Yeşim Demir, Yaren Özmen, Yunus Emre Akkuş ve Berk Günay'ın “Odak Ürgüp” Kent Merkezi İçin Fikir Projesi Yarışması için tasarladığı proje önerisi.
Görmek için bakmak gerekir, hissetmek için durmak.
Durup bakabilirse insan,
hisseder gündoğumunun sarıp sarmalayan ışığını.
Günbatımının zarif renklerini,
ışığın dansını, sabırla süzülen taşların çabasız zerafetini izler,
oyuklarından bir öykü duyar,
bir diğerine göz kırpar.
Yürür her adımda derinleşen perspektifler arasında,
bilir nerede olduğunu,
tanır her adımın yankısını.
Ürgüp’te olmak,
böyle bir aralıktan bakmaktır hayata.
Sanki zamanı durdurur,
ruhunu serbest bırakır her taş, her nefes.
Ürgüp kent okumalarına başlandığı andan itibaren, her köşe başında farklı dokularda yapılar ve doğal oluşumlarla karşılaşılmıştır. Bu süreç, tasarımın en önemli ilham kaynağını oluşturmuş ve bakılan her nokta ile o noktaların çerçevelediği anlar, tasarımın temel referanslarını belirlemiştir. Ancak zamanla, bu değerli doğal unsurlar karmaşık kent dokusunun içinde kaybolmaya başlamış ve kimliklerini yitirmiştir. Bu kayboluş, estetik ve kültürel açıdan rahatsız edici olsa da bölgeyi yeniden keşfetme ve derinlemesine anlama fırsatı sunmuştur.
Bu bağlamda, tasarım sürecinde, kaybolan unsurlar arasında bir bağ kurma fırsatı görülmüş ve doğal ile kentsel unsurlar arasında uyumlu bir denge yaratılması hedeflenmiştir. Ürgüp’te hayat, kayaların arasından doğmuş ve buradan yayılarak kentsel yapıyı beslemiştir. Bu canlılığın kaybolmak yerine kentle bütünleşerek güçlendirilmesi, Temenni Tepesi ile kent arasındaki duyumsal ilişkilerin sürekliliğinin sağlanması, tasarım sürecinin belirleyici unsurlarından biri olmuştur.
“Babama ‘Eşekli Kütüphaneci’ derler. Ürgüp’ün içindeki kitaplığı yönetirken, otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için ona bu adı taktılar.”
Ürgüp tarihinde iz bırakmış olan Mustafa Güzelgöz’ün hikayesinden ilham alınarak tasarlanan bu kütüphane hem Kapadokya Üniversitesi öğrencilerine hem de yerel halkın okuma ve çalışma ihtiyaçlarına yönelik bir alan sunmaktadır. Mustafa Güzelgöz, Ürgüp köylülerine kitap ulaştırarak önemli bir sosyal sorumluluk üstlenmiş ve bölgede kültürel gelişimi desteklemiştir. Bu kütüphane, onun bu değerli katkısını hatırlatan bir mekân olarak tasarlanmış ve toplumsal hafızayı yaşatmayı amaçlamaktadır.
Ürgüp, tarihsel süreci boyunca birçok geleneksel üretim sürecine ev sahipliği yapmıştır. Çömlekçilik, taş işçiliği, dokuma gibi köklü üretim gelenekleri, günümüzde izlerini kaybetmeye başlamaktadır. Lahza projesi kapsamında belirlenen rota içinde, bu eski üretim atölyelerinin yeniden canlandırılması amaçlanmıştır.
Yapının üst kotunda, Temenni Tepesi’ni kapsayan bir görsel sanatlar üretim alanı tasarlanmıştır. Bu alan, geleneksel ve modern üretim süreçlerini birleştirerek, görsel ve kültürel etkileşimi artırmayı hedeflemektedir. Yarı açık olarak tasarlanan atölye bölümü, üretimlerin satışının yapıldığı bir alanla bütünleşerek, rotanın bir parçası haline gelmektedir. Bu alan, üretimlerin kamusal bir ortamda deneyimlenebileceği ve meydana taşınabileceği şekilde, keyifli aktivitelerle zenginleştirilmiştir.
Kapadokya’nın bereketli topraklarında yetişen Ürgüp üzümleri, kendine has lezzeti ve aromasıyla ün kazanmıştır. Ürgüp Bağbozumu Festivali’nde, üzüm hasadı ve şarap üretimi gelenekleri coşkuyla kutlanırken, bölgenin tarihî dokusu ve kültürel zenginlikleri de bir araya gelir. Ürgüp’ün üzümleri, yalnızca bir tarım ürünü değil, aynı zamanda bölgenin kimliğini simgeleyen önemli bir değer olarak yaşatılmaktadır. Bu bağlamda, Ürgüp üzümlerinin hikayesini aktaran bir müze alanı tasarımın bir parçası olarak düşünülmüştür.
Müze’nin üst kotunda yer alan Temenni Tepesi Bakış Terası, üzüm bağlarının gölgesinde konumlanarak, eşsiz tepe manzarasına sahip bir dinlenme alanı sunmaktadır. Gün doğumu ve batımı sırasında, ziyaretçilere keyifli vakit geçirme fırsatı sunan bu alan, bölgenin doğal güzelliklerini vurgulayan bir deneyim sağlamaktadır.
Önerilen meydan tasarımı, mevcut Cumhuriyet Meydanı ile kent merkezi arasındaki ilişkiyi güçlendirmeyi ve kullanıcı deneyimini zenginleştirmeyi amaçlamaktadır. Atatürk Bulvarı ve Güllüce Caddesi’nin yayalaştırılması, bölgenin yaya odaklı bir alana dönüşmesini sağlayarak kent yaşamını daha erişilebilir ve dinamik hale getirecektir. Meydan, her bir köşesinden kentle etkileşim kurabilen, farklı perspektiflerden görsel açıları sunan bir alan olarak tasarlanmıştır. Kapalı etkinlik salonunun önünde konumlanan etkinlik meydanı, Ürgüp’ün tarihî ve kültürel dokusunu yansıtan hareketli ve canlı yaşam birlikteliklerini yeniden canlandırmayı hedeflemektedir. Bu alan, Ürgüp Bağbozumu Festivali gibi önemli etkinliklere ev sahipliği yapmanın yanı sıra, her yıl düzenlenen farklı kültürel etkinlikler ve bölgeyi tanıtan faaliyetler için de bir platform sunacaktır.