MİMARİ RAPOR
Mimari tasarım yaklaşımı, öneri yapının işlevselliği ve kent ile bütünleşmesinin yanı sıra, kentin belleğinde yer eden doğal alanının korunması esasını ana tasarım ilkelerinden biri olarak almıştır.
İnegöl Kenti
İnegöl kenti, köklü bir geçmişi olan ve bu birikimini girişimci insan sermayesi ile birleştirerek yıllar içerisinde önemli bir üretim kenti olmaya başaran Bursa’nın Merkez’den sonra en büyük ilçesidir. İnegöl, özellikle mobilyacılıkta yüksek dış ticaret hacimli üretim yaparak çevre ilçeler için model teşkil etmektedir. İnegöl’ün genç ve dinamik öğrenci nüfusu ve çok kültürlü yapısı dikkate alındığında, önümüzdeki yıllarda daha da önemli kozmopolit bir merkez olması kaçınılmazdır.
Kent Ulaşım Ağı
Kent nüfuslarının multi-modal ve ekonomik hareketliliği ulaşım altyapısı planlamasının önemli kriterlerinden biridir. İnegöl’ün mevcut ulaşım alt yapısına hafif raylı sistemin eklenmesi planlanmaktadır ki bu, kentlinin konforlu ulaşımının yanı sıra kentin karbondioksit ayak izinin küçültülmesi yönünde olumlu bir karardır. Proje kapsamında hafif raylı sistemin ilk ayağı olarak, İnegöl Devlet Hastanesi, Yeni Belediye Hizmet Binası ve İnegöl Otogarı arasında Mimar Sinan Caddesi, Adnan Menderes Bulvarı ve Atatürk Bulvarı’nı izleyen bir ring hattı önerilmektedir.
Hizmet Binası’na mevcutta ulaşan otobüs ve taksi ulaşımları korunmuş, projede bu ulaşım modlarına ait yeni durak alanları ve bilet satış noktaları önerilmiştir.
Yaya ulaşımı ve bisiklet kullanımını yüreklendirmek amacı ile, Yeni Belediye Hizmet Binası’nın etrafında kiralanabilir bisiklet noktaları önerilmiş, Hizmet Binası’na dışarıdan gelecek kullanıcılar için bina dışında bir WC/duş düşünülmüştür.
Önümüzdeki yıllarda elektrikli araç kullanımının katlanarak artacağı öngörüsü ile Yeni Belediye Hizmet Binası yakınında elektrikli araç şarj noktaları planlanmıştır.
Mimari Tasarım
Mimari tasarım yaklaşımı, öneri yapının işlevselliği ve kent ile bütünleşmesinin yanı sıra, kentin belleğinde yer eden doğal alanının korunması esasını ana tasarım ilkelerinden biri olarak almıştır. Doğal alanın tamamının, mevcutta içerdiği tüm ağaçlarla korunabilmesi, yapının izdüşümünün minimize edilmesini gerektirmektedir. Önerilen proje, ağaçların kesilmesini ya da yerlerinin değiştirilmesini gerektirmemektedir.
Önerilen tasarım yaklaşımında yapı izdüşümünün minimumda tutulması, bir yandan da 18.50 metre kotunun sağlanması gereklilikleri, yarışma şartnamesinde zemin kotunda yer alması arzu edilen işlevlerin kullanım alanı olarak büyüklüğü ile çakışınca, problem çözümüne özgün bir yaklaşım gerekliliği ortaya çıkmıştır. Önerilen çözüm, proje alanının kuzeyinden yapıya yükselerek yaklaşmayı, yapının güneyinden ise bir alt kotta yer alacak işlevlere eğimli olarak inmeyi ön görmektedir. Sonuç olarak, yaklaşım yönleri farklı iki giriş kotu elde edilmiştir. Kuzeyde yer alan bina girişi, yapıya Belediye hizmetlerini almak üzere gelen vatandaşları karşılamaktadır. Güney girişi ise, şartnamede ana girişten bağımsız düşünülmesi arzu edilen Gıda-Giyim Bankası hariç, vatandaşlara yönelik olmayan, doğrudan çalışanlara hitap eden işlevlere ayrılmıştır. Bağımsız noktalardan VIP, Çok Amaçlı Salon, Encümen Salonu, Grup Toplantı Salonları, çalışanlara ait Restoran, Kreş, Zabıta Müdürlüğü girişlerini içermektedir.
Belediye yerleşkesinin en önemli unsurlarından biri olan Belediye Meclisi Toplantı Salonu, algı olarak yapıdan bağımsız olarak düşünülerek, kentlinin demokratik sürecin işleyişini yakından izlemesi sağlanmış, Kent Konseyi de aynı yapı içerisinde çözümlenerek bu sürecin içerisindeki önemi vurgulanmıştır. Belediye Meclisi yapısı, alt kottan Belediye Hizmet Binası ofis bloğuna doğrudan bağlanmaktadır, dolayısı ile Başkanlık katı ile bağımsız asansör aracılığı ile de ilişkisi bulunmaktadır. Aynı bağlantı, yapının güney girişindeki VIP girişi, Çok Amaçlı Salon, Encümen Toplantı Salonu ve Grup Toplantı Salonları ile de ilişkilidir.
Bina içerisinde yer almayan vatandaşların süreci gözlemleyebilmesi için yapıyı avuçlayan bir oturma yüzeyi düşünülmüştür. Bu yüzey, altından farklı renklerle aydınlatılmaktadır. Belediye Meclisi’nin toplanacağı günün öncesinde kırmızı, Kent Konseyi toplantılarından önce mavi olarak aydınlatılması düşünülen oturma yüzeyinin, binanın beyaz seramik yüzeyinden yansıyan ışıklarının, oturma elemanlarının üzerinde bulunan/dolaşan kişilerin de gölgelerinin katkısıyla Belediye binası önündeki meydanda sürprizli ışık oyunları oluşturması beklenmektedir.
İç Mekan Tasarımı
Yapının mimari tasarımında esas alınan “binanın izdüşümünün kısıtlanması” temel anlayışı, beraberinde önemli bir kazanım getirmektedir. Vatandaşa doğrudan hizmet veren tüm birimler, zemin kotunun üzerinde, monolitik bir yapıda toplanmaktadır. Bu tasarım anlayışı, yapı içerisindeki sirkülasyon alanlarının minimize edilmesini ve kullanıcıların gereksinim duydukları birimlere doğrudan ulaşmasını sağlamaktadır. Dolayısı ile, binanın yapımında bir ekonomi sağlanmasının yanında, kullanımında da bir verimlilik söz konusudur. Ayrıca, yapı kabuğu yüzeyinin azaltılması, binanın işletme maliyetlerini düşürürken, enerji etkin davranışını kolaylaştırmaktadır.
İç mekan kurgusunda önemle üzerinde durulan bir kriter de kullanıcının yapının her noktasında bir çeşitlilik bulması, işlevsellik açısından kusursuz bir düzende, içgüdüsel, sürprizli mekanlara ulaşmasıdır.
Bireylerin etkileşimlerindeki kalitenin, mekanı tarif etmede en az fiziksel mekan parametreleri kadar önemli olduğunun bilincinde bir yaklaşımla tasarım problemleri ele alınmıştır. Sonuçta elde edilen kullanım alanları hibrit mekanlar olarak oluşturulmuştur; aidiyetleri ve işlevleri paylaşılmaktadır. Sınırların flulaşmasına olanak tanınarak “yarı kamusal” alan kavramı sorgulanmış, bina içerisinde farklı kullanıcılara açık mekanların tam paylaşımına olanak sağlanmıştır. Kullanım anında ise bu mekanların özel olarak algılanmalarına da özen gösterilmiştir. Yapının dış mekan ile ilişki kurduğu yüzeylerde ve açılan içgüdüsel boşluklarda tarif edilen özellik en hissedilir biçimde gözlemlenebilecektir. Yine yapının iç kurgusunda kullanıcının farklı mekanlarına difüzyonuna engel olunmamış, çalışanlarla diyaloğunun berraklaşmasına özen gösterilmiştir.
Enerji Etkin Tasarım
Yapının tasarımı enerji etkin yaklaşımı farklı bileşenlerde dikkate almaktadır. Bina kabuğu, aydınlatma, ısıtma ve soğutma, enerji üretimi, su ve atıklar yönünden bina tasarımının tüm aşamalarında önlemler alınmıştır. Yapı kabuğu (1) opak, (2) yer yer geçirgen, (3) difüze ışık sağlayan ve (4) tam geçirgen 4 farklı cephe elemanından oluşmaktadır. Yapı kabuğunun hemen arkasındaki işleve bağlı olarak bu 4 farklı yapı elemanı çeşitlendirilerek arzu edilen ışık, ısı, mahremiyet şartları sağlanmaktadır. Binanın güney cephesinde farklı olarak, opak yapı elemanına derinlik kazandırılarak yazın 180 derece azimuttan gelen güneşe karşı ek bir önlem alınmıştır. Tam geçirgen yüzeylerde Low-E cam kullanılması öngörülmektedir. Yapı kabuğunda alınan bu sayılan tedbirler, yapının yazın soğutma maliyetlerini düşürecektir. Yine yapı kabuğu opak yüzeylerinin tasarımında hava boşluklu bir tasarıma gidilmiş, prekast cephe elemanları ile oluşturulan son yüzeyin arkasında mineral lif esaslı yalıtım içeren çift iskeletli bir sistem tercih edilmiştir. Yapı üst örtüsünde gerek peyzaj elemanları, gerekse beyaz yapı malzemeleri kullanılarak ısı yalıtımına destek veren bir sonlandırma ön görülmektedir. Böylelikle ısıtma maliyetleri de önemli ölçüde azalmıştır.
Bina kat araları yüksek tutularak gün ışığının yapı derinliklerine alınmasına olanak verilmiştir. İç mekan tavanında reflektif elemanlar kullanılarak homojen bir gün ışığı yayılımı sağlanmaktadır. Bina iç ve dış mekanlarında kullanılan aydınlatma elemanlarının LED seçilmesi önerilmektedir.
Binanın üzerinde yer alacak aktif/hareketli güneş kolektörü, hem dış mekan aydınlatması enerjisini sağlayacak, hem de Kent yönetiminin enerji etkin tasarım konusundaki hassasiyet ve liderliğine işaret edecektir.
Yerleşkenin bütününden yağmur suyunun toplanması önerilmektedir. Ayrıca gri su filtrasyonu ve toplanması için de bir sistem oluşturulmuştur. Toplanan suyun, yaz aylarında yağış olmayan günlerde yaklaşık 2 haftaya kadar sulama suyu sağlaması hesaplanmaktadır. Ayrıca meydan altında yer alacak depolar, ani yağışlarda suyu yönlendirerek göllenmeyi önleyecek, taşma havuzlarından tekrar yer altına suyun emilimi sağlanacaktır.