Katılımcı, Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması

İki Artı Bir Mimarlık'ın "Bodrum Sağlık Vakfı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması" için hazırladığı proje önerisi.

Proje Raporu:

Giriş

Bodrum, antik dönemdeki adıyla Karia yarım adası tarihi M.Ö.1700’lere uzanan bir yerleşimdir. Doğu Roma başta olmaz üzere çeşitli imparatorlukların egemenliği altına girmiştir. Kentin deniz ile olan güçlü ilişkisi 1400’lü yıllarda savunma amaçlı olarak inşa edilen kale ile belirginleşmiş, kale ve çevresinde gelişen yerleşim, kentin tarihi merkezi olarak gelişmiştir.

Kentin eski yerleşim yerleri olan Gündoğan, Ortakent, Müskebi gibi mahallelere tarihsel süreç içerisinde yeni mahalleler eklenmiş batıda Gümüşlük doğuda ise Mazıköy’e kadar uzanan ve bir tatil kasabası için oldukça ciddi bir ölçekte yayılan bir yerleşim oluştuğu söylenebilir.

Doğal ve tarihi nitelikleri yüksek olan bu coğrafyada oluşan turizm ve ikincil konut talebinin getirdiği baskıların Bodrum’u bir tatil kasabasından bir turizm merkezine dönüştürdüğünü söylemek de yanlış olmaz.

Kentin özgün mimari dokusu, iklime ve sosyal yaşantıya uyumlu, doğal malzemeler ile inşa edilmiş kentsel ölçekle ve kentsel peyzajla barışık, ağırlıklı olarak tek katlı yığma evlerin oluşturduğu bir dokudur.

Kıyı bölgesinde ve zeminin düz olduğu, yapılaşmaya uygun alanlarda gözlemlenen bu yerleşimlerin dışında antik dönemde inşa edilen amfi tiyatro gibi yapılar ise kuzeyde gittikçe dikleşen yamaçlarda yer almaktaydı.

Bugün bu bölgelerin tümü koruma kararları ile kısıtlı da olsa ağırlıklı olarak müstakil konut yerleşimleri ile yapılaşmış durumdadır.

Alan Tanımı

Yukarıda anlatılan ve kentin doğu-batı eksenindeki gelişimini karşılamak için yapılan D-330 karayolunun bugün yoğun olarak kullanılan ana arterdir. Bu arter üzerinden kale ve çevresini içine alan tarihi kent merkezinin kuş uçuşu bir kaç km batısında bulunan Konacık Mahallesi yarışma alanın bulunduğu mevkidir. Yarışma alanının içinde bulunduğu parsel ibadet alanı, parkla birlikte tanımlanmış bir yapı adasıdır ve bu adanın yaklaşık 3 bin m2 lik kısmı Fizyoterapi ve Hidroterapi Merkezi olarak ayrılmıştır. Yapı adasının etrafı azami 2 katlı konut yerleşim alanları olarak yapılaşmıştır. Alan D-330 karayolunun kuzeyinde bulunan Paşadede Caddesi’nde ve ana arterin ticari – kamusal yoğunluğundan arındırılmış sakin bir bölgede konumlanmaktadır.

Ana Tasarım Kararları

Park ve ibadet alanı ile komşu olan alan üzerinde ortaya çıkacak olan yapının kamuya açık niteliği tasarımın bu alanlarla olan ilişki üzerine geliştirilmesi gereğini öncelikli kriter olarak almamıza neden olmuştur. Bir sağlık yapısının her ne kadar içe dönük ve kendi fonksiyonel gerekleri doğrultusunda örgütlenmiş bir kurgusu var ise de programda bunun gevşeyebildiği noktalarda oluşan fırsatlar bu ilişkinin kurulmasına ve yapının fonksiyonlarına pozitif katkı sağlayabilecek noktalara getirilebilmektedir. Bu anlamda hem geçirgenleşebilen hem de mevcut topografik koşullar ile bütünleşebilen bir yapısal öneri geliştirilmiştir.

Öncelikle yapının Paşadede Cadedesi ve park arasında bir sınır oluşturmaması için caddeden parka bir geçiş sağlanmıştır. Bu geçiş yapıyı ikiye bölmektedir. Alanın kuzey-batısında kalan ve eğime yaslanan tek katlı blokta yönetim ve personele ait mekanlar ile kafeterya yer almaktadır, diğer ana blokta ise poliklinik, fizyoterapi ve hidroterapi merkezi bulunmaktadır.

Yapısal Gelişim

Biri tek katlı, diğeri iki katlı olan bu bloklar içerisinde yer alan fonksiyonlar ve bu fonksiyonların talep edilen ihtiyaçları da düşünülerek ( doğal ışık-hava, yüksek tavan) yapısal olarak bütünleştirilmeye çalışılmıştır. Bu noktada alandaki kot farkının da tasarıma bir girdi olarak ele alınması ile oluşan eğimli bir çatı ile bloklar birbirine bağlanmıştır. Çatı yüzeyi topografyayı sonlandıran bir eleman olarak düşünülmüştür, çevresindeki yeşil dokunun konut yapıları ile karşılaştığı noktadaki durumu yapısal olarak kentsel mekana tercüme etmektedir.

Bu üst ölçekli kitlesel kurgu yapılırken talep edilen programın gerekleri de karşılanmaya çalışılmıştır, merkezin rasyonel işlev kurgusu geçişi sağlayan yarı açık mekan üzerinden geliştirilmeye çalışılmış, majör ve minör mekanlar ayırılmış ve tekrar bütünleştirilmiştir. Çatı ana eleman olarak program içeriğinin ana mekanları olan terapi havuzları ve fizyoterapi salonlarının örtücü elemanı olmuştur. Yükseklik olarak diğer mekanlardan koparılmış ve bu ana mekanlara giren ışığın artırılmasını sağlamıştır. Bu yönüyle yapı kitlesinin de çevresinden ayrışan bir plastik etkiye sahip olması sağlanmıştır.

Sonuç

Alınan üst ölçekli kararla örtüşen bir yapısal- mekânsal sonuç elde edilmeye çalışılmıştır, program Bodrum’un ve çevrenin ölçeğiyle yabancılaşmadan ve fakat kendi fonksiyonel farklılığını da ortaya koyabilen bir biçimde yorumlanmıştır. Özellikle topagrafyadan gelen verilerin değerlendirilmesi, çevrenin yapısal bütünlüğünü sağlamak ve sürdürmek anlamında belirgin olmuştur.

Etiketler

Bir yanıt yazın