Proje Raporu
Düş Durağı: Bir İmgesel Karşıla(ş)ma Mekanı Olarak Didem Madak’ın Mezarı
Bu düş durağı, Didem Madak’ın sevdiği kadınlar ve onu seven kadınlar tarafından
inşa edilmiştir.
Mezar; mazār1, ziyaret edilen yer, ziyaretgah anlamına gelen Arapça sözcükten dilimize türeyen bir kelimedir. Günümüzde vefat eden insanların, defnedildiği ağırlıklı olarak mermerden inşa edilen yere denir. Bu yer düşünüldüğünde, ilk akla gelen tablo; planda mermer dikdörtgen form ile kesitte mermer dikdörtgen formun (mezar başının) oluşturduğu kütledir. Bugün mezar(lık) ilk anlamı; ziyaret edilen yer; ziyaretgahtan uzaklaşmış ve anlamının içi boşatılmıştır. Manasından uzaklaşan mezar(lık) kelimesinin, mekânsal çıktısı da birbirinin neredeyse aynı mezar(lık)lar olmuştur. Yeryüzünün fiziksel ve ruhsal olarak en çeşitlilik gösteren varlığı; insan ve hayatının, tek tipleştirilen bir mezar(lık) ile son bulması ve temsil edilmesi büyük çelişki yaratmaktadır. Madak’ın mevcut mezarını, bu kaygılar nedeniyle Madak’a özgü bir tasarımla kişiselleştirmek, bu düş durağının tasarım kararlarının merkezinde yer almaktadır.
Didem Madak, özel hayatında durgun ve içine kapanıktır (Direk, 2015)2. Şiirleri Madak için, dışarı ile iletişim kurmanın bir yolu iken, mısraları ise duygularının ifade etmenin bir yolu olmuştur. “Benim hayatımla ve kadın oluşumla ilgili bazı çözemediğim meselelerim var.” Bu meselelerin hepsini Madak’ın bütün şiirlerinde görmek mümkündür. Ne yaşarsa yaşasın önce bir kadın olarak, yaşar Didem Madak. Bütün şiirlerinde yaşamını kadın kimliği üzerinden değerlendirir. Bu durum onun için bir amaç değil, içsel çözülemeyen bir meseledir. Türkiye’de kadın olmanın, kadın şair olmanın ve bunlara ek olarak anne olmanın yükü altında şiir yazmak, onun için bir kazanç modeli değil, bir çıkış yoludur.Madak yazdığı şiirleri, Türkiye’nin her yerinde yaşayan birçok kadın için ortak ses olmuş veya sesini duyurma alanı olmuştur. Başka bir deyişle Madak, şiirlerinde, sessiz dile getirilen veya söylenemeyenleri, bütün kadınlar adına betimlemeleriyle sevmiş, sövmüş ve bazen de o şeylere onun tabiri ile ‘şiirleri ile bağırmış’tır. Yarışma kapsamında yazar için sunulan mezar önerisinde, Madak için bir kaçış yeri olan düşleri, anıları ve vasiyetleri nasıl şiirleri için esin kaynağı olmuş ise mezarı için de esin kaynağı olmuştur. Şiirlerinde en mutlu olduğu anlar, duygular, düşleri ve çocukluk anıları doğadan parçalar; kediler,çiçekler…vs. ile çok fazla betimlenmiştir.
Şiirlerinde betimlenen bu düşler, vasiyetler ve anıların bu mezar üzerinde olacak olan temsilleri ile onu seven insanların imgesel bir karşılaşma yaşayıp, onu güzel hatırlayarak ve gülümseyerek mezardan ayrılmaları amaçlanmıştır. Didem Madak’ın mezarı artık bir düş durağıdır.
“Vasiyetimdir; Bin Ahımın Hakkı Toprağa Kalsın…” (Ah’lar Ağacı, Didem Madak)
Didem Madak için tasarlanan bu yeni düş durağının, bu mısralardan yola çıkarak, suya dayanıklı Alker3 (toprak, kireç, alçı ve su ) karışımı kullanılarak, sıkıştırılmış toprak tekniği ile inşa edilmesi kurgulanmıştır. Bu mısralardan yola çıkarak, mezar, her köşesi farklı kotlarda olan sıkıştırılmış toprak duvarlar ile örülmüştür. Duvarların farklı kotlarda olmasının sebebi; Madak’ın sevdiği hayvanları kedi ve köpekleri içine alan bir geçiş oluşturmak ve bunu yaparken de güvercin suluğundan daha aşağıda bir kotta onlar için su içme alanı oluşturmaktır. Sıkıştırılmış toprağın düş durağının inşa malzemesi olarak seçilmesinin sebebi; bir yandan Madak’ın vasiyetini gerçekleştirmek, diğer yandan da tıpkı Madak’ın sade ve içe dönük karakteri gibi, toprak zemin üzerine yükselen toprak duvarlar ile düş durağının, kendini yer yüzünde zarif bir şekilde gizlenmesi amaçlanmıştır. Toprak duvarların üzeri korten ile örtülmüştür. Kortenin zamanla değişen görünümü insanın ömrü temsil etmektedir. Diğer yandan da Didem Madak için sürekli değişen ve zamanla toprak ile örtüşen ve bütünleşen bir malzeme olması nedeniyle, ikincil malzeme olarak kullanılmasına karar verilmiştir.
“O akşam ay Işıl’a sığışmıştı, Işıl çocukluğuna,
Çocukluğumuz mor bir zambağa
Hani her çocuk zaman zaman
Kendini mor bir zambağın içinde düşler ya
Sonra iki çocuk birbirine gülümser, sonra
Zambağın içine bir çiy tanesi düşer”(Grapon Kağıtları, Didem Madak)
Düş Durağı’nın başı ise bu mısralardan yola çıkarak, kortenden “ay” şeklinde bir form olarak kurgulanmıştır. Ay burada birçok dini ve eski inanışta yer alan anlamıyla kadınlığın döngüsünü de temsil etmektedir. Çift korten ay plaka,düş durağının başında yer alan iki toprak duvar arasında yer almaktadır. Çift korten ay plaka, önden bakan birinin yalnızca ayın çeyreğini görebilecek şekilde konumlandırılmıştır. Plakanın çift kullanılmasının amacı; arkadan bakan birinin düş durağının kime ait olduğuna dair bilgileri de okuyabilmesidir. Ayın mezardan taşan kısmı ise saksı formu oluşturmaktadır. Zemin kotundan görece daha yüksekte olan bu saksı sayesinde, saksının içerisinde yetişen bitkilerin, Mısır Tarlası Mezarlığı’nda yer alan hayvanlardan olabildiğince korunması amaçlanmıştır. Bu saksıda, şiirdeki Nisan-Mayıs aylarında açan mor zambak (Irisgermanica), yeniden doğumu temsil eden Haziran ayında açıp, Ekim-Kasım’a kadar yalnızca sabahları açan -kahkaha çiçeği olarak da bilinen- gündüz sefası (Ipomoeapurpurea) ve yaz kış yeşil olanduvar sarmaşığı (Araliaceae)dikili olarak bulunmaktadır. Saksıdan mezar başına bağlanan ince dairesel yaya sarılarak büyüyen bu bitkiler, ayın yıl boyunca yeşil ve mor renkleri ile tamamlanan dilimini/döngüsünüoluşturmaktadır.
Didem Madak için önerilen sıkıştırılmış toprak ile yapılması planlanan budüş durağının, Madak’ın kızı, kardeşi ve kadın okurlarından seçilen bir ekiple geleneksel toprak yapı inşa etme modeli; imece usulü ile inşa edilmesi düşünülmüştür. Şiirleri ile kadınların hayatlarına değen Madak’a, sevdiği kadınların elleri ve renkleri değecektir. Böylece bu kadınların ortak düşlerinin inşa edildiği bu durak, bir vedanın değil de bir ‘merhaba’nın temsili olacaktır.