Mimari proje raporu:
Kısıtlı sayıdaki yerli ve yabancı Kore Savaşı yazınında en çok kullanılan deyimlerden biri ”unutulan savaş” betimlemesidir. Hangi nedenle olursa olsun, dünyanın diğer ucundaki bir savaşa katılmak durumunda olan insanlar ve yakınları için yaşadıklarının unutuluyor, hatırlanmıyor olması elbette yıkıcı bir etkiye sahiptir. Tam da bu noktada, tasarlanan anma alanı ve ziyaretçi merkezinin, savaşın bireysel ve kolektif hafızalardaki yerini deneyimleme yoluyla sağlamlaştırmak ve makro-politik tartışmalara girmeden, taraf tutmadan bir ”iyileşme, iyileştirme” olanağı sağlaması amaçlanmıştır. Yüzyıl ortasında yaşanan dramı şans eseri veya gönüllü olarak doğrudan yaşayanlar ve yakınlarına kalıcı bir nişan, bizler gibi uzaktan izleyenler için ise, 7.000 kilometre ötede yaşananları deneyimleme olanağı sunarak, ”hatırlatmaya” çalışılmıştır.
1945 yılında 38. paralele diğer 179 paralelden farklı bir anlam yüklendi. Kore yarımadasında konuşlanan ABD ve Sovyet askerleri arasında sınır kabul edilen bu yatay ve sanal çizgi, aynı ülke vatandaşlarını ayıran, bölen sosyo-politik bir çok konuyu simgeleyen bir anlam taşır hale geldi. Tasarımın ana fikrinin filizlendiği noktada bu sanal çizgi coğrafi referansların ötesinde bir anlam ifade ettiği için projenin omurgası haline gelmiştir. Hatırlama eyleminin en yoğun yaşanacağı Batı-Doğu ekseninde uzanan aks, derinleşerek anıtsal dikitlere bir zemin oluşturur. Projede ”Anıtsal Boşluk” adı verilen bu alan, kaybedilen yaşamları simgeleyen, proje alanı deneyimlenirken etkisini yoğun biçimde hissettiren dramatik elemanlara ev sahipliği yapmaktadır. Tasarımda karakterize edilen 38. paralelin kuzey ve güney bölümleri, her toprağını bildikleri kendi yurtlarından çıkıp, hiç bilmedikleri bir coğrafyaya yolculuk eden binlerce gencin yaşadığı duygu değişimlerinin, deneyimlerinin bir yansımasıdır. Alanla ilk temastan itibaren ziyaretçiyi benzer bir yolculuğa çıkaran izlek, 38. paralelin kuzeyine erişildiğinde sürprizlerle dolu, dar geçitlerin sonrasında neyin olduğunun bilinmediği bir durumu deneyimletir. Güneyde savaş hazırlıkları görece bilindik süreçler, hazırlıklar ile ilerlerken kuzeye varıldığında her şey belirsizleşmeye başlar.
Savaşların meşruiyet zemini yalnızca politik aktörlerle gerçekleştirilemez. Çeşitli araçlarla halk da bu çemberin içine dahil edilir ya da dışarıda kalır. Barış umudunu her zaman diri tutmak için geçmişte yaşanan bu ve benzeri olaylarla yüzleşmek, onları hatırlamak ve aktarmak gereklidir. Proje alanında, günümüzdekinin aksine, hiçbir engele takılmadan deneyimlenebilen bir zemin kotu ve altında farklı işlevlerde hizmet veren kapalı mekanlar bulunmaktadır. Açık ve kapalı mekanlarda yüzleşme eyleminin somutlaştırıldığı yansıtıcı yüzeyler kullanılmıştır. 0.00 kotunda yansıyan dikey elemanlar ve ziyaretçinin yan yana gelmesiyle farklı anlamlar kazanabilecek, çok katmanlı zihinsel bir yolcuğun izlerini sürmek mümkün olacaktır. Ziyaretçi merkezinin -4.00 kotundaki kapalı mekanlarında hizmet veren iki farklı büyüklükteki salon ve kütüphane ise savaşa dair hafızayı kaydeden bir rol üstlenmektedir.
Oldu, bu yüzden tekrar olabilir.
Primo Levi