MİMARİ RAPOR
Kadim’in hatıratı, Ati’nin yorumu…
Cami ibadet mekânı olmak ile beraber içinde toplanma, birleşme, bir araya gelme gibi birçok önemli fonksiyonu da bir arada bulundurur. Geçmişten bugüne İslam Kültüründe camiler kültürle beraber malzemenin, teknolojinin ve sanatın yoğun bir biçimde kullanıldığı yapılardır. Dönemin kültürel ve sanatsal etkileri camilerin şekillenmesinde etkili olmuştur. İnsan merkezli ibadeti esas alan anlayışla şekillenmiş mekânlar ve mekânın kurgu mantığı süreklilik gösterir.
Türk mimarlık tarihinde cami mimarisi büyük yer tutmaktadır. Selçuklularda matematik, sanat ve ilim ile harmanlanan anlayış camilerde geometrik simgeler ve açılarla şekillenen bezemelere dönüşmüştür. Osmanlı mimarisinde ise daha çok merkez kubbe ve daha büyük hacimsel boşluklar ön plana çıkmaktadır. Her bir dönem kendi malzeme ve strüktür sistemlerini yansıtır niteliktedir.
Günümüz modern mimari teknikleri her türlü açıklık ve mekânsal kurguyu oluşturabilme yeteneği sağlamaktadır. Cami mimarisi günümüz teknoloji ve yeni malzemeleriyle toplumdaki kültürel ve sosyolojik etkisinin harmanlanarak tasarlanması ile oluşturulmalıdır.
Proje bu temel esası kendine baz almıştır. Toplumun geleneklerinden yola çıkarak, sosyo-kültürel yapısına uygun olacak şekilde geleneksel camilerde bulduğu huzur ve ahengi yakalayacak ancak yeni sistemlerle özgün yapısını da ifade eder nitelikte olacak şekilde tasarlanmıştır.
Türk-İslam cami anlayışında ve Selçuklu mimarisinde mukarnas önemli bir yer tutar. Bir anlamda geçiş elemanı olarak kullanılan mukarnas Osmanlı döneminde daha çok geliştirilerek kullanılmıştır. Doğan Kuban’ın yazılarında da bahsettiği üzere mukarnas Anadolu’da şekillenmiştir. Mukarnas tüm dönemlerinde yapının ihtiyacına göre şekillenmiş ve adapte olmuştur.
Günümüz mimari teknikleri kullanılarak özgün Türk Üçgeni’nden yola çıkılmış ve mukarnas parametrik hesaplar ve yöntemler kullanılarak tasarımın ana öğesi haline getirilmiştir.
Osmanlı Cami mimarisinde Mimar Sinan ile beraber tek kubbeli büyük boşluk anlayışı oturmuştur. İbadet alanı tek büyük hacim olarak düzenlenmiş yardımcı mekanlar daha küçük kubbeler ile geçilmiştir. Yapıların büyüklüğü ile beraber insanı ezmeyen ancak büyüklüğünü de hissettiren ve tek mekanı geçmeyi sağlayan kubbeler günümüz toplum anlayışında cami simgesinin önemli bir parçası olmuştur.
Tasarımda geleneksel öğeler çağdaş malzeme ve sistemlerle yeniden yorumlanarak şekillenmiştir. Bu yaklaşım en belirgin şekilde yapının kubbesinde görülür. İbadetin düzeni göz önüne alınarak kare şeklinde tasarlanan ibadet alanın üzerine gene parametrik hesaplar ve gene Türk üçgeni çıkışlı çelik ve camdan üretilen bir kubbe oturtulmuştur. Bu üst örtü sistemi camideki bütün yapısal elemanları birleştirici bir rol oynar. Kubbe de oluşturulmuş dolu ve boş yüzeyler iç ve dış mekanda günün farklı saatlerinde etkisini gösterecek ışık oyunları oluşmasını sağlayacaktır. Bu durum ibadet alanının uhrevi yapısını desteklemeyi amaçlamıştır. Yapının iç mekanında yoğun bir sadelik hedeflenmişken ışık süzülmeleri iç mekana dinamizm katacaktır.
Camiler sadece ibadetin yapıldığı yerler değil, toplanılan çeşitli faaliyetlerin gerçekleştiği yerlerdir. Külliyeleri ile beraber şekillenen camilerde eğitimler, sosyal faaliyetler, buluşmalar, cenazeler gibi birçok fonksiyon barınmaktaydı. Tasarımda toplumun ibadet dışında da bir araya geleceği, her türlü faaliyeti gerçekleştireceği bir dinamizmde planlama yapılması hedeflenmiştir.
İbadet alanının planlama tipolojisi Selçuklu mimarisinden Osmanlıya geçişte daha bütünsel bir hal kazanmıştır.
Süleymaniye Cami plan şeması ve kurgusu olarak önce toplanma mekanına sonra ibadet mekanına alır. Ön toplanma birçok fonksiyonun gerçekleştiği bir yapıya sahiptir. Planlama da bu kurgu yaklaşımı çıkış olarak alınmıştır.
Yapının tamamı üç ana bölümden oluşmaktadır. İbadet alanı ve sosyal mekanları ortada merkez noktada bir toplanma alanı birleştirir niteliktedir. Yarı açık dizayn edilmiş toplanma alanı her türlü ikincil fonksiyonu gerçekleştirebilir nitelikte olacaktır.
Tasarım toplumun kültürel simgelerini taşırken çağdaş tasarım yaklaşımlarını barındırır şekilde organize edilmiştir. Geçmişe saygıyı önemseyen tasarım anlayışı yeni çağdaş malzeme ve tekniklerle kurgulanmış geleneksel izlerden modernize edilmiştir. Kadim geçmişi yadsımayan anlayışla günümüz mimarisinin simgesel bir sonucu olabilmeyi başarmıştır.