PROJE RAPORU
Tasarıma Yönelik Analizler
Proje alanı olarak seçilen bölge eski askeri alanın küçük bir kısmındadır. Bu bölge Gebze’nin kuzeyinde, TEM otoyolu ile E5 otoyolu arasında, doğusunda ve güneyinde sanayi bölgesi, batısında konut alanlarıyla çevrili olan, kuzeyinde Gebze’nin tarım alanlarına açılan bir uzaklığı yaklaşık 2 km mesafededir.
Proje alanın uzun güney cephesi aynı zamanda Millet bahçesine komşu, üst noktalardan Yalova sırtları, Osmangazi Köprüsü ve belki de Marmara denizine kadar açılan geniş manzara derinliğine sahiptir.
Proje alanı yakın plandan incelediğimizde parsel geometrisi doğu batı yönünde uzanan kuzey güney yönünde daralan ve en yüksek noktası ile en düşük noktası arasında yaklaşık 8m kot farkı bulunan, bulunduğu bölgenin tepesi diyebileceğimiz bir topoğrafyaya sahiptir.
Proje alanının yakın çevresindeki mevcut yapılaşma ve güncel uygulama imar planlarına baktığımızda kuzey ve kuzeybatı yönünde yoğun konut bölgesi, doğusunda belediye hizmet binası ve eğitim yapıları ile arasında kent meydanı yer almaktadır. Güney yönünde ise millet bahçesiyle çevrilidir.
Yukarıda tanımlamaya çalıştığımız topoğrafya, yaya ve araç ulaşım ağı, araç yollarının oluşturduğu suni eşikler, mevcut ağaçların parçaladığı parsel bütünlüğü, millet bahçesinin varlığı, proje alanının barındırdığı avantaj ve dezavantajlardır. Özellikle tasarımı yönlendiren ağaçlar, proje alanını uzun yönde üç parçaya bölmektedir. Bu durum ihtiyaç programının sunduğu bütünsel kütle organizasyonunu imkânsız hale getiriyor gibi görünse de işlevler detaylı incelendiğinde, birimlerinin farklı kullanıcılara hizmet sağlayacağı anlaşılmaktadır. Yani her işlevin kullanıcısı farklı olacağından tasarımda ağaçları korumaya yönelik bir planlama ve buna bağlı olarak kütlelerden oluşan mekân organizasyonu benimsenmiştir. Aslında dezavantajlı gibi görünen bu durum son iki yıldır yaşadığımız pandemi sürecinin de bize hatırlattığı gibi, mümkün olduğunca yoğunlaşmanın kapalı alanlarda değil açık alanlarda olması sağlık açısından önemli bir avantaj olduğu gerçeğidir.
Proje alanını doğu batı yönünde ikiye ayıran ve kenarları ağaç dizileri ile tanımlanmış, kuzey güney yönündeki mevcut yol aksı, konut bölgesinden ve Gebze merkezinden gelen yoğun insan sirkülasyonunu millet bahçesine bağlayan güçlü bir yaya aksı olarak korunmuş, yapılaşma alanları bu akstan beslenen kontrollü girişlerle iki ana avluya bölünmüştür.
İhtiyaç programındaki işlevler sınıflandırılarak vatandaşın yoğun kullanacağı birimler ile sosyal alanlar bir avlu etrafında, idari ve daha çok yönetimsel birimler diğer bir avlu etrafında toplanarak proje iki avlulu tasarlanmıştır.
Sosyal avlu olarak niteleyebileceğimiz parselin doğusundaki avlu hem meydan hem de millet bahçesiyle güçlü ilişki kuracak açık bağlantı ve yarı açık geçişlerle desteklenerek keyifli dinlenme alanlarına dönüştürülmüştür. Parselin batısındaki millet bahçesine açılan ikinci avlu ise sükûnetle çalışma ve dinlenme imkânları sunan daha çok ilçe merkez yönetiminin hizmetine ve kullanımına sunulmuştur.
Ağaçlarla tanımlanmış avlularda açık alan ve kapalı alan kurgusu, kuzey, kuzeydoğu rüzgarlarına sırtını dönen ve güneye açılan kütle biçimlenişi ve mekan organizasyonu ile ele alınmıştır. Ofis çalışma alanları güney ve güneydoğu yönlerinde, servis mekanları ise kuzey yönünde konumlandırılmıştır. Kütle organizasyonu silüet dengesi korunarak, topografyaya uygun kademelenmiş ve kaymakamlık makamı, tasarımın egemen unsuru olarak değerlendirilerek bağımsız ve yüksek bir kütle olarak, manzaraya hakim bir konumda ele alınmıştır.
Güvenlik konusu hassasiyetle ele alınarak girişler, yaya yoğunluğunun fazla olduğu geçiş aksından sağlanmış, ayrıca istenmesi durumunda meydan yönünden de üçüncü bir giriş alternatifi düşünülmüştür. Kaymakamlık makam girişi müstakil olarak ele alınmıştır. Personel için bodrum katlarda planlanan otoparktan her iki avluya da geçiş imkanı sunulmuştur.
Araç ve Yaya Ulaşımı
Yaya ulaşımı ve yaya konforu açısından iki yeni öneri geliştirilmiştir. Birincisi konut bölgesi ile hem millet bahçesini hem de hükümet konağı kompleksini ayıran, toplu taşıma aksı olan Yeni Bağdat Caddesinden konforlu geçiş için rampalı köprü önerisi ile birlikte, imar planında belirlenmiş kaldırımlar da genişletilerek konforlu yürüyüş ağzı oluşturulmuştur. Aynı zamanda millet bahçesi ile hükümet kompleksi arasındaki araç yolu yavaşlatılmış yol olarak planlanarak yaya öncelikli aksa dönüştürülmüş ve otopark girişi bu ara yoldan sağlanmıştır. mevcuttur. Millet bahçesinin barındırdığı açık otoparklarda dikkate alınarak proje alanında personel ve misafir için toplam 100 araç kapasiteli kapalı otopark alanı oluşturulmuştur. Aynı zamanda proje alanının batı sivri ucu yaya yoğunluğu dikkate alınarak yayalaştırılmıştır.
Toplu taşıma aksı olan Yeni Bağdat Caddesine ek olarak millet bahçesi ile hükümet konağı kompleksi arasında planlanan yolda toplu taşıma durağı önerilmiştir.
Malzeme Tercihi Ve Cephe Karakteri Tasarımı
Cephelerde güneş kontrol panelleri mimari bir dil olarak kompleksin tamamında ele alınmış ve malzeme olarak ahşap veya kompakt laminat alternatifine imkan sağlayan detay çözümü önerilmiştir. Zeminlerde ve taş duvarlarda Gebze taşı önerilmiştir.
Sürdürülebilir Stratejiler
Tasarım çevresiyle uyum sağladığı sürece karşılıklı fayda sağlamak mümkündür. Çevre tasarımı, tasarımsa çevreyi beslemelidir. Bu döngü sürdürülebilirliği güçlendirir. Hem meydan hem millet bahçesiyle güçlü ilişki kuracak açık bağlantı ve yarı açık geçişler, kullanıcıların sosyalleşebilecekleri ve keyifli dinlenme alanlarına dönüşen avlular oluşturarak sürdürülebilirlik açısından çevresiyle kurduğu bağları kuvvetli, nitelikli bir tasarım yapılmaya çalışılmıştır.
Proje alanını doğu batı yönünde üçe bölen ağaç dizileri kuzey ve kuzeydoğudan gelen soğuk rüzgarlara sırtını dönen güneyden gelen ılık rüzgarı içine alacak şekilde konumlanmıştır. Binaların ısıtma yükünü azaltmak ve yaz-kış ısı konforunu sağlamak için ağaçların sunduğu potansiyel dikkate alınarak maksimum düzeyde yerinde korunmaya çalışılmıştır. Tasarım, ağaçların sunduğu parsel bütünlüğü içerisinde şekillenir. Bodrum katlarda ağaçlı alanların zeminini korumakla birlikte; yapı izi dışında kalan alanları da mümkün olduğunca toprak zemin olarak koruma hasssasiyeti gösterilmiştir.
Kütleler güneş ışınımından ve manzaradan yeterince faydalanacak şekilde güneye yönelmektedir. Binanın ısıtması için enerji tasarrufu sağlayan yerden ısıtma sistemi kullanılması önerilmektedir. Diğer ısıtma sistemlerinde çoğunlukla ısınan havanın genleşip yukarı çıkmasıyla üst kısımlar ısınır. Zemin seviyesinde daha düşük sıcaklıklar kalacağı için çok büyük enerji kayıpları oluşur. Yerden ısıtma sistemini ise ortamı değil nesneleri ısıtma prensibine dayandığı için görece enerji tasarrufu sağlamaktadır.
Güneş enerjisinden maksimum derecede yararlanabilmek için yapıların çatılarında güneş panelleri kullanılması önerilmektedir. İlk yatırım maliyeti yüksek gibi görülse de yapının tüm yaşam döngüsü içinde düşünüldüğünde tasarruf sağlayacağı açıktır.
Yaklaşık 8 m kot farkı bulunduran arazinin eğimli yapısı korunarak yağmur suyunun ve çatılardan toplanan suyun, eğimin en düşük noktasına yerleşecek bir haznede toplanması ve hem ağaç sulamada hem de yapının lavabo, klozet gibi sıhhi tesisat armatürlerinde kullanılması önerilmektedir. Benzer şekilde yapıdan toplanan atık suyun arıtılıp tekrar kendi bünyesinde kullanımını tarifleyen gri su sisteminin kullanımı önerilmektedir.
Doğal havalandırmaya imkan veren ve güneş kontrolünü sağlayacak cephe sistemi tercih edilmiştir. Düşük emisyon (low-e) değerli çift cam sistemi kullanılmıştır. Güneş kırıcı elemanlarda sürdürülebilir bir malzeme olarak ahşap veya kompakt laminat alternatifine imkan sağlayan detay çözümü önerilmiştir. Zeminlerde ve taş duvarlarda bölgeye özgü Gebze taşı tercih edilmiştir. Yerel malzeme tercihi, malzeme taşınması sırasında enerji ve ortaya çıkardığı karbon salınımının ortadan kalkmasına olanak sağlayacaktır. Enerjinin etkin kullanılması ve ekonomiye katkı sağlaması bakımından kıymetlidir.