklerken, dışarıda ise var olan aksa bir alternatif ve tasarımı yapılan alanın bir deneyimini sağlamaktadırlar. Rampa ve kapalı alan tasarımını kurgulayan en önemli etmen ise aslında Rum kilisesinin güneyinde ve doğusunda yer alan birincil çevresindeki binaların ve de Ermeni kilisesinin kuzeyinde yer alan çay bahçesinin yıkımıdır. Rum kilisesinin oturduğu kot temel alınarak kurgulanan dolaşım ve kentsel açık mekanlar belirtilen fonksiyon kurgusunu sağlamaktadırlar. Açık alanların oluşturulmasında gözetilen temel öğe ise, alanda var olan ve Bakırköy’ün çok kültürlülüğünü destekleyen farklı 2 etnik gruba ait dini yapılarla tasarımın arasında kalan boş alanlara konumlanmalarıdır. Böylece, bu güçlü temellere bir dokunuş yakalamaya çabalanmıştır. Tam da bu noktada, tasarım sürecindeki tüm aşamaların birbirleriyle ilintili olduğu ve güçlü bağlantıları içerdiği söylenebilinir.
Kısacası; ARA[YUZ], büyük bir çeşitlilik sergileyen Bakırköy’ün geçmişi ve tarihsel gelişimi gözetilerek, yerleştiği dokudan kuvvetli referanslar yansıtan ve geleceğe göz kırpan bir önermedir.