PROJE RAPORU
Odakule, tarih boyunca ve günümüzde de kendine özgü dinamik yapısını sürdüren, İstanbul’un önemli kent merkezlerinden İstiklal Caddesi üzerinde yer almaktadır. İstiklal Caddesi’ni Taksim-Galatasaray ve Galatasaray-Tünel arası olarak iki alan şeklinde ele alırsak, Odakule Pasajı, ikinci alanda İstiklal ve Meşrutiyet Caddeleri arasında kestirme bir yaya yolu tanımlamaktadır. Pasaj, İstiklal-Meşrutiyet caddelerinin gündelik hayatının önemli bir geçitidir. Geniş ölçekte ise, Karaköy-Tophane-Sıraselviler’den Tepebaşı’na yaya ulaşımının sürekliliğini sağlamaktadır.
Tasarım sürecinde, mevcut kullanımın yanında Odakule Pasajı’nın,’pasaj’ kimliği içinde nasıl bir yere sahip olduğunu görmek için hem mekan olarak ‘pasaj’, hem de İstiklal Caddesi’ndeki pasajlar değerlendirilmiştir.
Pasajlar, 19. yüzyılın ikinci yarısındaki ortamın fiziksel anlamdaki göstergeleri olmuşlardır. Avrupa’da sanayi devriminden sonra cam ve çeliğin mimaride kullanılması, ortaya çıkan ve değişen sosyal-ekonomik şartlara bağlı olarak tüketim ve üretimdeki artış, üstü kapalı, dar sokaklar arasında kestirme yollar tanımlayan pasaj yapılarını türetmiştir. Avrupa’daki pasajlar kemerli yapıları, kapıları, dükkanları ile dönemin alıveriş merkezleri olurken, yaya geçişi ile ilgili sunduğu kolaylıklar, çevresi ile kurduğu bağlantılar ile kent merkezlerinin sosyal mekanları olmuşlardır. İstanbul’da ise pasajlar tarihi ve kültürel bağlamları nedeniyle Beyoğlu’nda yoğunlaşmıştır. Kültürün özellikleri, mevcut sosyal-ekonomik koşullar ile Beyoğlu’nda yoğunlaşan pasajlar, Avrupa pasajlarından hem kullanım hem de mekansal olarak farklılıklar göstermişlerdir. Batıdaki malların buraya kadar geldiği, satıldığı mekanların olmasının yanında konut işlevine de sahip yapılar olmuşlardır. Günümüzde İstiklal Caddesi üzerinde fiziksel ve sosyal varlığını sürdüren pasajların yanı sıra fiziksel ve sosyal varlığını kaybetmiş pasajlar da söz konusudur. Odakule’de, İstanbul Sanayi Odasının yapısı olarak, önceden Bon Marche adında dönemin büyük mağazalarından olan, İstiklal ve Meşrutiyet Caddeleri’ni biribirine bağlayan, 20.yy başlarında mülkiyetinin el değiştirmesi ile Karlman Pasajı olarak anılan iki katlı pasajın yerine inşa edilmiştir. İstiklal Caddesi üzerinde fiziksel ve sosyal varlığını sürdüren pasajların etkinlikleri, İstiklal Caddesinin hız ve geçicilik ile sürekli değişen kentsel yaşamı içerisinde kapsamlı bir araştırmayı gerektirmektedir. Bu farkındalıkla; ‘Pasaj’ mekanlaşması, İstiklal Caddesi üzerindeki pasajların fiziksel durumları ve bağlantıları üzerinden Odakule Pasajı ile olan farklılıkları, benzerlikleri tartışılmıştır.
Odakule Pasajı, mevcut kullanımı ile bir pasajdan çok, konumu nedeniyle kuvvetli bir geçiş alanıdır. Pasajların tarihsel bağlam içerisindeki çeşitliliğin mekanı olma durumu, Odakule geçitinde, çeşitlilik üzerinden kurulan ticari işlev ile değil, farklı/çeşitli kullanıcıları üzerinden kurulabilmektedir. Gündelik hayatta işine giden çalışan, konakladığı oteline giden turist, kültür mekanlarının ziyaretçileri, gece eğlence amaçlı gezinenler, sokak satıcıları Odakule Pasajını aktif olarak kullanmaktadır. Pasaj, yüksek katlı bir yapının bazasının altında bırakılan bir aralık olduğu için insan ölçeği ile ilgili tanımsız, ilişkisiz alanlar barındırmaktadır. Bu yönüyle de pasajların mekansal bütünlüğünden yoksundur. İstiklal Caddesi tarafında, cadde sürekliliğinde caddeye cephe veren yapıların yanında Odakule’nin önünde bir boş alan bulunmaktadır. Alan, ne caddenin sürekliliğine katılabilmiş, ne de kamusal bir alan yaratabilmiştir. Boş alanın iki caddeyi birbirine bağlayan geçiş tarafında, Odakule yapısı ile birlikte yerleştirilen ‘Göktaşı’ ve ‘Kuşlar’ heykelleri yer almaktadır. Yerleştirildikleri dönemde, ‘Göktaşı’ heykeli, açıklık ve girişi, ‘Kuşlar ‘heykeli ise yaya yolunu ve dinlenme alanını tanımlamaktadır. Günümüzde ‘Göktaşı’ heykelinin yeri değiştirilerek kenara itilmiş, kuşlar heykelinin yeri ise korunmuştur. Göktaşı’nın, tanımsız kalması, Kuşlar’ın önündeki peyzaj düzenlemesi ilişkisiz-atıl alanların oluşmasına sebebiyet vermiştir. Ayrıca, gündelik kullanımı yoğun bir pasaj olmasına rağmen oluşturduğu fiziksel çevre kullanıcıları için herhangi bir konfor alanı tanımamaktadır. Özellikle rüzgarın geçiş kısmında yürümeyi zorlaştırdığı gözlemlenmiştir.
Pasajın; tarihi şehir merkezindeki konumu, yakın çevresinde birçok kültür mekanının olması, yoğun kullanıma sahip bir yer olması gibi özellikleri, kentsel mekanların etkin kullanımı ve buna bağlı olarak kentsel yaşamın değişimi ve dönüşümü ile ilgili güçlü veriler barındırmaktadır. 21. yy’ın hız ile birlikte sunduğu sıkışmış kent hayatı kentsel mekanların birbirinden kopmasına, boşalmasına ve korku ortamının körüklenmesine yol açmaktadır. Gündelik hayatın aktif kullanılan bir parçası olarak pasajın tasarımı ise, özellikle İstiklal Caddesi’nin tarihi kimliği, dinamikleri, karşıtlıkları ile birlikte gündelik hayatı dönüştürme potansiyeli üzerinden, etkin kentsel yaşama yönelik boyut kazanmaktadır. Bu nedenle, tasarım kararları alınırken, mevcut durum, araştırma ve tartışmaların çakıştırılması ile yere ait tespit edilen konular sadece birebir sorun ve çözüm ilişkisi içerisinde ele alınmamıştır. Yerinde sorunların iyileştirilmesine yönelik verilen noktasal tasarım kararlarının yetersiz olacağı düşünülmüştür. Buna karşılık olarak, tasarım sürecinde sezginin, yaratıcı potansiyelin gücü ön planda tutularak hareket edilmiş ve bütüncül bir yaklaşım geliştirilmiştir. Üst ölçekte, pasajın, tüm potansiyelleri ile birlikte şehir merkezinde değiştiren, dönüştüren, süregiden, üreten bir alan olması yönündeki öngörü ile Odakule Pasajının içerisine bir ‘mekan-yer’ önerisi getirilmiştir. Öneri ile, alanın çevresindeki kültür yapıları ile birlikte bir kültür rotasının oluşması, içeride değil dışarıda, örgütleyen, karşılaşılan, etkileşilen bir ortam ve dönüşen, etkin kentsel yaşam hedeflenmiştir.
Öneri, pasajların mekansal yaklaşımları ve sunduğu zenginlikler üzerinden 3.boyutta bir ‘doluluk’ olarak ele alınmıştır. Doluluğun fiziksel koşulları değiştirip dönüştürerek mekan oluşturması, mekanın ise sosyal bir ortam kurması hedeflenmiştir. Bu doğrultuda öneri mekanın, tasarımcı ve sanatçılar için bir üretim altlığı, zemini olurken, yoğun kamusal kullanım ile bir geçiş pavyonuna dönüşebileceği düşünülmüştür. Karşılaşmalar, buluşmalar, çarpışmalar ve etkileri ile alan kamusal bir üretim alanı olabilecektir.
Mekan kurgusu oluşturulurken ise, Odakule’nin İstiklal Caddesi tarafında önündeki boş alan ve iki caddeyi birbirine bağlayan geçiş bütün olarak ele alınmıştır. Odakule’nin zemin katında yer alan ticari işlev de bütün kurgunun bir parçası olarak kabul edilmiştir. İstiklal ve Meşrutiyet Caddesi üzerinden kullanıcıların hareket izleri ile bir şema çıkarılmıştır. Kullanıcı izleri ile doluluğun içinde ana boşluklar tanımlanmıştır. Doluluğun, tasarım yaklaşımı içerisinde görece/hissi bir doluluk olması, görsel ilişkiyi kesmemesi ve boşluğu da oluşturması üzerine çalışılmıştır. Doluluğun, aynı zamanda temelde bir altlık olarak çalışması ve süregitmesi, üzerine eklemleme yapılabilmesi, örülebilmesi, çeşitli malzemeler için asma, takma kolaylığı sunması, yerleştirmeye açık olması gibi gereklilikleri bir sistem ile çözülmüştür. Bu noktada, sistemin kendisinin, yapım şeklinin, üretiminin, renginin ve bitmiş halinin, Sanayi Odası’nın, İstiklal Caddesi’nin ve Pasajların kimliği ile kuracağı ilişkisel referanslar da önemli veriler olarak ele alınmıştır. 19. yy pasajlarının mimarisinde dönemin sanayisi ve teknolojisindeki gelişmeler fiziksel olarak takip edilebilmektedir. Buradan hareket ile mekanın sanayi ile ilişkisi sistemin malzemesi, üretimi, ritmi ve bitmiş bir ürün olarak tanımladığı konfor alanı ile kurulmuştur. Tasarım sürecindeki tüm kararlarda ilişkisel referanslar yön verici olmuştur, çünkü referansların da alanın kimliğini kuvvetlendireceği, tanımlı, odak bir kamusal alan yaratacağı öngörülmüştür. Tüm süreçte tartışılan, düşünülen, ele alınan konuların çok boyutlu bir çakışması ile mekan olarak ‘Oda-Kare’ tasarlanmıştır. Mekanın temel öğeleri aşağıda açıklanmıştır.
Sistem:
Sistem, 5 mm çaplı paslanmaz çelik çubukların x,y ve z eksenlerinde 25 cm’de bir tekrar etmesiyle geliştirilmiştir. Sistemin kullanıcı izleri ile çakıştırılması ile tüm alanda 2. ve 3. Boyutta süreklilik oluşturulmuştur. Tekrar ve ritim, doluluk ve boşlukların birbiri içine geçerek örüntü halinde alana yerleşmesine olanak sağlamıştır. Tekrar eden bir sistemin avantajları üzerinden, tasarımın tüm boyutları tartışılmıştır. Tasarım sürecinde alınan kararlar ve tasarım yarışmasına sunulan bir proje olması nedeniyle sistemin en dolu/yoğun hali üzerine çalışılmıştır. Maliyet, organizasyonel, farklı etkinlikler gibi konuların sistem üzerindeki müdahalesi serbest bırakılmıştır. Sistemin azaltılabilme ve ritminin farklı bir sıklıkta kurgulanabilme potansiyelleri saklı tutulmuştur.
Sistem dahilinde, sistemin basitliğine dahil olan, kolay uygulanabilir polikarbon levhalar ile yüzeyler oluşturulmuştur. Yüzeylerin yatayda ve dikeyde rüzgar kontrolüne katkı sunmasına yönelik detayları geliştirilmiştir.
Cephe:
Kullanıcı izlerinden hareket ile Odakule’nin İstiklal Caddesi tarafında, önündeki boş alan, geçişe(a), Koton’a(b) ve alana girişe(c) izin veren bir nevi ‘kapı’ boşlukları ve içerisinde eylem boşlukları bırakılarak İstiklal Caddesi’ne cephe verir bir şekilde doldurulmuştur. Geçiş, mekansal olarak tariflenirken karşılaşmalar, buluşmalar, çarpışmalar için kamusal alanlar oluşturulmuştur.
Meşrutiyet Caddesi tarafında da aynı prensiple hareket edilmiştir. Koton’un önünde doluluk ile bir boşluk tasarlanmış, bu yönde de kamusal alan ve eylem boşlukları oluşturulmuştur. Güvenlik, mevcut yerinde korunarak sistemin içerisine yerleştirilmiştir. Cephe, geçişe(d) ve Koton’un önündeki kamusal alana (e) girişe izine veren kapı boşlukları bırakılarak Odakule’nin cephe hizasında doldurulmuştur. Cepheler, Odakule’den önce alanda bulunan pasaj yapısının izi ile ilgili referans verirken İstiklal ve Meşrutiyet Cadddeleri sürekliliğinde, alanın algısını geçirgen doluluk ile yeniden tanımlamıştır.
Heykel-Enstalasyon:
Alandaki mevcut heykeller, yerleştirildikleri dönemdeki gibi tanımlayıcı konumlara taşınmıştır. Geçişe açılan a kapısı, ana giriş olarak kabul edilmiş ve ‘Göktaşı’ heykeli ile işaretlenmiştir. b kapısı Koton’a açılmış, bir yanındaki enstalasyon ,diğer yanındaki dinlenme ve vakit geçirme alanları ile tariflenmiştir. Enstalasyon alanının, ticari işlevin tekstil ile ilgili olması ve tekstilin türkiye sanayisinin önemli bir yüzdesini oluşturması nedeniyle sanayinin, üretimin bir referansı olarak tekstil sanayisine ait özel bir alan olabileceği düşünülmüştür. Böylelikle, hem yerli üretim vurgusu yapılırken hem de ticari işlevin üretim alanı ile birlikteliğinin kurulacağı öngörülmüştür. Tünel’den Taksim’e giden kullanıcıları kestirmeden alana dahil eden c kapısı ise boşluk ve anfi ile birlikte düşünülmüştür. Boşluk, hareketin başlangıç-bitiş noktası olarak ‘kuşlar’ heykeli ile işaretlenmiştir. Meşrutiyet Caddesi tarafındaki d ve e kapıları arasında tasarlanan alana ise geçiş kısmındaki rüzgarın üretim süreçlerinde kullanılmasına referans veren kinetik rüzgar rüzgar enstalasyonu ile işaretlenmiştir.
Alanın geneli ise çeşitli enstalasyon ve üretimlere açıktır. Organizasyonel olarak kararlaştırılan farklı etkinlikler dahilinde sistem üzerine çeşitli enstalasyonlar yerleştirilip, kaldırılabilir.
Performans:
a ve c kapısının arasında kalan ve Perukar Çıkmazı’na cephe veren alanda sistem üzerinden bir anfi ve boşluk tasarlanmıştır. Toplanma alanı oluşturulmuş, çeşitli performaslar için açık alan bırakılmıştır. Ayrıca, alanın, üretim alanının bir nevi işliği olarak da çalışacağı öngörülmüştür.
Vitrin:
Sistem genelinde vitrin, hem ticari kullanım, hem de enstalasyonlar için bırakılan boşluk olarak ele alınmıştır. İstiklal Caddesi tarafında Koton’un önündeki cephenin Koton’a özel vitrin olarak kullanılabileceği düşünülmüştür.
Durum, alan içindeki bir enstalasyon olarak okunmuştur. Böylece, ticari işlev ve üretim alanın birlikteliğinin kuvveti artırılmıştır.
Yüzey:
Enstalasyonlar ve üretimler için sistemin yatay ve dikeydeki 2. boyutu potansiyelli yüzeyler tanımlamaktadır. Çeşitli kullanım durumları için altlık oluşturmaktadır. Etkinlikler, organizasyonlar çerçevesinde sanatçılar, üreticiler, sistemin kendi potansiyelleri keşfedebilir, sisteme müdahil olabilirler.
Geçiş:
Odakule’nin Meşrutiyet ve İstiklal caddeleri tarafında kurulan sistem, caddeleri bağlayan geçiş kısmının içine de akıtılmıştır. Geçiş içerisinde, Odakule’nin zemin kat cephesi ve Koton’un cepheleri de sistemin bir parçası olarak ele alınmıştır. Algıda mekansal bir bütünlük kurulurken, sistemin süreklilik ile tanımladığı mekanın bir deneyime dönüşmesine izin verilmiştir.
Niş:
Fiziksel mekana 3. boyutta hareketlilik kazandıran niş, sosyal mekana yönelik dinlenilen, zaman geçirilen noktalar olarak tasarlanmıştır.
Aydınlatma:
Aydınlatma sistemin içerisinde bir bütün olarak düşünülmüştür. Aydınlatma, doluluk, boşluklar ve bununla birlikte mekan tarifine yönelik olarak tasarlanmıştır. Geçişin ve mekansal olarak yönelimleri değişen hacimlerin algısı aydınlatma ile vurgulanmıştır. Aydınlatma için de, sisteme kolay dahil olan polikarbon malzeme tercih edilmiştir.
Yeşil:
Sistemin özellikleri yeşil ile örülebilmesine olanak sağlamaktadır. Dikey ve yatayda yeşil, sarmaşıklarla, saksılarla sisteme dahil olmaktadır. Yeşil örüntü ile sistem içerisinde gölgelikli, sakin alanlar yaratılmıştır. Örüntü, zamanla değişen durumlara göre çoğalabilir, şekillenebilir.
Rüzgar:
Rüzgarın şiddeti, mevcut durumda özellikle geçiş kısmında artmaktadır. Çok yüzeyli cepheye sahip yüksek katlı kulenin cephelerine çarpan rüzgar geçişin içine yönelmektedir. Bu durumda downlash etkisi oluşmaktadır. Bununla birlikte iki tarafındaki açıklıktan sonra bir dar boğaza dönüşen geçişte, venturi etkisi oluşmaktadır. Venturi ve downwash etkileri ile rüzgarın etkisi artmakta ve yürümeyi zorlaştırmaktadır. Bu noktada rüzgarı engelleme ve/veya üretim alanının bir parçası haline getirme durumları tartışılmıştır. Rüzgarın kinetik gücünün alanda gerçekleştirilecek bir enstalasyon için kullanılmasını da bir
potansiyel olarak görerek Kule’nin cephesinden çarparak gelen rüzgarı kontrol etmek/kullanmak üzere, sistemin çatısı kolay uygulanabilir polikarbon panellerle kapatılmıştır. Venturi etkisi ise, pasajın mekanlaşma şeması ile azaltılmış, etkinin tamamiyle kontrol edilmek istenilen durumları için, sistem üzerine eklemlenebilen polikarbon yüzeyler önerilmiştir.
Tasarım yaklaşımı ve mekanın tüm ögeleri ile, doluluk boşluğu tanımlamış, boşluk doluluğun içine geçmiş ve sonuçta Pasaj illüzyonel bir görünüme kavuşmuştur. Pasajın, kent merkezindeki konumu ve bölgenin tarihsel kimliği içerisinde, görünümü ve yarattığı atmosfer ile, gündelik hayatın içinde üreten, koruyan, değişen, başkalaşan yeni kimliği inşa edilmiştir.