PROJE RAPORU
Selçuk, yüzyıllar boyunca, içinde birçok farklı kültürlerin farklı izlerini barındıran, bir açık hava müzesi niteliğini taşımaktadır. Kentin mevcut tarihsel kimliğine ek olarak, kültürel kimliğine de katkıda bulunmak, genç nüfusun kenti tanıması ve tanımasına olanak sağlayacak; sosyal, kültürel ve rekreatif odakları barındıran yeni bir alanı (kent meydanı) önermek amaçlanmıştır.
Selçuk kentinin iklim verilerini de oyuna katarak, neredeyse her türlü aktiviteyi açıkta yaşatmayı hedefleyen, tam bir kentsel etkileşim alanı yaratmak amaçlanmıştır. Arazinin değdiği diğer cadde ve sokaklara göre daha önemli bir arter olan Kubilay Caddesi ile 5014. sokak arasında neredeyse doğal olarak oluşması beklenen bir geçiş alanı oluşturulmuştur. Bu aks kentlinin yapıya dahil olmasına olanak sağlayacak en önemli güçtür. Bunun yanında, yapı boyunca Kuzey-Güney / Doğu-Batı yönleri üzerinde kurgulanan akslar, yapı programının hem günlük kullanıcıyla, hem amaçlı kullanıcıyla yakın bir ilişki kuracağı fragmanları barındırır. Bu sayede bu akslara eklemlenen erişim ve kullanım frekansı yüksek birimler, hem işlevlerini doğru biçimde yerine getirirler, hem de programın sosyal ilişkilerini (yeme-içme, kentsel meydanlaşma, açık hava sineması) ve kültürel faaliyet (sergi alanı, gösteri salonu, sinema salonları) alanlarıyla birlikte kent mekanını besler.
Sosyal, kültürel ve rekreatif odakları barındıran yeni kent alanı (açık hava sinema alanı ve çakışan akslar), kent ile kuracağı en doğrudan ilişki noktasında ideal bir geçiş alanıdır. Yapının akslarıyla kentlinin geçmesine izin verdiği geçiş alanları, kullanıcıyı programdaki işlevlere merak uyandırmasını amaçlamıştır ve kullanıcının dahil olmasına neden olmak istemiştir. Kentliye kent üzerinde canlı bir güzergah tarif eder. Yapı bunu kentliyi ezmeden yapının içine alarak, merak uyandıran bir tonda yapar.
Yapı barındırdığı hacimlerle, aslında ne tam bir açık mekan, ne de tam bir kapalı mekan olduğuna karar verememiş olmasının değerini taşımaktadır. Hem iki deneyimi ayrı ayrı, hem de ikisinin değerinin karışımını bir arada sunar. Bu iç-dış mekan deneyimi, hiç kopmayan ve neredeyse ortak işlevlere hizmet eden bir kütlenin sürekliliğiyle hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Programda bulunan kapalı sinema salonları ve gösteri merkezi alanı tek bir izleyici kütlesi üzerinde yerleştirilmiştir. Ve bu işlevlerin giriş cepheleri doğu-batı aksında oluşturulan geçiş alanına bakar şekilde yerleştirilmiştir. Bazı noktalarda açık hava kullanım noktalarına dönüşen bu kütle sürekliliğini sürdürerek, yapıyı bulunduğu alan içinde bir odak noktası yapmayı hedefler. Bu sürekli form, işlevler arası geçişkenliğin tabanı gibi davranır. Bu sürekli kütle ayrıca, korunması gereken ağaçları da içine alarak, kullanıcıya ağaçların varlığını daha hissedilebilir bir şekilde gösterir, içine alır. Ağaçların rahat bırakılması yerine hem doğu-batı aksına katılması, hem de devamlılığını koruyan formun içine, oyuna katılması sağlanmıştır.
Tasarımda giriş algısını çok güçlü bir şekilde belirtmek yerine, ilk olarak kentlinin yapının içine bir şekilde temas etmesi hedeflenmiştir. Herhangi bir şekilde yapıya temas eden kullanıcı, yapının içine katılmak için güçlü bir girişin yaratacağı etkinin yerine, yapıyı deneyimleyerek giriş yapmış olur. Bu durum, günlük kullanıcıyı ister istemez yapıya dahil eder ve neredeyse yapı günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olur.
Yapı programlı aktiviteleri barındırdığı kadar, amaçsızca (aktiviteler dışında yapıya dahil olan kullanıcı) yürüyen günlük kullanıcıları da çağırır kendine. Bu anlamda tam bir kentsel etkileşim alanıdır. Bu durum kentsel etkileşim alanına ve yere göre güncel ve duruma göre bir yorumudur. Yapı programının ihtiyacı olan kent yaşamına nüfus etme, kentsel bir odak yaratma araçlarını olabilecek en geçirgen ve erişilebilir biçimde gerçekleştirir.
Arazinin topografik yapısı, düz bir plak şeklinde düşünülebilir. Yapıya Kubilay Caddesi yönünden yaklaşırken bizi ilk olarak açık hava oturma alanları ve bunlara saplanan kapalı sinema salonları karşılar.
Yapının en büyük amaçlarından biri, iç mekan kullanımını dış mekana taşımaktır.
Meydan içine aldığı değerlerle, meydanı çevreleyen cepheler içindeki dış alanla yeni ilişkiler örgütler. Yeme-içme mahallerinin bulunduğu alan da bu duruma hizmet etmektedir.