Resul Saraç, Mehmet Burak Konkan ve Elif Seda Yorulmaz ekibinin Büyükada Çarşı Camii Yarışması'nda katılımcı olarak yer alan projesi:
Büyük ada sosyolojik yapı olarak ortak yaşam örneklerinden biridir. Ada üzerinde üç semavi dine ait yapılar ve nüfus bulunmaktadır. Bu sebeple adaya yapılacak olan camiinin de bu sosyolojik yapıya zarar vermeden ada sakinlerinin ihtiyacını karşılaması amaçlanmıştır.
Tasarımın temelinde “bütünleşme” kavramı yer almaktadır. Bütünleşme kavramı ile ulaşılmaya çalışılan; sonsuz mekan deneyimini, mekanın adaya özgü nitelikler ile yeniden ele alarak, adaya dair yeni bir değer katmaktır. Bu değer adaya ait duyarlılıkları değiştirmek değil; bu nitelikleri güçlendirmek ister. Bu sayede mevcut doku korunarak; ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılmıştır.
Yapının biçimlenmesi de; geçmişten gelen camii kültürünün, modern bir tutumla yeniden ele alınması yoluyla elde edilmiştir. Bunun için ilk camii şeması sayılan Mescid-i Nebevi’ den başlayarak, günümüze gelen camiilerin şemaları incelenmiş; bu şemaların iç mekanda ve yakın çevresinde yakaladığı duyarlılıklar ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Mevcut durumda; Büyükada’ya yapılacak bu camii de geçmişten gelen duyarlılıklar günümüz şartlarında yorumlanarak projeye yansıtılmıştır.
Projenin temelinde bulunan “bütünleşmek” fikri taksonometrik olarak şu şekilde aktarılabilir:
Mevcut durumda Büyük ada çarşı camii; hem kullanım olarak hemde mekan kalitesi olarak elverişsiz durumdadır. Yapı etraf yapılar ile arasında bir farklılık yaratmaksızın kendini tekrar eder. Bu durumda yakın çevresiyle arasında ibadet mekanı farklılığını oluşturmaz. Ayrıca İslam kültüründe yer alan ibadet mekanlarının mekansal nitelikleri de mevcut yapıda gözlemlenememektedir.
Önerilen yeni camii de bu durumun üzerinde durulmuştur. Yapı tavır olarak etraf yapılar ile arsında bir farklılık yaratır. Elde edilen bu farklılık olabildiğince camii kültürünün ve camii tanımının içerisinde bırakılmıştır. Kullanılan cephe malzemesi ile mevcut silüet içerisinde farklılık yaratmak aynı zamanda da bu silüet içerisinde kendine yer bulmak amaçlanmıştır. İbadet mekanını tanımlayıcı yapı elemanlarından biri olan minare de aynı duyarlılık ile yapının deniz silüetine göre arkasında konumlandırılarak; olabildiğince yapıların dikey de oluşturdukları ritim korunmaya çalışılmıştır.
Ada içerisinde tek ulaşım yaya olarak sağlanmaktadır. Bunun yanında belli bir güzergah üzerinde fayton da kullanılmaktadır. Yapı ise iki yoğun yaya aksı olan sahil şeridi ve çarşı arasında bulunmaktadır. Bu konum mevcut durumdan farklı bir şekilde ele alınarak; yapı zemin kotunda havaya kaldırılmış bu sayede iki aks arasında ki bağlantı kuvvetlendirilmiştir. Ayrıca oluşturulan avlu ile mekanın tüm ada sakinleri tarafından deneyimlenebilmesi ve onlara hizmet etmesi amaçlanmıştır.
İslam dininde ibadet mekanları; yapılan ilk mescit olan Mescid-i Nebevi den günümüze kadar; kullanılan yapı malzemesi, mekan gereksinimleri, mekan kalitesi v.b. parametreler doğrultusunda sürekli değişmiş – gelişmiştir. Özellikle son dönem de camii mekanları kubbe ile özdeşleştirilmiştir. Bunun sonucunda camiilerin mekansal bütünlüklerin, çağın getirdiği yeni malzemeler ve mekan kalitesi gözardı edilerek; yalnızca biçimsel kaygılar ile oluşturulmaya başlanmıştır.
Büyük ada da halihazırda Osmanlının klasik dönem üslubu ile yapılmış Hamidiye Camii mevcuttur. Adaya yeni önerilecek olan camiiyi de bu üsluba öykünerek biçimlendirmek,tarihin kötü bir taklidi -yorumu olmaktan öteye geçemeyeceği aynı zamanda mevcut Hamidiye Camii’nin kültürel kazanımlarına da zarar vereceği değerlendirilmiştir. Bu yüzden cami tasarımında çağını yansıtan bir form ve malzeme kullanılmıştır. İbadet mekanın oluşturulmasında; geniş açıklık geçmek için betonarme nervür sistem önerilmiştir. Nervürler avluda ve iç mekanda açıkta bırakılmış ve strüktür sistemin sağladığı mekansal kazanımlardan en üst düzeyde faydalanılmıştır.
Camii önerisinin temelini oluşturan avlu fikri de camiinin kültürel birikimin ürünüdür. Klasik camii şemasında kamusal alan ile ibadet alanı arasında bulunan avlu; önerilen camiide ibadet mekanının yükseltilmesi ile zemin kotunda oluşturulmuş, böylece ibadet mekanı daha özel bir hale getirilmiştir. Avlu yalnız camii kullanıcısının değil, tüm adaya hizmet ederken İslam dininin hoşgörü öğretisi ön plana çıkarılmıştır.
Adada var olan sosyo – kültürel yapıların her biri; doğrudan hitap ettiği etnik gurubun değil, adada ki yaşamın kendisine aittir. Bu yüzden buraya önerilecek yapının da bu yaşama katkı sağlaması amaçlanmıştır. Bu yüzden sahil yolu ve çarşı arasında ki bağlantı dar bir sokaktan çıkarılarak bütün bir avlu boyunca devam eden ve çarşıyı denize açan yol görevini üstlenen bir aks haline getirilmiştir. Oluşturulan bu aksta peyzaj iç mekanlara sokularak hem bir yönlendirme elde edilmiş hem de iç mekan kalitesi yükseltilmiştir. Avlu içerisinde bulunan oturma birimleri ile mekan daha yaşanabilir bir hale getirilmiştir. Camii’nin namazgahı ne kadar özelleştirilmiş ve ibadet için uygun hale getirilmişse; aynı duyarlılık ile avlu kısmı kamulaştırılarak ada sakinlerinin hizmetine sunulmuştur.
İslam dininde camiler “Allah’ın Evi” olarak nitelendirilir. Bu yüzden ibadet mekanları içe dönüş yerleridir. Camii tasarımında ibadet mekanı özelleştirilmek için havaya kaldırılmış zemin kotu ise avlu olarak tasarlanmıştır. Camii iç mekanı olabildiğince bütün bırakılmıştır. Strüktür sistem de kullanılan nervürlerden hem doğal ışık almada hem de akustikde yararlanılmıştır. İç mekanda bulunan elemanlar bütüncül mekan algısı bozmaması için olabildiğince sade tutulmuştur.. Bu yüzden iç mekanda vaaz kürsüsü ve minber birleştirilerek kullanılmıştır. Ana ibadet mekanı içerisinde imam odası ayrı bir koridor ile tanımlanmıştır. Minare kıbleyi tanımlayacak şekilde konumlandırılmış; iç mekanda mihrap duvarı haline getirilmiştir. Kadınlar mahfiline özel bir giriş tanımlanarak; ana ibadet mekanının üzerinde konumlandırılmıştır. Cephelerde kullanılan bant şeffaf yüzeyler ile iç mekana sürekli ışık almak amaçlanmıştır. Bu şeffaf yüzeyler deniz cephesinde yükseltilerek manzara ile görsel bütünlük sağlanmıştır.
1 Yorum
Elinize sağlık.
Bu proje de kitleyi kaldırıp bir erişim aksı – meydanı yaratanlardan.
Ne bilelim ki jüri bunu kötü bir fikir olarak algılayacak. Bu zamana kadar gördüğüm üç proje aynı fikri öngören.
Aynı fikirdeymişiz. tebrikler.