MİMARİ RAPOR
Camilere baktığımızda; ilk zamanlardan bu yana sadece namaz kılınıp çıkılan bir mekan değil, askeri, dini ve sosyal hayatın merkezi idi. Hz. Peygamberimiz S.A.V döneminde O’nun sohbet ve nasihatleriyle başlayan suffe Ashabı’yla müesseseleşen ilmi faaliyetler daima cami merkezli olmuş… Böylelikle camiler bütün İslam tarihi boyunca toplumsal eğitim ve terbiye kurumları olarak vazife görmüş…
Ecdadımız da TEVHİD İnancı gereği camilerimizi Merkeze alıp, medrese, kütüphane, imarethane ve hamam gibi birimlerden oluşan “külliyeler” şeklinde inşa etmiş, camilerin ilmi ve sosyal fonksiyonunu devam ettirmişler…
FİKİR
Yarışmanın amacı olarak şartnamede belirtildiği üzere; cami yapılarının çeşitli yan işlevlerle desteklenmiş bir odak noktası olması istendiğini biliyoruz…
İlk olarak Seyyid Hüseyin NASR’ın dediği gibi İslam sanatlarında güzellik işe yararlılıkla bütünleştirilmiştir. Bu bağlamda Güzellik insan için lüks olmaktan çıkıp “faydalı olmak” yani insani ihtiyaçlarından biri olmak olarak algılanmıştır. Buradan yola çıkılarak; camilerimizin en önemli sembollerinden biri olan “KUBBE”; tasarımımızda çocuk ve gençler için “PLANETARYUM” olarak dizayn edilmiştir. Çünkü kubbenin esas kullanılma sebebi olan SES iletilmesi işinde günümüzde teknolojik imkanlardan faydalanılmaktadır. Bu sayede Çocuk ve gençlerimizin camiye daha yakın olmaları; ahlak ve terbiyesinden yararlanabilmeleri hedeflenmiştir. Proje arazisinin okullar bölgesine yakın olması bu fikrimizi destekler niteliktedir.
Hz.Peygamberimiz (SAV)’in “Yeryüzü benim için bir temizlik vasıtası ve mescit kılındı” hadisinden yola çıkarak; “BİZ” kavramını unutmaya yüz tutan toplumumuz için, Mardin kültüründe önemli bir yer tutan “DAM” Kültürünün de etkisiyle cami yapımızın üzeri insanların bir arada bulunabileceği, dinlenebileceği, geceleri sohbet edebileceği Mardin ikliminde 1 yıl içerisinde 270 açık gece olduğu için yıldızları izleyebileceği kamusal alan olarak düzenlenmiştir. Kaf Suresi 6. ayette “Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir düzensizlik ve eksiklik yoktur.” yazdığı üzere…
Genel manada “TEVHİD ve KÜLLİYE” kavramlarını proje alanımız için referans alıp, cami yapısı ve yan işlevlerin fiziksel ve organizasyonel tasarımlarını çağımızın gereklerine göre yeniden ele alarak yorumlamak, geliştirdiğimiz tasarımın sadece geçmişe atıf, malzeme ve cephe özellikleri ile değil “bir sosyal kompleks” algısı (BİZ kavramı) oluşturarak kavramın anlamını yansıtmak öncelikli düşüncemizdir… Bunun yanında; kavramın günümüzde ağırlıklı olarak bir dini tesis veya herhangi nitelikteki yapılar grubu algısının önüne geçerek “külliye” kavramının asli olan kamusal mekan niteliğini öne çıkaran yaklaşımda bulunmak ana hedefimizdir.
SONUÇ
Kamil sanat tabiatı taklit etmez. Sanat fırça tutan elin, tasavvur eden aklın, resme bakan gözün secdesidir. Tekamül eden sanatçı(haşa)boyacı değil bir imamdır artık. Her fırça darbesi bir tekbir gibidir. Müslüman sanatçı bu yüzden tezyin, hat, mimarlık gibi mücerred sanatı tercih eder. Güzel eşyaları değil Güzel’i anlatmak derdindedir. Müslüman sanatında çerçeve, perspektif vs. yoktur çünkü ne sanatçının enaniyet iddiası ne de seyircinin BEN’liği makbul değildir. “Görünene bakıp görünmezi okumaktır Murad.”
TASARIM KARARLARI
Proje arazisinin eğimli olması sebebiyle kent dokularına baktığımızda en uygun kent dokusunun Mardin olması sebebiyle Mardin Proje alanı olarak seçilmiştir.
Mardin genel mimari karakter özelliklerine baktığımız zaman;
1.Sıcak iklim;
2.Sıcak iklime bağlı olarak gölgelik oluşturması için dar sokaklar; abbaralar…
3.Dam Kültürü ve Açık gece Gökyüzü sayısı…
4.Geleneksel Avlu Sistemi…
Tasarımda dikkate alınması unsurlar olarak göze çarpmaktadır.
Arazi eğimli olması sebebiyle bir vista noktası durumundadır. Arazinin bu özelliğinden yola çıkılarak, en yüksek noktasında okullar, park ve kültürel tesis bulunması nedeniyle kentsel sosyal sürdürülebilirlik sağlanabilmesi için “kent balkonu” fikri önerilmiştir.
Kent balkonu; Hz. Peygamberimizin (SAV) “yeryüzü bana mescid kılındı” Hadis-i Şerifindeki yaşadığımız çevrenin mescid gibi algılanarak temiz ve bakımlı olması gerektiği,
insanın, zamanın ve mekanın efendisi ve ALLAH’ın halifesi oluşu düşüncesinden yola çıkılarak yeşil kamusal alan olarak düşünülmüştür.
Kubbe bu alandadır. Gökkubbeyi simgelemesi ve toplum hafızasında cami ile özdeşleştirilmesi nedeniyle kullanılmıştır. Caminin üzerindedir ancak camiye ait değildir.
Geleneksel kullanımının (ses) dışında, okullar bölgesine ve parka çok yakın olması ,çocuk ve gençlerin camilere daha çok gelebilmesi amacıyla “gökyüzü tiyatrosu” (planetarium) olarak işlevlendirilmiştir. Seyyid Hüseyin NASR’ın dediği gibi İslami sanatlarda özellikle İslam mimarisinde güzellik kavramının işe yararlılık olduğundan yola çıkarak, seslendirme sisteminde teknolojik imkanlardan faydalanıldığı için, KUBBE farklı bir işlevle işlevlendirilmiştir.
Ayrica; Mardin sıcak iklimi ve buna bağlı olarak oluşan dam kültürü ve gece yaşantısının oluşturduğumuz bu yeşil kamusal kent balkonunda devam etmesi hedeflenmiştir.
Camiye giriş 3 noktadan yapılmaktadır. Kadınlar mahfili girişi ayrıdır ve erkekler mahfili ile mahremiyet tam olarak sağlanmıştır. Kadınlar namaz çıkışında erkekleri beklemeden camiyi terk edebileceklerdir. Kent balkonundan ibadet alanına hem erkek hem de kadın engelli asansörü erişilebilirlik kapsamında konumlandırılmıştır.
İslamiyet’in kadınlara verdiği değeri göstermek için kadın namazgah ve erkek namazgah yan yana aralarında separatör olacak şekilde düsünülmüştür. Kadın namazgahı minbere kadar devam ettirilmiştir. Minber ve Kürsü Hz. Peygamberimizin basit bir kütük üzerinde vaaz vermesi nedeniyle 2 basamakla çıkılan platformlar olarak düzenlenmiştir.
Cami Isıtma sistemi olarak Karbon ısıtma sistemi önerilmiştir. Bu Sistem için gerekli olan elektrik enerjisi, asansör kuleleri ve “KENT SAÇAĞI” üzerinde bulunan fotovoltaik panellerden elde edilmektedir.
Abdesthaneler erkek ve kadın olmak üzere 2’ye ayrılmış aralarında tam olarak mahremiyet sağlanmıştır. Kent meydanını hiçbir şekilde rahatsız etmeyecek şekilde konumlandırılmışlardır.
Bir Sosyal dokunun oluşumunda sokaklar; kentin temel dış mekanı ve kentsel yapının esas bileşenidirler. Formla ilişkili 2 temel özelliği bulunmaktadır; bu da hem yol hem mekan olmasıdır. Evlerimizi ve işyerlerimizi birbirine bağlarken yaşam alanlarını oluştururlar. Tasarımımızda cami önünde +2.00 kotunda kurguladığımız sokak doğu batı yönünde akışı sağlarken; kent saçağının altında oluşturduğumuz kent meydanını tanımlar ve kent meydanında tanımladığımız; aşevi, kıraathane, dükkanlar ile bağ kurulmasına imkan sağlar.
Kentlinin yaşamında önemli olabilecek; dini-sosyal-kültürel ve ticari aktivitelerin yapılacağı “Kentsel Aktivite Saçağı” önerilmiştir. Düzenlenen bu alan yeme-içme, okuma, aşevi, konser, sergi gibi aktivitelere olanak sağlayacaktır.
Bu birimlerin birbiri ile ilişkisinde ve yapıların arazi konumlanışında gölgeli ve yarı gölgeli alanların oluşturulmasına özen gösterilmiş, projedeki gölge tasarımı önemli bir girdi olmuştur.
Sokaklar, abbaralar, kent balkonu, dinlenme alanları, su havuzları ve avlu oluşturularak kullanıcılara farklı mekansal deneyimler sunulmuştur. Yapının günün her saatinde değişen gölgeli yüzeyler ve mekanlar oluşturması amaçlanmıştır.
Hz. Peygamberimizin (SAV) ilk mescitte avlu üzerini hurma dalları ile örtmesinden örnekle; kent meydanı üzerindeki saçağın gölgelik ile örtülmesi sonucu sosyal bir mekan özelliğine sahip olmanın yanında, tüm birimleri etrafında toplayarak hem cami meydanı, çarşı ve ana cadde ile ilişkileri sağlayan kamusal bir alan olarak tanımlanmıştır.
Peyzaj
Mardin ilinin iklimi karasal iklim ile Akdeniz iklimi arasında olup bir geçiş iklimidir. Yazlar sıcak ve kurak geçer. Kışlar soğuk geçer. Bölge bölge mikroklimatik özelliğe sahip alanlar mevcuttur.
Bu projede bitkilendirme yaparken, iklime uygun, kurakçıl ve temamızı destekleyici bitkiler tercih edilmiştir.
Üst örtü olarak sarılıcı tür olan hanımeli kullanılmıştır.
Kurakçıl bitkiler suyun etkin kullanımı açısından en kullanışlı bitkilerdir.
1 Yorum
Kubbenin planetaryum olarak düşünülmesi iyi bir fikir gibi gelmedi. Çünkü camide en önemli şey huşudur. Böyle bir işlev huşuyu bozmaz mı?