Katılımcı, Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması

PROJE RAPORU

Yere ait olmak ya da olmamak! Savaş gelip geçicidir ve hiçbir zaman bir yere ait olmamıştır. Ama yeri en uç noktasına kadar çok iyi kullanır. Saklanacak, korunacak, gözlenecek, saldıracak, barınacak mekanları bulunduğu çevre koşullarından çok iyi yaratır. Siperler buna güzel örneklerdir. Farklı çevre koşullarına göre farklı şekiller alır ve oranın parçasına dönüşürler.

Türk Ordusunun da yer aldığı Kore savaşında, savaşın acımasız yüzünden gelen kötü olayların yanında ordumuzun da içinde yer aldığı güzel olaylar da yaşanmıştır. Bunun en önemli örneklerinden biri Güney Koreli yetim çocuklar için açılan Ankara Okuludur. 70li yıllarda kapanana kadar bir sürü Koreli çocuğa burada eğitim verilmiş, savaşın yıktığı hayatlarına bir nebze olsa da renklendirmiştir ve kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmuştur.

Kore Savaşından Türk askerinin dönmesinden 65 yıl sonra, oraya giden 241’inci Piyade Tugay Alayı anısına yapılacak olan bu “Anma” alanı için verilen Lüleburgaz arazisinin savaşla fiziki bir ilişkisi olmamasından dolayı bu yere bir çıkış noktası yaratmamız gerekiyordu. Bu bağlamda “Savaş” ve onun “Yere ait olma” durumlarını ve Kore savaşındaki Türk ordusunun hikayesini harmanlayarak tasarım kararlarını aldık. Lüleburgaz’ın kuzeyindeki bu arazinin bize verdiklerini en iyi şekilde kullanarak, kendi savaş dinamiklerini; sığınak, siper ve Ankara Okullarını yarattık. İki yönlülük olarak düşünebileceğimiz, SAVAŞ-BARIŞ, OPAK-GEÇİRGEN, DOĞAL-YAPAY, AYDINLIK-KARANLIK gibi kavramlarla mekanları yaratıp, çevreyi düzenledik

SAVAŞ-BARIŞ

Arazinin yola bakan taraflarını; şehir, kargaşa, gürültü vs.ye olarak algılayıp ona karşı bir barikat olarak düşündük. Ve bu barikat doğanın içinde kaybolarak, iç noktalarda arazinin de verdiği doğal imkanlarla bir Barış bahçesine ve avlusuna dönüştü.

OPAK-GEÇİRGEN

Dış dünyaya oluşturulan bu barikat, siper dışarıya karşı katı ve geçirgen değil. Bazı noktalarda doğayı taklit ettiği için boyutlarını değişen ama opaklığını kaybetmeyen bu dış çeper, kütle hareketleriyle zaman zaman içeriden küçük ipuçları veriyor ve davet ediyor. Müze – deneyim binası ve tören alanından oluşan bu çeper kütlenin iç yüzeyleri ise geçirgen şekilde içerideki renkli avlu-bahçeye bakıyor ve bu noktalara çıkılabiliyor.

DOĞAL-YAPAY

Bu kütle çeperinin yola bakan yüzeyleri betonarmeyken, iç avluya bakan kısımları ise ahşap kaplamaya sahip. Tasarlanan kütle parçalı yapıda ve değişen yükseklikte olduğu için ağaç dokusunun içinde yapay bir kaya kütlesi gibi duruyor.

AYDINLIK-KARANLIK

Kütlenin Müze ve deneyim alanlarını oluşturan noktalar savaşın anılarını taşıdığı için daha karanlık alanlar ve yapay ışıklandırmaya sahipler. Kütüphane, Workshop, Kafe ve Geçici sergi alanları gibi alanlar doğal ışıklandırmaya sahip.

TASARIM KARARLARI

YERLEŞİM-YER İLE İLİŞKİ

Tasarım kararları alırken arazinin doğasının içinde kaybolan, parçalanmış ama birbirine bağlı kütleler kullanmak istedik. Bu bağlamda korunması istenen ağaçlarla ve yoğun ağaçlı bölgeleri işaretleyip, geri kalan bölgeleri inşa edilebilir alanlar olarak kurguladık. Yaptığımız tasarım ağaçlar arasından sokularak ilerledi. Büyük ve tek alan olarak istenen Tören alanı gibi alanları, arazinin daha az ağaç içeren kuzey bölgelerine yerleştirdik. Diğer işlevleri daha insan ölçeğinde olacak şekilde ağaçların arasına yerleştirdik ve kütleleri doğa içerisinde kaybettik. Arazide bulunan ağaçların daha çok yapraklarını döken ağaçlardan oluşmasından ötürü kış aylarında tasarımımız daha çok ortaya çıkacak ve bu sefer kış koşullarına karşı bir siper görevi görecek.

PROGRAM

Verilen ihtiyaç programındaki mekanlar ihtiyacı karşılayacak şekilde sıralandı. En uzun rota senaryo olarak hazırlanan planda, okul gezisine otobüsle gelen bir öğrencinin mekanları nasıl deneyimleyeceği:

OTOPARK —-> ANIT —-> MÜZE VE DENEYİM MEKANLARI —-> KÜTÜPHANE —-> ATÖLYELER —-> KAFE —-> GEÇİCİ SERGİ VE ETKİNLİK ALANI (YÖNETİM veya ŞEREF SALONU) —-> ANIT —-> OTOPARK

Program oluşturulurken Kafe, Geçici Sergi ve Etkinlik alanı, Şeref Salonu ve Yönetim odaları Anıt ve Tören alanıyla direkt ilişkilendirilmiş şekilde. Müze envanteri parçalara bölünüp, daha yürünerek deneyimlenecek alanlara dönüştü. Aynı zamanda mekanın sağladığı deneyimlerle savaş ve barış hisleri; ışık, malzeme, dolu, boş gibi kavramlarla ziyaretçilere hissettirilmeye çalışıldı. Yürünen dar koridorlar bir anda şişip genişleyip sergileme alanlarına dönüşebiliyor. Kırıklı tasarımın sağladığı açılı tavanlara Kore Savaşından görüntüler yansıtılıyor. Mekanın tasarımından dolayı her noktasına kullanılabilmesi, her noktaya dikkat etmenizi gerektiriyor ve her noktadan sürprizlere çıkabiliyor, bir savaşta her an her şey olabileceği gibi.

Ankara Okuluna ithafen ek bir işlev olarak eklenen atölyeler, kütüphaneyle bir bütün halinde olup, kendilerine ait küçük bir avluya sahipler. Bu atölyede Türk-Kore kültürüyle ilgili, özellikle gençlere hitap eden etkinlikler yapılmasını öneriyoruz.

Çay ve Kahve salonu fonksiyonunu daha modern ve günümüz işlevlerine karşılık verecek şekilde Kafe olarak değiştirmek istedik. Ana avluya bakan bu mekan, geçici sergi ve etkinlik alanına direkt bağlı olacak şekilde hizmet veriyor.

Anıt ve Tören alanı yükseltilerek bir kütle oluşturuluyor ve bu kütlenin içine, Geçici Sergi ve Etkinlik alanı, Şeref Salonu, Yönetim ve Servis işlevleri yerleştiriliyor. Geçici Sergi ve Etkinlik alanı iki parçadan oluşur ilk giriş alanı ve 3 metre kot farkıyla oluşturulan bodrum kat alanı. Bu yükseklik farkıyla küçük bir sahne ve amfi alanı oluşturuluyor. Girişteki alan ise kayar camların açılmasıyla iç avluyla bağlanıyor. Buradaki ahşap deckle yarı açık bir alana dönüşüp avluya doğru genişliyor ve yaz mevsimlerindeki etkinlik ve davetler için bir alan oluşuyor.

Kompleksin genelinde iki noktada servis alanları mevcut. Geçici Sergi ve Etkinlik alanındaki 1er adet erkek ve kadın tuvaletleri ve engelli tuvaleti tören alanına da hizmet veriyor. Müze ile Kütüphanenin kesişim bölgesinde ise yine 1er adet kadın erkek tuvaletleri ve engelli tuvaleti bulunuyor.

Tekerlekli sandalye kullanan bireyler için her alana ulaşım kolaylıkla mevcut. Bir tek Geçici Etkinlik Alanındaki amfiden tekerlekli sandalye asansörü yardımıyla inebiliyorlar.

ANKARA OKULU – SANAT

Ankara Okulunda okuyan Güney Koreli çocukları hatırlatmak adına Avlu-İç Bahçe içinde çocuk figürlerinden boşaltılmış metal levhalardan heykeller konuluyor. Bu şekilde ziyaretçilere beklenmedik anlarda Ankara Okulu hatırlatılmış oluyor.

ANIT VE TÖREN ALANI

Savaşın bittiği yerde, Doğa hükmü ele alır. Ama Doğa zaten hep ordaydı. Anıt tek başına duran bir eser olmak yerine binanın ve arazinin genelindeki tasarımın ve doğanın bir parçası oldu. İki parçadan oluşan anıt Türkiye ve Güney Kore’yi temsil ediyor. İki parçanın konumlanmaları birbirine paralel ve dokunmayacak şekilde. Fakat farklı açılardan birbirinin içine geçmiş ve birbirini kollayan, yanında olan iki ülkeyi simgeliyor. Aynı denizaşırı olan Türkiye ve Güney Kore’nin Kore Savaşında birbirinin yanında destek vererek savaşması ve onun getirdiği dostluğu simgeliyor.

İki farklı materyalden oluşan anıtın bir parçası masif ve opak şekilde brüt betondan tasarlanmış ve savaşı, siperleri ve korumayı temsil ediyor. Delikli metalden üretilen parça ise Türk Ordusunun Kore’de savaşa katılan askerlerini betimliyor. Bu delikler içerisinde Kore’de savaşan askerlerimizin adlarının yazdığı künyeler sallandırılıyor. Savaştan sağ şekilde dönebilen askerlerimizin künyeleri paslanmaz çelikten iken, Kore’de şehit düşen askerlerimizin künyeleri zamanla paslanıp renk değiştirecek şekilde tasarlandı. Künyelerin sallanırken çıkardıkları sesler ve kavakların dallarının ve yapraklarının çıkardığı sesler bir araya gelip farklı bir harmoni oluşturacaklar ve bu da mekana farklı bir deneyim olarak eklenecek. Doğayla Tasarımımızın farklı bir birlikteliği ortaya çıkarıyor.

PEYZAJ

Lüleburgaz’ın kuzeyinde yapılması planlanan Kore Savaşı Anma Alanı ve Ziyaretçi Merkezi için tasarladığımız yapı, doğayla yani peyzajla iç içe olan bir tasarıma sahip. Yapı tasarımlarıyla, peyzaj tasarımları birlikte düşünülmüş bütüncül tasarımlar oldular. Genel tasarım anlayışındaki “Savaş”ın “Yeri” en iyi şekilde kullanması durumunu peyzaj tasarımında da devam ettirerek, arazide bulunan peyzaj ögelerinden fazlasıyla yararlandık. Tasarımda bina olarak görülen yapılar aslında büyük ölçekte birer peyzaj birimlerine (mobilyalarına) dönüştüler. Sonradan düşünülen peyzaj durumları yerine, mevcut peyzaj içine mimari tasarımlar yapıldı. Ve bu tasarımları destekleyecek şekilde peyzaj değişiklikleri ve eklemeleri yapıldı.

TANIMLI YEŞİL ALANLAR

AVLU – İÇ BAHÇE

Müze – Deneyim Mekanları ve Tören Alanı-Anıtla çevrili olan alanda, insan ölçeğinde sıcak bir yeşil alan ortaya çıkarılmak istendi. Kavak ve Dişbudak çoğunluğundaki ağaçlar korundu. Bu bölgede 3 adet farklı dikkat noktası hazırlanarak. Buralara bitki havuzu ve oturma birimleri eklendi. Bu bitki havuzunda Güney Kore’nin geleneksel bitkilerinden olan Mugunghwa (Hibiscus Syriacus) bitkisi kullanıldı. Özellikle sıcak mevsimlerde açan pembe çiçekleriyle bu avlunun renk değerlerini karşıladılar. Bu bitki havuzlarının etrafında iki basamaklı betondan yapılan oturma alanları mevcut. Her bitki havuzunun karşısında birer adet oturma-uzanma işlevlerini yerine getirecek peyzaj mobilyaları var. Bu peyzaj mobilyaları form olarak binaların kırıklı ve yükselip alçalan formundan ilham alıyor. Ve aynı şekilde malzeme olarak da beton ve ahşaptan türetilmiş. Bu avlu içerisinde Ankara Okulunda okuyan çocukları hatırlatmak adına içi çocuk figürlerinde boşaltılmış metal levhadan heykeller bulunuyor. Beklenmedik noktalara konulan heykellerle ani hatırlatmalar yapılmaya çalışılıyor. Ana binanın bulunduğu alan önünde ahşap bir deck bulunuyor. Bu ahşap deck, Geçici Sergi ve Etkinlik alanına direkt bağlı. Kayar camlar açıldığında ise mekanlar bütünleşip yarı açık bir mekan oluşuyor ve sıcak havalarda etkinlik ve davetler için bir mekan oluşturuluyor.

İç Bahçede bulunan bütün bitkilerin yaprak dökmesinden dolayı yaprak dökmeyen, ibreli birkaç ağaç eklemeye karar verdik. Kışın oluşabilecek çıplak görüntüyü bir nebze de olsa azaltmak için Kore Göknar’ını kulanmaya karar verdik. Hem Koreye bir gönderme yapıp, hem de çok fazla yükselmeyen ve kışın yeşil kalan bir ağaç olması seçimimizde bize yardımcı oldu. Aynı zamanda G.Kore’deki iklim koşullarıyla Lüleburgaz’ın iklim koşullarının benzer olması. Kışların sert geçip Kore Göknarının buna uyum sağlayabilmesi bu ağacı kullanmamızı sağladı. Anıttaki Asker Kolyelerinin sesiyle, Kavakların yapraklarının çıkardığı seste yine peyzaj tasarımının işitsel bir noktası oldu. Zeminde tamamen sert bir zemin kullanmak yerine (taş vs.) talaş ve kabuk parçalarından sert zeminler yaratıldı.

OTOPARK – ANIT ARASI

Tören alanı ve Anıt için yapay bir yükselti oluşturulunca oraya ulaşmak için de Otoparktan başlayan yapay rampalar yaratıldı. Bu rampalar bölgedeki yeşil alanı parçalara böldü ve tanımladı. Yapılan rampalarda beton ve ahşap malzemeleri kullanıldı. Bu rampalardan biri boyunca yapraklarını dökmeyen Kore Göknarı Alle ağacı olarak kullanıldı. Binalarla benzer formda olan rampala kenar duvarlarından peyzaj mobilyaları elde edildi. Bu üçgen şekilde yükselen beton duvarlara ahşap bank parçaları eklendi. Eski ağaçların korunmayıp tekrardan yeni ağaçlarla yeşillendirilen bölgede koruma olarak verilen ağaç bulunmamaktaydı.

Etiketler

Bir yanıt yazın