Katılımcı, Merzifon Belediyesi İş ve Yaşam Merkezi Mimari Proje Yarışması

PROJE RAPORU

YER-DURUM

Kent hafızasında da yer etmiş eski hal binasının bulunduğu bu alan, kent merkezindeki yeri ile geçmişte olduğu gibi günümüzde de ticari aktivite merkezi olma potansiyeline sahiptir. Yakın çevrede, özellikle zemin katlarda yoğun ticari kullanım göze çarpmaktadır. Kamusal kullanımlar ile çok da fazla desteklenmeyen bu ticari hareketlilik kentsel anlamda önemli bir yoksunluğu da beraberinde getirmektedir. Paylaşmadan, sosyalleşmeye, toplumsal ifadelere kadar, sokaklara bağlı bu mekanlar; sosyal söylemin temelinde yer almaktadır.

YAKLAŞIM

Kent içerisinde yapıların arasında kalmış kamusal açık-yarı açık alanlar, parklar, meydanlar yoğun doku içerisinde adeta ‘kentsel birer vaha’ (urban oasis) gibidir. Yapı adaları arasında olabilen bu mekanlar, binalar arasında da olabilir. Hatta daha da farklılaşarak aynı varoluş ile yapı içerisine de sirayet ederler, yeri geldiğinde… İnsanlar için durma, rahatlama, oturma mekanına dönüşen bu ara-mekanlar barındırdığı yeşil doku ile görüntü ve gürültü kirliliğini önler sağaltıcı bir etki yaratırlar.

Bu mekanlar kentsel kimliğin gelişmesine katkıda bulunur, ekonomik ve çevresel faydalar sağlar ve sosyal-kültürel faaliyetleri olanaklı kılarlar. Bu kapsamda önerilen projede mekan kurguları bu kentsel yaklaşım çerçevesinde geliştirilmiştir.

Maksimum kamusal faydanın sağlanması gözetilerek önerilen mekan kurgusunda, Merzifon’un kentsel anlamda daha fazla canlandırılarak, yapının, kent ve kentlinin günlük yaşantısı ile bütünleşmesi hedeflenmiştir.

Sıkışık dokuda yaya sürekliğinin sağlanması ve ticari amaçlı kullanılacak yüzeylerin arttırılması amacıyla, zeminin geçirgen hale getirilmesi ile de yetinilmeyerek, alt zemin ve üst zemin olarak tanımlanabilecek yeni kentsel boşluklar tanımlanması, tasarım yaklaşımının ana omurgasını oluşturmuştur. Bu bağlamda oluşturulan bu boşluklar sadece gelip geçilen birer mekan değil, kentlinin yaşamak, çalışmak, toplanmak vb. uzun soluklu eylemlerini gerçekleştirebileceği yerler olarak değerlendirilmiştir.

Bunun devamında kentlinin aktif olarak kullandığı sınırlı yeşil alan sorunsallaştırılarak oluşturulan boşluklara da sirayet ettirilen yeşil doku, sadece görsel bir varoluştan çok, ticari kullanım ile desteklenerek günlük yaşantıya dahil edilmiştir.

Ara-Mekan olarak tanımladığımız kentin havasının solunduğu bu alanın binanın mı, sokağın mı, ya da kentin bir parçası mı olduğu müphemdir. Özel alan ve kamusal alanın sınırlarının bir miktar eritilerek iç içe geçirilmesinin ve birbirinden beslenmesinin kentsel zenginliğe katkıda bulunacağı düşünülmektedir.

KİTLESEL KOMPOZİSYON

Yapının kitlesel biçimlenişi Merzifon’da da örnekleri mevcut olan avlu tipolojisinin bir yorumudur. Verilen program doğrultusunda yapı günlük ticari aktivitelerin yoğunlaştığı baza bölümü ve ofis bloğu olarak ikiye ayrılır.

Yaya geçirgenliğinin ve zemin kullanımının arttırılarak ulaşılabilir alanın genişletilmesine yönelik zemin katta parçalanmıştır. Yapının sosyal jeneratörü niteliğindeki çok amaçlı salon kent meydanından yapıya yaklaşırken içerideki aktivite algılanacak biçimde kurgulanmıştır. İki kat yüksekliğinde olan salonun girişi alt zemindendir.

Zemin katta bulunan farklı işlevlerdeki birimlerin farklı yükseklikleri üst zemin katı biçimlendirerek yapının karakterini meydana getirir. Baza kısmında cephe karakterini oluşturan farklı yükseltilerin tam tersi olarak, net bir varoluş diline sahip ofis bloğu arasında kalan bu boşluk ara-mekanı tarif eder.

Baza bölümü ile kitlesel bir tansiyon oluşturan ofis bloğu yatayda alanın bütününe yayılan net bir biçimlenişe sahiptir. Strüktürel şemada düşey taşıyıcılar geri çekilerek ofis bloğunun kopuk durumu güçlendirilerek yapı hafifletilmiştir. Ofisler avluya baktırılarak çevresel faktörlerden (gürültü vb.) uzaklaştırılmış, sirkülasyon dış çepere alınmıştır. Bu sayede ofisler, avlu ve yeşil doku ile görsel temas da kurmuştur.

ULAŞIM

Aksoy Sokak yayalaştırılarak alanın geneline yayılan yaya odaklı bir ulaşım senaryosu kurgulanmıştır. Otopark bağlantısı, proje alanının güneyindeki mevcutta da araç ulaşımının olduğu Sepetçi Sokak’tan verilmiştir.

ENERJİ

Ofis Bloğunda kullanılması düşünülen polikarbonat malzeme ısı yalıtımı anlamında verimlilik arz etmektedir. Cam cephelerde olduğu gibi, gün ışığını ve ısısını içeriye alırken, projenin kimliğini yansıtmasının yanında, enerji ve maliyet açısından da verimlilik gösterdiği için seçilmiştir.

Planlanan yeşil alanın, sosyal açıdan olduğu kadar şüphesiz ekonomik açıdan da faydaları olacaktır. Şehrin ve bölgenin ikliminin yanı sıra altındaki yapının iç iklimine de olumlu katkıları olmaktadır. Termal kapasiteleri arttırarak, yaz boyunca altındaki mekanların soğumasına ve kışın ısınmalarına katkıda bulunur. Termal kayıpların azalması nedeni ile enerji tüketimlerine de katkısı olacaktır.

Etiketler

6 yorum

  • sinan-alper says:

    Projenin rumuzunu ya da sıra numarasını paylaşmanız mümkün mü?

  • oner-demircan says:

    Tabiki Sinan Bey .Hatta direk jüri raporunu kopyalıyorum buraya.Tarihe not düşelim jüri üyelerinin mimari görgülerinin, malzeme bilgilerinin ne durumda olduğunu.

    Juri raporu:
    ”91 NOLU PROJE Farklı yönlerden erişilebilen geçişlerle desteklenen zemin kat kurgusu olumlu bulunmuştur. Alt zeminde yer alan konferans salonu boşluğunun zemin katın en önemli yaya yaklaşım aksını kapatması eleştirilmiştir. Ofis katlarında sokaklarla ilişkinin kesilerek sirkülasyonun dış cepheden geçmesi doğal hava ve ışık almayan mekanların oluşmasına neden olmaktadır. Bu değerlendirmeler sonucu proje, 2/3 oyçokluğu ile ( Y. Gigi ve H. Altıntaş’ın karşı oyuyla) elenmiştir.”

  • fazil-akdag says:

    Hem tasarım hem de ifade konusunda yeni söylemleri olan günümüzün standartlaşmış yarışma projelerinin dışına çıkabilmiş cesur ama aynı zamanda sade bir tasarım… Projenin okunamadığı ve hakkının teslim edilemediği çok açık. Elinize sağlık.

  • bilgen-dundar says:

    Öncelikle bu yarışmanın katılımcılarından birisi olarak emeğinize sağlık demek isterim. Projenin fikrinin ve ifade buluş şeklinin oldukça nitelikli olduğunu düşünüyorum. Programın alanın sıkışıklığına göre yoğunluğunu göz önüne alırsak, içeride yaratılan boşluğun tüm kotları katettiğini düşünürsek ve özünde zaten içe dönük olan projenin bu şekilde eleştirilmesi de enteresan bana sorarsanız. Yaratılan hayattan ziyade formal bir bakış açısının eleştiri biçimi olduğunu düşünüyorum. Ya da jürinin bakış açısındaki bazı ön yargıların yansıması. Ellerinize sağlık.

  • ali-burak-yanardag says:

    Yorumlarınız ve projeyi “doğru okuyuşunuz” için ayrıca teşekkür ederiz. Yapılan eleştirinin tutarsızlığı ve olmayan bir durumun gerekçe gösterilmesini sizler gibi bizler de enteresan bulduk. Ofis katlarında olsanız dahi belli belirsiz sokakta yürüyor olma hissiyatı ve bu belirsizlik katmanının kentten algılanması, ofislerin kentin gürültüsünden bir miktar uzaklaştırılarak yaratılan avluya,yeşil alanlara bakması fikri, – ışık ve hava konusunda yorum dahi yapmıyorum- “ofis katlarında sokaklarla ilişkinin kesilmesi” gibi neye göre dedirtecek sığ bir açıklamayla geçiştirilerek bunun sebep olarak gösterilmesi, bahsettiğiniz gibi yaratılan hayattan ziyade formal bir bakış açısının ürünü olmaktan öteye gitmemektedir

Bir yanıt yazın