Katılımcı, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ RAPOR

Bellekte yer etmek, unutulmamak, canlı kalmak…

Birey, yaşamı boyunca biriktirdiği anılarıyla bireysel bellek yazımını oluşturur. Bu yazıma kimi zaman bir eşya ya da mekan, kimi zaman bir koku, ses ya da tat eklemlenir ve o anda yaşanan(lar) belleğe kazınır. Bu sebeple hafızada yer eden tüm olaylar, kişi ya da kişiler bireysel bellekte katmanlaşarak birikir ve söz konusu bu katmanlaşma tarihsel bir üst üste gelişi de simgeler. Toplumsal bellek yazımı da tıpkı bireysel belleğin oluşumu gibi temsil ettiği topluma ilişkin kodlarla yazılır ve yine tarihsel bir süreklilikte art arda dizilir. Toplumsal açıdan ele alındığında savaş, barış, doğal afet ya da göç gibi olayların toplumsal belleği şekillendirdiği ve hatta dönüştürdüğü söylenebilir. Özellikle savaş unsurunun o anda tesir ettiği tüm toplumları ya da toplulukları çoğunlukla derin bir biçimde etkilediği ve böyle etkili bir sürecin bireysel ve toplumsal belleklerde edindiği yerin de bir o kadar derin olduğu kanısına varılabilir. Nitekim bellekte “yer eden” ve derin etki bırakan olay(lar)ın “unutulmaması” ve “canlı kalabilmesi” hatırlatıcı bir unsura ihtiyaç duyar. Bu bir anlamda geçmişle bağlantı kurma, o anı anma, orada kalma eylemidir. Anıt kavramı da hatırlama eyleminin simgeye dönüşmüş bir biçimi olarak geçmişle kurulan bağlantının ve dolayısıyla yaşanan zamandan çok daha uzaklara ötelenmenin kuvvetli bir aracısıdır. Bu sebeple anıt, tarih boyunca yaşanan olayların, kişi ya da kişilerin zamana direnme şekli olmuştur.

Kore Savaşı (1950-1953) Üzerine…

Tarih boyunca savaş ve barış kavramları madalyonun güçlü birer yüzü olarak birbirini takip etmiş ve üzerinde var olduğu coğrafyaları negatif ve pozitif yönleriyle etkilemiştir. 1950-1953 yılları arasında temelde Kuzey ve Güney Kore arasında yaşanan savaşta birçok dünya ülkesi de taraf olmuş ve bu ülkelerden biri olan Türkiye, Birleşmiş Milletler’in çağrısına uyarak Amerika ile birlikte Güney Kore’nin yanında yer almıştır. Bilinmeyen bir coğrafyada savaşa girmenin vermiş olduğu psikolojik etmenlere rağmen Türk askerinin Dünya tarihine geçecek bir duruş sergilediği kayıtlarla ortadadır. Ancak yine de bunun bir savaş olması hali çok sayıda insan kaybı (sivil halk ve askerler) ve haliyle Türkiye açısından da 721 şehitle neticelenecek bir sonucu beraberinde getirmiştir. Buna ek olarak çok sayıda yaralı asker, esir ve kayıpların da yaşandığı belirtilmelidir. Yakın Türkiye tarihinde yer alan böyle bir savaşın anılması ve yaşananların bellekteki yerinin pekiştirilmesi gerekliliğiyle mekansal bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu mekansal düzenleme, bulunduğu kentsel dokuda kendi kimliğini oluşturacak ve toplumsal mesajını aktaracaktır. Savaşın izlerini toplumsal bellekte canlı tutmak suretiyle, onun negatif yönlü etkileri yerine kolektif bir bilinçle barışın inşasını simgeleyecek bir mekansal düzenleme gereksinimi toplumsal belleğin de yeniden inşasını sağlayabilir.

Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Tasarım Kurgusu Üzerine…

Lüleburgaz’ın kuzey çeperinde yer alan proje alanı, kuzeyde Kaynarca Deresi, güneyde sık ağaç dokusu, batıda Hamitabat Yolu, doğuda ise ana ulaşım aksı olan Pınarhisar yolu ile sınırlanır. Alanın güney ucu ve batı sınırında yer alan yeşil dokunun korunabilmesi maksadıyla, merkezden kuzeye doğru ilerleyen lineer bir yapı yerleşim kurgusu öngörülür. Söz konusu kuzey-güney yerleşim aksını dik keserek Hamitabat Yolu’ndan erişimi de sağlayan ikinci bir aks, tören alanıyla birleşir ve yerleşim kurgusunun biçimlenişini tamamlar. Birbirini dik kesen iki aks etrafında şekillenen yerleşim planında, sık ağaç dokusuyla kaplı güney bölümü lineer kurguyu destekleyen sert zemin uygulamalarına ayrılmıştır. Ayrıca söz konusu bu alanda gece kullanımının yaratacağı görsel etki düşünülerek, alan prizmatik aydınlatma elemanları ve oturma birimleri ile desteklenmiştir.

Ana ulaşım aksı olarak beliren Pınarhisar yolu üzerinde öngörülen otobüs durağı, toplu taşıma yoluyla alana erişimi sağlar. Böylece bu noktadan alana ulaşan yayalar güvenlik biriminden geçerek yapıya yönlendirilir. İki katlı olarak tasarlanan yapıya giriş güney aksından sağlanır ve bu alan zeminde yer alan su ögesi ve iki kat boyunca yükselen mermer duvar ve geniş giriş saçağı ile tanımlanır. Ayrıca zemin katta kuzey aksında ikinci bir giriş (protokol girişi) yer alır. Her iki girişi doğu aksında konumlanan tören alanından arkadlı bir üst örtü (alle) ayırır. Kuzey-güney boyunca ilerleyen bu üst örtü, kuzeyde konumlanan otopark alanından ana girişteki güvenlik birimine kadar uzanan doğrultuyu tanımlar.

Yapının zemin katında girişi karşılayan bir danışma ve fuaye alanı, kafeterya, geçici sergi alanı, medya gösterim alanı, satış birimi, şeref salonu ve düşey sirkülasyon alanı ile ıslak hacimler yer alır. Kafeterya alanı doğu aksındaki dış mekana da taşarak iç-dış ilişkisi içerisinde bir kullanım sağlar. Zemin katta galeri içerisinden birinci kata kadar uzanan düşey bir vitrin tasarlanmış olup söz konusu vitrinde savaşa katılan askerlere ait silah, üniforma, kask vb. gibi kişisel eşyaların sergilenmesi öngörülmüştür. Galerinin birinci katla kesiştiği düşey düzleminde perfore metal kaplama kullanılarak bu yüzey üzerinde dijital bir sergileme alanı oluşturulmuştur. Yapının birinci katında ise; kalıcı sergi alanı, mini kafeterya ve bununla bağlantılı bir açık sinema alanı, düşey vitrin, fotoğraf arşiv odası (zamanda yolculuk), okuma salonu, yönetim birimleri ve ıslak hacimler konumlandırılmıştır. Zemin kattan birinci kata yükselen ve yapı kütlesinde lineer bir bölünmeyi okunaklı kılan mermer duvar, aynı zamanda birinci katta yeşil dokuya ve tören alanına açılan açık sinema alanını tanımlar. Söz konusu bu açık alan ile yapı içerisinde bir kent terası oluşturulması amaçlanır.

Yalın ve lineer bir mimari üsluba sahip yapı, açık, yarı açık ve kapalı alanlarıyla beraber içerisinde bulunduğu alana naifçe dokunma kaygısı taşır. Kitlesel bütünlüğün bu alandaki en önemli tamamlayıcılarından biri olan tören alanı, sert ve yumuşak zemin dokusunun iç içe geçtiği bir akış içerisinde doğu aksında biçimlenir. Savaşma eylemi yerine barışın inşası olgusuna vurgu yapılan bu alanda, simgesel bir anıt imajının aksine bu inşayı temsil edecek kolektif bir biçimlendirme süreci kurgulanmıştır. Bu süreç doğrultusunda metal bir konstrüksiyon tasarlanmış ve biçimlendirme eyleminde kullanılması öngörülen tuğlalar alana yerleştirilmiştir. Buradaki asıl hedef ziyaretçilerin bu tuğlaları konstrüksiyon içerisine yerleştirmelerine dayalı kolektif ve her seferinde farklı biçimlerde şekil alan bir anıt inşasını oluşturmaktır. Böyle bir süreçle amaçlanan savaşın hatırlanmasından ziyade beraberce barış içerisinde yapılacak olanın vurgulanması ve belki de toplumsal bellekte canlı kalması gerekenin barış olgusu olduğudur.

STATİK RAPOR

Tasarlanan bina planda kısa kenarı, 19 metre, uzun kenarı 60 metre olmak üzere, dikdörtgen bir plana sahip tir.

Bina taşıyıcı sistemi (perde ve kolonlar) kat planında birbirlerine dik doğrultulu eksenler boyunca oluşturulmuştur. Taşıyıcı sistemin; düşeyde perde ve kolonlardan, yatayda ise Kirişlerden ibaret çerçevelerden oluşturulması düşünülmüştür.

Bina kat planlarında en küçük açıklık 4.00 metre, en büyük açıklık 10.00 metre dir.

Kısmi Bodrum kat, zemin kat ve birinci kattan oluşan binanın kat yükseklikleri; Bodrum katta 4.00 metre, zemin katta 4.00 metre, Birinci katta ise 4,00 / 5.00 metre olarak tasarlanmıştır.
Yapıda kirişli plak döşeme ve kaset döşeme kullanılacaktır.

Bina temeli, kirişli radye temel olarak tasarlanmıştır. Zemin etüd raporunda belirtildiği üzere temel tabanı, bitkisel toprak derinliği olan 1.30 metrelik kısmın altında belirlenecektir.

PEYZAJ RAPORU

Proje alanının güneyde mevcut Fraxinus Sp (Dişbudak), Populus Alba (Akkavak) ağaçları korunarak ağaç nitaliğinde bırakılıp yıllık budamaları yapılması önerilmiştir. Tören alanında yol ile sınır oluşturulması amacıyla Acer Palmatum (Japon Akçaağacı) kullanıldı. Tören alanının kuzey sınırında ise alanda mevcut Populus Alba (Akkavak) ve Cupressus Arizonica(Mavi Servi) ve rüzgarda hoş bir ses çıkaran Populus Tremula (Titrek Kavak) türü kullanıldı.

Alanın kuzeyinde açık otopark yerlerinde karbon-monoksiti üst düzeyde emen ve geniş yapraklarıyla gölge ihtiyacını gideren Hippocastanum (Beyaz Çiçekli At Kestanesi) önerildi. Bu ağaçlar aynı zamanda çok hızlı gelişim göstermektedir.

Yumuşak zemin örtüsü karışım çim tohumu atılması ve çöküntü oluşan yerlerde toprak ilavesi yapılması önerilmektedir.

Etiketler

Bir yanıt yazın