Emrah Akpınar ve ekibinin İBB Kültür ve Sanat Odağı Mimari Proje Yarışması için hazırladığı proje önerisi.
İstanbul yüzyıllardır ülkemiz ve çevresi için önemli bir kültür-sanat odağı olagelmiştir. Bu durum günümüzde de devam etmektedir. Sürekli bir devinim halinde olan kültür-sanat hayatı bir şekilde evrimine devam etmekte, dönüşmekte ve gelişmektedir. Hem toplumsal, hem yaşantı, hem de mekânsal olarak bu devinim devam etmekte ve evrilerek de devam edecektir. Kültür sanat mekanlarının evrimi, kullanım ve tecrübe yöntemlerine bağlı olarak değişmekte. Bu değişimi son zamanlarda daha fazla görmekteyiz.
Yarışmaya konu alan Anadolu yakasını önemli düğüm noktalarından biri olan Uzunçayır Kavşağının yanı başında yer almaktadır. Proje alanını tariflerken tek başına alanı değil, alan ile birlikte yakın çevresinin de değişimini ele almak gerekir.
Kentsel mekanların dönüşümü çerçevesinde özellikle Fikirtepe ve Kadıköy bölgesinin çok uzun süredir “dönüşümü” devam etmekte ve yoğunluk kat be kat artmaktadır. Ayrıca E-5’in iki yakasında Medeniyet Üniversitesi yerleşmiş ve büyümeye devam etmektedir. Bunlara ek olarak çok büyük konut ve alışveriş merkezleri olan Akasya Avm ve Emaar Square avm yapılmış ve önemli kullanım ve nirengi noktalarına dönüşmüşlerdir.
Bu dönüşümlerin yanı sıra alan çevresindeki ulaşım dönüşümüne de ayrıca değinmek gerekir. Uzunçayır kavşağının, metrobüs seçeneğinin aktif hale gelmesi ile önemi artmış, metro ulaşımı ile birlikte tam bir ulaşım odağı haline gelmiştir. Mevcutta E-5 üzerinde var olan otobüs ve dolmuş hatları hala aktif durumdadır. Avrasya tünelinin açılması ile trafik yoğunluğu daha da artmış ve bölgenin tamamını etkilemiştir.
Kent dokusunun “dönüşümü” ile ulaşım ağındaki değişimler maalesef ki şikayet ettiğimiz bir çok konuda daha da içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Hali hazırda devam eden Uzunçayır kavşağının aktif hale gelmesi ile bu durum daha da kötü hale gelecektir. Kent ve proje alanı çevresinde keşmekeşlik düzeyi daha da artacaktır.
Ana arterler olan çevreyolu, E-5 ve Libadiye caddesinin sınırlandırdığı bir bölgede Emaar Square, Soyak Göztepe ve Medeniyet Üniversitesi büyük parsel alanlarına sahipken, geriye kalan doku küçük parsellerden oluşan grift bir yapıdadır. Proje alanı ve yakın çevresinde kamusal kullanıma yönelik, bisikletli, yaya ulaşımı vb. kamusal kullanım alanları bulunmamaktadır. Sadece araç yolları ve yapılardan oluşan bir örüntü bölgenin tamamına sirayet etmiştir.
Proje alanı 2007 yılına kadar spor alanları ile birlikte yeşil alan olarak Derem sokaktan servis alarak kullanılmakta iken metro inşaatı sebebiyle Derem sokak yol bağlantısı kesilmiş. İşlevi kesintiye uğramış, zamanla kullanılmaz hale gelmiş, sadece metro çıkışı ve otoparkın olduğu bir alana dönüşmüştür.
Tüm bu gidişat çerçevesinde gelecekte proje alanı ve yakın çevresi için uygulama imar planında görülen Derem sokak bağlantısının devam ettirileceği dışında somut bir girdi bulunmamaktadır. Bölge ve alanın geleceği için yarışma ile nasıl bir söz söyleneceği önemli bir adım olacaktır.
Alanı, yakın çevresini ve kenti tarif ederken kamusal alanların yetersizliği, araç ulaşımı öncelikli yoğun yol ağının artarak devam etmesi ve yarışmanın niteliğini dikkate aldığımızda çevresel girdiler ile ihtiyaç programını bir araya getirmeye çalıştık.
Tasarımımız için önemli 2 girdi bulunmaktadır. Bunlar: mevcutta bulunan İski hattı ve uygulama imar planında bulunan Derem sokağın devamı olacak yol ve çevresindeki ada düzenlemelerdir.
Proje alanı geçmişte Derem sokaktan direkt servis alan, spor alanları ve yeşil alanları barındıran kamusal bir alandı. Alanın bu karakterinin kentli hafızasındaki yeri ve bellekteki kentsel imgesi korunmaya çalışılmıştır. Bu sebeple proje alanının bu karakteri korunarak KENT PARKI olarak kurgulanmıştır. Kent parkı yeşil alanlar, yeme içme alanları, spor alanları ve çevresi ile kurduğu yaya bağlantıları ile birlikte yaşayacak, gece gündüz aktif yaşayabilecek bir kamusal mekan olarak öngörülmüştür.
Proje alanının bir kısmından geçen İski hattı bir potansiyel olarak kullanılmıştır. Bu mevcut hat kullanılarak Ünalan mahallesini metrobüs, metro ve proje alanına bağlayan bir KENTSEL BAĞLANTI AKSI önerilmiştir. Bu aks proje alanının doğal kotlarında yer alır. Aksı besleyecek kafe, büfe, kitapçı vb. birimlerle desteklenerek sadece bir ulaşım öğesi olmasının yanı sıra kamusal bir aks olarak yaşayabilmesi amaçlanmıştır.
Derem sokağın devam ettirilmesi ve metro çıkışı göz önüne alınarak bu hatta bir PLAZA oluşturulmuştur. Plaza E-5 ve Derem sokak yönünden yapının yapının bütüncül algılanmasını sağlayacak, kentlinin yapıya ve alana erişimi için bir hazırlık mekanı olarak öngörülmüştür. Ünalan mahallesi ve kent için yeni bir nirengi noktası olacak yapı için bir temsiliyet mekanı olarak plaza, ön alan, hazırlık alanı olarak işlev görecektir. Plazaya hizmet eden ticari birimler, açık alanda oturma birimleri ve metrobüse erişilebilmesi ile sürekli yaşayabilecek kentsel bir alandır.
Önerilen plaza proje alanına boğumlanarak, alanı ikiye böler ve SANAT SOKAĞI olarak adlandırdığımız kentsel bir mekana evrilir. Sanat sokağı tüm birimlerin giriş çıkışlarının olduğu, Murat sokak ile bağlantısı olan, hava koşullarına karşı korunaklı, gece gündüz yaşayabilecek özelliktedir.
Sanat sokağının Baraj yolu alt sokak cephesine bakan kısmında SOSYAL BLOK olarak adlandırdığımız atölyeler, kütüphane, idare, geçici sergi, tiyatro prova sahneleri vb. işlevleri barındıran kütle yer almaktadır. Sokağın diğer kısmında ise doğal ışık ihtiyacı görece daha az olan salonlar yer almaktadır.
Sanat sokağı üzeri doğal ışık alabilecek şekilde boşaltılmıştır. Olumsuz hava şartlarına karşı koruyucu bir hale getirilmiştir. Yaz, kış, gece, gündüz kullanım imkanı artırılmıştır.
Kent parkı içerisinde yaya sirkülasyonu sağlayacak şekilde kurgulanmıştır. Sirkülasyon üzerinde küçük çaplı yeme-içme birimleri yer alır. Kiptaş bloklarına bakan kısımda tekil, büyük farklı içerikli barındıran restoran kafe bloğu yerleştirilerek alan sınırlandırılarak, sonlandırılmıştır.
Sanat sokağı ile kent parkı büyük salon ile küçük salon arasında oluşturulan ETKİNLİK AMFİSİ ile birbirine bağlanmıştır. Sanat sokağının sadece gelip geçilen ya da birimlere girilip çıkılan bir mekan olmanın ötesinde açık alan etkinliklerine de ev sahipliği yapacak şekilde hizmet vermesi amaçlanmıştır.
Büyük konser salonu, küçük konser salonu ve black box büyük hacimlere sahip, sürekli hizmet vermeyen mekanlardır. Güvenlik, işletme maliyetleri, işletme kolaylığı ve mekânsal algı vb. nedenlerden bağımsız hizmet verecek şekilde ayrı ayrı tasarlanmıştır.
Restoran ve kafe birimleri yeşil alanlarla birlikte, bağımsız ve sürekli aktif işleyebilmesi amacıyla kent parkı içerisinde konumlandırılmıştır.
Salon birimleri dışında kalan aktif kullanılacak birimler sosyal blok içerisinde öngörülmüştür. Sosyal blok içerisinde ışık ihtiyacı olmayan, ses yalıtımı gerektiren tiyatro prova salonları, okuma odaları, müzik prova stüdyoları 1. Bodrum katta depo alanları ile birlikte kurgulanmıştır. Giriş alanında gerekli kayıt ve kontrol işlemlerinden sonra diğer işlevleri etkilemeyecek şekilde kurgulanmıştır.
Sosyal blok zemin katı, güvenlik, danışma, bekleme ve geçici sergi alanı ile serbest bir kurguda öngörülmüştür. Kütüphane yine açık plan kurgusunda birinci katta, atölyeler 2. Katta kurgulanmıştır. Kütüphane ve atölyelere hizmet verecek şekilde her katta balkonlar oluşturulmuştur. Birimlere hizmet verecek, etkinlik zamanlarında izleme imkanı veren balkonlar birimlerle birlikte çalışacak şekilde öngörülmüştür.
Tüm salonların arka ve yan çeperlerinde gerekli destek mekanları kurgulanmıştır. Özellikle plazaya bakan, ışık alabilecek mahallerde sanatçı odaları ve çalışma alanları konumlandırılmıştır.
Sanatsal üretim için gerekli atölye ve depo alanları oluşturulmuştur. Salon çeperlerinde oluşturulan hareketli platformlar ile düşey aktarım sağlanabilecek şekilde kurgulanmıştır. Oluşturulan servis avlusu ile hem dışarıdan hem tesis içerisinde yüklerin hareket senaryoları oluşturulmuştur.
Ülkemiz ve İstanbul ölçeğinde maalesef ki abartılmış bir gösteriş zamanının içerisinde gerek kentsel politikalar, gerekse yapısal ölçeklerde kaba bir büyüklük ve gösteriş ortamında kentsel anlamda nirengi noktası olabilecek bir kültür sanat yapısının nasıl var olacağını sorgulamaya çalıştık. Muhteviyat ile söylemin örtüşmesi gerektiğini öngörüyoruz.
Bu sebeple kentlinin belleğinde yer alan işlevsel karakteri korumaya çalıştık. Bunun yanında ilave kültür sanat işlevinin de eklenmesi ile ortaya çıkan katmanı da kütle şekillenmesinde göstermeye çalıştık. E-5 cephesinde doğal dokunun altına yerleşmiş kültür sanat işlevi davetkar bir kabuk olarak şekillenmiştir. Düşeyde abartılmış bir büyüklük yerine yatayda sakin bir saçak üzerinde bir yeşil örüntü imgesi oluşturulmaya çalışmıştır.
Baraj yolu alt sokak cephesinde murat sokak ile bağlantıyı ve sosyal blok içerisinde oluşturulan iç bahçe için boşaltmalar yapılarak kabuk devam ettirilmiştir. Kabuk geçmişte ki doğal dokunun evrimleşmiş yeni hali diyebiliriz.