Katılımcı (noname studio), Caferağa Spor ve Kültür Merkezi Mimari Proje Yarışması

Katılımcı (noname studio), Caferağa Spor ve Kültür Merkezi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ RAPOR

“Bugünün kamu yapısı ve simgesellik anlayışı (özellikle yoğun dokuya sahip ve bu dokunun beraberinde getirdiği kimlik sahibi mahallelerde) nasıl ele alınmalı ve yorumlanmalı?” sorusunun cevabını arayan bir kurguda ana yaklaşım kararlarının belirlendiği projede; hem kent ölçeğinde, hem de bina ölçeğinde kullanıcı odaklı tasarım ilkeleri göz önüne alınmıştır.

Bu bağlamda şartnamede özellikle vurgulanan kent mekanı (meydanı) ruhunun, zaman ve gerekliliklere göre kentli tarafından belirlene(bile)n bir esneklikte çözümlenmesine karar verilmiştir.

Bu düşüncenin arka planında; alanın mevcut halinin, bir çeşit kentin ve kentlinin kabul etmediği mekan olarak yorumlanması yatmaktadır. Buna ek olarak, yarışma özelinde; fonksiyon ve kullanım itibariyle ağır metrekarelere, dolayısıyla kütlelere dönüşen mevcut binanın fonksiyonlarına ek olarak da fonksiyonların bulunması nedeniyle (ki bu durum da kütlenin iriliği ile bir çeşit mekanın halk tarafından kabullenilme(me)si meselesi ile doğrudan ilintilidir), projede; kütlenin hafifletilmesi konusu ve mimarların üst düzeyde sorumluluk alma olarak gördükleri radikal otonomi yaklaşımını reddeden bir tavır, ana eksen olarak belirlenmiştir.

Kaldı ki, özellikle son dönemlerde kentin ve kentlinin kendilerini ifade edebilecekleri, forumların yapılabileceği alanlara ihtiyaç duydukları gerçekliği de aşikardır. Kadıköy’ün yeni sosyal merkezi olması öngörülen bu alanını da, mahallede yaşayanların kent meydanının dolaylı tasarımcıları olarak görüldüğü kent mekanı olma potansiyeliyle tanımlamak mümkündür.

Yukarıda teorik olarak bahsi geçen ana yaklaşım kabullerinin projeye fiziksel olarak yansımalarına gelinecek olursa;

1. Gerek şartnamede verilen max. yüksekliğin 18.50 m. olmasına rağmen, yapı çözümlenmesinin çok daha alçak yükseklikte (12 m.) olmasıyla, gerekse kütlesel algı bağlamında yapının oldukça sade, yalnızca kamusal mekanı tanımlayan cephelerin yarı geçirgen (U glass) bir duvar olarak var olmasıyla; simgeselliğini sakin ve naifliğinden alan bir kamu yapısı kimliği öngörülmüştür.

2. Şartnamede yer alan “Yapının kent merkezinde önemli bir kamu yapısı olması niteliğiyle kimi kalıcı sanat yapıtlarına da yer vermesi beklenmektedir.

Bunların türü ve niteliği idare tarafından sonradan belirlenecek olmakla birlikte, yarışmacıların bu tür sanat yapıtları için özellikle ortak kullanılan mekanlar ve yapı kabuğu üzerinde konum ve yer ayırmaları jüri ve idarece desteklenmektedir” ibaresi aslında projede tam da kentte yeni bir boşluk olarak tanımlanan meydanın, halk tarafından değişik kullanımlarına izin vermesi ve adeta bir sahne görevi üstlenmesi ile; mimarlık pratiğinin kentin ve kentlinin kendi dinamikleriyle (kendiliğinden) ürettiği bir sistem önermektedir.

3. Nailbey Sokağı ve Sakız Sokağı’nın kat yükseklikleriyle oldukça tanımlı doku ve meydan tanımına izin veren kapalılık hissine karşın, Muhsin Adil Binal Mesleki ve Teknik Lisesi sokağı ve servis yolunun bulunduğu arka sokakta ki alçak yapıların oluşturdu dağınık yapılaşmaya referans verecek şekilde konumlanan bina kütlesi, aynı zamanda projenin ana kurgusunu oluşturan kent meydanı ile, morfolojik olarak Kadıköy’ün Süreyya Operası,

Moda Sahnesi, Oyun Atölyesi, Rexx Sineması gibi diğer kültür odaklarına açılan kent meydanı olarak kamusal mekan sistemine entegre olmaktadır.

4. Şartnamede belirtilen “…özellikle sağlık merkezi, yüzme havuzu ve kültür merkezinin sürekli olarak halkın kullanımına açık ve katılımı teşvik edici olması önemsenmektedir…” ibaresi ile ilişkili olarak, proje kapsamında tasarlanan meydanın bahsi geçen fonksiyonlar ile ilişkisi; halkın kullanımının ağırlıklı olduğu fonksiyonların girişlerinin meydandan olması ve buna ek olarak da Konferans Salonu Fuayesi gibi sosyal mekanların meydan ile bütünleşebilme olanağı ile sağlanmıştır.

Böylelikle projenin en önemli unsuru olan Meydan ve giriş kat plan kurgusu arasındaki ilişki kuvvetlendirilmiştir.

Meydanın malzemesinin, binanın giriş katı zemini ile aynı tutulmuş olması da, zemin-sokak-meydan bina ilişkisini kuvvetlendirici bir tasarım ögesi olarak kullanılmıştır. Kısaca, meydanın binanın içine girdiği, bina fonksiyonlarının meydana taştığı bir iç içelik öne sürülmüştür.

Kullanımların bu bütünleşik hali, iç-dış ayrımının minimize edilmesi, halkın binayı sadece bir nesne olarak görmesi sorunsalına ve dolaylı olarak bu noktada ve fonksiyondaki kamusal yapının nasıl olması gerektiği sorusunun cevabını vermektedir. Buna karşın; “programın spor salonu bölümü kimi alt yapı müsabakalarını içerecek olsa da…” ibaresinin alt metninde yatan halk kullanımından daha izole kullanım tanımı sonucu; halk kullanımı ve müsabaka ağırlıklı kullanımların ayrımı göz önüne alınmış olunup, okul ile ilişkilendirilebilecek bir fonksiyon niteliği taşıması da düşünülerek Spor Salonu girişinin meydan ile bağlantısının koparılmasına karar verilmiştir.

5. Kullanıcı etkin yaklaşımın benimsendiği meydan yaklaşımı dışında, iç mekan kurgusunda da özellikle halkın kullanımının ağırlıklı olduğu atölyelerde birleşip, bölünebilen değişken kullanımlara olanak sağlayan çözümlemeler düşünülmüştür.

Etiketler

Bir yanıt yazın