Proje raporu:
Kayseri kent merkezi, 2010 yılı verilerine göre 630.000 kişiyi geçen yerleşik nüfusuyla Anadolu’nun en hızlı gelişen kentlerindendir. Kent ekonomisi temel olarak sanayi ve ticaret sektörleri ile biçimlenmiştir. Kentin zengin kaynakları, kolay erişilebilirliği ve hızlı gelişme potansiyeli, yakın bölgesindeki diğer kentlere göre Kayseri’yi gittikçe öne çıkarmaktadır.
Ticaret ve sanayinin yanı sıra, özellikle son yıllarda turizm ve hizmetler sektörü de hızlı bir yükseliştedir.
Bu durumdan kentin bütün dinamikleri gibi eğitim sektörü de etkilenmektedir. Kayseri’de bir devlet üniversitesi ve özel üniversiteler aktif olarak eğitim vermektedir.
Yeni kurulması planlanan Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi (KAGÜ) de temel olarak eğitim ve uygulamayı birleştirmek, yakınındaki organize sanayi bölgesi ve Kayseri kenti ile doğrudan ilişkiler kurarak bölgede özellikle sanayi ve teknoloji eksenli bir gelişmeyi desteklemek, kentin sosyal ve kültürel yaşamına yeni bir açılım oluşturmak üzere gündeme alınmıştır.
GENEL KAVRAMSAL YAKLAŞIM
Üniversite kampüsleri, küçük ölçekli kentsel yaşam alanlarıdır. Genellikle kentsel yerleşimlerin uzağında bulunmaları, ya da onunla kontrollü bütünleşebilen yapıları nedeniyle, kendilerine yeterli olma zorunlulukları bulunmaktadır.
KAGÜ kampus alanı da yer seçimi itibariyle Kayseri kentsel alanından, dolayısıyla da kentsel servislerden uzaktadır. Komşu alanlarda doğrudan etkileşim içinde olabileceği yapılaşmış bir kentsel çevre bulunmadığı için, henüz hiç yapılaşmamış bir alanda sağlıklı bir başlangıcı ve sürekliliği sağlayabilecek ilişkiler örüntüsünü kendi dinamikleri içinde üretebilmesi gerekmektedir.
Bir başka deyişle, kampus uygulamasının ilk gününden itibaren öncelikli işlevleriyle yaşayan ve zaman içinde geliştirilebilecek bir organizmanın oluşturulması, ve bunun sürdürülebilir olması gereklidir.
Her tür ve ölçekteki insan yerleşmelerinin ilk kez var olduğu günlerden bugüne kadar, “yaşayan” dokular birkaç istisnası dışında her zaman nüfusun, ekonomik ve sosyal ilişkiler örüntüsünün en yoğun olduğu, kolay ulaşılabilir yerlerde ortaya çıkmıştır.
Bir kampus kurgusunda ise ihtiyaç programının ilk günden tanımlanabilmesi neredeyse olanaksızdır. Dolayısıyla, zaman içinde hem kullanım kararlarında, hem de gelişme stratejilerinde bazı değişiklikler yapılması kaçınılmazdır.
Bütün bu nedenlerle, KAGÜ tasarım yaklaşımımızın öncelikli kriterleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
1) Kendine Yeterlik
2) Yoğunluk ve Bütünlük
3) Kolay Ulaşılabilirlik
4) Kullanım Esneklikleri
5) Gelişme Esneklikleri
6) Sürdürülebilirlik
TASARIMIN BAŞLANGICI
Tasarım çalışmaları, elde edilebilen bilgi, belge ve bazı verilerin değerlendirilmesiyle başlamıştır.
Bu aşamadaki çalışmaların temel hedefi, daha önce belirlenen kriterlere uygun olabilecek bir üniversite yerleşiminin kampus sınırları içinde nereye ve hangi şekilde konumlanması gerektiğini tespit etmek olmuştur.
Bu çerçevede, öncelikle yürürlükteki imar planları incelenmiş, komşu alanlarda planlarla elde edilmiş olan kazanılmış hakların gözetilmesi amacıyla ve hukuken sorunsuz bir uygulama için, kampus alanını çevreleyen imar yolları KAGÜ’nün uygulanabilir kampus sınırları olarak değerlendirilmiştir.
Daha sonra, yer seçimi yapılmış kampus alanının topografik ve jeolojik özellikleri ile meteoroloji verileri analiz edilmiştir. Hazırlanan etütlerin birlikte değerlendirilmesiyle yerleşime uygun olmayan alanlar belirlenmiştir.
Böylece ortaya çıkan yerleşilebilir alanlar içinde, ulaşım avantajları ve gelişme esneklikleri de göz önünde bulundurularak, kampus alanının güneydoğusundaki en düşük göreceli eğime sahip, yoğun ve bütüncül bir yerleşime elverişli alan, yapılaşma için en uygun yer olarak belirlenmiştir.
Güney, güneybatı ve güneydoğu yönelimli alanlar, bir kampus yerleşimi için öncelikle tercih edilebilecek alanlar olmakla birlikte, söz konusu bu alanlar kampus sınırları içinde birbirinden ayrık durumda ve çok küçük parçalardan oluşmaktadır. Bu nedenle kampus yerleşiminde belirleyici bir unsur olamamıştır.
KAGÜ yerleşkesi arazinin güney-doğu sınırına yaslanmıştır. Böylece mevcut Kayseri – Malatya karayolundan kolay algılanabilen ve gelecekte büyüme alanı olarak vadi geometrisini açık bırakacak bir tasarım yaklaşımı benimsenmiştir.
Bir tarafa yaslanma ve diğer tarafa yönelme, aslında kampus organizmasının temel bir refleksi olarak algılanabilir. Sınırlara yaslanılan bölümlerde yer alacak unsurlar, zaman içinde gelişme ihtiyacı en az olabilecek fonksiyonları içerecektir.
MAKROFORM ARAYIŞLARI
Tanımlanan yapısal program gereği, KAGÜ’de kullanım özelliklerine göre farklılaşan 2 ayrı bölgenin ortaya çıkması öngörülmüştür:
1) Yalnızca Üniversite Tarafından Kullanılacak Bölge
2) Yöre Halkıyla Ortaklaşa Kullanılacak Bölge
Bu iki bölge birbiriyle fiziksel olarak yakın, ama üniversite yönünde kontrollü bir geçirgenliğe sahip olmak zorundadır.
Birinci bölgede akademik ve idari işlevler, rekreatif kullanımlar ve barınma olanakları yer alacaktır. İkinci bölgede ise müze, kongre merkezi ve bilim merkezi gibi sosyal-kültürel kullanımlar ile spor olanakları bulunacaktır.
Diğer taraftan, verilen yapısal programda yer alan kullanımlar, alan büyüklükleri ve birbirleriyle kuracakları öngörülen ilişkilere göre gruplanmıştır.
Geliştirilecek kampus tasarımı için bir bölgeleme ve aynı zamanda farklı birimler arasında bir kümelenme kaçınılmazdır.
Çalışmanın bu aşamasında dünyanın çeşitli bölgelerinde bugüne kadar uygulanmış bazı kampus makroformları gözden geçirilmiş, bunların KAGÜ’ye uyarlanabilirliği konusunun avantaj ve dezavantajları tartışılmıştır.
Yapılan değerlendirmeler sonrasında, hem belirlenen kriterlere en kolay uyum sağlayabilecek, hem de olası gelişmeler için esneklikler içerebilecek bir form oluşturduğundan; yerel eşiklerle ve uygulama etaplarıyla biçimlenen kompakt bir yapının, grid bir şema üzerinde uygulanmasına karar verilmiştir.
Kompakt olma durumu, tasarımın önemli hedeflerindendir.
Kompakt grid şema, bütün birimler arasında minimum mesafe, dolayısıyla engelli ve yaşlı kullanıcılar için maksimum kullanım kolaylığı, kentlilerle ortak kullanımlı alanların kolaylıkla ayrıştırılabilmesi, minimum altyapı yatırım maliyetleri, etaplama esneklikleri, olası program değişikliklerine kolay uyum sağlayabilme, imalat kolaylıkları, düşük işletme maliyetleri gibi birçok avantajlar içermektedir. Kompakt tasarım nedeniyle, enerji kayıpları da minimum düzeyde gerçekleşecektir.
TASARIM PRENSİPLERİ
Kampüs alanı kent merkezine araçla 15 dakika mesafede Kayseri-Malatya karayolu üzerinde yer almaktadır. Kampüs için ayrılan arazi yaklaşık 3,5 milyon m2 dir ve üzerinde herhangi bir yerleşim ya da kayda değer bitki örtüsü bulunmamaktadır.
Bu anlamda tasarımın çözmesi beklenen en büyük problem, bu tanımsız ve eğimli boşluğa nasıl bir tanım getirileceğiyle ilgilidir.
Boşluğun tanımlanması, coğrafi ve doğal verilerden başka, bağlam dışı güçlü referanslar gerektirir.
Tanımlama ve mekan üretme, esasen hem mimarlığın hem de kentsel tasarımın öncelikli konusudur.
Sunulan ihtiyaç programında bu tanımlama problemi en saf haliyle tasarımcının karşısında durmaktadır.
Tasarımların bu temel tanımlama problemine yaklaşımı çok çeşitli şekillerde olabilir.
Çevre belirleyicilerin ve referansların böylesine zayıf olduğu bir proje alanında tasarımın ilk ve en temel kararı mümkün olduğunca kompakt bir şema içinde yapıların bir arada tanımlar geliştirdiği bir düzeneği kurabilmektir.
Böylece kampüs içindeki yaya ulaşım mesafesinin minimumda tutulması, araç ulaşımının sınırlı ve en az mesafede çözülmesi, yeterli yoğunluk ile birlikte güçlü mekansal tanımlar geliştirilmesi ve boşlukta sıkıştırılmış bir yerleşke ile boşluğa güçlü bir tanım getirilmesi olanaklı hale gelmektedir.
Birbirine yaklaştırılmış yapılardan oluşan kompakt bir kampus ile üretilecek ara ve ana mekanların kalitesi, tarihi geçmişimizde kısmen kentsel, kısmen kırsal karakterlerde rastladığımız gibi daha üst düzeyde olabilecektir.
Sıfırdan üretilen bir kampüste yaşayan mekanların oluşma olasılığını arttıracak mimari ve kentsel hamleler çok kritiktir. Tasarımda bu yaşayan ve yaşatılan mekanların oluşma olasılığını en üst düzeye taşıyacak birbirine sokulma sıklaşma prensibi benimsenmiştir.
Bu aslında bir arada olma, bir sofrada bazen aynı tepsiden yemek yeme gibi ritüelleri olan bir topluluk için son derece doğaldır. Tasarım, özünde bu çok doğal insan ilişkilerindeki ve tarihi referanslardaki kent karakterinde rastladığımız ilişkiyi kampus tasarımı ile master plan ölçeğine taşımayı hedeflemektedir.
ÇEVRE İLİŞKİLERİ VE BAĞLANTILAR
Kampüs alanı ile kentin ilişkisi bir süre Kayseri-Malatya karayolu üzerinden sağlanacaktır. Çünkü kampus alanının yakın çevresinde, imar planlarında öngörülen gelişmelerin oluşması için birkaç yılın geçmesi gerekecektir. Bu nedenle kampüse giriş ve çıkışlar, mevcut Kayseri-Malatya karayolu üzerindeki iki ana kapıdan yapılacaktır.
Bu kapılar aynı zamanda üniversite ve Kayseri kentinin ortak kullanım alanlarına açılım sağlamaktadır. Ortak kullanım alanları, kent sakinleri tarafından serbestçe kullanılabilecektir.
Üniversitenin kuzeyde henüz proje aşamasındaki çevre yolu ve toplu konut alanı ile olan ilişkisi şu aşamada ikincil bir unsur olarak değerlendirilmiştir. Sonraki gelişme etaplarında bu yönde de bir bağlantı oluşturulacaktır.
Kampüs sınırları içinde 100 metre genişlikteki bir bantın öncelikle ağaçlandırılarak düzenlenmesi ve kesinlikle yapılaşmaya açılmaması öngörülmektedir. Böylece üniversitenin kontrollü geçirgen yapısı ağaç peyzajla da tanımlanırken, aynı zamanda bölgede bir koru ve mikroklima oluşturulması hedeflenmiştir.
Büyük ölçüde batı yönelimli olması ve düzenli eğime sahip bir topoğrafyaya oturması nedeniyle, kampüsün yerleşik dokusunun neredeyse her noktasından güneybatıdaki Erciyes Dağı ile görsel bir ilişki kurulabilmektedir.
ESNEKLİK
Öncelikli tasarım kriterleri arasında yer alan esneklik kavramı, tasarım konseptinin en önemli avantajlarındandır.
Bu kapsamda esneklik kavramı, hem zaman içinde farklılaşabilecek kullanım biçimleri açısından, hem de olası gelişmelere uygun zemin hazırlayabilmek açısından önemli olanaklar sunmaktadır.
Yapıların bugünkü programdan daha farklı amaçlarla da kullanılabilmeye uygun olması, kullanım esnekliği sağlamaktadır.
Gelişim açısından ise iki tür esnekliğe ihtiyaç vardır:
1) Herhangi bir bölüm, gelecekte bugün öngörülenden daha fazla kullanım alanına ihtiyaç duyabilir ve mevcut yapısına komşu ek binaların yapılabilmesi gerekebilir.
2) Üniversiteye bugünkü programda yer almayan yeni bölümlerin ve/veya bağlı birimlerin eklenmesi gerekebilir.
Bölümlerin kendi yerindeki genişleme talepleri, komşu rezerv alanlarda karşılanabilecektir. Bu alanlar ilk etapta tesviye edilerek ihtiyaca göre yeşil alan veya otopark olarak kullanılabilecektir.
Mevcut bölümlerin gelişme ihtiyacı ortaya çıktığında, tercihe bağlı olarak ilk kat yeşil alan, geçiş alanları ya da otopark olarak kullanılmak üzere, üst katlar ilave yapılar olarak değerlendirilebilecektir.
Üniversiteye yeni bölümlerin eklenmesi durumunda ise, mevcut yerleşkeyle bütünleşen rekreasyon alanının diğer tarafındaki batı ve kuzey bölümleri gelişme alanı olarak değerlendirilecektir.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Çalışmada sürdürülebilirlik iki yönlü ele alınmıştır:
1) Tasarım Stratejisi Olarak Sürdürülebilirlik
Kampüsün kendi enerjisini üreten sıfır karbon ayak izine sahip bir yerleşke olmasındansa aktif ve pasif enerji sistemlerinin iç içe uygulandığı, mevcut altyapı sistemine olan yükün azaltıldığı duyarlı bir kurgunun KAGÜ için daha uygun bir çözüm olacaktır. Bu doğrultudaki uygulamalar ve/veya öneriler şöyle sıralanabilir:
Tasarım:
Yayaya ve bisiklet kullanımına öncelik veren, elektrikli araç kullanımını teşvik edici yoğun yerleşim planlaması
Yoğun yerleşim planlamasının getirmiş olduğu en az ölçüde altyapı maliyeti
Rüzgârdan ve güneşten yüksek seviyede yararlanmaya dönük yerleşim
Modüler, bakım gerektirmeyen yeşil çatı uygulamaları
Rüzgârı, güneşi ve yörenin iklimsel koşullarını dikkate alan peyzaj önerileri
Geri dönüşümü sağlanabilecek kampüs içi atık ayrıştırma merkezi
Pasif ısınımı en yüksek seviyede kullanmak ve doğal aydınlatmadan, havalandırmadan olabildiğince yararlanmak amacına yönelik avlulu kurgular
Malzeme:
Isıya ve hava geçirgenliğine karşı iyi yalıtılmış uygulamalar
Embodied (bir malzemenin elde edilmesinden üretimine kadar olan sürede harcadığı toplam enerji) enerji düzeyi az olan malzeme kullanıma ağırlık verilmesi, yöresel taş, beton ahşap gibi
Yıkım aşamasında malzemelerden yüksek seviyede geri dönüşüm sağlayacak yalın tasarım detayları ve malzemeler
Zararlı organik bileşenleri olmayan ya da düşük seviyede malzeme seçimi
Geri dönüşümü yüksek içerikli malzeme seçimi
Peyzaj:
İleride daha geniş sağlıklı bir eko sistem oluşturacak yeşil kampüs alanı
İnşaat aşamasında kaldırılan üst katman verimli toprağın yeşil alanlarda yeniden kullanılması
Kuzey bölümlerde rüzgar kırıcı ağaçlandırma
Teknoloji:
Su kaynaklarının en az ölçüde kullanımı; suyun kaynağında az tüketilmesine yönelik armatürler ve geri dönüşüm stratejileri
Araziye uygun rüzgâr türbinleri, fotovoltaikler, solar panelleri ve yeraltı ısı pompaları ile enerji ağının yükünün azaltılması
Enerji verimli aydınlatma elemanları ve mekânlarda kullanıcı algılayıcıları
2) Eğitim Stratejisi Olarak Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir bir kampus, tasarımın ve inşaatın gerçekleşmesini sağlayacak disiplinler dışında kampüsün var olmasını sağlayan tüm kullanıcıların katkısıyla oluşturulabilir. Bu nedenle konunun yalnızca bir tasarım unsuru olarak değil, aynı zamanda bir eğitim stratejisi olarak da ele alınması gerekir.
Üniversitenin sürdürülebilirliği konusunda uzun vadeli stratejik yönetim planı; eko-kampüs yönetim birimleri oluşturulması; bu kapsamda öğrencilerden ve kullanıcılardan beklentileri içeren tanıtım broşürleri; öğrencilere, akademik personele ve üniversite bünyesindeki sürekli eğitim merkezine dışarıdan gelecek kişilere bilgiler aktarabilecek olan uygulamalı Sürdürülebilir ve Ekolojik Yaşam dersleri, kurslar, seminerler; kampus içinde işaretlemeler ve noktasal uygulanan stratejilerin açıklanması; sürdürülebilirlik konulu proje geliştirme yarışmaları; yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılması ve geliştirilmesine öncelik veren teknopark ile üretimine yönelik teknik eleman yetiştirecek bölümler açılması bu kapsamda yapılabilecek uygulamalardandır.
ETAPLAMA
Kampüs alanındaki ilk etap uygulamaları, güney girişinden batıya doğru uzanan ana arter boyunca, ve lineer bir kurgu ile gerçekleşecektir. Bu etapta kampus yerleşiminin tamamı için ağaçlandırma çalışmaları başlatılacaktır.
İkinci etapta kampus gelişimi kuzeye doğru devam edecek ve programda tanımlanan kullanımların tamamını içeren makroformuna ulaşacaktır. Ortak kullanımlı alanlar bu etapta tamamlanacak, daha sonraki etaplara bırakılmayacaktır.
Programda bugünden öngörülemeyen farklı bölümlerin yer alması gerekirse, gelişme alanları olarak tanımlanan bölümlere doğru ve derenin batısına uzanan bir gelişme stratejisi izlenecektir.
Zaman içinde daha fazla alan kullanımı gereği ortaya çıkarsa, mevcut lekeden kopuk gelişme alanları da düzenlenebilecektir.
ULAŞIM
Kentten kampüse ulaşım genel olarak toplu taşım araçlarıyla ve özel araçlarla sağlanacaktır.
Kampüs içinde düzenlenen toplu taşım durakları, ana yaya bağlantılarına ve stadyum, yurtlar bölgesi, kütüphane, rektörlük gibi yoğun kullanım odaklarına komşu durumdadır. Bu odaklara yakın konumda düzenlenen otoparklar, taşıt trafiğini desteklemektedir.
Ayrıştırılmış bisiklet yolları ise ulaşım şemasının önemli bir tamamlayıcısıdır. Bu bisiklet yolları, geçişler dışında taşıtlar ve yayalar tarafından kullanılmayacaktır. Diğer taraftan bisikletliler, taşıt ve yaya yollarını kontrollü olarak kullanabilecektir.
Kompakt yerleşim formunun en büyük avantajı yayalar içindir. Kampüs tasarımında birbirinden en uzak akademik birimler arasındaki mesafe 600 metre dolayındadır. Bu durum, en az yolculuk ile en çok yere en kısa zamanda ulaşabilmeyi mümkün hale getirmektedir. Yaya ulaşım sistemi, meydanlarla ve geçirgen avlularla tamamlanmaktadır.
REKREASYON
Kampüs alanının rekreasyon ekseni, vadi tabanının ve mevcut derenin düzenlenmesiyle elde edilecektir. Bölgenin ağaçlandırılması ve dere üzerinde yer yer küçük göletlerin oluşturulması öngörülmüştür. Rekreasyon alanındaki bu göletlerin yakınında kafe ve restoranlar yer alacak, bunların dışındaki küçük sosyal üniteler, folklor araştırmaları grubu, dağcılık kulübü, doğal yaşam gözlemcileri, vb sosyal toplulukların kullanımlarına ayrılacaktır.
Ağaçlandırılacak alanlarda kilometrelerce uzanan rekreatif amaçlı yürüyüş ve bisiklet parkurları yer alacaktır.
Yurtlar bölgesine komşu alanlarda düzenlenen hobi bahçeleri ve ağaçlandırmaya uygun olmayan bölümlerin tarım amaçlı olarak düzenlenmesi, rekreatif kullanımların tarımsal üretimle buluşması niteliğindedir.
Rekreatif unsurların bir uzantısı olarak da değerlendirilebilecek olan spor tesisleri alanı, kentli halk ile ortak kullanılacak alanlardan biridir. Bu alanda bir meydan ve çevresinde çok amaçlı kapalı salon, yüzme havuzu ve stadyum bulunmaktadır.
GENEL YAPI TİPOLOJİSİ – AVLU BLOKLAR
Kampüs alanında yapılaşmalar, genel olarak ortak mekanların hiyerarşik kullanımı ve geçirgenliği ile tanımlıdır. Bu bağlamda en genel tanımıyla avlu bloklar ve varyasyonları, yapı tipolojisinin omurgasını oluşturur.
Selçuklu ve Osmanlı kentlerinde de sıkça rastlanan avlulu yapılar, Türk gelenek ve göreneklerinin, kültürel motiflerinin ve sosyal yaşamının biçimlenmesinde çok önemli rol oynamıştır. Avlu kurgusu, kültürümüzün günümüzde unutulmaya yüz tutmuş esas motiflerinden biridir.
Kampüs tasarımında modernize edilerek üniversite yapılarına uyarlanan avlu tipolojisiyle de bugünlerde özlemle anılan komşuluk ilişkilerine göndermeler yapılmıştır.
Avlu, her şeyden önce sosyal bir mekandır. Yapının dışarıya ve içeriye açılan iki farklı yüzü olmasına olanak sağlar. Aynı zamanda ışıklanma konusunda ve sert kara ikliminin zorlu etkilerinden korunma açısından önemli avantajları vardır.
Avlular, kademeli bir geçirgenliğin ilk aşamasıdır ve yalnızca o yapının kullanıcıları tarafından kullanılan, bir anlamda yarı kamusal mekanlardır. Bu yapı türü ayrıca kendi içinde tanımladığı mekan ile bir dış mekanı ve yine kendine özel bir iç mekanı tanımlayabilmektedir. Meydanlar ise hem geçiş, hem de toplanma alanları olarak işlev gören kamusal alanlar olarak değerlendirilebilir.
Avlu bloklardan oluşan kompakt yapılaşma ile oluşan çok katmanlı durum ve yumuşak hiyerarşi, kampüse ihtiyacı olan mekansal derinliği verecektir.
Avlu bloklar sadece kendi içlerinde mekansal tanımlar geliştirmezler. Ayrıca birden çok avlu blok bir meydanı tanımlayarak çeşitli fakültelerin ortak kullanabileceği bir üst ölçekteki açık alanları da tanımlamış olurlar. KAGÜ kampüs tasarımında da yoğun kullanımlar içeren yapılarla tanımlanan meydanlar, ve yaya bağlantıları, yapının içindeki avlularla bütünleşmektedir.
Buna ek olarak, arazi üzerindeki kot farklılıkları yine avlu blokların içerisinden sağlanan geçiş imkanları ile kampus içinde kısa yolların ve alternatif mekanların oluşmasını sağlayacak unsurlara dönüşür.
YAPISAL VARYASYONLAR VE MİMARİ DİL
Tasarım çerçevesinde avlu blok türü yapılaşmaların tanım güçleri ve mekansal potansiyelleri hem yapı hem de yerleşke ölçeğinde test edilmiştir.
Üretilen mekanların sınıflandırılması farklı ölçeklerde ele alınmıştır. Ayrıca üretilen mimari dil, çeşitli yapısal elemanlar ile çeşitlendirilerek kampus içinde hem bir mimari dil birliği hem de çeşitlilik olması sağlanmıştır. Bu çeşitlilik fakültelerin karakterlerine göre değişen plan, cephe düzenleri ve yapısal malzemeler ile sağlanmaktadır.
Kampüs alanındaki bütün yapılar avlu blok olarak düzenlenmemiştir. Kütüphane, kongre merkezi-bilim merkezi-müze kompleksi vb yapılar, üstlendikleri işlevlerle de bağlantılı olarak, farklı kullanıcı grupları için önemli odaklar oluşturmaktadır.