Deniz Erdoğan ve Mansur Erdoğan "Mekânsal Belleğin Oyunu" projeleriyle “Mekân Anlatımı” Metin Yarışması'na katıldı.
Mekânsal Belleğin Oyunu
Birbirinden farklı izler ve dokular barındıran mekânlar, belleğimizle göz göze gelebilir ve onunla girift bağlantılar kurabilirler. Hafıza sarayımızda büyük yerler kaplayan, kendi bağlamında büyük anlamlar ifade eden bu yerler geçmişimizle aramızda birer köprü görevi görürler.
Bu nitelikteki mekânların yok oluşu yeni bir kentsel hastalığa neden olacak gibi duruyor, mekânsal Alzheimer! Mekânlarla olan bağlarımızın zayıflaması ve belleğimizi yitirmemiz tesadüf mü? Bence değil!
Günümüz mimarlığının sanattan çok, etik değerlerden uzak bir zanaat olarak görülmesi kaçınılmaz sonu getirdi. Birbirinin kopyası mekânlar ile dolu kentlere sıkıştık. İlk bakışmaların gerçekleştiği, ilk aşkların yaşandığı mekânlar artık zor bulunuyor gibi. Zaten mekânlar ile bağlarımızı güçlendiren de bu anılar değil mi?
Hatta daha önce gittiğimiz mekâna bir sonraki gidişimizde acaba kapanmış mıdır? Sorusuyla gitmek bile durumu özetliyor aslında. Bende bu durumu daha iyi aktarmak için gerçek bir bağlamda duygusal çelişkilerle dolu sanal bir mekân oluşturarak günümüz kentlerini ele aldım.
Kırklareli ilimizde bulunan mert gölünün su seviyesi deniz ile bağlantısından dolayı mevsimsel olarak veya doğa olaylarından sonra değişebilir. Kentlerimizde sürekli değişim içinde değil mi sizce de? En son yürüyüş yaptığınız ağaçlarla çevrili alanlara gölün içinde ki gibi soğuk beton blokları görmek kulağa nasıl geliyor? Evet, ürkütücü aynı görseldeki gibi.
Mert Gölü’ne her gittiğimizde farklı manzara ile karşılaşarak şaşırabilirsiniz. Gölün üstünde farklı kotlarda bulunan oturma birimlerini kullanma şansınız suyun yüksekliğine bağlıdır.
Daha önce arkadaşınızla oturup sohbet ettiğiniz yere tekrar oturamayabilirsiniz çünkü sular altında kalmış olabilir. Tekrar gölü ziyaret ettiğinizde tüm oturma birimleri suya gömülmüş ya da tüm karmaşıklıkları ile açığa da çıkmış olabilirler. Suyun derinliklerinde kalan sadece beton bloklar değil sizin belleğinizdir…
Sadece olumsuz yönlere sahip bir yer değil burası elbette. Mekânın dinamik tasarımı tekrarlanamaz olaylar ortaya çıkartabilir. Tamamen kendi bağlamında anlam kazanan bu oturma birimleri çift yönlü bir deneyim fırsatı sunmaktadır. Tedirgin edici ve soğuk görüntüsüyle herkesin tercihi olacak bir mekân değil fakat burada ki amaçta zaten böyle bir görüntü çizmek ve herkese hitap eden bir mekândan daha çok farklı özellikler barındıran bir ortam yaratmak. Benim gibi kasvetli ortamlarda bir şeyler üretebilen insanlar için eşsiz bir yer…
Bir şeyleri gözünüzün önüne getiren mekânlar varsa şanslısınızdır. Duygularınızı ve bazı imgeleri içinde barındıran bu mekânlar sizinle yaşayacaktır. Çocukluk anılarınızın neden daha yakın zamanda ki bazı anılardan daha kalıcı olduğunu hiç düşündünüz mü? Geçen hafta gittiğiniz kafeyi unuturken ilk bisiklet sürdüğünüz sokağı neden unutmuyorsunuz? Çünkü ilk kez bisiklet sürerken duyduğunuz heyecan o kadar büyük ki, ilk kez öpüştüğünüz o sinema salonu o kadar güzel ki, anılarla dolu o yerler o kadar…
Sizin için özel olan yerleri yaşatın, modern hayat adı altında empoze edilen bu sürüncemeden çıkın ve eşsiz mekânlarda unutulmayacak anılar biriktirin.