PROJE RAPORU
Yarışma alanı kentin en işlek meydanı olan Cumhuriyet Meydanı’nın güneyinde, PTT binasının doğusunda, sit alanı içinde bulunan tarihi ve turistik değeri olan Tuz Pazarı Hamamı’nın ise güney batısında yer almaktadır. Alan konumu itibarı ile oldukça önemli bir yere sahip ve çekim noktası haline gelmeye oldukça müsaittir. Bu sebeple proje alanı alana etkiyen paralel yollar ve yakın çevresi ile birlikte ele alınmış ve çevresi ile birlikte günün her saati kullanılabilecek sosyal bir yaşam alanı üretmeyi hedeflemiştir. Mevcut durumda araç trafiğine açık olan Muammer Aksoy Sokağın, 1:1000 revizyon planına sadık kalınarak araç trafiğine kapatılması desteklenmiş, tasarım buna göre şekillendirilmiştir.
Söz konusu olan yarışma projesinde, yenilikçi bir yaklaşımla karma kullanımlı yapıların kapalı kutular gibi içe dönük – kendine yetebilen ve dışarıya kapalı olan çalışma sistemlerinin geride bırakılması gerektiği ön görülmüş ve kendi fonksiyonları ile beraber, alışıla gelinmiş olan kapalı sistemlerin aksine daha şeffaf, geçirgen, sokaklaşan, her kitleye hitap edebilen, meydanlaşabilen yeni bir mekan kurgusu hedeflenmiştir. Bu hedefin temel çıkış noktalarından birisi ise tasarım alanının hemen yakınında bulunan, birçok ödüle layık görülen ve halkın sıkça kullandığı Cumhuriyet Meydanı’ndan edinilen bilgi ve gözlemlerin referesidir. İnsanların hareketleri gözlemlenmiş ve aktif meydan kullanımı olan bu şehir için ilerleyen yıllar içerisinde alternatif meydan gerekliliği doğacağı ön görülmüştür. Proje alanının konum olarak ise, ise şehrin en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesi, ana yaya arteri olan Hal Sokağa ve en işlek meydanı olan Cumhuriyet Meydanına yakınlığı sebebi ile alternatif meydan önerilerine yatkın bir yerde olduğu saptanmıştır. Sokaklaşabilecek geçirgenlikte önerilen bu kurgu da farklı işlevlere sahip olan kütle de keskin hatları kabul etmemiş ve daha geçirgen bir yapıda kurgulanmıştır. İşlevler arasındaki sınırlar gerektiğinde kaldırılmış gerektiğinde ise hissettirilmeden çizilmiş, böylece mekanlar arası geçişler de sokak fikrini destekler pozisyonda düşünülmüştür.
Hali hazırda işleyen, kent kültürüne dahil olan cami ve çevresi ile doğrudan ilişkili olan konumun önemi itibari ile, yeni bir çekim merkezi olması planlanan yapı, fonksiyonel olarak kendi kendine yetebilmesinin yanı sıra peyzajı ve halkı yapıya dahil edebilecek nitelikteki diğer fonksiyonları ile, kendi içinde olduğu gibi çevresiyle de ilişki kurabilecek ve enjeksiyon yöntemi ile çevresiyle birlikte Merzifon’un yeni çekim noktası haline gelecek bir öneri üretilmiştir.
İhtiyaç programındaki yoğun metraj gereksinimi önce dezavantaj olarak düşünülüp tasarım aşamasında ki en önemli problemlerden biri haline gelse de, bu problemi aşmak için uygulanan çözüm daha öncelerde de bahsi geçen ve yapılması hedeflenen meydan fikrinin daha tanımlı, daha erişilebilir ve daha geçirgen bir sonuca ulaştırırken, kazanılan m2 sayesinde bina katı, masif ve dışarıya kapalı olmaktan kurtarılmış ve kendi içinde de yarı açık alanlara, iç boşluklara, yeşil terasları kurgulamaya elverişli bir forma ulaşmasını, mümkün kılınmıştır. İhtiyaç programında ki yüksek m2 gereksinimini karşılamak ve aynı zamanda meydan ve acık- yarı açık alanlar için m2 elde edebilecek, aynı zamanda yapının ihtiyacı olan iç boşlukları ve kat bahçelerini sağlayabilecek için çözüm önerisi ise, kurguladığımız iç avlu sistemini yerin 1 kat altına konumlandırmaktır. Böylece bu kotta yer alan fonksiyonlar dışarıya cephesi olmadığı için m2 hesabına dahil tutulmayacak aynı zamanda ihtiyaç programının büyük bir kısmına karşılık gelebilecek nitelikte bir alanı sağlamış olacaktır. Bu çözüm beklenen ihtiyacı karşılarken aynı zamanda tanımlı bir meydan elde edilmesine olanak sağlamıştır. Yol kotu ile avlu kotu, geniş, rengi, dokusu ve tasarımı itibarı ile davetkar ve merak uyandıran, oturulabilen basamak ve rampa sisteminin bütünleşmesi ile birbirine bağlanmıştır. Bu güzel ve rahat basamak sisteminin hemen karşısına ise açılıp kapanabilir nitelikte sinema perdesi konumlandırarak, üstü korunaklı bir kamusal cep sineması da elde edilmiştir.
Ana tasarım kararlarımızdan bir tanesi de yapının günümüz mimari makyajlarından uzak ve Merzifon’un doğal yapıları korumaktaki başarısını taçlandıracak sadelikte, olması düşünülmüş ve kullanılacak malzeme nitelikleri olabildiğince doğal, tasarım itibari ile, mimari bir yapının temellerini oluşturan, beton, ahşap, doğal tas ve yeşilin birleşimi olarak seçilmiştir.
Bununla birlikte, günümüzdeki alışılmış ofis şartlarından uzak, doğal havalandırma ve ahşap paneller sayesinde güneş ve ısı kontrolü sağlanmıştır. Aynı zaman da avlu sistemi sayesinde, güneş ışığından maksimum seviyede yararlanılarak, aydınlatma maliyetlerinin ve suni aydınlatma ile sağlanan çalışma alanlarının minimuma indirilmesi hedeflenmiştir. İç bahçe ve yeşil dokusu maksimum düzeyde binaya dahil edilmiş böylece kullanıcılara konforlu ve doğal çalışma ortamları sunulması hedeflenmiştir. Kullanılan hareketli güneş kırıcı paneller sayesinde cephe tasarımı, kullanıcı ve ihtiyaç odaklı olarak günden güne değişeceği için, yapının cephe bütünlüğünü sağlayan kompozisyon da sürekli olarak değişmiş olacak, bu sayede bu güzergahı kullanan insanları her kullanımda dinamik ve farklı cephe kompozisyonları ile karşılaşacaklardır.
Esnaflar ve alışveriş için kurguladığımız modern pasaj, şehrin ana ve alışılmış akslarına entegre ve kullanıcılarına, günlük hayatlarına dahil edebilecekleri, yeni bir geçiş yolu olarak ta hizmet verecektir.
Geçiş yolu olarak kullanılacak olan alan, aynı zamanda şehrin yeni ve tanımlı meydanlarından birine dönüşeceği düşünülen, iç avluyla doğrudan görsel bir ilişki kurmaktadır. Bu sayede, yaya arterine dönüşmesi planlanan bu yol aynı zamanda yapının barındırdığı fonksiyonlar ve ihtiyaçlar haricinde, yapıya hayat vermekte ve söz konusu tasarımın ihtiyaç anında kullanılan ve tüketilen bir obje olmasını engelleyip aksine, insanların günlük hayatlarının bir parçası haline gelen yeni bir rotaya, eski sokak kültürünün yeni ve modern bir yansıması olan bir pasaja dönüşmektedir.
Aynı zamanda planlanan yeni geçiş aksları sayesinde, korunaklı ve davetkar olan iç avlu kurgusu, yapıyı sadece bu amaçla kullanan kullanıcıların yolları üzerinde görsel süreklilik sağlamak amacı ile kullanılan boydan boya cam paneller sayesinde iç avluyu görmeleri sağlanacak ve bu sayede yeni meydan önerisi olan avlunun kullanıcılar üzerinde merak uyandırarak günlük hayatlarının bir parçası haline getirmek istemeleri sağlayacak bir sistem hedeflenmiştir.
Ofis ve eğitim fonksiyonlarının ulaşımı pasaj ve iç avlu ile birlikte düşünülmüş, bu sayede yapıyı farklı fonksiyonları için kullanan kullanıcılarının karşılaşması ve ilişki kurması amaçlanmıştır. İlişki kurmaya sebep olması planlanan kesişim noktalarına sosyal donatılar da eklenmiş ve bu donatıların sokak ile olduğu gibi diğer fonksiyonlarla da sıcak teması sağlanmıştır. Böylece kullanıcı ilişkileri ve etkileşiminin güçlenmesi hedeflenmiştir.