Mimari Rapor
Beyoğlu-İstiklal Caddesi’nin Konumu ve Anlamı
20. yüzyılda dünya kentleri küreselleşme etkisi altında değişim geçirmişlerdir ve bu değişim 21. yüzyılda da devam etmektedir. Teknolojinin ilerlemesi, bilgi ve imgelerin hızlı paylaşımı, sermayenin küresel dolaşımı, tüketime dayalı turizmin artması değişim süreçlerini hızlandırmaktadır. Kentler bu süreçte sosyal, kültürel, ekonomik ve mekansal değişimler geçirmektedirler.
Küreselleşme etkisiyle dünya kentlerindeki değişimin İstanbul bağlamında ekonomik, sosyolojik, kentsel göstergeleri Beyoğlu, Sultanahmet, Ortaköy gibi bölgelerde gözlemlenebilmektedir. Bu bölgeler içinde Beyoğlu, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan İstanbul’un yoğun olarak kullanılan merkezi konumundadır.
Her gün 1 milyon kişinin, hafta sonu 2 ila 4 milyon kişinin ziyaret ettiği İstiklal Caddesi bu merkezin omurgasını oluşturur. Bu omurga üstünde Taksim Meydanı ve Tünel Meydanı arasında İstiklal Caddesi’ne paralel ve dik kesen sokaklar ile değişik yoğunluklarda kullanılan bir ağ oluşmaktadır. Bu ağ içerisinde birçok farklı işlev ve yapı grubu bir arada bulunmaktadır. Bu işlevlerin içinde bulunduğu kentsel ağ ile ilişkisi çeşitlilik ve değişkenlik göstermektedir.
Tarihsel açıdan baktığımızda 19. yüzyılın ortalarından itibaren İstanbul’un farklı dönemlerde siyasi, kültürel, sosyolojik ve fiziki değişim içine girdiği açıklıkla görülmektedir. Beyoğlu, bu değişimin çarpıcı olarak algılanabildiği bir semt iken İstiklal Caddesi, şehir yaşamında önemli yeri olan bir can damarı, şehrin “yeni yüzü” nü oluşturan bir öge ya da “gösterilmeye çalışılan” bir imgedir.
Özellikle Levantenler, Rumlar, Ermeniler, dönemin bürokratları, konsolosları ve üst düzey yöneticilerin oturdukları bir bölge olarak gözlenmektedir. İstiklal Caddesi, Grand Rue de Pera, sosyal ve kültürel etkinlikler açısından da bu kesimin yoğun olarak kullandığı bir merkez olmuştur.
İstiklal Caddesi’nin ağırlıklı olarak eğlence, kültürel etkinlikler, yeme içme gibi eğlencelerin yanında her zaman İstiklal Caddesi’nin ağırlıklı olarak eğlence, kültürel etkinlikler, yeme içme gibi eğlencelerin yanında her zaman farklı gelir, kültür ve etnik gruplardan insanların karşılaştığı, beraber olduğu bir kentsel mekandır.
Tasarım Yaklaşımı
Böylesine bir kentsel mekanda ana caddeyi besleyen bir çok sokak ve pasaj mevcuttur. İstiklal üzerindeki bu yoğunluğu ve kullanımı destekleyen bu geçişlerin belki de en hızlı ve kısası Odakule geçişidir. Odakule’nin bu geçiş mekanı kadar önemli bir diğer kentsel mekanı İstiklal Caddesi ile doğrudan fiziksel bir ilişki kuran geri çekilmedir.
Önerimiz İstiklal Caddesi ve Meşrutiyet Caddesi’ni birbirine bağlayan bir strüktür ile İstiklal cephesinde geri çekme içerisinde farklı peyzaj elemanlarını içermektedir. Bu alan içerisinde Salih Acar’ın “Göçmen Kuşlar”ı ile Atilla Onaran’ın “Göktaşı” heykellerinin yeniden konumlandırılması da yer almaktadır.
Günün her saati yoğun olarak kullanılan pasajdaki akışı ifade eden bir hacimsel bağlantıdan söz edilebilir. Bu bağlantının soyutlanan segmentleri ile oluşturulan strüktür Meşrutiyet Caddesi ile İstiklal Caddesi arasındaki bu bağlantıyı görsel hale getirir ve her iki yaklaşımda da bir kentsel hafıza oluşturmayı hedefler. Aynı zamanda bu strüktüre eklenen aydınlatma elemanları, satış birimleri ve peyzaj elemanları ile bu geçişi daha güvenli bir hale getirmesi amaçlanmıştır. Strüktür arasına eklemlenen yatay elemanlar ile elde edilen düzlemler farklı satış birimleri, oturma elemanları ve algı olarak yeşilin devamlılığını sağlayacak saksılar oluşturmaktadır. Lazer kesim 3 farklı korten sac plakadan oluşan katmanlar sirkülasyona maksimum izin verecek şekilde yönlenip farklı açılarda dönerek sürekliliği sağlar.
Bu akışın/geçişin bir diğer önemli kentsel mekanı Mimar Kaya Tecimen’in Ana yapıyı geri çekerek elde ettiği, İstiklal Caddesi üzerinde bir cep oluşturan alandır.
Bu alanda İstiklal Caddesi’nin yeşilden uzak sert etkisine bir kontrast oluşturacak ve nefes aldıracak bir yeşil bant önerilmiştir. Bu yeşil bant bir tarafında bir yeşil duvar ile başlar, zeminde devam eder ve bir büyük çitlembik ağacı ile tamamlanır. 15-20 metrelik bir boya ulaşması hedeflenen bu ağaç, strüktür ile beraber kentsel algıda yerini alacaktır. Aynı zamanda yaprak dökücü olması nedeni ile mevsimsel değişimlerde de algıyı güçlendirecek, yaprak dökecek, tekrar yeşerecektir. Zeminde kullanılan yeşil his ve algı olarak farklılık önerir.
Tecimen’in ilk tasarımında sergi alanı ve fuaye olarak kullanılan zemin kattan çok iyi algılanan bu alanda Atilla Onaran’ın “Göktaşı” heykeli yer almaktaydı. “Göktaşı”nın tüm pasaj içerisinde devam eden strüktür ile komşu parsel alan arasında kalan alanda, Cadde’den de algılanacak şekilde orijinal yerine çok yakın bir konuma taşınması önerilmiştir. Diğer yandan Salih Acar’ın “Göçmen Kuşlar”ı da yine Cadde’den çok iyi algılanacak bir şekilde ana cephe üzerine yerleştirilmiştir.
Proje tüm elemanların bütünlüğü ile kentsel algıda yer eder, yeşili renk ve doku olarak sürekli kılar, geçişi güvenli hale getirip onu farklı fonksiyonlar ile destekler.
Peyzaj Raporu:
İstiklal Caddesi ve Meşrutiyet Caddesi gibi tarihsel ve işlevsel İKİ caddeyi bağlayan Pasaj ve giriş yüzeylerinde; kentsel yaşam kalitesine katkı amaçlayan, insan-doğa ilişkilerini önemseyen ve engelli dostu bir sirkülasyon sağlayan peyzaj düzenlemesi amaçlanmıştır.
Alandaki mekansal düzenleme çalışmasında alanın mevcut sirkülasyon ve yeşil ihtiyacı çıkış noktası olmuştur.
Alanın genelinde bulunan yaya sirkülasyonunu sağlayan yollarda bütünlüğü ve netliği bozmayacak karakterde renk değil dokusal ‘Patine-kumlama-patlatma’ bazalt geçişli soft bir sertzemin düşünülmüştür.
Eğimli yeşil yüzeylerde toprağı sıkıştırmak sureti ile taşıma gücünü artıran hücresel dolgu tekniği ‘Geoweb’ uygulaması düşünülmüş üzeri ise çim ile yeşillendirilmiştir.
Bitkisel peyzaj planlanırken İstiklal Caddesi’nde kısmen de olsa yeşil alan oluşturmak fikri üzerinde yoğunlaşılmıştır.
Simgesel ve iklimsel anlamda mekana uyumlu olan soliter ve kaligrafik Celtis australis (Çitlembik) ağacıyla binaların arasında gölgesinden faydalanılabilecek, etrafında tasarlanan çim alan ile meydansı bir kitle vurgulanmak istenmiştir.
Çitlembik ağacı İstanbul’a ait doğal bir tür olmasının yanında hemen hemen hiç bakım gerektirmeyen, adaptasyon kabiliyeti yüksek, su ihtiyacı düşük bir bitkidir.
Gölge-sokak ağacı olarak bilinirliğini yaşatmak istercesine Odakule önündeki köşe noktada Çitlembik Ağacı önerilmiştir.