MİMARİ RAPOR
Sivas ili, ülkemizdeki tarihi doku ve yapısı itibari ile Selçuklu kenti olarak örnek verebileceğimiz birkaç kentimizden biridir. Şehir merkezinde bulunan kentteki tarihi Selçuklu yapılarından bir kaçı olan Gök Medrese, Çifte Minareli Medrese ve Buruciye Medresesi kentin kimliğini tanımlayan unsurlardandır. Tüm bu Selçuklu tarihi yapıları geçmişten günümüze kadar korunarak, hem Sivas halkı hem de turistler tarafından etkin biçimde kent yaşamının bir parçası olarak kullanılmaya devam edilmektedir. Selçuklu döneminden kalma tüm yapı ve eserlerin gündelik kent yaşamında bu denli kullanılması ve kentin bir parçası haline gelmesi, bu yapı ve eserlerin tarihi dokularının ve varlıklarının özenle korunmasına katkı sağlamaktadır. Bu gözlemler sonucunda, kentin Selçuklu tarihi doku ve yapısına uygun, aynı zamanda çağımızın ihtiyaçlarını da karşılayan, kentle birlikte nefes alan ve yaşayan bir köprü olması gerektiği görüşündeyiz. Bu sebeple yapılacak olan köprünün tasarımına yaklaşımımız, Sivas şehrine, Selçuklu mimarisinin korunarak işlevsel, modern ve sürdürülebilir çevreci bir tutum anlayışla, halkın hafızasında yer edinebilecek yeni bir mimari eser oluşturmaktır.
Kentsel analizler sonucunda, Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’nın Sivas kenti için önemli bir bulvar olacağı öngörülmektedir. Bu bulvar, şehir merkezi ile Cumhuriyet Üniversitesi’ni birbirine direk olarak bağlamaktadır. Sivas ili göç veren illerimizden olup, kente gelen öğrenci sayısı önem taşımaktadır. Bu bulvar, mevcut kent merkezi ile üniversite ulaşımında etkili bir rol oynayarak hem öğrencilerin kent merkezi ile ulaşımını ve oradaki yaşamını, hem de kent halkının üniversite bölgesine ulaşımını ve bölgedeki faaliyetlerini destekleyerek Sivas şehri için önemli bir role sahip olacağı düşünülmektedir. Bu bağlantı üzerindeki en önemli noktalardan biride yapılacak köprü olacaktır. Dolayısıyla, yapılan tasarımda köprü ve bulvar bağlantısının etkin ve işlevsel olması amaçlanmıştır. Köprüde oluşturulan hafif raylı sistem, araç, bisiklet ve yaya yolları önemli bir arter oluşturarak kent merkezi ile Cumhuriyet Üniversitesi’ni birbirine bağlayacak ve bu yollar sayesinde kentin gündelik trafik ve yaya akışını rahatlatacaktır. Kentin yaşam potansiyelini ve prestijini artıracak olan Kızılırmak ve bölgesinin şehir yaşamı ile iç içe olmasının, halkın su ve doğa ile bütünleşmesinin önemli olduğu düşünülmekte bu nedenle de bulvar üzerindeki hafif raylı sistem, araç, bisiklet ve yaya yolları bağlantıları köprü üzerinde aynen devam ettirilmektedir.
Selçuklu mimarisinin korunarak devam ettirilmesi görüşü sebebiyle Selçuklu mimarisinin en önemli simgelerinden biri olan çift başlı kartal incelenmiştir. Tek ve çift başlı kartalların, Selçuklular tarafından yapılarını ve şehirlerini şeytanlardan, düşmanlardan ve kötülüklerden korudukları inancıyla kullanılan simgeler olduğu ve aynı zamanda asaleti, aydınlığı, ışığı temsil etmesi sebebiyle kralında arması olduğu bilinmektedir.
Bir diğer önemli Selçuklu mimari öğesi ise, medrese kapılarının girişlerinde oluşturulan kemerlerdir. Kemer ile oluşturulan bu kapıların iki yanından minareler çıkmaktadır. Bu yapılardan da anlaşılacağı üzere, Selçuklu mimarisinde simetrinin de önemli bir yeri olduğu bilinmektedir. Selçuklu kemerlerinin şeklinin de çift başlı kartalın gövdesinden birebir çıktığı varsayılmaktadır.
Çift başlı kartal, Selçuklu mimarisinin temel öğelerinden olmasına rağmen köprü tasarımının tarihi doku yapısına, modern bir yaklaşım veren unsur olarak kullanılmıştır. Çift başlı kartalın her bir öğesi köprü tasarımında yer alan, her bir elemana fonksiyon olarak yüklenmiştir. Başına kapı girişleri, kanatlarına üstte fotovoltaik güneş panelleri ile gölgelik alan, altta yaya yolları, bakı terasları ve dinlenme alanları oluşturma, gövdesine çelik asma kablolar sayesinde taşıyıcılık, pençelerine ise köprü ayağı fonksiyonları yüklenmiştir.
Yapılan incelemeler sonucunda, çift başlı kartal, köprünün kuş bakışı görünümünde soyutlanarak kullanılmış, yani köprünün ana gövdesini oluşturmuştur. Köprünün güney-batı ve kuzey-doğu cephelerinde ise Selçuklu kemerleri tekrar eden bir şekilde tasarlanmış ve birbirlerine Selçuklu kapı girişi ve minareleri ile bağlanmıştır. İki taraflı olarak uygulanan bu kemerli cepheler simetri anlayışına da vurgu yapmaktadır. Buna ek olarak, tasarlanan köprü yine birer Selçuklu yapısı olarak Sivas iline miras kalan Eğri Köprü ve Kesik Köprü arasında yer almaktadır. Kemerle oluşturulan cepheler hem bu iki köprünün hem de kentin tarihi ve mimari dokusu ile uyum sağlayacağı düşünülerek tasarlanmıştır. Yine çift başlı kartalı yansıtmak amacıyla, köprü giriş noktaları olan kuzey-batı ve güney-doğu cephelerinde çift başlı kartalın başları soyutlanarak köprünün kapı girişlerinin tarifleyicisi olarak kullanılacaktır. Çift başlı kartalın pençeleri de, köprüde ayak görevi üstlenecek ve köprüyü taşıması sağlanacaktır. Sonuç olarak, çift başlı kartalın formu ve anatomisi incelenip soyutlanarak köprünün her bir parçası bu şekilde tasarlanmıştır. Bu sayede, köprü yakın çevresinde, üzerinde ve kuş bakışı görünümlerinde köprü tasarımının çıkış noktası olan çift başlı kartal formu yansıtılmıştır. Buna ek olarak, köprü girişleri olan kuzey-doğu ve güney batı cephelerinin dikey iz düşümlerinde de bu görüntü elde edilecek şekilde uygulanmıştır. Yine bu formu desteklemek amacıyla, köprü kanatları taşıyıcı elemanlarla desteklenmiş ve kapı girişlerindeki baş formuyla da bütünleştirilmiştir.
Köprüyü oluşturan elemanlardan, kuzey-batı ve güney-doğu cephesindeki kuşun baş formu oksitlenmiş sac kaplama ile yapılarak köprüye giriş kapıları olarak düşünülmüştür. Kanat formu ise, köprünün başlangıç kotu olan +1.259,0 kotunda çift taraflı olarak iki adet ve +1.274,31 kotunda yine çift taraflı olmak üzere iki adet, toplamda 4 adet kanat yapılarak verilecektir ve kanatlar çelik konstrüksiyondan imal edilecektir. +1.259,0 kotunda bulunan kanat, ahşap zemin malzemesi ile döşenerek yaya yolu olarak kullanılacaktır. Bu kanatların Kızılırmak’a bakan tarafları metal korkuluklarla çevrelenecek ve bu kanatlar üzerinde bakı terasları oluşturularak, Sivas halkının su ve doğa ile bütünleşmesi sağlanacaktır. +1.274,31 kotunda bulunan kanatlar ise, çelik konstrüksiyondan imal edilen iskelet yapının içlerine fotovoltaik güneş panelleri yerleştirilerek yapılacaktır. Güneş panelleri, kuş teleğinin formuna göre konumlandırılacak böylece kuş kanadı formu tam anlamıyla tasarıma yansıtılacaktır. Bu sayede, köprünün ışıklandırılması için ihtiyaç duyulan elektriği, köprü kendi kendine sağlayacak ve köprüye doğaya saygılı, çevreci ve sürdürülebilir bir tutum kazandırılacaktır. Bu kanat aynı zamanda +1.259,0 kotunda bulunan ve yaya yolu işlevi gören kanatada gölgelik alanlar yaratılmasını sağlamaktadır. Farklı kotlarda bulunan ve farklı işlevlere sahip olan bu kanatlar yine çelik konstrüksiyondan imal edilen taşıyıcı elemanlarla taşınmaktadır. Bu taşıyıcılar da formları ile kuş kanadı görselini, kuzey-batı ve güney-doğu cephelerinden desteklemektedir. Çift başlı kartal görseli köprünün mimari elemanlarını birbirine bağlamak ve strüktürlerini sağlamak amacıyla kullanılan çelik asma kablolarla da güçlendirilecektir. Kuzey-doğu ve güney-batı cephelerinde konumlanan Selçuklu kemerlerinden oluşan yapılar ve Selçuklu kapıları çelik konstrüksiyonla oluşturulacak, beton dökülerek sağlamlaştırılacak ve üzerine taş kaplama yapılarak inşa edilecek ve köprü üzerinde bisiklet yolu fonksiyonunu üstlenecektir. Kentteki bisiklet kullanıcılarının da, bu sayede kentin tarihi dokusunu yaşayıp hissetmesi amaçlanmaktadır. Köprü ayakları ise çelik konstrüksiyonla oluşturulacak, beton dökülerek sağlamlaştırılacak ve üzerine taş kaplama yapılacaktır. Köprü ve elemanlarının malzeme seçimlerinde kullanılan taş kaplama tarihi dokuyu devam ettirebilmek amacıyla kullanılmıştır. Kullanılan çelik malzeme, ahşap ve fotovoltaik güneş panelleri ise tarihi mimari doku ile yenilikçi, modern mimari dokuyu bir araya getirmek amacıyla kullanılmıştır. Bunların sonucunda, malzeme seçimleriyle de kentin tarihi dokusu devam ettirilmiş olup, aynı zamanda modern mimari unsurları da kullanılarak kente yenilikçi, çağdaş ve özgün bir eser kazandırılması amaçlanmıştır.
Yapılan tüm analizler sonucunda, tasarımdaki amacımız kentin Selçuklu mimari dokusu ile modern mimari dokusunu bir araya getirip, Sivas’ı tarihi ve modern mimari dokuyu bir arada taşıyan, yansıtan ve işlevsel olarak kullanan bir şehir haline getirmektir.
23 yorum
dünyada bir ilk- recycle köprü konsepti – başka projelerden elde kalanlarla köprü yapmak
Köprünün bıyıkları var
http://bit.ly/1PA0qmH
Yarışma sonucunu öncesinde tahmin edip tepkisini ortaya koyan proje…
Sefa Bey, napıyosunuz?
http://bit.ly/1PA09A6
Güncel mimarlık pratiğinin kaygılarını sorgulayan, teknik sınırları zorlayan bu özgün ve cesur tutumunuzdan ötürü sizi tebrik ediyorum…
Şerefsizim benim aklıma gelmişti!!!!
Sefa bey bazı yerleri brüt bırakırsanız daha hoş duracağına eminim ben öyle yapıyorum.Saygılarımla..
Herkese saygı değer görüşlerinden dolayı teşekkür ederim
Teşekkür ederim Ali Bey övgü dolu sözlerinizden dolayı
teşekkür ederim pozitif telkinleriniz için Muhittin Bey..
Kusura bakmayın kendimi tutamadım. Projede bence büyük bir eksikliği sağolsun başka bir katılımcıdan sağladım ve bence hoş oldu.
http://bit.ly/22JzhKN
Diğer yarışmacıya linkten ulaşabilirsiniz.
http://bit.ly/22JzhKP
sizce nasıl olmuş sefa bey ?
teşekkür ederim pozitif telkinleriniz için Sefa Bey..
Sina Bey ilk olarak tasarımı anlamak için sorduğunuz tartışmacı sorularınıza teşekkür ederim.
Sorduğunuz soruların bir çoğunun cevabı mimari raporumuzda ve şematik tasarım yaklaşım görselimizde mevcuttur fakat sizin için tekrardan açıklama yapmaktan mutluluk duyarım. Projedeki amacımız Sivas ilinin tarihi mimari dokusunu hem malzeme hemde tasarımsal olarak modern mimari unsurları ile bir araya getirmektir. Bu nedenden ötürü kemerler eğimli bir zemin üstüne oturturulmuş olup, alışılmışın dışında yani çelik stürktür ve betonla oluşturulması amaçlanmıştır. ikinci sorunuza gelecek olursak, Çift Başlı kartal figürünü tarihi mimariyi dokunun görünen modern yüzü olarak kullanmamızdır. Bu benim tasarım kararımdır. Ayrıca Çift Başlı Kartal figürünün tamamen aynısı kullanmak değil amacım sadece çağrışım yapma gayesidir. Bu yüzdendir ki soyutlanması kendimize göre yapılmıştır. Ayrıca biz onu sadece plan düzeyinde kullanmadık. Üst görselde verebileceği etki düşünülerek o kotlarda yerleştirilmiştir. Köprüden geçen insanların görsel perspektif açısındanda görüldüğü şekilde görsellerimzi inceleyebilirsiniz. Minarelerin o amaçla kullanılacağına dair bir bilgi raporumuzda paylaşılmamıştır. Tekrar raporu okumanızı tavsiye eder. Onların sadece Sivas halkının çağrışımlarını güçlendirmek ve görsel hafızalarında zaten güçlü olan görselin yaratacağı sıcaklıkla Yarışma Şartnamesinde bizden istenen Kent hafızasında yer edebilmesini kolaylaştırmaktır amacımız. dördüncü sorunuzda yine rapor ve şematik tasarım anlayışımızda mevcut olduğunu belirtmek isterim çünkü raporumuzda da okunabileceği üzere onlar bir bıyık değil soyutlanan Çift Başlı Kartalların baş kısımlarıdır. Kabalığı sizin yorumunuz fakat işlevini biz söyle tarifledik; “Tek ve çift başlı kartalların, Selçuklular tarafından yapılarını ve şehirlerini şeytanlardan, düşmanlardan ve kötülüklerden korudukları inancıyla kullanılan simgeler olduğu ve aynı zamanda asaleti, aydınlığı, ışığı temsil etmesi sebebiyle kralında arması olduğu bilinmektedir.” Bu inanışa vurgu yapmak amacıyla köprünün giriş kapıları olarak kullanılmıştır. Açıklayıcı olmuştur umarım.
Saygılarımla..
@Yunus Buğra Ülker
Yunus Bey görüyorum ki vizyonunuz yapılmışın üstüne yorumda bulunmak ki bu en kolay yol. Klavye başında değil yaptığınız eserlerin başında umarım sizi de böyle yarışmalarda görürüz. Biz sizin yaptığınız basitlikte davranmayız buna emin olabilirsiniz..
Bazı sorularım var cevaplandırırsanız çok mutlu olurum.
1- Selçuklu kemerlerini çelik stürktür ve beton ile taklit etme nedeniniz nedir?
2- Çift başlı kartalın figüratif boyutundan plan ölçeğine geometrik bir basitleştirme ile taşınması neden? Bu kartal planda bile görünmüyor, gerçekte kim nasıl anlayabilecek?
3- Çifte minareli medresenin minarelerini betonarme biçimde taklit etmeniz neden? Eğer minareler kullanılacaksa müezzinlerde projeye dahil mi? Eğer müezzin değil hoparlor kullanılacaksa insan boyutlarına göre tarihte şekillenen minareler inşa etmeye ne gerek var?
4- Bıyık şeklindeki dev pergolalar biraz kaba ve işlevsiz değil mi? Tarihsel imitasyon konsepti ile ne ilgisi var?
1. Fatih Sultan Trol Köprüsü
Sefa Bey, öncelikle medeni cesaretiniz için tebrik ederim. Projeniz ile ilgili bu kadar eleştiri ve yorum almanıza rağmen sakin ve naif tavrınızı korumanız da takdire şayan.
Sonuçta projenizin 107 proje arasından, bu kadar ilgi görmesi de insana ” reklamın iyisi kötüsü olmaz” dedirtiyor.
Ben şahsen internet sitenizi inceledim ve projede tasarım çizginizi bozmadığınızı farkettim. İnşallah sizleri daha iyi projelerle yarışmalarda tekrar görürüz.
Mimari tasarimla hobi olarak ilgilendiginizi dusunmek istiyorum.
Sefa Bey’in yaklaşımını kutlarım öncelikle.
İşim gereği Anadolu’da çok bulundum. Çeşitli dini cemaatlerin içine de girdim. Siyasi cemaatlerin tutucluğunu da hissettim. Beni asıl her zaman sarsan ve tabii çok geren mesele de Osmanlı-Selçuklu esinlenme zorunluluğuydu.
Sosyolog değilim, psikolog değilim, siyaset bilimcisi değilim basit bir mimarım. Bununla ilgili bir yazı kaleme almak isterim. Benim için zor olacak ve tabii bu projeyi örneklemek isterim.
Eğer izniniz olursa. Olmazsa tabii farklı örnek bulmak çok kolaydır.
teşekkürler.
Son ekleme: Herhangi bir cemaate, partiye ya da bir topluluğa üye değilim kendimi aydın, kemalist ya da beyaztürk gibi de hissetmiyorum. Safi bir mimar olarak yazacağım.
Sefa bey, mimari yerli-milli ama imajlardaki insanlar neden çinli-iskandinav? Eserin çoklukla turistlerin de ilgisini çekeceği için mi? Teşekkürler şimdiden…
Projeyi ilk gördüğümde mevcut bir köprüye yaya ulaşım eki yapıldığını düşünmüştüm. Halbuki projenin tamamı yeni öneriymiş.
Buyrun 1. seçilen proje:
http://rktr.co/266FEHq