PROJE RAPORU
Sivas Kenti tarih boyunca hâkimiyetine girdiği devletlerin birçoğuna başkentlik yapmış bununla birlikte askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan şehir kimliğini hep korumuştur. Kentin kimliğini oluşturan bu geniş tarihsel geçmiş, burada yıllarca hüküm sürmüş uygarlıkların izlerine ait birçok kültür mirasın oluşmasına neden olmuştur. Bu kültür mirasının içerisinde hepsi farklı özellik göstermekte, kentin yaşayan tarihini gözler önüne sermektedir. Bu eserlerden, 1985 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası” listesine alınan aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamının da koruması altında olan Sivas Divriği Ulu Camii tüm Dünya tarafından da ilgi görmektedir. Sivas Divriği Ulu Cami’nin de taş işçiliğinin en nadide ve en ince örneklerini yansıtan harikulade motifler tüm dünyanın dikkatini çekmektedir. Bu eseri farklı ve özgün kılan bir diğer özellik ise, uzaktan bakıldığında simetrik olduğu düşünülen, fakat dikkatli incelendiğinde özünde asimetrik olan bezemelere sahip olmasıdır. Bu noktada görsel referansı çok olan bu kentin, en önemli yapılarından aynı zamanda birçok yapıya ilham kaynağı olan bu camiye ait referanslar köprü projesinin ana konseptine altyapı oluşturması istenmiştir. Bu kapsamda köprüyü oluşturan strüktür Sivas Divriği Ulu Camii’nin Cennet Kapısı taş işlemesinde bulunan altıgen motifinin yeniden yorumlanmasıyla oluşturulmuştur.
Sivas kenti için Kızılırmak nehri coğrafi anlamda önemli bir unsur olmasının yanında morfolojik açıdan önemine istinaden kentin peyzajına açılması planlanan önemli doğal bir oluşumdur. Kızılırmak nehri bu anlamda bulunduğu hinterlantta oluşturduğu mikroklimatik etkinin yanında, tarihi kent çeperinden geçerek, kenti üniversite kampüsünden bölen su unsuru olarak ön plana çıkmaktadır.
Bu kapsamda nehrin jeopolitik özelliği bölgenin tarihsel sürecinde etkili bir şekilde kullanılmış, günümüze özgü nitelik kazandırması açısından nehrin üzerinde yeni körüler inşa edilmesi istenmiştir.
Köprüler prestij yapıları olarak bulundukları kentin imgeleri haline gelmiştir. Aynı zamanda nitelikli köprüler sadece ulaşımı sağlamaz, bunun yanı sıra o kentin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatına da katkıda bulunurlar. Kent içinde bulunan su üstü yolları, köprüler, sadece suyun üzerinden geçmenin haricinde niteliğinin farklılaştırılmasıyla, kentin odak noktalarından birisi haline gelmesi sağlanır. Bu durum yani su üstü yolların niteliğinin kurgulanması yeni bir yaklaşım olarak tüm dünya genelinde o kentin turizminin canlanmasına katkıda bulunması için kullanılmaktadır. Nitekim hem kentin tarihsel imgelerini bulunduran hem de yeni bir odak yapısı olacak dikkat çekici ve nitelikli bir köprü tasarlama amacıyla bu projenin ana felsefesini oluşturmaktadır. Aynı zamanda kentte yaşayan herkesi kucaklayacak evrensel tasarım ögelerini barındıran eşit kullanım hakkı sunan bir tasarım anlayışı benimsenmiştir. Bu noktada özellikle isteğe bağlı olan seyir teraslarına ulaşımda engelli bireylerde düşünülerek engelliler için yürüyen merdiven kullanılmış ve bu merdivene sahanlıklar yapılarak ara teraslara da ulaşım sağlanmıştır. Kısacası kapsayıcı bir kentsel odak oluşturmak, kentin estetiğine, kültürüne ve sosyal yaşantısına tarihini de unutmadan katkıda bulunmak çıkış noktası olmuştur.
Aslında çok geniş ölçekli geçiş probleminin fonksiyonlarının paketlenerek köprü üzerinde etkisi artırılması, böylelikle yaygın bir anlayış yerine kentle bütünleşen birden fazla olanak sunan bir biçimleniş içerisinde tercih edilmiştir.
Bu noktada öncelikle 1 numaralı kavşak ile 2 numaralı kavşak arasında, makro ölçekte de Recep Tayyip Erdoğan bulvarı ile İsmet yılmaz bulvarı arasındaki ilişkiyi kurgulamak öncelikli hedef olmaktadır. 3 şerit gidiş, 3 şerit geliş ve tramvay yolu ile kesintisiz bir bağlantı ile kent bütünlüğü kopmadan sağlanması istenmiştir. Aynı zamanda yaya ve bisiklet yolları ile köprünün sadece geçiş amacında değil vakit geçirmeyi de desteklemek amacı ile seyir terası, kaydıraklar yapılmış engelli merdivenleri ile de kesintisiz erişim sağlanmıştır.