GENEL YAKLAŞIM VE TASARIM YÖNTEMİ
Merzifon ilçesini yakından incelediğimiz zaman bu ilçenin çok güçlü bir takım tarihsel referanslara sahip olduğunu görüyoruz. Bu tarihsel referanslar ilçenin bütününü kökten etkiliyor olmasa da mekansal ve mimari olarak bugünü etkileyen faktörlerden biri olduğu kesin. Dolayısıyla eğer yeni yapı tasarlama eylemini çok kabaca “Tarihi referansların güçlü olduğu yerlerde yeni yapı tasarlama” ve “Tarihi referansların zayıf olduğu yerlerde yeni yapı tasarlama” diye ikiye ayıracak olursak (Bu kategorizasyonun her zaman geçerli olmadığını ve oldukça yüzeysel olduğunu unutmamak gerekir.) Merzifon’un birinci kategoriye dahil olduğu rahatlıkla söylenebilir. Dolayısıyla bizler tasarım ekibi olarak yeni yapılacak İş ve Yaşam Merkezini tasarlarken bu güçlü tarihi referanslar ve çağdaş gereksinimlerin arakesitinde konumlanmayı tercih ettik. Malzeme, mekan kurgusu ve kullanıma dair girişilen her kararda bu arakesitte konumlanmanın ciddi etkisi olduğu söylenebilir.
BİNA OTURUMU
Yerine yenisi yapılacak olan eski bina doku olarak oldukça yoğun bir çevreye sahip. Yapı dikdörtgen olarak şekillenmiş ve dört bir kenarında gerek araç gerek yaya yolları mevcut. Tam altı farklı yolun bu yapıya çıktığını görüyoruz. Dolayısıyla oldukça merkezi bir konumda olduğu da rahatlıkla söylenebilir. Fakat yeni imar planından bu bölgenin bir miktar rahatlayacağını ve daha düzenli hale geleceğini görüyoruz. Biz binamızın konumlanmasını yaparken tüm bu bileşenleri göz önünde bulundurduk. Eski kullanım alışkanlıklarını olabildiğince devam ettirmeye yönelik bir çalışma içerisine girdik. Binamızın oturumunu hem eski alışkanlıkları hem de yeni gereksinimleri göz önünde bulundurarak oluşturduk.
PLAN KURGUSU
Plan kurgusunu oluştururken yapının üç ana işlevle şekilleneceğini öngördük. Bu işlevler:
| Ticari alanlar | Hizmet alanları | Kültürel alanlar olarak ayrılabilir. Elbette bu üç ana kategoriyi birbirinden yalıtmak gibi kesin bir ayrıma gitmedik, zaman zaman bunların birbirleriyle temas etmesini, deyim yerindeyse iç içe geçmesini sağladık fakat yine de genel olarak kurgu karakterimizin bu üç ana işlevin kategorizasyonundan doğduğunu söylemek mümkün.
MALZEME KURGUSU
Yapıda tercih ettiğimiz malzemelerin bu açıklamanın başında bahsedilen tarihi referanslara dayanılarak tercih edildiği rahatlıkla söylenebilir. Elbette bundan kasıt tarihi binalarda kullanılan malzemelerin aynen kullanıldığı ya da replikalarının tercih edildiği değil fakat renk, doku ve hissiyat olarak onlara referans veren malzemeler binanın genel karakterini oluşturuyor.
KAMUSAL ALAN | ÖZEL ALAN ARA KESİTİ
Eğer bir yapının değer kazanmasında ve pozitif bir yapı olmasında önemli etkenlerden birinin kamusal kullanıma açtığı alan olduğu düşünülürse burada kamusal alan ile özel alan ayrımının ne şekilde olacağı sorusu ister istemez sorulacaktır. Biz ne bu ayrımın aşırı keskin olmasını ne de bu iki farklı alanın birbirine sınırsız biçimde geçmesini olumlu bulmadık. Dolayısıyla burada kamusal alanın nerde başlayıp özel alanın nerede bittiği kesin çizgilerle belirlenmiş değil, iç içe geçmeler elbette var ve bunun yapının potansiyel kullanım değerine pozitif katkı yapacağını düşünüyoruz fakat bu iç içe geçme elbette sınırlı ve bu sınırı belirleme konusu tasarımımızda kamusal alan karakterini belirliyor.
Özellikle yapının ana girişini oluşturan kentsel merdiven insanların bir araya gelmesini, kendilerini ve başkalarını dönüştürücü nitelikte etkinliklere zemin olmasını sağlar biçimde kurgulandı. Elbette burada sadece yapının insanları dönüştürücü etkisinden bahsedilemez. İnsanların da yapıyı dönüştürme konusunda en etkili olacak mekan belki de bu bir araya gelmeleri arttıracak kentsel alandır.