Ataşehir’de Finans Merkezi
2009 yılında onaylanan 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı kapsamında, Avrupa Yakası’ndaki MİA Bölgesi’nin yükünü azaltan, iki yaka arasında işgücü ve ulaşım dengesini sağlayan, ticaret, turizm, konut, kültür, yönetim ve rekreasyon alanı ve kullanımlarının yer alacağı güçlü bir merkeze ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir. Bu ihtiyaca yönelik Ataşehir Bölgesi 1. kademe merkez olarak belirlenmiştir.
Merkez, New York’taki Rockfeller Merkezi, Londra Uluslararası Finans Merkezi, Dubai Uluslarararası Finans Merkezi ve Hong Kong Finans Merkezi’nden daha büyük bir alana kurulacak.
İstanbul Finans Merkezi olarak tanımlanan Ataşehir Bölgesi’ndeki 500 dönümlük arazide TÇMB’ye ait Çimento Meslek Lisesi yer almakta olup, diğer parsellerin hak sahipleri T.C. Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, SPK, BDDK grupları ile Emlak Konut GYO’dur.
Alan, finans merkezi olarak belirlenen alanın içerisinde yer alan Ziraat Bankası’nın satın almış olduğu 54.390 metrekarelik parsel alanı ile sınırlanmıştır. Güneyde 01-02 Çamlıca Bağlantısı ile sınırlanan bu alan, Kozyatağı’na 5 km, Boğaz Köprüsü’ne 9 km ve Ataşehir Merkezi’ne 3 km uzaklıkta konumlanmaktadır.
Türkiye’nin ilk finans merkezinin 24 saat canlı kalması amacıyla buraya otel, cafe, sanat ve eğlence merkezi gibi alanlar yapılacak. Finans merkezi, 24 saat yaşayan bir yer haline getirilecek.
Ziraat Bankası’nın sahip olduğu bu arazide yapmış olduğumuz projenin tanıtımı aşağıdaki gibidir;
MODÜLER ORGANİZMA
1- Rüzgara Uyum ve Form
Tasarlanan yüksek binanın rüzgar direncinin azaltılması ve rüzgarın değişik yönlere aktarılması hedeflenmiştir.Binanın formuna bağlı olarak hakim rüzgar yönleri aerodinamik bir yapı göstermektedir.Binanın üzerinde bulunan boşluklardan rüzgar geçişleri sağlanarak bu yük daha da hafifletilmeye çalışılmıştır.
2- Su Verimliliği
Binanın yüzeyinde toplanan sular ve rekreasyon alanına düşen yağmur suları toplanarak yeniden binanın ihtiyaçları için kullanılmaktadır.Binanın kendi bünyesinde, lavobolarda ve duşlarda kullanılan gri suyun filtrasyondan geçirilerek klozet rezervuarlarında kullanılması düşünülmüştür.
3- Yeşil Doku Sürekliliği
Doğadan kopan insan her geçen gün doğa ile bütünleşmek için yeni sistemler bulmaktadır.Yüksek katlı binalarda çalışan insanların doğa ile bütünleşme algısı azalmakta ve kendilerini doğadan kopuk hissetmektedirler.Tasarımda yaratılan ara boşluklar ve yeşil doku ile çalışanlara binada bir iki kat aşağıda yeşilin algılatılması ile onların performansını arttırmak amaçlanmıştır.
4- İç Mekan Kalitesi ve Gün Işığı Etkisi
Tasarımda formun sahip olduğu esneklik , estetik ve ara boşluklar ile gün ışığından maksimum seviyede yararlanmak amaçlanmıştır. Kütlelerin birbirlerine göre konumlandırılma şekli ile sağlanan açıklıklar ve katlardaki ara boşluklar güneş ışınlarının iç mekandaki kalitesini ve kullanım gücünü arttırmıştır.
5- Organik Form ve Modüler Birim
Formumuz organik gözükmesine rağmen aslında modüler bir sistemdir. Çekirdek sistemi sistematiktir.Bu sısteme bağlı olarak esnek bir plan şeması oluşmaktadır.Bu da formu oluşturmaktadır.
6- Güneş Enerjısınden Yararlanma
Saçaklarda ve opak yüzeylerde fotovoltaik paneller çelik cephe sistemine entegre edilerek enerji kazanımı sağlanması hedeflenmiştir.
7- Çeliğin Form Gücü
Rüzgara ve gün ışığına bağlı olarak tasarlanan projenin hafif, ekolojik ve değişkenliğe olanak veren bir yapıda oluşturulabilmesi için özellikle cephe özelliklerinin aynı değişkenliğe cevap verebilecek nitelikte olması düşünülmüştür.Çelik ve alüminyum malzemenin kullanılması binanın hafif formunun ve esnek cephesinin de beklenilen performansa cevap veren nitelikte olmasını sağlamıstır.