MİMARİ RAPOR
Planlama alanı Çanakkale’nin kentsel gelişim tarihinde 1. Kent çeperi olarak adlandırılabilecek bir konumdan bugünkü merkez fonksiyonları ile tamamlayıcı öğeler içeren bir yöne doğru değişim geçirmiştir. Bu dönüşüm süreci kent makro formunun gelecekteki bölgesel gelişmeler doğrultusunda alacağı biçimde yaşamsal öneme sahip olacaktır. Marmara Bölgesinde yapılan ulaşım yatırımlarının ve yakındaki metropoliten alanların gelişim süreçlerinin Çanakkale üzerindeki etkisi düşünüldüğünde yarışma alanı Çanakkale ve benzeri kentler için tasarımda bir model oluşturma potansiyelini taşımaktadır. Bu modelde konut, ticaret ve ofis kullanımları kentin ihtiyaç duyacağı kamusal alanlarla birlikte düşünülmüştür.
Alan; Kent, Mahalle ve Yapı hiyerarşisi içerisinde ve Bağ(ı)şık Dönüşüm olarak adlandırdığımız bir kavramsal model çerçevesinde ele alınmıştır. Bu model, yarışma alanının kent içerisindeki yakın çevresi, kendi iç mekânsal düzenlemesi ve kentin bütünü ile olan ilişkilerinin devingen ilişki biçimi düşünülerek kurgulanmış, tasarım sürecinin alanda var olanlarla birlikte sürekliliğine dayandırılmıştır.
Yarışma Alanı metodolojik olarak Boğazın ve Çanakkale kentinin iki yakası ve kent merkezi ile kurduğu ilişkilere ilişkin bir analiz çerçevesi oluşturularak ele alınmıştır. Bu analiz çerçevesi planlama süreci bittiğinde de devam edecek bir sürekliliğe sahip olacaktır. Yarışma Alanı Çanakkale’nin kentsel gelişimini tarihte etkilediği gibi gelecekte de dengeleyebilecek bir fırsat olarak görülmektedir. Bu amaçla, çeperde olmasına rağmen merkezin sağlıklı gelişimi için destekleyici bir kurguyu da içerisinde çözümlemelidir. Bu destek, alanın kent merkezi ve diğer ilişkili alanlarla etkileşiminin kurgulanması ile yerine getirmesi ile sağlanır. Alan bu anlamıyla iki açıdan Çanakkale kentinle bağlar kuracak ve kenti yıkıcı yapılaşma süreçlerine karşı bağışık kılacaktır. Birinci olarak alanda öngörülen dönüşüm süreci ve dönüşüme ilişkin tasarım fikri Türkiye’de var olan kentsel dönüşüm uygulamalarına bir alternatif oluşturmaktadır. Bu alternatif tasarım açısından Çanakkale ve benzeri kentlere öykünme olanağı tanımaktadır. İkinci olarak alanın içsel kurgusu kentin yıkıcı dönüşüm unsurları karşısında var olan gizil mekânsal potansiyelinin ortaya çıkarılmasını hedeflemektedir. Bu potansiyelin kullanımı kentin sivil toplum gücünü ve toplumsal süreçlerini canlandıracak ve alanla ilişkilendirecek bir tasarım kurgusunda ele alınmıştır.
Alan; mahalle yaşamını destekleyici politikalar ile doğu batı ekseninde 3 temel parçadan oluşturulurken, kuzey güney ekseninde Sarıçay’ı dik kesen bir yaşam omurgası önerilmiştir. Burada kentle ilişkisi bakımından Sarıçay’dan uzaklaştıkça mahalleye özgü toplumsal ilişki biçimlerinin mahremiyetinin arttığı bir yapı öngörülmektedir. Sarıçay’a yaklaşıldıkça da alanda kentin bütünüyle ilişkilenebilecek işlevler ve yapılaşma biçimi öngörülmüştür. Bu anlamda, alanın mahalle ölçeğinde tasarımı alanın mahalle kültürüyle kent kültürü arasında bir uzlaşma, bir arayüz ve bir geçişkenlik alanı tanımlamaktadır. Alanın içerisindeki var olan cami gibi kamusal alanlar da tasarım unsurları kullanılarak kentlinin yeniden keşfedeceği bir mekânsal zarf içerisine alınmıştır. Böylelikle alanın kendi iç bölümlenmesi, var olan kamusal kullanımlar, kurgulanan yaşam omurgası ve alanda yapılar dışında öngörülen kamusal kullanımlarla birlikte Çanakkale’nin var olan toplumsal ilişkilerini sürdüren ancak özgün tasarım unsurlarıyla canlandıran bir müdahalede bulunulmaktadır. Yaşam omurgası durgun su unsurunun sürekli kılınması ile kamusal mekânlarla bütünleştirilmektedir. Bu müdahalelerin temel felsefesi kentin bütünü ve alanın kendisi için yaşanabilir bir mekân düzenlemesi oluşturmaktır.
Yaşanabilirlik ilkesinin yaşama geçirilmesinde en önemli unsurlardan birisi ekolojik sürekliliğin peyzaj elemanlarıyla sağlanması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve alanda yağmur suyu toplama sistemlerinin öngörülmesidir. Özellikle yer yer rüzgâr ve güneş enerjisi kullanımına ilişkin çözümler öngörülmüş, toplanan yağmur suyunun kullanımı ve atık suların arıtılarak peyzajın sürekliliğinde kullanımı hedeflenmiştir.
Arazinin zemin yapısı, alana yüklenecek işlevsel özellikler ve kavramsal çerçeveden hareketle bağ(ı)şık bir dönüşüm gerçekleştirmek üzere farklı konut tipolojileri geliştirilmiştir. Zemin sıvılaşma riskinin yüksek olduğu Sarıçay’a yakın olan bölgelerde daha düşük katlı, askeri alana yaklaştıkça yüksek katlı konutlar tasarlanmıştır. Böylelikle alanın Sarıçay yaklaşımındaki silueti de okunabilir kılınmaya çalışılmıştır.
Bağışık modelde belirtilen süreklilikler ve geliştirilen politikalar çerçevesinde alanın kuzey güney doğrultusunda yüksek emsal oranlarının oluşturduğu yoğun yapı etkisini kırmak üzere teraslamalar ve kuzey güney doğrultusunda bir yeşil omurga oluşturulmuştur.
Sarıçay kenarında kuzey-güney aksında yaklaşık 550 metre uzunluğunda, doğu-batı aksında 160 metre genişliğinde bir alanı kapsayan yarışma alanı Çanakkale kent makro formunun tamamının dönüşüm sürecini etkileyecek nitelikte bir alandır. Bu etki, Çanakkale’nin gelecekte bürüneceği çehre düşünüldüğünde önemli bir şanstır. Bu sebeple yapıların tasarımında bireysel özgürlüklerle toplumsal kazanımların dengelendiği tektipleştirmeye karşı çeşitliliğin öne çıkarılması esas alınmaktadır.
Konut ve kat planlarında, farklı nesillerin yaşam biçimleri ve bu yaşam biçimlerinin değişerek bir arada var olmaları dikkate alınarak bir yanıt aranmıştır. Bu sebeple 866 adet 115 m² yüzölçümlü konut birimi alanda inşa edilmesi öngörülen bütün bloklara dengeli bir biçimde yayılmıştır. Çanakkale’nin yakındaki İstanbul gibi metropoliten alanlardan göç eden beyaz yakalı profesyonel nüfus kesimini hedef alan evden çalışma unsuru da yapıların tasarımında dikkate alınmıştır. Home-Ofis türü kullanımlar alanın doğusunda öngörülen zemin katta ki büroların ve üst katlardaki dairelerle ilişkilendirilmesi ile çözümlenmeye çalışılmıştır.
Yarışma alanındaki yapılaşmanın kuzey-batıya doğru göre sıklaştırılıp yükselirken, güney-doğuya doğru ise alçalması ve seyrelmesi öngörülmüştür. Yapı bloklarının her biri benzer bir tasarım dilini kullanmakla birlikte her bloğun kendi özgün tasarımının olması sağlanmaya çalışılmıştır. Cephelerin her blokta farklılaşması bu bireyselliğin ifadesidir.
Yukarıda ifade edildiği gibi yarışma alanının içerisinden geçen yaşam omurgası üç bölümde ele alınmıştır. Kuzey ve güneydeki kısımlar bir kanyon oluşturarak ortak kullanıma açık tasarlanmıştır. Bu alanlarda çocuk parkları ve spor alanları bulunmaktadır. Yarışma alanının merkezini oluşturan meydanda bulunan okul ve camiye, ek olarak okulun ve öğrencilerin kullanabileceği bir sergi alanını (zemin kat) ve kütüphaneyi (birinci kat) barındıran bir yapı oluşturulmuştur. Ayrıca aynı binanın (16) üst katları yeni göreve başlayan beyaz yakalılar (ör: öğretmenler) için, geçici barınma mekânı olarak kullanılabilecektir.
Ticaret kullanımlarının genelde batıda bulunan yol boyunca, güneyden kuzeye doğru uzanması öngörülmektedir. Ticari kullanımlar okulun bulunduğu aksta meydana açılarak yaratılan boş alanda, milli bayramlarda ve çeşitli toplumsal etkinliklerde kullanılabilecek „tribün” seklinde basamaklarla sınırlandırılmaktadır. Batıdaki ticaret perakende tüketime dayalı olarak düşünülmüştür. Vadiye dönük alanda sadece ticaretin kullanımına bırakılmış otoparklar yer almaktadır. Yarışma alanının doğusunda ise daha çok yola cepheli home-ofis türü işyerleri öngörülmüştür. Bu işyerleri küçük atölyeler olarak da kullanılabilir. Yarışma alanının batısında olduğu gibi simetrik bir şekilde vadiye bakan alanlar, ofis/atölye otoparkı olarak düşünülmüştür. Ticaret alanları doğuda ve batıda yaklaşık ikiye ayrılmış olarak toplamda 25 000 m²olarak sağlanmıştır.
Bodrum katlarda konutlara ait depo, otopark ve gerekli makine dairesi, sığınak vb. çözümleri sağlanmıştır. Merdiven ve asansör çözümleri çocuk arabası, bisiklet depolama ve çöp toplama ile birlikte düşünülmüştür. Mahallenin kamusal kullanımlarına ait alanlar ise ticari kullanımların yeşil çatılarında oluşturulmuştur. Yer yer beş metreye ulaşan yeşil çatılar ve kimi zaman dolgu ile oluşturulan zeminde ticaretin özel alanı ile kamusal alanlar ayrıştırılmıştır. Burada yani birinci katta, konutların yanı sıra ortak ve özel kullanıma açık bahçeler, kentsel tarım yapılabilecek alanlar, çocuk bahçeleri bulunur. Bu yükselti güneyde bulunan ve meydana bakan tribün /amfi-tiyatro şeklindeki merdivenlerle bağlanır ve kazandığı irtifa ile kendisini ortak kullanıma biraz daha kapatır. Yine birinci katlarda, her bloğun kendisinin kullanabileceği, ortak mutfağı bulunan cay odaları, kablosuz internet alanları yer alabilecektir. Bu alanlar kreş ve benzeri kullanımlar için de kullanılabilecektir. Bu kullanımların mahallelinin tasarrufuna bırakılması farklı kuşakların bir arada dayanışma içerisinde yaşamasına ve yoğun etkileşimine olanak tanımaktadır. Tasarımda blokların üst katlarında yapılan kesintilerle bakı aksları oluşturulmakta ve alt katlara ışık geçirgenliği sağlanmaktadır. Alt katlarda alt cephelerde oluşan şeffaf toplanma mekânları toplumsal etkileşimi sağlamak üzere oluşturulmaktadır.
Yapı bloklarının oluşturulmasında konut birimlerinin ışıktan en fazla yararlanabilecek biçimde konumlandırılması tercih edilmiştir. Bloklarda her katta mümkün olduğu kadar iki konut biriminin bir arada bulunması sağlanmaya çalışılmıştır. Yine konut tipolojilerinin oluşturulmasında bir yaşam döngüsü içerisinde çekirdekten kalabalık aileye kadar farklı aile biçim ve çeşitlilikleri düşünülmeye çalışılmıştır.
Mimari tasarım öngörülen kavramsal çerçeve dâhilinde yapı-mahalle-kent bütünlüğünde Çanakkale’yi “bağ-ışık” kılacak bir kurguyu çözümlemeye çalışmıştır. Bu çözümlemenin yarışma alanının zaman içerisinde gerçekleşme süreciyle ve kullanıcıların katılımıyla anlam kazanacağı düşünülmektedir.