Mimari proje raporu:
Dil, sanat, kültür ve inanç gibi insan doğasını oluşturan kavramlar, ilk çağlardan günümüze kadar toplumsal yaşamın beraberinde getirdiği ve yaşamın her anında farklılıklar oluşturabilen olgulardır. İzmir’in Karabağlar bölgesi, geçmişte olduğu gibi günümüzde de bu anlamda çeşitliliğe sahip ve birçok farklı kültürü bünyesinde barındıran bir yerleşim alanı olma özelliğini korumaktadır.
Bektaşi geleneği’nin bir parçası olan Alevi inancına göre, cem ve cemin içinde bulunan On İki Hizmet ile semahın kaynağı, Hz.Muhammed’in Miracı’ndan sonra yolunun uğradığına inanılan Kırklar Bezmi’ne dayanır. Halk arasında kırklar meydanı, cem âyini, cem erkânı, cem töreni ve kısaltılmış şekliyle “cem”; bir araya gelme, toplanma, birlikte ibadet etmek anlamına gelmektedir. Aleviler tarafından cemevine yüklenen anlamın zaman içinde bazı değişikliklere uğradığını söylemek mümkün olsa da Aleviler açısından değişime uğramayan önemli olgular; “cem”in ibadet; “cemevi”nin de ibadethane olduğudur. Bununla birlikte cemevinin sosyal-kültürel anlamda da destekleyicisi olan kültür merkezi hobi atölyeleri, etkinlik salonları ve diğer sosyal alanlarla birlikteliğinin kurgulanması adeta “kompakt bir külliye” tariflemesini ortaya çıkarmaktadır.
Arazi topografyasına uyumlu yerleşimi, varoluşundaki sadeliği, mütevazılığı, abartısız kitlelere rağmen simgesel bir kutsal mekâna ulaşılması, cemevi mekânın kendi aidiyeti içindeki vurgulu duruşu, cemevinin sosyal alanlarla kurduğu dolaylı ilişkiler, kültür ve ibadet işlevlerinin net bir şekilde ayrılması gibi tasarım düşüncelerinin ortaya çıkmasında Alevilik ruhunun, yerleşim ve yapı ölçeğine yansıtılması amaçlanmıştır.
İmar planında da görülebileceği gibi tasarım alanı; doğu, batı ve güney olmak üzere üç yönde de ormanlık alanlar ile çevrili olacaktır. Bu nedenle tasarımın, etrafı duvarlarla çevrili kitleler bütününden oluşması değil de çevrenin bir parçası olarak var olması ve çevresi ile bütünleşmesi amaçlanarak, tasarımda “sadelik” kavramı esas alınmıştır.
Yerleşimde topografya, mevcut sokak kotları da esas alınarak 0.00, -4.00, -8.00 ve -12.00 olarak farklı kotlarda teraslanmıştır. Meydan evi ve muhabbet meclisini barındıran cem meydanı, alanın en hakim noktası olan 0.00 kotunda düşünülmüştür. Bu kotta enerji nakil hattı koruma sınırı dolayısıyla yapılaşma yasağı olan yerde, açık alan düzenlemesi yapılarak cenaze töreni alanı ve cem meydanı ilişkisi sağlanmıştır. -4.00 kotunda bulunan kültür meydanı; sosyal açıdan büyük ve etkin bir toplanma alanı oluşturmasının yanında aşevi, kültür merkezi, kahvehane, kütüphane, atölyeler ve cemevinin servis alanlarını besleyecek mekânlarla çevrelenmiştir. Özellikle aşevi’nin, kültür meydanıyla birlikte iç mekân ve dış mekân kullanımına olanak vermesi amaçlamıştır. Ayrıca -4.00 kotunda cenaze işlemleri ile cem meydanı, aşevi ve kurban kesimi için servislerin yapılabileceği kapalı bir alan da bulunmaktadır. Kültür meydanı altındaki -8.00 ve -12.00 kotunda ise kültür merkezi içerinde bulunan çok amaçlı salon ve eğitim derslikleri ile sergi ve fuaye alanları yer almaktadır. Kültür merkezinin fuayesi, -12.00 kotunda arazinin doğal kotuyla buluşmakta ve hemen önünde yer alan yeşil alan ve su öğesini gören keyifli bir açık mekâna dönüşmektedir. Ayrıca yine bu kotta konut alanlarından gelen yayayı, yapıya ulaştıran eğimli bir yaya yolu da bulunmaktadır.
Arazi sınırları esas alınarak, enerji nakil hattı yaklaşma sınırı dışında kalan çekme mesafelerinin yeniden yorumlandığı tasarımda, imar planında çocuk parkı alanı olarak gösterilen kısım, tasarım alanına dahil edilerek; oluşturulan kültür meydanı ile birlikte bir bütün olarak ele alınmıştır. Yine bu park alanı içerisindeki keskin kot farklılıkları da düzenlenerek parkın hemen altına kapalı bir spor merkezi yapılabileceği önerilmiştir. Öyle ki bu öneri mekân, -8.00 kotunda ve aşevinin altında yer alan kapalı otoparkı da besleyecek niteliktedir.
Farklı kullanım avlularının ayrıştırılmış olmasına rağmen mekânsal bütünlüğün sağlanabilmesi düşüncesiyle, yeni önerilen yerleşimin, mevcut çevre yerleşimi ile bir bütün oluşturması amacıyla tüm farklı kotlarındaki yaya akışının düzenli ve sürekli sağlanması hedeflenmiştir. Bu nedenle çevresindeki yeşile açılan terasları, kitleler arasındaki geçişleri, amfi-merdiven, asansör ya da yaya rampaları ile yerleşimin her noktasına ulaşım sağlanabilmektedir.
Alevilik’te “dede”lik kurumu; halka yol gösteren, aydınlatan, hem sosyal hem de dini açıdan yol gösterici vasıflarıyla ön plandadır. Bu nedenle proje tasarımında, bu mekan hem cem meydanına hem de muhabbet meclisine hakim bir noktada düşünülmüştür. Alevi cemlerinde “on iki hizmet” temel kavramlardan biri olup; on iki sayısı Alevi-Bektaşi felsefesinde kutsal kabul edilir. Bu bağlamda cem meydanında simgesel anlamı da kuvvetlendirmek amacıyla on iki ahşap kolon bulunmaktadır. Bu kolonların üzerinde birbiri üzerine oturacak şekilde yer alan ve 15°lik açılarla dönen lamine ahşap kirişler ve bu kirişlerin arasında mekânın tepesinden ışık hüzmelerinin algılandığı şeffaf boşluklar bulunur. Meydan evi, külliyenin bütünlüğünün bir parçası olmasına rağmen, strüktürü ile farklılaşarak; dış çevresi ile arasındaki görsel bağlantıyı kurabilen aynı zamanda da cem sırasında kendi tinsel atmosferini de yaratan özel bir mekândır.