PROJE RAPORU
”…Dünyanın yüzünde yara izleri kapanırken
ağaçlar diktiğimizde havan mermilerinin kazdığı çukurlara
yangının kavurduğu yüreklerde ilk tomurcuklarını açarken umut
ve ölüler kanlarının boşa gitmediğini bilerek
yana dönüp içerlemeksizin uyuyabildiklerindedir
barış…”
Yannis Ritsos, Şiirler: Barış şiiri
Savaş, kendi içinde zıtlıklar barındırır. Sessizlik ve çığlık, yaşam ve ölüm, zafer ve kayıp gibi. Ama aslında savaşın içinde barındırdığı en büyük zıtlık barıştır. Savaş ne kadar harap ve talan ediciyse, barış o kadar yapıcıdır. Barış; insanı, doğayı ve huzuru korur. Barış ile beraber doğa tekrar dengesini bulur, ağaçlar yeşerir, savaşın acı çığlıklarının yerini yemyeşil ağaçların dallarına konan kuşların cıvıltısı alır.
Kore Savaşı’na giden Türk askeri, barışı korumak için gitmişti. Kore halkının acılarını benimsemeleri ve barışı korumak için verdikleri mücadele, biz geride kalanlara acının evrenselliği ve barışın en büyük erdem olduğu hakikatini gösteriyordu.
Barışa vurgu yapmaktaki gayemiz, bu uğurda yaşamını yitirenlere minnettarlığımızı, bir parça olsun, dile getirebilmektir.
TASARIM BAĞLAMI
Tasarım alanı, Lüleburgaz kentinin kuzeyinde ve kent merkezinin dışında bulunmaktadır. Askeri alanlar arasında kalan alan içinde birçok ağaç barındırmaktadır. (Şema1) (Şema2) Ziyaretçilerin proje alanına yaklaşırken ilk karşılaştıkları şey ağaçların oluşturduğu yoğun yeşil dokudur. Ziyaretçileri, kentin dünyevi yaşantısından alıp maneviyata, tinsel olana hazırlamanın, doğanın ve doğal olanın gücüyle olacağına inanılmıştır. Doğa saflık, dinginlik ve huzur yönleriyle barışla bağdaştırılmış bundan hareketle doğayı koruyan ve toprağa, ağaca, doğaya ait olana saygılı olan bir tasarım yaklaşımı benimsenmiştir. Tasarım alanında bulunan bütün ağaçlar korunmuş olup alanın bütünlüğü içinde doğasıyla uyum sağlayacak müdahalelerde bulunulmuş ve ziyaretçi merkezi yapısı alandaki yerini bulmuştur.
Kimi zaman yeşilden mahrum bırakılmış kimi zaman da kısıtlı yeşil alanlarla yetinmek zorunda kalmış kentliler, tasarım alanında yeşile dokunabilme, yeşilin kokusunu alabilme ve yeşille iç içe olabilme imkanı yakalamaktadır.
ANMA ALANI
Ziyaretçiler, proje alanına dahil olurken; gündelik hayattan, savaş geçmişine doğru yapacakları yolculuğun ilk adımlarını atarlar. Anma alanı; kentli ile ziyaretçi merkezi yapısı arasında, açık alan olarak tasarlanan peyzaj alanıdır. Bu alan, aynı zamanda ziyaretçileri tarihi savaş atmosferine hazırlayan bir arayüz görevi görür. Peyzaj kurgusunda, ziyaretçilere savaş hikayelerini aktaracak ve farklı duygu deneyimlerine olanak sağlayacak duraklar ve bu durakları bağlayan patikalar bulunur. Durakları, anma duvarları ve şehit ve gazi isimliği oluşturur. (Şema 3) Anma duvarları üzerinde Kore Savaşı’na dair bilgi ve savaşın yaşanmış öyküleri bulunur. Ziyaretçiler, anma eylemlerini, doğanın saf ve yalın atmosferinin oluşturduğu dinginlik ve huzur içinde gerçekleştirirler
TÖREN ALANI VE ANIT
Tören alanı, ziyaretçi merkezi yapısının sınırları ile çevrelenmiş, üst örtü ile tanımlı hale getirilmiş ve anma alanıyla görsel ilişki kuracak şekilde konumlandırılmıştır. Tören alanının, ziyaretçi merkezi yapısının tanımladığı yarı açık alanda bulunması, kamusal işlevlerle ilişki kurmasını sağlamıştır. Tören alanı, tören yapılmadığı zamanlarda kamusal bir etkinlik alanına dönüşmekte ve alternatif gece- gündüz kullanımlarına olanak sağlamaktadır.
Dikilitaş veya heykel gibi geleneksel bir anıt tasarımı yerine; insan ölçeğine yakın, malzemenin şeffaf yapısı gereği doğayla görsel olarak bütünleşebilen ve ziyaretçilerin doğayla olan ilişkisini bölmeyecek cam bir yüzey tasarımı önerilmiştir. Cam malzemenin doğallık, duruluk, saflık ve dinginlik özellikleri barışla bağdaştırılmış bu nedenle anıt tasarımında bu malzeme tercih edilmiştir. Cam yüzeyde açısal yüzey boşaltmaları yapılarak savaşın tahrip ediciliği ve insandan koparıp aldıkları imgeleştirilmiştir. (Şema 4)
Tasarımdaki anıtsallık, aslında doğanın yoğun yeşil atmosferiyle arazide oluşturduğu hakimiyettir.
ZİYARETÇİ MERKEZİ VE MEKANSAL ORGANİZASYON
Ziyaretçi merkezi yapısı, yükseklik ve boyut olarak çevresine, doğaya ve insan ölçeğine uyumlu bir yaklaşımla tasarlanmıştır. İki kota yerleşen yapı, araziyi çevreleyen her iki yoldan da yaklaşım alır ve proje alanında hakimiyet gösteren ağaçlarla uyum sağlayacak yüksekliği yakalar. İnsanı ezmeyen tavrıyla mütevazı bir duruş sergiler ve doğayla ahenk içinde arazideki yerini alır.(Şema 5)
Proje alanı, hafif eğimli bir yapıya sahiptir. Arazi, kuzeydoğu yönüne doğru yükselerek 61 kotundan 63,52 kotuna ulaşmaktadır. Arazi bu bölgede yükseltilerek 65 kotunda bir platform oluşturulmuş ve arazide kotlandırma yapılmıştır. 65 kotunda tören alanı, şeref salonu, çay ve kahve salonu, kitap salonu (kütüphane iki kotta çözülmüş okuma salonu 61 kotunda iken kitap salonu 65 kotunda konumlandırılmış ve merdivenle bağlantıları sağlanmıştır), atölyeler ve kalıcı sergi bulunmaktadır. Kalıcı sergi, iki kotta çözülmüş, 61 kotundan 65 kotuna dönel bir rampayla bağlanmıştır.
Projeye yaklaşımlar, 61 kotundaki Pınarhisar caddesi (arazinin güneyinde) ve Tatarköy yolundan (arazinin batısında) alınmıştır. Ana yaklaşım, kentin ana arterlerinden biri olan Pınarhisar caddesinden alınarak %6 eğimli topoğrafik bir düzenleme ile yapının içine doğru yönlendirilmiştir. Böylece ziyaretçiler, hem arazinin hem de yapının içine doğru sızmaktadır. Bu sayede kentli ile yapı arasında kamusal süreklilik sağlanmıştır. Tatarköy yolundan, protokol girişi ve ziyaretçiler için ikincil bir yaklaşım önerilmiştir. 61 kotunda idari mekanlar, çok amaçlı salon, Kore Savaşı’na dair sunum ve sergi hazırlıklarının yapıldığı workshop alanı, geçici-kalıcı sergi ve okuma salonu bulunmaktadır.
Savaşa ait fotoğraf, gazete, belge, hediye ve madalya gibi obje ve dökümanların sergileneceği kalıcı sergi mekanı 61 kotundan 65 kotuna dönel bir rampayla bağlanıp üst örtünün içinde konumlanmış olan ışıklıktan doğal ışık alır. Mekanın gökten gün ışığı alması, savaşın kaosu ve karanlığı içindeyken barışa duyulan umudun aydınlığıyla özdeşleştirilmiştir. Mekanın duvar yüzeylerinde aşınmış doku kullanılarak savaşın harap ediciliği anımsatılmak istenmiştir.
Kalıcı sergi mekanının, 65 kotunda katlanabilir cam olarak tasarlanan yüzeyleri, iklim şartlarının uygun olduğu dönemlerde katlanarak, ana yaklaşımla oluşan kamusal aksın sürekliliği sağlanmaktadır. Böylece alternatif kullanımlara olanak tanınmıştır. (Şema 6)
PEYZAJ KURGUSU
Proje alanının doğal karakteri ile uyumlu, kolay anlaşılır, sade bir peyzaj tasarım yaklaşımı benimsenmiştir. Barış temasının hakim olduğu proje alanında, peyzaj tasarımı da bunu destekler nitelikte sadelikten yana olmuş ve alanın doğallığından gelen huzur ve dinginlik atmosferine vurgu yapmıştır.
Alanın doğasıyla uyum içinde olmak amaçlandığından bitkisel tasarımda tamamen bölgeye özgü seçimler yapılmıştır. Kavak, dişbudak, meşe gibi bölge karakterinde mevcut ağaçlarla renk ve doku olarak örtüşebilecek bodur ve otsu bitkiler önerilmiştir. Yoğun ağaçlık olan alanda, bodur ve otsu bitki önerisiyle bir denge yakalamaya çalışılmıştır.
Peyzaj alanında birer durak niteliğinde olan anma duvarı ve şehit-gazi isimliğinin etrafına öneri bitkiler yerleşmektedir. Anma eyleminin gerçekleştiği bu noktalarda uygun bitki önerileriyle tinsel algı, derinlik ve kalıcılık duygusu ön plana çıkarılmak istenmiştir. Herdem yeşil özelliğe sahip bodur çalı formunda gelişen katran ardıcı (Juniperus oxycedrus), kuşları çekebilen özelliğe sahip yaban gülü (Rosa Canina), herdem yeşil ve duru renkte çiçeklere sahip adaçayı yapraklı laden (Cistus salviifolius) ve yasemin (Jasminum fruticans), sade ve tamamlayıcı özelliğiyle kum çavdarı (Secale Sylvestre) önerilmiştir.
Bitkisel çalışmanın tamamlayıcısı olan koyu yeşil çim dokusu, tüm zemin alanını sararak sonsuz derinliği sağlamaktadır. Kentin bitki karakterine uygun sade ve etkileyici seçimlerle sürdürülebilir bir çalışma yürütülmüştür.