Katılımcı, Bir Uygarlık Odağı Olarak Şehir Meclisleri Binası İçin Fikir Projesi Yarışması

Murat Sönmez, Ayşe Selcan Şimşek, Utku Doğanay, Gülnur Aktaş, Sercan Deniz, İldem Çınar, Efsa Özçelik, Sevda Başar ve Selensu Demir'in Bir Uygarlık Odağı Olarak Şehir Meclisleri Binası İçin Fikir Projesi Yarışması için hazırladığı proje önerisi.

Mimari Rapor:

“Bütün kültürel ifade ve sistemleri üçüncü uzam denilen tutarsız ve belirsiz bir anlatım/ifade alanında oluşur.”

1. Giriş

Bu proje, kültürel çeşitliliğin doğurduğu zenginliğe ve bunların birbirine etki edebilmesine yönelik mimarlığın kamusal niteliğine ve bu kamusallığın mekânsal içeriğine odaklanır. Yeniden üretilecek kamusallığın güncel toplumsal yapıya olumlu bir etkisi olabileceğini ve kendini tekrar eden mimari yaklaşımların alternatifi olacağını iddia eder. Bu çerçevede, Bhambha’nın “Üçüncü uzam” olarak tanımladığı ve kültürel karışımlara olanak tanıyan mekanlar ve bu mekanlar sayesinde kentliler arasında oluşacak etkileşim bu tasarımın asal önerisidir. Etkileşim kentlilerin aktif bir biçimde iletişimde bulunduğu bir sürecin ifadesidir. Bu tasarımda etkileşim için önerilen tüm mekanlar “Yeni Nesil Kamusal Alan” kavramı başlığı altında tartışılmış ve bunun kentsel ve mimari ölçeklerde mekanları meydanlar, rampalar, amfiler, merdivenler, çatı ve platformlar aracılığıyla kurulmaya çalışılmıştır. Etkileşime imkân tanıyacak önerilen mekanların bina ve kent arasındaki sınırları esnetmesi ve “Üçüncü uzam” olarak tanımlanan “Yeni nesil kamusal alanların” mekânsal karşılıklarını oluşturması amaçlanmıştır.

“Yeni nesil kamusal alan” anlayışı, bir tarafta Bhambha’nın açılımlarını, öte taraftan tasarımın program nitelikleri, kentlilerin etkileşim potansiyeli ve mekânların kamusal kullanımını optimize eden ve kamusal zeminin güncel toplumsal koşullar çerçevesinde yeniden üretim tartışmalarının sonucudur. Bu bakış, mimari nesnenin kentsel süreklilikler, kültür ve gündelik hayatın oluşturduğu bütünü sonuçta “Hibrit kültürel öze” dönüştüren mekanları var eder. Böylece binayı oluşturan kavramsal ve mimari içeriğin kent kültürü ve kentli kimliğine dayanan dinamik ve çok katmanlı içeriğe kavuşması öngörülmektedir.

Deneyimlerin, iletişimin, eylemlerin, karşılaşmaların kaynağı olarak önerilen kamusal alanlar ve bunları birbiri ile ilişkili kılan kamusal/kentsel süreklilik binanın varoluşunu, görsel veya estetik kavrayışların/arayışların ötesinde, oluşacak etkileşimlerden doğacak melez yaklaşımlara dayandırır. Bu bağlamda, bu tasarımın imgeyi aramaz ve mekanının üretim koşullarını kültürlerin veya deneyimlerin birbirine geçmesini kolaylaştıran “İnfuso ” üzerine kurar.

1.1. Kavramsal Dayanaklar:

Projenin özünü oluşturan “Yeni nesil kamusal alan” fikri, kamusal alanın sürekli değişen, evrimsel bir karakteri olduğunu ve onun sürekli olarak toplum tarafından yeniden şekillendirildiğini düşüncesinden üretilmiştir. Bu yaklaşım, günümüz için kamusal mekânların dinamik, değişken ve canlı mekanlara dönüştürülmesi çıkarımının sonucudur. Lefebvre’in ‘kentsel devrim’ teorisi de, David Harvey’nin ‘kent hakkı’ kavramı da, Jürgen Habermas’ın ‘kamusal alan’ teorisi de ve Richard Sennett’in “Açık Şehir” kavramları da bu yeniden üretilen kamusal kamusal alan yaklaşımlarının açıklamalarıdır. Her dönemin kendi kamusal mekan biçimini oluşturduğu açıktır. Lefebvre’nin, kamusal alanların yalnızca estetik nesneler değil, aynı zamanda toplumsal etkileşimin ve demokratik pratiklerin mekânları olduğunu vurgusu; Harvey’in, kamusal alanın kentlilere açık olması ve onların toplumla etkileşime geçmesi için katılımını teşvik edilmesi gerektiğini savunması; Habermas’ın kamusal alanın, bireylerin ve grupların kamusal yaşamda aktif ve etkin bir şekilde yer almasını sağlayan bir mekan olduğuna yönelik vurguları farklı zaman ve koşullar bağlamında yeniden üretilen kamusal alanların içeriğini açıklar. Bu tasarımda, önerilen “Yeni nesil kamusal alan” fikri ise güncel yaşamın gerekliliklerine paralel olarak, kamusal kentlerin sadece estetik objeleri olmadığını, aynı zamanda kentlileri aynı ortamda ve “yüz yüze etkileşimi” ve “demokratik uygulamalar” için somut/dijital olamayan araçları olması gerekliliğine dayandırılmıştır. Bu bağlamda, yarışma şartnamede belirtilen ve farklı kotlarda konumlandırılan mekanlar dışındaki kalan tüm alanlar bu yeni nesil kamusal alanlardır. Yeni nesil kamusal alanlarda farklı kültürel yapıların kaynaşması, birbirine ilham vermesi ve birbiri içinde erimesi ve de İnfuso olma halinin karşılığı olan “hibrit bir kültürel özün” oluşması öngörülür.

2. Önerinin Tasarım Stratejileri ve Kentsel ve Mimari İçeriği

Bu tasarım kentsel/kamusal süreklilik tarafından biçimlendirilen ve kentlilerin etkileşim ortamlarının/olasılıklarının artırılmasını yönelik bir bina fikrini kendi önerisinin odağına yerleştirir. Bu çerçevede ana problem, kentsel akışın bir parçası olan bina sınırlarının kentin sınırları ile çizilmediği bir bina fikrine nasıl ulaşılacağıdır. Bu bağlamda bu tasarım iki temel strateji ortaya koyar. kente-bağlama yaklaşım ve eylem bağımlı platformlar. Her iki yaklaşım da kamusal alana yaklaşımın sürekliliğinde varlık bulur.

2.1. Kente Yaklaşım:

Bu tasarım, alanı ve çevresini yeniden kamusal bir akışın parçası haline getirecek ve kamusallığı güçlendirecek bir dizi “seyreltme ve kamusallaştırma” önerir. Bu seyreltmeler ve kamusallaştırmalar Antik Smyrna, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde odak bir bölge olarak hep var olan tasarım alanının tarihsel ve kültürel katmanlarını yeniden anlamayı gerektirmiştir. Özellikle Kemeraltı Çarşısı ve yakın çevresinin geçmişte antik liman olması bu antik limanın izlerinin yeniden tanımlanması sonucuna bu tasarımı götürmüştür. İç liman izinin doğurduğu güzergâh içinde yapılan seyretmekler sonucunda meydan/boşluk olarak tanımlanabilecek kentsel mekanlar önerilmiştir. Bu bağlamda tasarımın kentsel önerisi, Konak Meydanı’nın hemen arkasında bulunan ve alanda antik liman izinin açığa çıkarılması ve bu ize bağlanan ara güzergahlar ve kamusal mekanlar oluşturulmasıdır. Tasarımda önerilen bu kentsel süreklilik var olan kentsel ilişkiler ağını yenileyerek ket meclisleri binasını kentsel ve mimari ilişkiler ağının odağı haline getirecektir. Meclis binası ve bu yeni ağın kentin katmanlarının, Konak Meydanı’nın enerjisini ve dinamizmini binanın içine taşıyacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede oluşturulan bu yeni izden, ize eklenen kamusal alanlardan ve Konak meydanından binanın en üst kotuna doğrudan ulaşım sağlayan bir dizi merdiven sistemi önerilen tasarımın kentsel yaklaşımı ve bina çözümü arasında sürekli diyalektik bir ilişki doğurur. Bina kentsel sürekliliğin parçasıdır fakat aynı zamanda kentten ayrışan mimari bir yapıdır. Fakat kentsel akış o kadar bina merkezlidir ki binanın kendi programları ve sınırları daima bu karşıtlıkla var olur. Bu karşıtlığı sağlayan akışın temelinde var olan merdivenler, binanın içinde ve çevresindeki kamusal erişimi genişletir ve kentlinin binanın çeşitli mekânlarına doğrudan erişmesi sağlar. Önerinin farklı kotlarında oluşturulan platformlar ve bir final olarak en üst kotunda oluşturulan platformda programlar konumlandırılmıştır. Kentlilerin bir araya gelmesini ve etkileşim kurmasını sağlayan ve binanın resmi kimliğinin kentli tarafından sürekli ihlal edilmesini ve dönüştürülmesini sağlayan platformlarının barındırdıkları mimari programlar şöyledir:

-2.80 kotu platformu

● Konak meydanında başlayan ve 1.70 ve -2.80 kotları arasında geçişi; oturma, yatma, buluşma, konuşma gibi eylemlere olanak tanıyan açık amfi ve açık amfi ile bina arasında konumlandırılan podyum

● Açık amfiye bağlı oluşturulmuş ve +0.70 kotuna uzanan kütüphane meydanın devamında ve onun parçasıdır. Açık amfi ve kütüphane kitap üzerinden etkileşmenin mekanıdır.

● Açık amfiden ve podyumdan doğrudan bağlantılı parti grup odaları, meclis ve ihtisas komisyonu odaları

+0,70 kotu platformu

● HİM, kafe, ve belediye meclisi-kafe bağlantısı ve başkanlık ile meclis girişi

+4.70 kotu platformu

● Meclis, çok amaçlı salon, sergi salonu ve fuaye ana girişi

+8.70 kotu platformu

● Belediye başkanlık makamı. Bu kotta başkan ile halkın doğrudan görüşebilmesi öngörülmektedir. Bu kot kamusal katılım ve demokrasi anlayışının yansımasıdır; önerilen açık mekânlar kentlinin yerel yönetim süreçlerine doğrudan katılabilmesi için gerekli olan saydamlığı ve erişilebilirliği sağlayabilir.

+12.70 kotu platformu

● Gün batımı terası/halkın meclisi olarak tanımlanan binanın çatı platformu aslında kent içi bir meydandır. Fakat kent kotunda değildir ve düz değildir. Önerilen yeni kentsel ağ ve diğer öneri platformlar bu gün batımı terasında sonlandırılmıştır.

Oluşturulan kentsel ve mimari ağlar ve bunların mekânsal karşılıkları kentlilerin iletişim ve etkileşim kurma olasılığını güçlendirir ve binanın resmi kimliğinin kentli tarafından sürekli olarak yeniden yorumlanmasını teşvik eder.

2.2. Sonuç:

Bu tasarım, kamusal mekânın yeniden düşünülmesi ve kentsel yaşamın teşvik edilmesi üzerine kapsamlı bir yaklaşım sunar. Tasarım, mimari pratiğin bir ticari nesne olmaktan çıkarıldığı, binanın imge üreten veya anıtsallık arayan bir nesne olması yerine; kentsel ve mimari program/eylem bağımlı bir mekânsal bütün olmasının arayışıdır. Bu tasarım anıtsal veya imge bağlantılı olan her tür mimari yaklaşımın karşısına kentlilerin etkileşimi sonucunda oluşan hibrit kültürel özü ve buna ait kılınmış yeni kamusallığı koyar. İnfuso kavramının tasarımda ürettiği sonuçlar şöyle özetlenmiştir;

Tarihi ve Kültürel Infuso: Konağın zengin tarihi ve kültürü yeni öneriye dahil edilerek bir “infuso” oluşturulmuş. Geçmişin izleri yeniden oluşturulmuş ve öneriye entegre edilmiştir.

Sosyal İnfuso: Bu tasarım toplumun farklı kesimlerini bir araya getirmeye çalışırken, onların sosyal ve kültürel farklılıklarını bir “infuso” olarak kabul eder. Kültürel farklılıklar yeni yapıya dahil edilir ve bunların bir arada var olabilmeleri ve birbirleriyle etkileşime geçebilmelerinin mekanı kurulu ki hibrit kültürel öz buradan doğar.

Fiziksel İnfuso: hibrit kültürel özü oluşturacak yeni nesil kamusal alanları fiziksel “infuso” bir araya getirir. Bu, kamusal mekanlar kentle binanın birbiri içine geçmesini sağlar.

İdeolojik İnfuso: Bu tasarım oluşturduğu mekanlar ile çok kültürlülüğüm, demokrasinin ve temsiliyetin fikirlerini yapıya “İnfuso” eder.

Etiketler

Bir yanıt yazın