Ekiplerinin muntazam özverisi ile Sunay Paşaoğlu ve Emre Demirtaş'ın "Bir Uygarlık Odağı Olarak Başkanlık ve Şehir Meclisleri Fikir Projesi Yarışması" için hazırladığı proje : [D O X A Plurale]
01- Giriş
Etimolojik olarak “kanaat” anlamına gelen “doxa”, yüzyıllar içinde yaygınlaşarak skolastik düşünceden türdeş ve kolektif akla dek birçok form kazanmıştır. Bu “yaygın kanaat” iklimi; gündelik yaşam pratikleri ve kamusal alanı birçok alanda etkilediği gibi politika üretme araçlarının da doğal ve değişmez bir parçası olmuştur. Temsili demokrasi olarak aşina olunan yönetim modeli içinde, bireyler özgün düşüncelerden çok, yaygın kanaatleri temsil eden idarecileri seçmektedir. Özellikle günümüz medya kültürü içinde bireyler de edindikleri çoklu kişilikler ile karar alma süreçlerinin içinde görünmektedir. Ancak bu durum, her ne kadar özgür bir görüş çerçevesi çizse de, fiziki düşüncelerin karşılaşmadığı, sadece kendi hacmi ve etkileştiği etiketler ile bir serbestiyet metası oluşturan, nicel bir dijital ilişki örüntüsü güden ve otoriteyi daha da geçirimsiz kılan; dolayısıyla linç, nefret kültürü, olumlama terapisi, toplumsal matem tasarımı, kaygı ve duyarlılık denetimi gibi filtreler ile örneklenebilecek kendi “doxa” alemlerini yaratmaktadır.
Bu noktada D O X A Plurale; çoğulculuğu kantitatif bir sanılar toplamı olmaktan arındırarak, rasyonel bir katılımcı sürecin altyapısal niyet mektubu olma amacı taşır. İdealize ettiği düzlem; programın kendi doğal eşiklerini genişletse de; salt bilgi (episteme) üreten, felsefi anlamda hakikati sorgulayan veya sıkça yapıldığı gibi yaygın kanaatleri yüzey işlemleri ile yumuşatan bir tavırda değildir. Dert ettiği asal mesele, bu yaygın kanaat alemini çoklu halde mikro fikir adalarına evriltmektir. Bir kamu yapısını “kamunun yapısı” haline getirme, bireyleri ve toplulukları etkin kılma, bellek devamlılığını kullanıcıların eliyle örgütleme ve kural koyucu olmadan toplumun tüm kesimlerine erişebilme hedeflerini taşımakta, başka bir ifadeyle geçirgenliğin çoğulcu ve şeffaf demokrasiye zemin hazırlamaktadır.
02- Tarihsel Arka Plan
İzmir, tarihsel bağlamı içinde; antik dönemlerden güncel zamana dek Akdeniz coğrafyasının önemli odaklarından biri olmuştur. Symrna, Teos, Phokaia, Erythrai gibi kıyı karakterli antik kentlerden, yine geçmiş hattı kıyı çizgisine yakın olan ve Dünyanın Yedi Harikası arasında gösterilen Efes Artemis Tapınağı’na, Osmanlı Dönemi’ndeki Çeşme Tersanesi’nden 19. yüzyıl ile Konak Meydanı’na eklemlenen Sarıkışla ve depo yapılarına dek liman karakteri kentin öncelikli kimliğini oluşturmaktadır. Symrna Agora’sı ve kıyı hattı arasında konumlanan Kemeraltı Bölgesi, liman kimliğine ticari katmanlar eklemiştir. Erken 20. yüzyılda gelişen enternasyonel fuar kültürü ve demiryolu ağı ile birlikte erişim ve interaktivitenin arttığı kentte, Eski Hükümet Konağı’nın baktığı meydan; eklenen anıtlar ve çevre ikonik yapılar ile birlikte merkez olma özelliğini arttırmıştır.
DOXA Plurale, kentin bu morfolojik gelişiminin eşiklerine temas etme / yönlenme / bağlantılanma arzusundadır. Bu anlamda, özellikle geçmişte kentin liman ve ticari kimliğini önemli ölçüde ivmelendiren Sarıkışla ve tipik yapı arketiplerinden biri olan depo izlerini bellek olarak hatırlamak, zemine malzeme farkı, kot, kontür, peyzaj gibi hamlelerle işlemek, geçmiş dönem kıyı hattını bir su izi olarak işlemek ve Kemeraltı Bölgesi’ne uzanma eğilimi göstermek hafıza sürekliliğinin somut bir gereği olarak uygun görülmüştür.
03- Arketipler
Antik dönemde özellikle Batı Anadolu hinterlandında sıklıkla karşılaşan mimari envanterlerden biri, “boulaeterion” adı verilen meclis yapılarıdır. Çoğunlukla dairesel plan organizasyonunun dörtgen şema ile çevrildiği bu meclis yapılarının dönemsel olarak “odeon” işleviyle de kullanıldığı bilinmektedir. Akustik performans olarak, her iki kullanıma da imkan sağlayan ve birden fazla işlevle kullanılan, kısmen birbirine dönüşen bu yapı arketiplerinden çıkarılabilecek temel unsurlardan biri çok işlevlilik kurgusunun bölgede geçmiş yüzyıllara dayandığıdır. Bu anlamda, boulaterion ve odeon plan tipolojileri, bir evrimleşme şemasının devamı niteliğinde, programatik içeriğin de benzer hibrit senaryoları içerdiği bir form oluşum safhasının girdilerinden biri olmuştur.
04- Etkileşim Alanı
Tanımlanan proje alanının kentsel tasarım ölçeğinde bir etkileşim alanı olarak genişletilmiş sınırları; doğu yönünde Eski Hükümet Konağı ve Kemeraltı bağlatısını sağlayan Anafartalar Caddesi, batı yönünde devam eden kıyı hattı ve Konak İskelesi, kuzey yönünde Konak Pier eşiği ve güney yönünde Halil Rifat Paşa Caddesi’dir.
04a- Mevcut Aksların Güçlendirilmesi
Güncel durumda Konak İskelesi’nden meydana hareket çift sıra halindeki ağaç dizisi ile güçlü başlayan, ancak battı çıktı üst döşemesinde parabolik membran örtüler ile zayıflayarak devasa bir ısı adasına varan bir durumdadır. İskeleden yönelimi başlatan ağaç aksının, kıyı hattında devam eden yürüyüş ve bisiklet yolları ile birlikte hareket doğrultusunda devamlılığı önerilmiştir. Yola bitimi güncel senaryoya göre aks olarak geliştirilen battı çıktı döşemesi üzerinde bir ağaç tanımı mümkün olmadığından dolayı, ağaç aksları arasındaki boşluk, sarılıcı bitkiler ile uyumlu bir pergola sistemi ile geçilmiştir. Bu akstan meydana doğru tanımlanan yürüyüş ve bisiklet yolu, etkileşim alanının menzilinde parçalı biçimde sürmektedir. Etkileşim alanının güney bölümünde yer alan ve bilindik türden kavisli patikalarla oluşturulmuş olan büyük peyzaj alanı da, mevcut doğrultuları korunup kesit profilleri geliştirilerek işlenmiştir.
04b- Akdeniz Meydanı
Saat Kulesi, alanın en önemli ikonlarının başında gelmektedir. Ancak zemin döşemesi, alanın çevresindeki planlama anlayışı ile uyumlu olmayan ışınsal radyal hatlardan oluşmaktadır. Kentin Akdeniz coğrafyası ile ilişkisi ve bellekte var olan enternasyonel kimlik, meydan zeminine aktarılmalı, anıtın lokal değeri de global bir paspartu ile güncellenmelidir. Bu anlamda; Paros mermeri, Bergama graniti, Aliağa porfili, Kula cürufu, Sandal tuğlası gibi hem bölgenin hem de Akdeniz’in malzeme kartelası, birbirinden dramatik ölçüde farklılaşmayan renk ve tonlarda bir yayılım ile birbirine entegre edilmiştir. Bu işlemde, kule zemininin radyal tekrarı ile planlamada kullanılan aksiyel sistemin kesişimi esas alınmıştır. Alanın mevcutta iyi kullanılan yeşil bantları olan İlk Kurşun Anıtı ve çevresindeki ağaç grupları benzer kesitte korunmuş, bazı plan izdüşümleri yeni senaryoya göre güncellenmiştir.
04c- Eski İzler
Kente ve alana ticaret üst kimliğini kazandıran en önemli yapılardan biri olan Sarıkışla’nın plan oturumu, mevcut koşullarda üzerinde metro istasyonları bulunan park alanının üzerindedir. Ayrıca, mevcutta Konak Pier’in kullanımı gibi geçmişte depo özelliği taşıyan yapı gruplarından birinin plan oturumu da parsel sınırının üzerindedir. Bu iki önemli geçmiş dönem vurgusunun, kontür ve dolgu kararı olarak zemine projekte edilmesi, üzerinden bu eski oturuma dair infografikler olan gösterge sistemleri ile güçlendirilmesi önerilmektedir.
04d- Su Hattı
Yıkılan İzmir Büyükşehir Belediye Binası’nın geçmişteki plan oturumu, kıyı hattı üzerindedir. Zamanla bir dolgu alan olarak genişletilen kıyı hattı ile suyun geçmişteki izi kaybolmuştur. Bir kullanıcı deneyimi oluşturmak için suyun proje alanına teğet geçen eski izi, parçacıl biçimde kuzey-güney doğrultusunda işlenmiş, etkileşim alanı içinde aynı kesitte sirkülasyonu bölmeyen kopmalarla birlikte, proje önerisinin ana karakterlerinden biri olan yeşil plak üzerinde profili genişleyerek sonlanmıştır.
05- Yapıt/Anıt/Kurum
Yapı tasarımının niyet ölçeğindeki birincil prensip, mevcut peyzajın devamı olmak ve mümkün olduğunca binalaşmadan ‘sakin’ kalmaktır. Önerinin yapılaşma yüzü kentsel yoğunluğun olduğu iki aks olan Cumhuriyet Bulvarı ve Mücibur Rahman Sokağına bakarken kıyıya ve meydana bakış park habitatı içinde zengin bir peyzaj örüntüsü sunar. Form ölçeğindeki diğer prensip, antikite referansıyla birçok kullanımlılık belleği taşıyan odeon ve boulouterion yapılarının plan tipolojilerindeki dairesel ve dörtgen geometrilerin bir arada çalışmasıdır. Program ölçeğindeki tamamlayıcı prensip ise, kullanım akışının geçirgenliğini önceleyen, tüm strüktürün ortak kullanım oranını arttıran, meclis ve meydan diyalektiğini öne çıkaran bir senaryodur. Bu anlamda yapı; “testa”, “oculus”, “circum”, “terra vita” ve “faciem” olarak tariflenen asal bileşenlerden oluşur.
05a- Testa
Alanın kuzey – güney doğrultusundaki peyzaj devamlılığını etkin kılmak amacıyla yapının parsel oturumu bir yeşil kabuk (testa) ile çözülmüştür. Kıyı hattı ve deniz tarafına eğim ile kırılan bu kabuk, su gereksinimi düşük ve İzmir iklimine uygun yayılıcı bitki / çayır formasyonuyla oluşturulmuştur. Her iki taraftan da basamak ve rampa sistemlerinin kurgulandığı kabuk üzerinde kamusal faaliyetlerin birçok antropometrik ihtiyacına karşılık gelen ve şaşırtmalı olarak dizilen doğaltaş basamak satıhları mevcuttur. Basamaklar hem kendi kesit profilleri hem de eğimle kurdukları ilişkileriyle birçok canlının direkt / dolaylı kullanımına imkan sağlar. Kabuk döşemesi, çekme mesafesi sınırları içinde sonlanmakta olup, çevreden parsele doğru uzayan benzer karakterdeki geçici peyzaj strüktürü ile birleşerek etkisini güçlendirir.
05b- Oculus
Proje alanı etkileşim sınırı ile birlikte birçok tarihi / ikonik bellek yapısını içermektedir. Anıtsallık vurgusu önemsenen yapının mevcuttaki abidevi bütün ile yarışmayacak yalın bir dilde olması planlanmıştır. Bu noktada, daireselliği kontür olarak tamamlayan bir çatı / saçak strüktürü olarak (oculus)un silüetteki karşılığı, bir Akdeniz beyazı alındır. Yapının içinden erişim sağlanan “oculus” üst kotu, kullanıcıların tümüne açık olarak İzmir panoramalarına imkan veren kesintisiz bri promenad alanıdır. Bu dairesel ve meydan yönüne doğru eğimli deneyim hattının dış korkuluk profili, alnın kendi kontürü ile devam eder. Ayak basılan döşemesi, reçine esaslı bir geçirimli zemin, altındaki saçak altı ise, kullanıcıların varlığını optik olarak çoğullayan ve hacimsel genişlik sağlayan bir reflektif yüzeydir. “Obscura” üst kotunda dairesel yapının çatısını oluşturan bölüm ise, kolon akslarından kısa döşemeler ile dahil olunan bir günbatımı terasıdır. Kendi basamak profilleriyle aynı zamanda bir açık hava performans alanı olarak da çalışması önerilmektedir.
05c- Circum
Kuzey ve doğu yönündeki kentsel çeperler, kabuk alt yarığı ve basamak sahanlığı gibi birçok giriş arayüzü bulunan meclis yapısı (circum), genel anlamda dairesel formda, farklı kotlarda ise dörtgen geometrilerde tasarlanmış bir çekirdek strüktür olarak içinde; meclis salonu, fuaye, grup odaları, arşiv, hemşehri iletişim merkezi, konferans salonu ve yeryüzü çeperi “terra vita” gibi programlar içermektedir.
Programların birbirine yatay ve düşey akışındaki sirkülasyonlar aynı zamanda çeşitlilik içeren galeri boşlukları ile desteklenmiştir. Kabuğun basamak bitimindeki sahanlık kotu, tüm dairesel çeperi meclis için seyirci girişine imkan sağlamaktadır. Bu dairesel yapı, üst kotta “oculus”, alt kotta ise “testa” geometrisi arasında, bir cam cepheli bina gibi davranmayıp, peyzajın olağan bir açıklığı ölçeğindedir.
05d- Terra Vita
Terra vita, çoğulcu demokrasi odağının salt insan yaşamı değil de tüm varlıklarıyla yeryüzünü, spesifik olarak da İzmir ekolojisini kapsaması gerekliliğinin bir sonucudur. Yapının çatı kotundan negatif kotlarına dek kesintisiz ışık sağlayan çift cam cidarlı bir boşluk kütlesi yeryüzü çeperini (terra vita) oluşturmaktadır. İçeriğindeki yapıya giriş ve üst kotlara çıkış arayüzlerini bulundurmak ile birlikte kullanıcıların meclis faaliyetlerini birebir gözlemleyebildiği bir ekran olma özelliği taşımaktadır. Böylece terra vita bina içinde ışık, toprak ve suyun buluştuğu bir zemin ile meclisi saran şeffaf bir yaşam çemberine dönüşürken mekanik, elektrik ve sıhhi tesisat için de yatak niteliğindedir. Aynı zamanda çatı kotundaki bitimi ise, korkuluk yüksekliğinde uzayarak küpeşte profili ile birleşmektedir.
05e- Faciem
Kabuk strüktürünün kuzey ve doğu yönünde yükselerek döşeme alnı ile saçak oluşturduğu cepheler (faciem) kentsel dokuya bakar. Yapıya girince daha bilindik bir giriş deneyimi sağlayan bu cephelerde düşey karakterli giydirme cepheye cam yüzeylerde takılan lineer düşey metal elemanlar ile sağlanan ritim, giriş sövelerini de oluşturmakta, yatayda ise düşey lineer hatların ardışık oranında farklı menziller tarayan şeritler de cephe hareketine boyut katmaktadır. Doğu yönündeki cephe, kabuk eğimine ters yönde bir rampa kolu ile başlayarak kullanıcıyı üst kota taşımaktadır. Kuzey yönde planlanan 20 araçlık otopark da, manevra ve indirme / bindirme alanı ile birlikte peyzajın sert zemin devamlılığı olarak hizmet vermektedir.