Katılımcı (Selim Senin), Kırşehir Gezegenevi ve Kültürparkı Mimari Proje Yarışması

Katılımcı (Selim Senin), Kırşehir Gezegenevi ve Kültürparkı Mimari Proje Yarışması

MİMARİ PROJE RAPORU

Peyzaj Raporu

Gündelik hayatın kendi içindeki sürekliliğini koparmamak için güneydoğu-kuzeybatı yönlerinde, Terme caddesi üzerinden şehir merkezinin yoğunluğundan gelecek olan yaya akışı, peyzajla oluşturulan akslarla insanları arazinin içine çekerek üst kottaki 323. Sokak ve arkasındaki yerleşim yerleriyle kentsel sirkülasyonu devam ettirmektedir.

Bu kurgu doğrultusunda oluşan yürüyüş akslarındaki sert zemin ve yeşil doku iç içe geçecek şekilde kurgulanmış ve birbirlerini tamamlarken birbirleri içinde kaybolmaları hedeflenmiştir.

Yürüme yolları üzerinde kullanıcının doğa ile bütünleşmesine yardımcı olmak üzere lineer olarak sıralanmış kentsel mobilyalar yer alır. Bu kentsel mobilyaların bulunduğu noktalarda ağaç kümeleri oluşturularak yürüyüş akslarında bu ağaçlar aracılığıyla bir ritim elde edilmiştir. Bu ağaçlar alan üzerinde ana yaklaşımları yönlendirirken, yaklaşım ve dolaşım doğrultularına da vurgu yapmaktadır. Bu ağaç türleri kışında yapraklarını dökmeyen (ardıç, köknar, servi, çam, ladin vs.) ağaçlar tercih edilecektir. Baskınlığı çizgisel peyzaj içinde kaybolan diğer bağlantı aksları ise cami ve Neşet Ertaş kültür merkezine farklı kotlardan bağlanmayı sağlayacak şekilde yürüyüş akslarına ve yapıya dik doğrultuda farklı kotlarda oluşturulmuştur. Bu sayede 165m uzunluğundaki yürüyüş aksına yayaların sadece bir noktadan değil farklı farklı kotlardan katılımı sağlanacaktır. Otopark ile bağlantı yolu da yine bu çizgisellik içinde çözülmüştür.

Kamusal kullanımlara olanak sunan peyzaj düzenlemesi arazinin doğal eğimine tamamen uygun doğrultuda ve doğal eğimim bozmadan, tasarlanan Gezegenevi yapısının lineer yerleşimine de paralel akslar oluşturacak şekilde düzenlenmiştir. Peyzajın yapı ile aynı doğrultuda oluşu yapı tasarımını güçlendiren öğeler olarak yapı peyzaj ilişkisini kurmaktadır. Yapıyla peyzaj iki parçaya bölünerek kentin az yoğunluğa sahip bu bölgesinde daha dengeli açık alanlar elde edilerek anlamsız büyüklükte bir boşluk oluşturmaktan kaçınılmıştır. Yapı-peyzaj ilişkisinde yapı arsa peyzajını ikiye ayıran bir öğe iken, üzerinde gezilebilen bir teras olması ve bu terasa 323. Sokaktan düzayak girilmesi ve peyzajdan merdivenler aracılığıyla doğrudan üzerine çıkılması yönüyle de aynı zamanda peyzajın en önemli öğesi durumundadır. Yapı aynı zamanda peyzajı destekleyen bir seyir terasıdır. Programda istenen kafenin peyzaj içinden doğrudan ulaşılabilir oluşu ve üst kotta alanı seyir imkanı sağlaması peyzaj- yapı bütünlüğünü güçlendiren öğelerdir.

Ana yürüyüş aksları oluşturulan peyzajı bozmayacak şekilde açık otopark düzenlenmiştir.

Yapının üzerinde bulunan teras, tüm yapıyı yarı açık alanlarla ilişkili bir seyir terası durumuna getirmektedir. Yapı üzerindeki bu terasa belirli zamanlarda konulacak teleskoplar aracılığıyla gökyüzünün izlenebileceği bir etkinlik alanı olarak da kullanılabilecektir.

Statik Rapor

Zemin koşulları gözönüne alınarak ihtiyaç durumuna göre fore kazıklar üzerinde yer alacak radye temel ve bu temel üzerinde yapının ana strüktürünü oluşturan betonarme perde duvarlar ve bu perde duvara takılı öğeler konumunda bulunan derslikler, kantin gibi birimlerin kaset döşemeden oluşturulduğu yalın bir taşıyıcı sistem öngörülmüştür.

Binanın yapılacağı yerin zemin etüt raporu doğrultusunda bir sonraki aşamada kesin tasarım yapılacak olmakla birlikte, binanın 1. derece deprem bölgesinde bulunduğu ve toplam yapı yüksekliğinin 17.40 metre oluşu dikkate alınarak temel sistemi için minimum 100 cm kalınlığında radye temel seçilmesi uygun görülmüştür.

Yanal deprem kuvvetleri 1. Bölgede en yüksek seviyede olduğundan büyük taşıyıcı perde duvarlara statik açıdan mutlaka ihtiyaç vardır. Perde duvarlar yanal deplasman kuvvetleri çok olduğunda ihtiyaç duyulan yapı elemanlarıdır. Yapının ana mimari öğesinin perde duvarlardan oluşması, 1. derece deprem bölgesinde olan bu alanda yapılacak bir yapı için statik açıdan büyük avantaj sağlamaktadır.
Cephede açılan yuvarlak pencere boşluklarının açılmasında estetik olarak perde duvarın doluluğunu azaltmaması düşünüldüğü gibi, taşıyıcı öğesi olan perde duvarları statik açıdan zayıflatmaması da ele alınarak sürekli boşluklar oluşturmaktan kaçınılmıştır.

Yapının en tanımlayıcı öğesi olan planetaryum hacmini 12 metre çapında bir küre oluşturmaktadır. Bu küre girişte perde duvar üzerinde yükselirken perde duvar, küre içine girdiği noktada gusse yaparak konsol görünümündeki kısmını da desteklemektedir. Perde duvarlardan ise çelik strüktürler ile hem taşıyıcılığı hem de stabil durması için gerekli destek sağlanmaktadır.

Küre imalatı için kubbelerde de kullanılan geleneksel kalıp sistemi kullanılabileceği gibi, kuru imalat teknolojisinden yararlanarak saha dışında çelik olarakta tasarlanabilir. Bu tip bir hacmin tersanelerde rahatlıkla istenen geometride çelik olarak oluşturulabileceği ve yerine getirilip monte edilebileceği öngörülmektedir. Kuru üretim yapılması durumunda inşaat süreci kısalacak ve adam-saat maliyetlerini düşürecektir.

Ana taşıyıcı olan perde duvarlar bürüt beton olarak bırakılacak ve ona takılı elemanlarda (derslikler, küre ve kantin) ise minerallerle renklendirilmiş beton kullanılacaktır. Renk pigmentleri yada renkli agrega kullanılarak istenilen beton rengi elde edilecektir.

Dilatasyon noktaları yapının gerekli noktalarında tasarımla birlikte değerlendirilip uygulama projesi aşamasında belirlenecek olup, 40 metreyi aşan uzunluklarda dilatasyon yapılması öngörülmektedir.

Mimari Rapor

Konum

Yarışma alanı kent merkezini tanımlayan Kırşehir Kalesi ve Büyükşehir Belediyesine Terme caddesi üzerinden bağlanmaktadır.Şehrin simgelerinden olan Cacabey Camisi’de yine Terme caddesi üzerinden yarışma arsası ile bağlantı kurabilmektedir. Kentin önemli yapılarına bu derece yakın olan yarışma alanı için gelecek araç ve yaya sirkülasyonu bu bağlamda Terme caddesi üzerinden öngörülmüştür.

Mimari Yaklaşım; mekanların tek yörünge üzerinde dizilişi!

Yapı, şehirdeki tüm yapılardan işlev olarak çok farklı konumdadır ve bu yönüyle şehirde bu işlevde başka bir yapı olmayacaktır. Yapının bu özgün işlevinden dolayı, mekanların, sadece sıradan bir bina tasarlayıp içine yerleştirilmesi şeklinde değil, sahip olduğu işlevle bağlantılı olarak mekanların biraraya gelmesi, birbirleriyle bu bağlamda ilişki kurmaları düşünülmüştür.

İsminde de açıkça ifade edildiği gibi yapı uzay bilimi ile alakalıdır. Gezegenevi binası mekan programı bu açıdan uzay bilimi gözönüne alınarak irdelenmiştir.

Her gezegen ayrı ayrı yörüngeye sahiptir. Hareketlerini yörünge diye tanımlanan bu eğrisel hatta gerçekleştirirler. Gezegenler uzayda belirli bir yörüngede hareket ederler ve bu yörünge üzerindeki belirli sınırdan dışarı çıkmazlar. Bütün hareketleri bu yörünge hizasında, doğrultusundadır.

Bina programında istenen mekanların biraraya gelişinde ‘yörünge’ kavramından yola çıkılmıştır.

Gezgenlerin tek doğrultuda eğrisel olarak yaptıkları hareket, düz bir hat üzerinde ele alınmıştır.

Yörüngedeki yuvarlak hareket, sanki bir ipi makasla keser gibi kesilerek düz bir doğrultu elde edilmiştir.

Mekan programındaki farklı farklı fonksiyonlar karşı karşıya dizilerek değil arka arkaya bu düz hat üzerinde dizilmiştir.Yörüngenin yuvarlak olarak değilde düz bir çizgi olarak yorumlanması arsanın sahip olduğu potansiyeli değerlendirmek için yapılmıştır. Terme caddesi ile 325. Sokak arasında 4m kot farkı ve 160 metreden fazla bir mesafe söz konusudur. Yapı, bu 4m lik eğime 325. Sokakta sıfırlanacak şekilde oturmaktadır. Hem bütün arsaya hakim bir yapı olurken hem de yapı içinden yapı üzerindeki teraslara bağlantılar verilerek farklı kotlar arası ilişkiler kurulmuştur. Dersliklerin bulunduğu kottan ve projeksiyon salonunun bulunduğu kottan yapı üzerindeki terasa çıkışlar verilmiştir.

Yapı tasarımında arsaya lineer olarak eğime dik yerleşmenin bir başka sebebi ise böyle düşük yoğunluklu bir kentsel alanda anlamsız denecek büyük bir boşluk oluşturmaktan kaçınma isteğidir. Yapı eğer arsanın bir köşesinde minumun yere oturma ile tasarlansaydı yarışma arsasında hem kullanışsız hemde tanımsız bir boşluk meydana gelecekti.

Yapının arsaya dik yönde oturarak alanı ikiye bölmesi daha tanımlı iki açık alan elde etmek adına da düşünülmüştür. Yapı yarışma alanını ikiye bölerken, peyzaj içinden üzerine merdivenlerle çıkılabilmesi, kantinin yapı üzerinde her iki peyzaj alanına da hakim bulunması ve 325. sokaktanda düzayak yapı üzerine yürünebilmesi yönüyle peyzajı birbirine bağlayan kentsel bir mobilya durumundadır.

Yapı tasarımı bir doğrultu (yörünge) üzerinde arka arkaya , üsüt üste gelen mekanlar şeklinde ifade edilebileceği gibi, taşıyan ve taşınanlar olarakta ifade edilebilir. Ana taşıyıcı perde duvara takılı derslikler, kafe ve projeksiyon salonu taşıyan öğeden dışa taşmalarla kendilerini ifade eden öğeler durumundadır. Bu dışa taşmalarla hem peyzaj alanları ile ilişki kurulurken hem de 150 metre uzunluğundaki düz bir duvar farklı farklı taşma, yerleşme hareketleriyle zenginleştirilmiştir.

Projeksiyon salonu bu yapının en önemli öğesi konumu durumundadır. Uzay bilimleri, bu mekanda gelen ziyaretçilere 3 boyutlu olarak tanıtılacaktır. Küre şeklinde olması gereken bu mekan yerden yükseltilerek girişte bir perde duvar üzerinde taşıtılarak ve yan duvarlardan çelik strüktürlerle desteklenerek bir gezegen gibi havada duran bir kütle elde edilmiştir.Girişte altından geçilerek binaya girilmesi gelen ziyaretçilerin bu kütleyi sadece içine girip çıktıkları bir mekan olarak değil dış hacmiyle de sanki bir gezegen gibi hissetikleri bir öğe durumuna getirecektir.

Yapı üzerinde 150 metrelik duvar boyunca açılan yuvarlak boşluklar hem doğal hava almayı sağlarken aynı zamanda 50 cm lik perde duvarın kalınlığından dolayı iç mekanı tamamen aydınlatmak yerine yuvarlak ışık boşlukları olarak iç mekanda bir uzay-yıldız havasını mimari olarak oluşturacaktır. Le Corbusier’in Ronchamp şapelinin cephesinde birçok boşluk açmasına rağmen duvarın kalın oluşu, karanlık bir duvarda ışık noktaları olarak ortaya çıkması buna iyi bir örnektir.

Etiketler

Bir yanıt yazın