Mimari Tasarım Raporu
Doğal/Milli Parkların dahi türümüzün koyduğu kurallarla korunduğu günümüzde, insan elinin doğrudan ya da dolaylı olarak değmediği, yapay olmayan doğa çok düşük oranla yeryüzünü kaplar. Planlanmış park, doğanın insan kullanımına en uygun şekilde üretilmiş bir taklididir. Bu fikri daha ileri götürecek olursak insanlığın yeni “doğalını” yapılı alanlar olarak tanımlayabiliriz.
Önerdiğimiz tasarımda ilk olarak üretilmek istenen, bu yapaylıkla kontrast oluşturacak insanın yeni doğalının bir ürünüdür. Bu yönelme ile proje alanı parkın yapılı bir parçası olarak ele alınmıştır, önerilen bina proje alanının tamamını kaplar. Bina kendi içerisinde sunduğu kamusal alan ve park arasında tasarlanmış fiziksel bir sınırdır. Bu yolla tasarlanan açık alanların parkın bir parçası değil, Müze ve Mimarlık Merkezi’nin bir parçası olması hedeflenmiştir.
Alınan üst tasarım kararı doğrultusunda proje alanı, insanı ölçek alarak, tek katlı olacak şekilde yükseltilmiş ve merkezinde istenen fonksiyonların yönlendiği dairesel bir iç bahçe oluşturulmuştur. İç bahçe, etrafında yer alan fonksiyonları birbiriyle ilişkilendiren etkinlik alanı olarak önerilir. Bu yolla Mimar Sinan Müzesi, mimarlık kütüphanesi, çok amaçlı salon, atölyeler ve derslikler merkez bahçe ile bağlanır. Kısaca iç bahçe, kullanıcı akışının sağlandığı servis veren bir mekan aynı zamanda kullanıcıları yeşil alanı kullanmaya davet eden bir etkinlik alanıdır.
Projenin çekirdeğini oluşturan geniş iç bahçe, eklemlenen avlu ve yarı açık alanlar ile zenginleştirilmiş ve kullanıcı dostu alt mekanlar tasarlanmıştır. Bu şekilde tasarlanan binanın ziyaret edilecek sıradan bina değil, farklı açık ve kapalı kullanım alanlarıya zaman geçirilebilecek bir mekan olması hedeflenmiştir.
Önerinin yatay, tek katlı tasarımı 2 noktada bozularak düşey düzlemdeki tek düzeliğin önüne geçilmek istenmiştir. Yükseltilen çok amaçlı salon kütlesi mekanın işlevsel gerekliliklerini karşılarken, tasarımın odağını oluşturan kalıcı sergi salonu yüksekliği ve farklı cephe malzemesi ile proje içerisindeki yerini işaretler.
İşletme açısından çok amaçlı salon, atölyeler ve dersliklerin planlanan etkinlikler haricinde kapalı kalacağı öngörülerek müzeden bağımsız tasarlanmasının fazladan maliyet çıkarmayacağı düşünülmüştür. Önerilen senaryoda müze ve kütüphane normal zamanlarda kullanıma açık kalacak birimler olarak tasarlanmıştır.
İnsan hafızasını bir sıra hatıralar ve boşluklar serisi olarak tanımlarsak, anılarımız yoğun hisler yaşadığımız olaylar, deneyimlediğimiz mekanlar ve benzeri özellikli geçirdiğimiz zamanlardır. Bu kabul ile kalıcı sergi salonunun, ziyaretçilerin Mimar Sinan Sergisi ile belleklerinde bağlayacağı özgün bir mekan olarak tasarlanması hedeflenmiştir. Sergi salonunun proje içerisindeki konumu ve perspektif yardımıyla dışarıdan algılanması zor hacmi içeri girildiğinde açığa çıkacak beklenmedik bir mekandır. 36 metrelik merkez aks üzerinde tasarlanan 6.5 metre yüksekliğinde tekrar eden kemerli strüktürün, derinliği ve yüksekliği ile akılda kalıcı bir mekan tasarımı hedeflenmiştir. Önerilen binanın sade ve birbirine benzer mekan tasarımları merkez salonun etkisini güçlendirecek uygun ortamı sağlar.
Salon içerisinde tasarlanan merdivenler boşluk içerisinde var olan strüktürel birer heykel gibi düşünülmüştür.
Tasarımın mimari dilindeki sadelik ve olgunluk, mimari programa yaklaşım, malzeme seçimi, yarattığı ölçek ve detay hassasiyeti olumlu bulunmakla birlikte, genel geometrik referansları kullanışı, sağır duvarlar ile kurulmuş olan avlunun oluşturduğu iç-dış mekan ilişkileri; ana avlu ve ana yapının birbirleri ile olan etkileşimi sorunlu bulunmuş, öneri (karşı oylar H. ÖZKAN, M.ATEŞ) 5-2 oy çokluğu ile elenmiştir.