Köyden kente göçen, düğününü, nişanını, sünnetini, tiyatrosunu ve sinemasını hep doğa ile iç içe yaşamaya alışıktır. Köy meydanında toplanır ahali. Meydan bir ”Toplanma” alanıdır. Köy meclisleri burada kurulur. Şenlikler kutlanır, yenilir içilir eğlenilir bu alanda. Herkesin yolu mutlaka buradan geçer. Gelenler ve geçenler en güzel kıyafetlerini giyer, süslenir ve burada boy göstermek için meydanın yolunu tutar gece ve gündüz. Burada ağacı, çiçeği, sevgilisi vardır buluştuğu. En güzel anıları bu meydan ile ilgilidir. Hayalleri ve planladığı geleceği de.”Semt Kültür ve Sosyal Etkinlik Evi” yarışma alanı İstanbul’un Anadolu yakasında, Marmara Denizi kıyılarında bütün aktivitesini kendi içinde yaratacak kıyı alanlarının içindedir. Alanda çözüm olarak üretilen fikir; köyden kente göç eden halkın alışık olduğu şekilde etkileşimine olanak sunmak ve modern bir mimari dil kullanarak açık, yarı açık ve kapalı alanların mekânsal örgütlenmesini planlamak üzerine kurulmuştur.
Doku ve malzemenin yalın bir ifade ile görsel bağlamda sunulması kentli olma iddiasını taşımaktadır. Böylece ”mekanın ruhu” üzerinden bir kültürel devinimin gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda sosyal etkinlikler ile kültürel etkinlikler doğal değerler çatısı altında bütünleştirilmiştir.”Geleneksel Anadolu Mimarisi”ne özgü, yapı alanını çepeçevre saran, sınırlandıran, revakların oluşturduğu ”Avlulu Plan” kurgusu tasarımın belirleyici öğesi olmuştur. Revaklı avluyu oluşturan kolonlar, mekanı örgütleme ve şekillendirme amaçlı planlı doluluk ve boşluklar yaratarak açık, yarı açık ve kapalı mekanlara dönüşür. Bu sürprizli dönüşüm ”İç Sokak” ta çatı ışıklıklarından süzülen ışığın gölge oyunlarıyla, mekana ayrı bir sanatsal heyecan katar. Yapının iç-dış mekan birliği iç sokak ve revakların sürekliliği ile kurulmuştur.
Tasarım şeması:1- Kapalı mekanlar : Revaklı bir avlunun iç ve dış çeperine yapışan kültürel ve sosyal birimlerden oluşur. Çok amaçlı salon avlunun iç çeperinde, köşede, avluya hakim bir konumda yerleşmiştir. Salona yapı içinden iç sokakla ve yapı dışından bağımsız bir girişle erişim sağlanmıştır. Böylece tasarımın ana öğesi olan salon, günün farklı saatlerinde, diğer işlevleri etkilemeden kullanılabilme esnekliği kazanmıştır. İç sokak bir omurga olarak kullanılmıştır. ”Omurga” nın dış çeperine yönetim birimi, sanatsal ve kültürel üretim birimleri ve ortak alanlar ”parçalı yapı kütleleri” şeklinde dizilmiştir. Kahve revaklı avlunun dış köşesinde denizle görsel ilişki kuracak şekilde konumlanmıştır.2- Açık mekanlar: Avlu üç bölümden oluşmuştur. Bu bölümler birbirleriyle etkileşim içindedir. ”Ön avlu” yapının ana girişinde yer alır. Kullanıcıları kapalı ve açık mekanlara pergola sistemleri ve ağaçlarla yönlendirir. ”Amfitiyatro avlusu” oluşturulan meydanın köşesinde yer alır, kullanıcıların toplanma, dinlenme, açık hava gösterileri gereksinimlerini karşılar. Ağaçlar sahne etrafında dizilerek sınırlandırılmış bir pozitif alan yaratır.”Açık Etkinlik avlusu” ağaçların gölgesinde kermes, açık sergi alanı, açık hava düğünü, yemekli toplantıların yapılacağı yazlık bir alan olarak tasarlanmıştır.
Bina strüktürü ve malzemesi:Bina taşıyıcı sistemi betonarme karkas sistem seçilmiştir. Çok amaçlı salon çatısı geleneksel Anadolu mimarisi motiflerinden Bektaşi çatının taşıyıcı sistem prensiplerine uygun olarak tasarlanmıştır. Bina çatısı yeşil çatı olarak planlanmıştır. Bina cephesinde de yeşil bitkisel ögeler kullanılarak ekolojik bir tasarım yaklaşımı seçilmiştir. İstenmeyen çevresel etkileri (güneş radyasyonu, hava kirliliği vb) minimize etmek için günümüzde kullanımı yaygınlaşan çevreci tasarım anlayışı ön plana çıkarılmıştır.