Yusuf Kadak ve ekibinin, ÇEDBİK Sürdürülebilirlik Fikir Yarışması 2023 için tasarladığı proje önerisi.
Afet sonrası, deprem veya diğer felaketlerin etkisi altındaki toplulukların yaşamlarını sürdürmeleri, Sadece Fiziksel zararların onarılmasıyla değil, aynı zamanda toplumsal ve sosyal yıkıntıların da Giderilmesiyle Mümkün olur. Bu tür yıkımlar, mekânsal sorunların yanı sıra insanların yaşadığı Travmaların da İyileştirilmesini gerektirir ve bu noktada tasarımın ve mimarlığın rolü kritik bir öneme Sahiptir. Bu bağlamda, Afet sonrası yaşamın ve toplumsal dayanışmanın yeniden inşası temel amaç Olarak görülmüştür. Yarışmanın Belirli bir bölgeye değil, her iklime ve coğrafyaya adapte olabilen belirli Afetlere direnç gösteren bir Tasarıma gidilmesi gerekir. Çanakkale bölgesi gibi tarihi ve kültürel zenginliklere sahip bölgelerde, afet Sonrası rehabilitasyon Süreci özellikle duyarlı bir şekilde ele alınmalıdır. Geleneksel Çanakkale bölgesinde Bulunan yaşam Alanlarındaki özellikler göz önüne alınarak, bu bölgedeki afet sonrası geçici barınma Alanlarının Tasarımında “yaşam” kavramının nasıl uygulanabileceği düşünülmelidir. Bu bağlamda, “LEGO” Yaklaşım önerilmiştir.
LEGO, hayal gücünü serbest bırakan, yaratıcılığı teşvik eden ve sonsuz yapısal olasılıkları olan renkli ve Modüler yapı taşlarından oluşan inşa sistemi olarak tanımlanabilir. Lego ile inşa etmek, blokları bir Araya Getirerek uyum ve birleşim becerilerini geliştirmek anlamına gelir. Farklı parçaların birleştirilerek Çeşitli Yapılar oluşturduğu bir yapı oyunudur. Afet sonrası toplumsal rehabilitasyon için tasarlanan bu Alanda da Farklı öğeler bir araya gelerek toplumsal birlikteliği destekleyen yapılar ve mekanlar Oluşturacaktır. LEGO’nun temel ilkesi olan esneklik ve uyum sağlama yeteneği, bu alanda tasarımın Temel taşı olacaktır. LEGO’nun dönüşebilen ve eklenilebilir yapısı sayesinde farklı işlevler geliştirilebilir Hızlı çözümler üretilir. Projede LEGO’nun çeşitli blokları, farklı işlevlere sahip alanları temsil edebilir. Örneğin, bir blok Toplumsal Etkileşimi teşvik eden bir mekânı simgelerken, diğer bir blok eğitim veya sağlık hizmetlerini Sembolize Edebilir. LEGO’nun yapısı, yaşamsal faaliyetlerin ve toplumsal birlikteliğin desteklenmesi için Esnek ve Dinamik çözümler sunar. Sonuç olarak, LEGO benzeri bir yaklaşım, afet sonrası toplumsal rehabilitasyon için Tasarımın gücünü Vurgular. Blokların bir araya gelerek yeni mekanlar ve fırsatlar yaratması, travmaların ve Yıkıntıların Üstesinden gelmede önemli bir rol oynar. Bu tasarım yaklaşımı, toplumsal birlikteliği ve yaşamsal Faaliyetleri desteklemek amacıyla benzer projelerde de uygulanabilir. LEGO’lar üç tip modül olarak Belirlenmiştir. Farklı işlevler bir araya getirilerek yaratıcı yeni mekanların Oluşturulmasına olanak tanır. Bu Modüler yaklaşım, aynı zamanda farklı nüfus gruplarının ihtiyaçlarına Uygun olanak tanır ve modüllere Eklenen ünitelerle özelleştirilebilir yaşam alanları oluşturmayı Mümkün kılar. Bu sayede farklı bağlamlarda Kullanılabilen çok yönlü bir yerleşim modelinin temelleri Atılmış olur.
Hayat, her zaman düz bir yol değildir; bazen beklenmedik olaylar ve afetlerle dolu bir macera olabilir. Bu Afetler, doğal felaketler, kişisel trajediler veya zorlu yaşam koşulları gibi farklı şekillerde karşımıza Çıkabilir. Ancak insanın bu afetlere karşı gösterdiği direnç, yaşadığı deneyimler ve seçtiği yoldan büyük Ölçüde Etkilenir. İşte burada, bireyin sahip olduğu direnç devreye girer. Direnç, zorlukların üstesinden gelme Yeteneği olarak tanımlanabilir. Bir kişi, hayatının bir döneminde bir felaketle karşı karşıya geldiğinde, bu Felaketi aşmak için içsel güçlerini ve dayanıklılığını kullanır. İşte bu noktada, izlenen yolun önemi ortaya Çıkar. Bir kişi, oluşturduğu yolun temelindeki değerleri ve hedefleri doğrultusunda felaketlere nasıl Yaklaştığını belirler. Bireyin izlediği bu yol ve afetlerin bu yola gösterdiği etki, bireyin etkilere gösterdiği Direnç, dirençlik çizgisini meydana getirir. Dirençlik çizgisi metaforu izlediği yolla beraber belirlenen alanda Bir rota oluşturması düşünüldü, oluşturulan rota bir koridora dönüştürülüp insanların güven içinde bir Düzen oluşturulması planlandı. Oluşturulan koridora yaşam cepleri bağlanarak insanların temel ihtiyaçlarını Karşılayıp, içinde bulunan sosyal alanlarda vakit geçirerek afetin bıraktığı psikolojik etkiyi azaltmak Hedeflenmiştir. Oluşturulan yaşam koridorunun yerden yükseltilerek olası bir afet durumunda bireyin her Türlü afete karşı korunması için önlemler alınmıştır. Bir afetin doğuracağı ikinci bir afet göz önünde Bulunulmuştur. Bununla beraber zemin alanı kamuya terk edilerek kullanımının daha işlevli bir hal alması Amaçlanmıştır. Son aşamada, afet durumunda konteynırlar yaşam koridoruna bağlanır. Koridorda bulunan Taşıyıcılar sayesinde kolay monte edilebilir bir sürtüktür sistemi oluşturulmuştur. Bu sayede zeminle Bağlantısı kesilip sağlam ve güvenlikli bir yaşam alanı oluşturulması amaçlanmıştır.
Dirençlik çizgisine bağlı olarak oluşturulan yaşam koridoru odak alınarak birimlerin birbirileri ile ilişkisi Düşünülüp konumlandırılma yapılmıştır. Bu ilişkilere bağlı olarak alınan kararlar güvenli bir ortam, işlevsel Bir alan ve mekan kurgusu ortaya çıkartmıştır. Bu yüzden kolay erişilebilirlik ve etkili çalışmaya olanak Sağlanacak kararlar alınmıştır. Bu kararlar düzen içerisinde güvenli yaşam alanı oluşturularak insanların Sosyalleşebilecekleri alanlar düzenlenmiştir. Yaşam koridoruna bağlı olarak oluşturulan alanlar afet Durumunda oluşabilecek sorunların çözümünü kolaylaştırmak amacıyla birimlerin yerleşimi için uygun görülmüştür. Bu amaçla ilk olarak afet durumunda çıkabilecek sorunların başında gelen ulaşım sorunu çözmek amaçlanmıştır. Arazinin denizle bağlantısının kurulması sayesinde deniz yolu ve hava yolu ile ulaşımların sağlanması amaçlanmıştır. Helikopter pistinin lojistik depo ve sağlık birimlerine yakın olması sayesinde ekiplerin etkili bir şekilde çalışmasına olanak sağlamaktadır. Bu sayede deniz ve hava yoluyla gelen malzemelerin ulaştırılması amacıyla tahliye ve ana yollar eklenmiştir. Buna bağlı olarak lojistik deponun otoparka yakın olması uygun görülmüştür. Güvenlik birimlerinin giriş kısmında ve lojistik depoya yakın bir alanda yer alması asayiş ve güvenli bir ortam oluşturulması açısından önemlidir. Sağlık birimleri direkt yolla bağlantılı olacak şekilde tasarlanarak acil müdahale gerektiren durumlarda kolay erişilebilmesi amaçlanmıştır. İtfaiye birimi, acil müdahale birimlerinin bulunduğu alanda çözülerek hızlı müdahale etmesine olanak sağlayacak kara yolları düşünülmüştür. Çadır kent merkezi bir alana alınarak ihtiyaç duyulması halinde kullanımının kolaylaştırılması sağlanmıştır. Aynı şekilde eğitim birimlerinin yerleşimi de buna bağlı olarak belirlenmiştir. Ve güvenli bir alan oluşturulması amaçlanmıştır. Lojman yola yakın bir alanda seçilerek kolay erişimi amaçlanmıştır. Ayrıca sosyal alanlar, deniz kıyısında yerleştirilerek diğer birimlerden ayrı tutularak karmaşıklığa neden olmasının engellenmesi amaçlanmıştır.
Proje için belirlenen arazinin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla afet öncesi ve sonrası için kullanımının uygun olacağı belirlenmiştir. Bu amaçla araziye farklı işlevler kazandıracak birim ve düzenlemeler yapılarak mekan ve alanlar oluşturulmuştur. Afet öncesinde sosyal mekanların bulunduğu bir park alanı oluşturularak insanların sosyalleşebilecekleri bir rekreasyon alanı olarak işlev gören arazi, afet sonrasında kolayca kurulabilen acil müdahale birimleri saye esinde bir yaşam alanına dönüşür. Bu dönüşümün sağlanması için oturma birimlerinin çadıra dönüşmesi gibi dönüşebilen yapıların kullanımı etkili olmuştur.
Konteynerler fabrikada ya da imalathanede öncelikle taşıyıcı ve duvar gibi ayırıcı elemanlar üretim aşamasından sonra montaj aşamasında birleştirilir. Konteynerler tüm bu aşamalardan sonra vinç yardımı ile tek tek tırlara yüklenip ilgili bölgeye taşınır. Bölgeye taşınan konteynerler önceden hazırlanan plan kurgusuna göre ( ör. A1, C1, B1 gibi ) çelik profil çerçevelerin( koridoru hem taşıyan hem de konteynerleri taşıyacak çerçeve sistemi) içerisine yine vinç yardımı ile dikkatli bir şekilde yerleştirilir.
Kenevir malzemesi kısaca özetlenirse; kenevir bitkisi tarlada hasat edildikten sonra belli bir sınıflandırma yapılır. Örneğin bu sınıflandırmada yalıtım için kullanılacak malzemeler ayrılır. Yalıtım malzemesi kenevir bitkisi liflerinden ve hasat sonrası kalan kısımlardan üretilir. İstenilen ürüne bağlı olarak yangın geciktirici olarak borik tuzu veya su geçirimsiz hale getirmek için bitüm eklenebilir. Kenevir yalıtım malzemesinin ısı yalıtım malzemesinin nem tutma eğilimi fazladır. Nem içeriği arttıkça malzemenin ısı iletkenlik katsayısı artar. Neme, kemirgenlere, böceklere ve suya karşı korumalıdır. Kenevir malzemesinin yalıtım açısından oldukça elverişli bir malzeme olacağı düşünüldü. Bu bağlamdan yola çıkılarak, kenevir konteynerlerde içi ve dış duvar arasında kullanıldı bu sayede hem dışarıdan gelen ısıyı soğuğu hapseder, hem de içerideki ısının dışarıya çıkmasını engeller.
Konteyner modüllerinde; alüminyum profil, çelik paslanmaz levha, alüminyum kaplama, kenevir ısı yalıtım, konteynerleri birbirine bağlayan çelik paslanmaz piston ve alüminyum profillerden oluşan pencereler kullanıldı.
Konteyner modüllerin en üst kısmında güneş panelleri düşünüldü. Bu paneller hem elektrik hem ısı enerjisini karşılayacak şekilde yerleştirilmiştir. Konteyner modüller montaj aşamasında koridora hazır çerçeveler üzerinde konumlandırılarak bağlanır. Ayrıca konteyner modüllerin kapı açıklıkları için önceden koridorda açıklıklar oluşturulmuştur. Afet öncesi koridordaki bu açıklıklar pencere olarak kullanılacak. Konteyner modüller hareketli piston aracılığı ile üst üste oturtulmuştur. Koridor ve konteynerlerin temiz su ve pis su giderleri için; koridorun alt tavanında olacak şekilde hem temiz su pis su gideri için boru döşendi. Afet anında koridora monte edilen konteynerler modüllerin temiz su ve pis su giderleri koridora bağlı olan boruya bağlanılacak. Koridora bağlı çelik çerçeve sisteminin ayakları toprakta gömülü bulunan betonarme pabuca gömüldü.
Güneşin doğal enerjisinden yararlanan afet öncesinde çevre dostu bir oturma ünitesi olarak tasarlanan ahşap çadır, modern yaşama dayanıklı bir çözüm sunmaktadır. Bu çadır tasarımı, antioksidan etkileri en aza indirgemeyi ve doğal kaynakları verimli bir şekilde kullanmayı amaçlamaktadır. Ahşap malzeme sıcak ve davetkar atmosfer, kullanıcılara doğasıyla iç bir deneyim sunarken, çatıya entegre edilen güneş panelleri sayesinde elektrik enerjisi elde etmeyi mümkün kılar. Gündüz boyunca topladığı güneş enerjisini depolayan paneller, akşamları çadır aydınlatması ve elektrikli cihazların çalıştırılması için kullanılabilir. Tasarımda planlı hedef sadece enerji verimliliği değil, aynı zamanda estetik ve konforu da bir araya getirmektir. Ahşap çadırın iç mekan düzenlemesi, rahat, huzurlu bir ortam sunarak, sürdürülebilirlik ve konforu birleştirerek kullanıcılara modern yaşam fırsatı tanır.
Tekerlekli, taşınabilir tuvalet tasarımı, inovasyon ve geniş açılı önemli bir adımı temsil etmesi amaçlanmıştır. Bu tuvalet, işlevselliğinin yanı sıra çeşitli çevre dostu özellikleriyle de dikkat çeker. Pratik bir kullanım olanağı sunar, aynı zamanda çevre dostu özellikleriyle de sürdürülebilir bir yaşam katkısı sağlar. Yağmur suyu toplayarak depolayan bir sistem içermektedir. Bu su, tuvaletin içinde tekrar kullanılarak su tasarrufunun yanı sıra, entegre edilen bir dönüşüm sistemiyle temiz suya dönüştürülebilir. Tuvaletin alt kısmında yer alan özel bir hazne, organik atıkları kompost haline getirerek doğal gübre üretimi sağlanmasına olanak tanır. Güneş panelleri tuvaletin çatısına entegre edilmiş ve bu paneller sayesinde elde edilen enerji, suyun ısıtılmasında kullanılır. Böylece sıcak su tüketimi güneş enerjisiyle karşılanır, elektrik enerjisi tasarrufu sağlanır.
Yağmur suyunu sürdürülebilir bir şekilde kullanarak çevre dostu bir su anlatımı düşünülmüştür, modern ihtiyaçlara çevreci bir çözüm sunması hedeflenmiştir. lojistik deponun çatısında bulunan özel sistem, yağmur suyunu toplar ve içeri aktararak belirli yerlerde kullanım için depolar. İç mekânlarda kullanılan yağmur suyu, çeşitli yerlerde hizmet verirken, bir kısmı özel bir depoda toprakta biriktirilir. Bu depo, suyun zaman içinde doğal filtrasyonunu sağlayarak temiz ve kaliteli bir su kaynağı oluşturur. Konteynerin etrafında yer alan bitkiler, ihtiyaç halinde depolanan yağmur suyu ile sulanarak su tasarrufu sağlar. Ancak sadece konteyner kullanıcıları değil, aynı zamanda çevredeki ekosisteme de olumlu bir etki yapar. Lojistik depo tasarımı , suyun sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını teşvik eden, pratik ve çevreci bir çözüm sunar.
Ana yapımızın plan kurgusu “Yaşam koridoru” terimidir bu terimde ifade etmek istediğimiz insanların günlük yaşamlarını daha iyi organize etmelerini ve işlevsel bir yaşam alanı yaratmalarını amaçlamaktır. Yaşam koridorunu tasarlarken, geniş, açık bir düzenleme kullanarak alanın işlevselliğini artırmak. Bu, insanların kolayca hareket edebilmesi ve etkin bir şekilde yaşam alanlarına erişebilmesini sağlamak. Duvarları minimumda tutarak veya tamamen kaldırarak, alanı daha ferah ve açık hale getirilmiştir. Yaşam koridorlarında doğal ışık ve havalandırma ekleyerek alanın kasvetli görünmesi engellenmiştir. Bu Yaşam Koridorları 3 farklı modül ve ceplerle beslenmektedir. Her bir modülde ortak olarak 1 Açık Mutfak+1yatak Odası+1 Banyo+1Wc bulunmaktadır. Bu modüler ailedeki kişi sayısına göre tasarlanmıştır 1. Tip modülün eni 3 metre boyu ise 9 metre,2.Tip modülde ise eni 3metre boyu 7 metredir, son olarak 3.Tip modülde ise eni 3 metre boyu 5 metredir. Bu modüller birbiri içinde lego mantığıyla bileşerek Aile Tipi Modüller oluşturmaktadır. Cepler de ise ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri sosyal alanlar, Mağazalar, Kafeler ve Koordinasyon merkezi bulunmaktadır. Ana yapının dışında çevresinde ana yapıyı besleyecek yardımcı birimler bulunmaktadır. Bunlar Güvenlik Birimleri, Lojistik Depo, Sağlık Birimi, Eğitim Birimleri, Lojmanlar ve Çadır Kent Alanlarıdır.