Mimari Rapor
Mimarlık ölçeğini insandan alır, ancak günümüzde insan ölçeğinden çıkan kentler, ölçeksiz projeleri saklayan bir hurdalık haline gelmiştir. Selçuk hem antik hem de cumhuriyet dönemi izlerini taşıyan sokakları ve meydanlarıyla halen insan ölçeğini koruyan bir kenttir. Proje alanı, yaya olarak yaşayan bu kentin merkezine 10 dakikalık yürüme mesafesindeki eski hal alanıdır. Proje alanın doğusunda spor alanları, tören alanı -stadyum, belediye restoranı gibi işlevleri barındıran kentsel donatı aksı, çevredeki eğitim yapıları arasından kent merkezine doğru uzanmaktadır. Ancak bu donatılar duvarlarla – çitlerle çevrilmiş ve geçirgen olmayan, toplanmaya veya odaklaşmaya imkan verecek alanlardan yoksun bir şekilde kaldırım kenarında kalmıştır. Proje alanına kentsel donatılardan (5028. Sokaktan) yaklaştığımızda mevcut yapının, hapishane duvarı tavrı, bize tasarımın geçirgenlik – süreklilik bağlamında biçimlenmesi ve bu geçirgenliğin-sürekliliğin hem öneri yapıya hem de çevredeki donatılara gerekli biraya gelme – bir arada bulunma boşluklarıyla esnekleştirilmesi gerektiğini düşündürmüştür.
Yapı kütlesi hem kentsel geçirgenliği sağlayan, hem de farklı kullanım profilleri olan işlevleri ayıran akslar çeperinde yerleştirilmiştir. Doğu-batı yönünde kopuk olan 2058. Sokak ve 5002. Sokak’ı birbirine ve en yoğun yaklaşımın olduğu Kubilay Caddesi’ni kentsel donatı aksına bağlayan bir yaya aksı oluşturulmuştur. Bu aksla batı ucunda korunan ağaçların arasında kafeterya ile desteklenen bir alanı, doğu ucunda ise kentsel donatıları karşılayan, gösteri merkezi ve yeme-içme mekanlarını besleyen, çeşitli aktivitelerin yapılabileceği bir alanı birleştirerek, kütle tarafından sarılan değil, kütleyi saran-delip geçen bir “ters meydan” oluşturulmuştur. Kuzey-güney yönünde ise düşeyde katmanlaşarak hem kentsel geçirgenliği hem de mekanlar arasında açık ve kapalı sirkülasyonu sağlayan, giriş-fuaye-kültür sokağı-etkinlik terası-açık sinema-yeme içme gibi işlevleri taşıyan ana omurga oluşturmuştur. Bu akslara çevresel, mekânsal ve işlevsel özellikleri gözetilerek, kuzey-doğuda gösteri merkezi ve idari mekanlar, kuzey-batıda atölyeler, güneyde ise yeme içme mekanları yerleştirilmiştir. Sinema solanları ise kültür sokağıyla ve ana fuayeyle ilişkili olarak bodrum kata yerleştirilmiştir.
Zemin katta ve 1. Katta açık-kapalı ana omurga çevresinde yerleşen mekanlar, “ters meydan” fikrinden “ters arkad”ı doğurmuş, kütleler ve omurga modernleşerek bantlaşan bu arkad içine alınmış, kütlesel bütünlük sağlanırken, cephede ve çatıda ihtiyaç duyulan sağırlıklar ve güneş kontrolü sağlanmıştır. Bu bantlar aynı zamanda gösteri salonu sahnesine atıfla eş yönlü olarak güney-kuzey yönünde ise proskenyonlar olarak düşünülmüş ve iç-içe geçen sahnelerde yaşam tanımlanmıştır.
Bu “ters arkad”ın altında zemin katta iki yönde girişleri ve fuayeleri birbirine bağlayan omurga, sergi salonu-kültür sokağı olarak işlevlendirilmiştir. 1.katta ise kuzey ucundan bir açık amfiyle yükselip, çeşitli etkinliklerin yapılacağı etkinlik terasına dönüşmekte, yeme içme mekanlarnı üst kottan sisteme bağlamakta, meydana inen açık amfisinde ise korunaklı bir açık hava sineması oluşturmaktadır.
Trafik akışını ve yaya sirkülasyonu bozmamak için, otopark ve sahne servis giriş-çıkışları 5014. Sokaktan alınmıştır. Otoparktan kontrollü olarak gösteri salonu alt fuayesine, serbest olarak da güney yönündeki açık amfi altından meydana giriş –çıkış alınmaktadır.
Yapının güney cephesinde yatay, doğu ve batı cephelerinde ise düşey elemanlarla güneş kontrolü ve verimliliği sağlanmıştır. Restoran-atölye-fuaye gibi alanlarda cephe sistemleri devam ettirilerek tepe ışıklıklarıyla pasif aydınlatma ve kontrolü sağlanmıştır. Cephe elemanlarının bir kısmı bantlar gibi farklı kültleri bağlamış, açık alanlarda güneş kontrolüne katılmıştır. Meydanda ise mevcut-eklenecek ağaçlar ve yapı kütlesi kullanılarak güneş kontrolü sağlanmıştır.
Kentsel ölçeği bozmamak için teknik alanlar, otopark ve ışık ihtiyacı bulunmayan mekanlar bodrum kata yerleştirilerek yapı 10 metreden alçak tutulmuştur. Yapı malzemesi olarak kentin tarihi niteliği de düşünülerek, yaşlandığını gösteren ancak mevcut tarihi dokuyla farklı olduğunu hatırlatan brüt beton, korten çelik ve ahşap malzemeler, kullanılmıştır.