MİMARİ RAPOR
KAMU BİNALARI TASARIMI FİKİR YARIŞMASI // KONYA’DA ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ VE SOSYAL TESİS TASARIMI
COĞRAFİ ÖZELLİKLER
Konya, 40.838 km² ile Türkiye’nin yüz ölçümü bakımından en büyük ili ve en kalabalık 7. şehridir. 31 ilçeden oluşan Konya’nın 2015 verilerine göre nüfusu 2.161.303 kişidir. Konya, İç Anadolu Platosu olarak adlandırılan, doğu ve batısındaki tepelerle sınırlanan yüksek yaylanın üzerindedir. Kendi içinde ayrıcalıklar gösteren birkaç havzadan oluşan bu platonun, Konya Ovası olarak adlandırılan kısmı, kapalı bir havza görünümündedir. Hafif engebeleri olan Konya, Meram Çayı’nın büyük birikinti konisi üzerinde kurulmuştur. Ortalama yükseltisi 1.016 m’dir.
İKLİM
İlde karasal iklim hâkim olup, kışlar yağışlı ve soğuk, yazlar ise sıcak ve kuraktır. Geniş bir coğrafya üzerine yayılan ilde daha yağışlı ve mutedil iklim şartlarına sahip mikro klima bölgeleri mevcuttur. Konya yıllık 326 mm ile Türkiye’nin en az yağış alan bölümüdür. Yağışlar en çok ilkbahar mevsiminde görülmektedir. Hâkim bitki örtüsü bozkırdır ve ilkbahar yağmurlarıyla yeşeren düzlükler ilkbaharın kısa sürmesinden dolayı hemen kurur. Konya’nın hâkim rüzgâr yönü kuzey-kuzeydoğu’dur. Yıllık ortalama hızı ise 2,0 m/s’dir.
TARİHSEL SÜRECİ
Konya ve çevresi Neolitik döneme kadar uzanan izleri bünyesinde barındıran en eski yerleşim yerlerinden biridir. Kent, Hititlerle başlayan Frigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Roma İmparatorluğu, Emeviler, Abbasiler, Bizans İmparatorluğu, Selçuklular ve Osmanlı İmparatorluğu ile devam eden medeniyetlere tanıklık etmiştir. Tarihi boyunca hep bir cazibe merkezi olan Konya, İslam öncesi medeniyetlerin bıraktığı mirasın yanı sıra Selçukluların payitahtı, Osmanlı’nın önemli eyalet merkezlerinden biri olması sebebiyle birçok tarihi ve kültürel mirasa da sahiptir.
Konya tarihi kent merkezi, gerek kentsel arazi kullanım deseni ve işlevsel bölgeleme gerekse coğrafi açıdan merkezi konumu ve kolay erişilebilirlik/ ulaşılabilirlik olanakları açısından kentsel nüfusun tümüne hizmet eden ekonomik etkinlik ve yönetsel hizmetlerin odaklandığı kentsel merkez işlevinin yanı sıra gerek kültürel miras değerleri eşliğinde biçimlenen mekânsal ve işlevsel örüntüsü gerekse yakın çevresindeki kültürel mirasa konu olan değerler ile kültürel turizm yönelimli mekânsal ve işlevsel gelişmelere açık bir kentsel alan niteliğindedir. Tarihi Merkez temelde 4 odak çevresinde yoğunlaşmaktadır:
Konya kenti kurulduğundan bu yana, eski bir höyük olan Alâeddin Tepesi ve çevresinde gelişmiştir. Eski bir höyük olan bu Tepe, yıllarca Konya’da bir nirengi noktası olma özelliği göstermiş ve geçmişten günümüze kadar Konya kentinin kimliğini yansıtan önemli unsurlarından biri olmuştur.
GELENEKSEL MİMARİ
Konya’nın klasik mimarisine bakıldığında insan ölçeği ve doğa ile uyumlu, organik kentsel dokusu, hayat adı verilen iç bahçeler ile bütünleşmiş konutlar öne çıkmaktadır. Kentin büyümesi ile 1946-1966-1983 ve 1999 yıllarında yapılan nazım imar ve çevre düzeni planları yapılmıştır. Konya’daki hanlar ve kervansaraylara bakıldığında iklim etkisinden dolayı yapıların doğu-batı doğrultusunda yönelimi görülmektedir.
SORUNLAR
Hava Kirliliği: Konya’da kuzey ve hakim rüzgar yönündeki sanayi tesisleri kirli havayı diğer bölgelere taşımakta ve insanları rahatsız etmektedir. Var olan hava kirliliği, tarım arazilerinin kuraklaşması, yağışın azalması, enerji ihtiyacı gibi sorunlara çözüm arayışları sonucunda belediye ve bakanlıkların öncülüğünde birçok çalışma ve uygulama yapılmaktadır. Hava kirliliğini azaltmak için KOP, bisiklet parkı ve yolları, güneş enerjisi santrali, Konya temiz hava programı 2012-2019, İkonair gibi uygulamalar yapılmaktadır. Bu uygulamalar ile suların verimli kullanılması, enerji tüketiminin azaltılması, izolasyon, alternatif enerji kaynakları, ekolojik tasarım gibi konular ön plana çıkmaktadır.
Yeşil Alanlar: Konya yeşil alanlar bakımından yetersiz hatta Türkiye ortalamasının altındadır. Bu yüzden Büyükşehir ve Merkez ilçe belediyeleri yeşillendirme ve rekreasyon tesisleri oluşturma stratejisi izlemektedirler.
KENT ANALİZi
Konya’yı anlamak amacıyla kent dokusu, yıllara bağlı gelişimi, sokak kurgusu, geleneksel yapı malzemeleri ve coğrafi verilerin analizleri yapılmıştır. Alaeddin tepesinden büyümeye bağlayan şehir organik bir dokuya sahiptir. Kent çeperlerine yaklaştıkça tarihi organik form yerini gridal ve suni bir yerleşime bırakmıştır. Tepe ve etrafındaki eski yapılara bakıldığında iklimsel verilerin sebebiyet verdiği dar sokak kurgusu ve birbirine takılarak büyümüş küçük birimlerin olduğu görülmektedir. Yarışma alanının da bulunduğu Ankara Caddesi boyunca eskiye zıt, geniş bir cadde bulunmaktadır. Yer yer yeşil parseller olsa dahi, merkeze inen cadde ve komşu parseller güneşli günlerde gerekli koruyuculuğu sağlayamamaktadır. Yarışma alanının içerisindeki iklimsel şartlardan korunmak adına ağaçların yoğunluğu yeterli olmakla birlikte daha homojen dağılması gerekmektedir. Geleneksel sokak-yapı ilişkisi en önemli tasarım kriterlerinden birisidir. Bu sebeple zemin kotu sürdürülebilir bir kamusal alan olarak düşünülerek; hem pasif havalandırma, gölgeleme, kontrollü gün ışığı alan yapı iç ve dış birimleri oluşturulmuş hem de kamusal meydan özelliğinde kent boşluğu kurgulanmıştır. Geleneksel Konya mimarisinde geçerliliğini koruyan ve mekan kurgusuna katkısı olan güneş kırıcılar, hayat-avlu sistemleri, gölgelendirilmiş dar sokaklar, kütleleri bağlayan ve ayıran sirkülasyon alanları, teras kullanımı ve kütlelerde çıkma gibi mimari özellikler tasarımı yönlendirmiştir. Sosyal alan, il müdürlüğü ve çevre yapı kullanıcılarını davet eden, toplayan, buluşma alanı olan meydan ve onu destekleyen kentsel amfi-peyzaj alanın çekiciliğini arttırmaktadır. Kurslar, geleneksel el sanatları atölyeleri, satış birimleri, uygulamalı tarım alanları ile sosyal sürdürülebilirlik sağlanmıştır.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
” GELECEK NESİLLERİN GEREKSİNİMLERİNİ TEHLİKEYE ATMADAN BUGÜNÜN İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI”
Sürdürülebilirlik açısından çevreye daha uyumlu bir bina olması için;