MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU
Kamu yapıları kavramsal olarak irdelendiğinde halkın temsil edildiği ve hizmet aldığı yapılar olması nedeniyle yerleşim yerleri ve sakinleri için yüksek önem ve değer arz eden mekânlardır. Bu nedenledir ki bu yapıların mekânsal kurgusu ve yapısal işleyişi, yapının devamlılığını, sosyal sürdürülebilirliğini ve devletin halk ile kurduğu ilişkileri doğrudan etkiler.
Yarışma kapsamında seçilen Edirne ili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü ve Sosyal Hizmet Binası, merkezin en önemli sosyal hizmet sağlayan bakanlıklarından birinin mühim bir taşra temsilcisi olması nedeniyle kent ve kentli için önemli bir kamusal mekân potansiyeli taşır. Bu anlamda yapının çevre, kent ve kentli ile kuracağı ilişkinin sürdürülebilirliği projenin ortaya çıkışındaki ana sorunsal olarak tanımlanmıştır.
Yapı için sunulan öneri, kamu yapılarında yaygın olarak görülen çok katlı ve heybetli kütlesel yaklaşımının ve hizmet veren ile hizmet alan arasındaki hiyerarşik farklılık ile var olan işleyişin aksine, daha mütevazı ve insan ölçeğinde, samimi ve açık yapısı, işlevselliği ve programının sosyal zenginliği ile kentliler için vazgeçilmez bir yapı olmayı amaçlamaktadır.
Kentsel Bağlam
Edirne 1365’ten 1453’e dek Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış kültürel ve mimari kimliği kuvvetli bir Trakya ili olarak bünyesinde yüzyıllar boyu ayakta kalmış ve günümüze ulaşmış birçok mimari eser barındır. Özellikle Osmanlı Devleti’nden miras kalmış II.Bayezid Külliyesi, Selimiye Külliyesi, Rüstem Paşa Kervansarayı gibi kamusal yapılar kent kimliğinin oluşmasındaki katkılarının yanı sıra devletin halka hizmet götürmek için inşa ettiği yapıların özellikleri konusunda da örnek teşkil eder. Bu yapıların bazıları aradan yüzyıllar geçmesine, kullanıcıların ve ihtiyaçların değişmesine rağmen hala halka hizmet vermekte ve şehrin kültürel sürekliliğini, alışkanlıklarını devam ettirmektedir. Bu sebeple 21.yüzyılda yapılacak yeni bir kamu binasının, kentin kültürel mirasına ve kimliğine zarar vermemesi, bilakis köklerine ve alışkanlıklarına bağlı olarak kente yeni bir değer katması hedeflenmiştir.
Kütlesel Yaklaşım
Bir yapının kütlesel yaklaşımı o yapının sürdürülebilirliği için kilit rol oynar. Son dönemde yapılan kamu binalarında yaygın olarak tercih edilen iri kütleli, çok katlı, kapalı ve birleşik hacimli tipolojiler hem çevreleri ile kuramadıkları doğal ekolojik ilişkiler nedeniyle bu yapılarda ciddi anlamda enerji israfına yol açmakta hem de kullanıcıların yapıyı benimsemelerini -dolayısıyla yapının kent için önemli bir konum haline gelmesini- zorlaştırmaktadır. Bu durum yapının ömrünü kısaltmakla beraber maliyeti ve israf ettiği kaynaklar nedeniyle devletin yükünü artırmaktadır. Mütevazılıktan ve zarafetten uzak bu yapılar devletin halk nazarında temsiliyetini de olumsuz yönde etkilemektedir. Oysaki yüzyıllardır süre gelen devlet geleneğimizde halka hizmet götürmek için yapılan yapılar incelendiğinde, sahip oldukları insan ölçeği ile mütevazılığa, parçalı ve avlulu yapısı ile mekânsal zenginliğe, doğal yapı elemanları ve geometrik uyumları ile zarafete, çevreleri ile kurdukları ilişkiler ve iklimsel uyum ile yüzyıllar boyu ayakta kalarak gerçek sürdürülebilirliğe ulaştıkları görülür. Bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda bu yapıda tercih edilen kütlesel yaklaşım yeknesak bir blok yerine tek çatı altında arazi içine dağıtılmış işlevlerin parçalı yapıları arasında kademeli geçişlere imkân tanıyan açık ve yarı açık mekânlar ile oluşturulmuş bir kurguya sahiptir. Parçalı kütlelerle yapının çevresel sürdürülebilirliğine katkı sağlanırken, yaratılan kütleler arası boşluklar ile yapı içerisinde mekânsal zenginliği artıracak, sosyal sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak ortak kullanım alanları oluşturulmuştur.
Sürdürülebilirlik
Yapı taban alanını kısa tutup dikeyde yükselmek yerine arazinin büyük bir bölümüne ağırlıklı olarak doğu batı aksı üzerinde yayılır. Çok amaçlı salon, atölyeler ve bazı servis hacimleri arazinin kuzeyinde konumlanarak yapı kompleksinin iç mekânlarını soğuk kuzey rüzgârlarına karşı muhafaza eder. İşlevlerin küçük kütlesel parçalardan oluşan yapısı iç mekânların doğal havalandırma, gün ışığı kullanımı gibi çevresel adaptasyonunu doğal yollar ile mümkün kılarken bu kütlelerin kalın, doğal taş kaplamalı ve yalıtımlı duvarları iç mekânların ısıl kütlelerinin korunmasına/ısı kaybının önlenmesine yardımcı olur. Parçalı ve iki katlı bu yapı tipolojisi hacimleri küçülterek doğal iklimlendirme ve aktif kontrole olanak tanırken, havalandırma, ısıtma, soğutma gibi temel işlevlerde makine kullanımını azaltmakta ve ciddi miktarda enerji tasarrufu sağlamaktadır. Tüm kütlelerin tek çatı altında toplanmış olması yapının işleyişini kolaylaştırmakta, kütleler arası boşluklar, çatıda yaratılan yırtıklar ve çatı ışıklıkları ile iç mekânların gün ışığından maksimum fayda ile yararlanması sağlanmaktadır. Sosyal Hizmet Binası ve İdari Binada bulunan piramit çatılar, binaya karakteristik bir görüntü verirken yaratığı basınç farkı ile iç mekânların doğal havalandırmasına yardımcı olmakta ve altında bulunan iç bahçelerin devamlılığını iklimsel anlamda mümkün kılarak mekânsal zenginliği artırmaktadır. Buna ek olarak yeşil çatı, yağmur suyu toplama ve solar panel sistemleri gibi çağdaş teknolojiler binaya entegre edilerek yapının enerji sarfiyatı ve giderleri azaltılmakta uzun vadede yapı maliyetini düşürülmektedir. Yapıda tercih edilen bakır, taş ve ahşap gibi doğal ve çevreye uyumlu malzemeler yapı ömrünü uzatmakta, yapı ile beraber yaş alarak yapının karakteristik görüntüsünü uzun yıllar korumasını sağlamaktadır.
Bütün bu çevresel sürdürülebilirlik kararlarına ek olarak yapının sosyal anlamda sürdürülebilirliğini mümkün kılmak için gün boyu kent ve kentli ile aktif olarak yaşamasını sağlayacak işlevlerin yapı bünyesinde bulunması, hiyerarşik anlamda bir baskı kurmadan mütevazi ve erişilebilir mekanlar sunması, kapalı, açık ve yarı açık mekanların zenginliği ile kullanıcıları teşvik etmesi yüksek önem arz eder. Kreş, gençlik evi, kütüphane, eğitim ve destek birimleri, misafirhaneler gibi sosyal hizmet birimlerine ek olarak çok amaçlı salon, meslek eğitim kursları, atölyeler ve sergi alanları 178.910 nüfuslu il merkezinin her yaştan ferdi için önemli misyonlar üstlenir. Bu gibi toplumsal programlarla yapının kent için önemini artırmak ve uzun süreli kullanımını sağlamak amaçlanmıştır.