Katılımcı (Emre Arolat Architects), Mardin Artuklu Üniversitesi Kampüsü İbadet Mekanları

Etiketler

1 Yorum

  • emre-tara says:

    Bu projeler yoluyla, “ibadet” kavramına değil, “üniversitede ibadet” konusuna gönderme yapılıyor. Üniversitelerin temel fonksiyonu, laik sisteme dayalı olarak, bilim ve eğitimdir. Bir üniversite, “ibadet mekanlarını” tartışmak istiyorsa, bunun yolu, evrensel kriterlere dayalı olarak bilim aracılığıyla konuyu ele almasıdır. Ama bir üniversitede, bir profesör ya da -mimarlık- öğrencileri, günde 5 vakit namaz kılmak istiyorsa, bu, onların özel yaşam alanıdır, bireysel tercihleridir ve üniversite içinde-dışında diledikleri her yerde bu eylemini yerine getirebilirler, buna da saygı duyulur; ama bu medyatize edilememeli.“Üniversitede ibadet mekanları” başlığıyla, ibadet konusunu, bir bilim kurumuna atfetmek ve bunu medyatize etmek, özellikle bugünün Türkiyesi’nde sağlıklı bir durum mu?. Katılım gösteren mimari bürolar için bir şey diyemeyiz; onlar talep edilen konuda temel işlevleri olan tasarım güçlerini ortaya koymuşlar. Ayrıca üniversitede ibadet mekanlarının, tanınmış mimarlara tasarlatıldığı örnekler, elbette “gelişmiş-aydınlanma çağı yaşamış” ülkelerde de mevcut. Ancak Türkiye’nin şu an içinden geçtiği süreçte, muhafazakar çizgi, “gelişmiş-aydınlanma çağı yaşamış ülkelerdeki üniversite ve üniversitede ibadet anlayışından çok uzak. Özellikle bugünün Türkiyesi’nde, mimarlık eğitimi alan genç beyinleri, “üniversitede ibadet” fikri üzerine düşünmeye yönlendirmek acaba ne kadar sağlıklı?. Ve de, bir üniversitenin mimarlık bölümü varken, eğitimciler, neden öğrencilerin üretim gücünü harekete geçirmek yerine, isim yapmış mimarlık büroları yoluyla bunu yapmayı tercih ediyorlar?. Eğitimde yerleşik kalıpları sorgulamak amaçsa, öğrencilere yaptırılacak “kütüphane”, “konferans salonu”, “araştırma merkezleri” gibi temelinde bilginin yer aldığı konular da sorgulanabilirdi. -Ülkenin ve mimarlığının emanet edileceği genç nesil için, “üniversitede ibadet+medya” ikilisi arasındaki etkileşim hakkında eleştirel düşünmenin belki de zamanı geldi ya da üzülerek, belki de çoktan geçti.-

Bir yanıt yazın