MİMARİ PROJE RAPORU
KAMUSAL ALAN VE KADIKÖY
1980 yılında hizmete giren Caferağa Spor Salonu ile bu yapıya yapışık olarak sonradan eklenen Barış Manço Kültür Merkezi Kadıköy’ün yoğun ticari kullanımına farklı işlevleriyle alternatif oluşturan yapılar bütünüdür. Günümüzde konumunun sağladığı potansiyelle birlikte yetersiz kalan bu yapılar yıkılarak yerlerine, sportif ve kültürel faaliyetlere katılımı ve erişimi teşvik eden kentsel kamusal bir tesis inşa edilmek istenmektedir.
Öznenin toplum önünde açığa çıkacağı bir ortam olarak kamusal alan, öznenin kendi var oluşuyla, öteki öznelerle, toplumsal gruplar ile ve bizzat mekânın kendisiyle çarpışarak inşa edilecek toplumsal bir sahnedir. Herkesi dahil eden davetkâr yapısı ile içinde bulunma hakkı herkese tanınmış olan kamusal alan hem kavramsal hem de mekânsal olarak bireylerin özgür olarak var olabilecekleri bir müzakere ortamıdır. Bu bağlamda kamusal alan katılıma, hayal gücünün geliştirilmesine açık, bir görünümler sahnesidir. Bu sahnenin aktörü herkestir. Eylem kamusal alanda insanların etkileşiminden doğar ve bu etkinlik aracılığı ile insan kendi kimliğini keşfeder. Dolayısı ile kamusal alan inşası itibarı ile etkili eylem pratiğinin gelişimine, dönüştürücü gücüne, herkesin özgürce katılımına ve iletişimine olanak sağlamalıdır.
Günümüzde pek çok kent gibi İstanbul neoliberal politikalar dâhilinde turizm – sermaye denklemi içinde hızla dönüşmektedir. Piyasada yaratılan niş alanları, çıplak sermayenin meta fetişizmi içerisinde kenti tüketmesinin, kent yaşantısında yarattığı dönüşüm, İstanbul’da pek çok proje ile kendini göstermektedir. Kadıköy her ne kadar bu hızlı dönüşüm çemberinin kıyısında kalsa da eğlence sektörünün bölgeye hızlı girişi gentifikasyon sürecini de hızlandırmaktadır. Sermaye girdisinin tasarım öznesine dönüşmediği, yerel inisiyatifleri dâhil eden, var olan kentsel kullanımları güçlendirerek sürdüren kamusal alanların oluşturulması, kentlerin kimliklerini korunması ve kentlilerin söz hakkı ile dönüşebilmesi bakımından önem arz eder.
Bu bağlamda Caferağa Kültür ve Spor Merkezi’nin kentle kuracağı ilişkinin ara yüzü olan kamusal alanın tasarımı için dört parametre sorgulanmıştır.
KENTSEL TASARIM YAKLAŞIMI
Proje alanı doğu–batı yönünde Çarşı ve Bahariye Caddesine erişim sağlayan Nail Bey ve bir tarafıyla Serasker Caddesi’ne bir tarafıyla da Kadife sokak ve civarındaki diğer sokaklardan oluşan, özellikle yoğun gece kullanımına sahip “barlar sokağı”na ulaşan Sakız Sokak’ın yer aldığı iki önemli ana arterin kesişim noktasındadır. Arsanın eğimli topoğrafik karakteriyle birlikte yapıya her noktadan erişimin sağlanması ve farklı kotlar arasında ilişkilerin güçlü olarak kurgulanması esas alınmıştır. Sakız Sokak Caferağa Spor Salonu’nun mevcut yapı büyüklüğü sayesinde Kadıköy içindeki yoğun kentsel kullanımı içinde bir nefes alma alanı olarak göze çarpmaktadır. Sokağın bu karakterinin korunması ve kamusal kullanım niteliğinin güçlenmesi hedeflenerek projenin odağındaki kentsel meydan Sakız Sokak’ta kurgulanmıştır.
Spor Salonuna Nail Bey ve Sakız Sokak’ın kesişiminde yaratılan bir rampa-yol/sokak ile erişim sağlanmaktadır. Rampa-yol üzerinde tasarlanan çim yüzey/kent halısı kamusal kullanımı üst kotla birleştirir. Bu bağlantı aynı zamanda sahadaki aktivitenin şeffaf cephesinden gözlemlendiği bir sokaktır. Yapının sporcu girişi ile otopark girişi ve batı cephesinden gerçekleşir. Kültür Merkezinin sanatçı girişi ise batı cephesinden sağlanmaktadır. Her giriş aynı zamanda acil durum kaçış kapısı da olarak kullanılacak şekilde düzenlenmiştir.
Nail Bey Sokak’tan erişilen Sağlık Merkezi’nin -3,75m kotundaki yüzme havuzu ve kapalı spor alanları kent meydanında oluşturulan dairesel açıklıklardan bu alana gün ışığı alır. Programda belirtilen sağlık merkezi fonksiyonun iki kota bölünerek çözümü, yapı yüksekliği ve hacminin çevre dokuya uyumlu ve dengeli olmasını sağlamıştır. Bu noktada hedeflenen tasarım yoğun programı içinde barındıran, çevre ile kütlesel ve fonksiyonel olarak uyumlu, akışkan bir kütledir.
Üst üste farklı işlevleri barındıran yapı çevre kotlara uyarak şekillenmiş ve bodrum katlarda da bu kademelenmeden faydalanarak her katta iki farklı kotta çözülmüştür. Böylelikle kısa rampaların kullanılmasıyla araç park alanı maksimize edilerek verimli bir kapalı otopark çözümü elde edilmiştir.
KENT MEYDANI/KENTSEL SAHNE/KENT YÜZEYİ
Sakız Sokak üzerinde gelişen kamusal sahne/ meydan fiziksel ve sosyal olarak sokak yaşantısının yayıldığı Kültür Merkezi ve Spor Salonu’na aktığı bir kentsel ortam sunar. Spor etkinliğini etkileşimli olarak dışa açar ve sahayı bir sahne gibi ortaya koyar. Üstüne adım atıldığı andan itibaren kişiyi kültürel etkinliğin bir parçası haline getiren, içe çeken eğimli meydan ve sınırları silikleşen iç dış etkinlik/fuaye/meydan etkileşimi içindeki kentsel meydan kültür merkezinin fuayesine uzanır. Yapı cephesinde tribün eğiminin oluşturduğu eğimli yüzey kamusal sahnenin arayüzü olarak çalışır. Bu alan kente ait bir yüzeydir. Kentin kullanıcıları için kısa film gösterimlerinin gerçekleşebileceği, kültür merkezinde gerçekleşen etkinliklerin, spor salonunda gerçekleşen basketbol voleybol maçlarının skorlarının yansıtıldığı bu yüzey, Kadıköylüler için yeni bir kamusal alanın müjdecisidir. Spor Salonu giriş saçağı altından uzanan rampa/sokak maçların gerçekleşmediği zamanlarda yeşil halısı ile bir dinlenme alanı olarak Nail Bey Sokak’a katılır. Kent meydanı, kent sahnesi ve kentsel yüzey/ekran bu bağlamda tüm kentlileri yapı içindeki kullanım ve aktivitelere davet eden ve bu aktivitelerin dışarıdan algılandığı bir ara kesittir. Yaratılan kamusal ortam kentin yapı ile buluştuğu, herkese ait, özgür bir kamusal alanın kentsel menşei olma potansiyeline sahiptir.
Kültür merkezi sergi, konser, gösterim, çalıştaylarla kamusal aktivitelerin yoğunlaştığı bir alan olarak meydanı canlandırır. Cephesi farklı kullanımlar için açıldığında içeride gerçekleşen aktivite dışarıya taşar. Kültür merkezinin girişinde yer alan boşluk, çok amaçlı salonuna ulaşan basamaklarla son bulur. Çok amaçlı salonun kayar cephesi açıldığında salondaki aktivite fuayeye, merdivenler amfiye dönüşür ve içeride gerçekleştirilen etkinlik salondan kent meydanına ve sokağa taşar. Bu bağlamda kültür merkezi kentsel bir kültür jeneratörüne dönüşme potansiyelini barındırır.
Spor Salonu’nun tasarımında şeffaflık ön planda tutulmuştur. Bu bağlamda meydandan içerideki aktivitenin algılanabilir olması tasarımı şekillendiren önemli bir karar niteliğindedir. Meydanda yaratılan şeffaf yüzeyden, içeride gerçekleşen faaliyet hissedilirken maçlara ait skorlar kayar led yazılar cephedeki scorebord’da ile ilan edilmektedir. Spor salonunun tribünlerine erişim +4.50 kotundan gerçekleşir. Alt kotta ise soyunma odaları, hakem odaları ve diğer servis birimleri yer alır. Salonun ofisleri ve protokol girişi tribün kotunda yer alır.