MİMARİ PROJE RAPORU
Köklü bir tarihi geçmişe sahip olan Merzifon, dönemin önemli ticaret merkezi olması hasebiyle Kervansaray, Bedesten ve Han yapılarını barındırmıştır. İş ve yaşam fonksiyon ilişkilerinin ve bir aradalığının gözlemlendiği bu yapılar; esnaf ve halkın bir araya geldiği, ticari ve sosyal bağların kurulduğu birer merkez konumundaydılar. Plansal şemalarına bakıldığında; günlük ve sosyal yaşamın sürdüğü bir avlu ve bu avlu etrafında şekillenen ticari mekanlardan ve diğer yardımcı mekanlardan oluştukları görülmekte. Tasarlanacak yeni yapıda; kente ve kentliye doğrudan açık olmayan bu avlu tipolojisinin aksine, kentle bütünleşen, geçirgen bir tavır sergileyen, geleneksel esnaf ile kentliyi bir araya getiren avlu şeması düşünülmüştür.
Bu doğrultuda Merzifon’a yapılacak yeni İş ve Yaşam Merkezi projesinde, Merzifon tarihinde yer edinmiş bu ticari yapı tipolojileriyle işlevsel bir bağ kurmak, unutulan iş ve yaşam birlikteliğini yeniden yorumlayarak, “iş yaşamın kendisidir” düşüncesiyle geleneksel esnafı sosyal yaşam donatılarıyla desteklemek, kentlinin günlük sosyal yaşantısını sürdürebileceği, sosyalleşebileceği bir odak noktası oluşturmak, yapının iş saatleri dışında ve gece kullanımını da sürekli hale getirmek asıl gaye olarak düşünülmüştür.
MİMARİ KONSEPT PARAMETRELERİ
Proje alanı araç trafiğine kapalı olan Hal ve Acıbadem Sokakları ile trafiğe tek yönlü açık olan Sepetçi ve Muammer Aksoy Sokaklarının sınırladığı arazide yer almakta. Düşünülen avlu, araç trafiğine kapalı olan sokakların kesiştiği bölgeye konumlandırılarak, bir alt zemin kat ve kentlinin binayla olan temasını arttıracak bir ‘Kent Terası/Kentsel Boşluk’ tasarlanmıştır. Sosyal avlu ve kent terası; yoğun iş temposuyla, kentsel yaşamın devingenliğini birbirinden ayırırken, kentlinin ve kentsel yaşamın birbirine dokunduğu, katılımcı bir ortam oluşturur. Avluyla ilişkili amfilerle birbirine bağlanan bu katlar, aynı zamanda yayalaştırılmış sokaklarla da bütünleşerek kentlinin yapıyla olan bağını arttırmakta ve yapının sosyal yaşamını güçlendirmektedir. Bu bağlamda alt zemin katta oluşturulan ‘Sanat Platformu’, butik tiyatro ve gösterilerin düzenlenmesini sağlarken, Kent Terasında tasarlanan açık hava sineması, Hal Sokakta oluşturulan ‘Müzik Platformu’ ve ‘Sergi Platformu’ da yapının kentli için bir odak ve çekim merkezi olmasına zemin hazırlamakta. Farklı kotlarda bulunan bu sosyal donatılar; kafe, restoran, satış birimleri ve çok amaçlı salonlarla da beslenerek, oluşturulan avlu ile bağ kurmakta ve unutulan geleneksel esnaf – kentli ilişkisini tekrar gün yüzüne çıkartıcı yönde tavır sergilemekte. Araç trafiğine açık olan sokaklarla da temas kurulması istenen yapı; lokanta, kurumsal birimler ve dükkanların bu sokaklara hizmet edeceği şekilde konumlanmasıyla kamusal kullanıma açık hale gelmekte. Zemin, alt zemin ve kent terasına ulaşımın doğrudan kentliye açık olması, yapının kamusallığını arttırırken, bu katlara konumlandırılan geleneksel esnaf dükkanlarının da kolay ulaşılabilirliğini sağlamakta. ‘Kompakt’ bir kütle olarak tasarlanan yapı, kolay algılanabilir yalın bir dile sahipken, aynı zamanda oluşturulan ‘sosyal avlu’ ve ‘kent boşluğu’ ile geçirgen bir kimlik kazanmıştır. Hal Sokaktan adeta kentliyi içeri davet eden sosyal avlu ve kent terası, kentlinin yoğun ve anlık kullanım fonksiyonlarına ulaşmasını sağlayan/davet eden bir ağız olarak tasarlanmıştır. Yapının üst kotlarında tasarlanan ofis ve müzik eğitim birimleri, kamusal kullanıma doğrudan açık olmazken, oluşturulan avlu sayesinde alt kotlarla görsel bağ kurmakta.
Tasarlanan kapalı otoparka ulaşım için, halihazırda tek yönlü araç trafiğine açık olan Muammer Aksoy Sokağının mevcut durumunun korunması önerilerek, yapı otoparkına dahil olacak araçların bu yolu kullanmaları düşünülmüştür.
Yapının sürdürülebilirliğini arttırmak için, yaya kullanımına açık olan sokaklar yeniden tasarlanarak, yeşil dokunun oluşturulması ve binaya dahil edilmesi sağlanmıştır. Bu doğrultuda, tasarlanan amfiler, Kent Terası ve ofis katındaki yeşil teras yer yer yeşillerle desteklenmiştir. Yapılması düşünülen fotovoltaik paneller ile enerjinin bir bölümünün karşılanması sağlanırken, yağmur sularının depolanarak sifonlarda kullanılması ile de suyun tasarruf edilmesi hedeflenmiştir. Tasarlanan avlu ve kent boşluğu, binaya ve kullanıcıya nefes aldıran, temiz ve kirli hava sirkülasyonu sağlayan, bu yönüyle sürdürülebilirliğe katkıda bulunan birer mimari öğe olarak ele alınmıştır.