Eşik kelimesi, sözlükte; Başlangıç, başlama zamanı; Geçiş yeri, giriş yeri, giriş sınırı, hemen yakını, tanımlamalarıyla yer almaktadır.
RAPOR
KENTSEL BELLEK
Söğüt Türk tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Tarihin kaydettiği en uzun soluklu devletlerden biri olan ve geniş coğrafyalara yayılan Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna mekân olması ve imkân sunması bakımından hayati bir role sahiptir. Bu itibarla Söğüt Türk tarihinin sıfır noktalarından biri olarak kabul edilebilir. Söğüt kuruluş itibari ile anayol üstü kasabasıdır. Mudanya-Bursa’dan ve Gemlik İskelesi’nden gelerek Konya’ya doğru uzanan tarihi yol Söğüt’ün içinden geçmiştir. Özellikle İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesinden sonra Mekke’ye, Söğüt’e uğranılarak gidilmiştir. Bu sebeple bu yola Hacılar Yolu adı verilmiştir. XIII. yy. sonlarında Söğüt’ün tarihindeki en parlak dönem başlar. Bu dönemde doğudan gelen Oğuz Türklerinin Kayı Boyu bu küçük kasabada sınırları Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına yayılan Osmanlı Devleti’nin ilk nüvelerini oluşturacaklardır. Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat tarafından görevlendirilmiş olan Ertuğrul Gazi, Söğüt üzerine yürür ve Söğüt’ü de topraklarına katar. Sultan II. Abdülhamit döneminde yeni imar çalışmaları yapılmış, Ata yadigârı olarak kabul edilmekte olan ilçeye ayrı bir önem verilmiş ve Dar’ül Eytam, Cami ve İdadi’den oluşan Hamidiye Külliyesi yaptırılmıştır.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Söğüt için: “Söğüt, Bursa sancağı hükmünde, Lefke kazası nevahisinde hakimli, bağlı bahçeli, arı havası, lâtif bir kasabadır. 700 kadar kiremitle örtülü Türk hanelerini havi, müteaddit camili, han ve hamamlı, çarşı ve pazarlı bir yerdir.” diye bahseder. Bu mütevazı belde çeşitli istilâlara da sahne olmuştur. Evliya Çelebi bu konuda; “Osmancık bey olunca babası Ertuğrul’u bu Söğüt şehrinde defnedip, şehri de mamur etti. Bâdehu Yıldırım asrında Timurlenk bu şehri yağma ve harap etmiştir ki, hâlâ Ertuğrul Türbesi bile o kadar mükellef bir âsitâne değildir.” diye haber vermektedir.
“Eşikler, zamandaki ve mekândaki geçitlere işaret etmek suretiyle, ötekilikle kurulan ilişkiye aracılık eder,” (Stavrides, 2016).
KONSEPT/EŞİK
Proje alanının Söğüt ilçesinin girişinde bulunması ve tarihsel bağlamda Osmanlı devletinin kuruluşunun eşiğini imgelemesiyle projenin genel konsepti eşik kavramı üzerinden oluşturulmuştur. Eşik kelime anlamı olarak; geçiş yeri, giriş yeri, giriş sınırı, hemen yakını, olarak bilinmektedir.
Lefebvre’ye göre ;
İnsanlar bir mimari mekân olarak eşiği, hem kendi algılarını hem de başkaları tarafından nasıl algılandıklarını düzenlemek için kullanırlar. Bu durum da Söğüt ilçesinin girişinde bulunan proje alanının söğüte yaklaşırken proje alanını eşiğe dönüştürerek Söğüt’e ait tarihi, doğal, sosyokültürel izlerin barındığı mekanlar bütünü oluşturup gelen ziyaretçi ve kentlilere söğütü bağlamsal olarak aktarması gerekliliğini ön plana çıkmaktadır. Bir karşılaşma ve buluşma mekanı olarak düşündüğümüzdeyse; Karşılaşma, gerekli mesafenin aynı anda hem muhafaza edilip hem de katedilmesiyle gerçekleştirilir. Bu da bir eşik mekanı tanımlar .
Stavrides’e göre;
“Eşik mekânsallığının, yani ayrıştırırken bağlantılandıran ve bağlantılandırırken ayrıştıran bir geçiş mekânsallığı, müşterekleşme yoluyla ve müşterek içinde üretilen mekânı karakterize etmektedir. Bir kapı eşiğinde olduğu gibi, eşikler içeriyi dışarıdan ayıran sınırlar şeklinde karşımıza çıkabilir, fakat bu ayırma aynı zamanda ve her daim bir bağlantılandırma işlemidir de. Eşikler giriş ve çıkışın koşullarını yaratırlar; bir geçiş eylemini devam ettirir, yönlendirir ve ona anlam kazandırırlar,”
Proje alanının tasarlarken alana müdahale eden eşikleri ön planda tutuk. Proje alanının doğal çevre içerisinde bulunması doğanın getirdiği sınırları içermekte bu sınırlar; topografya, bitki örtüsü, rüzgar, yön, yol, güneş gibi unsurlardan oluşmaktadır. Bu sınırlar çerçevesinde Bağlamsal eşik oluşmakta. Bağlamsal eşikse kütle eşiğini oluşturmaktadır.
TASARIM KARARI
Tarihsel ve doğal eşiği mekana dönüştürmek projenin ana kurgusu olmuştur. Söğütün eşiği olarak vurgulamak istediğimiz proje alanında farklı odaklar vurgulanmış vurgulanan bu odaklarda eşik kavramı irdelenerek tasarımı etkilemiştir. Tasarım stratejisi olarak doğanın içinde doğanın bize sunduğu yalınlığı esas alıp yapısal tasarımları olabildiğince doğanın yalınlığı ve hamlığıyla uyum sağlaya bilecek şekide sade ve yalın olmasına dikkat edip ham mazemeler kullandık. Tıpkı doğanın işlenmemişliği gibi.
Odaklara ayrılan mekanda A odağında sadece yapısal kurgu değil kamusal alan kullanımı ön planda tutulmuştur. Çok amaçlı salon restorant anıt gibi yapı tasarımlarıyla birlikte mekansal eşiği güçlendiren meydan ve çeşitli etkinlikler için kentliye hizmet veren sahne tasarımı ön plana çıkmaktadır. Restorant ve Çok amaçlı salon arasında mekanın sosyo-kültürel eşiğini oluşturan kültür aksı bulunmaktadır. Çeşitli sanatsal etkinlik ve enstalasyonlara hizmet verme amacı güden aks, anıta çıkmaktadır diğer bir ucuysa söğüte bakı oluşturan bir sanatsal bakı platformuna çıkmaktadır.
B Odağında ise cafe yapısıyla birlikte amfi bayrak kulesi ve bunları bağlayan ışık tarlasıyla bütünleşen bir meydan kurgusu tasarlanmıştır. Şartnamede yer almayan fakat öneri tasarım olarak sunulan bayrak kulesi tasarımında ana amaç her katında bayrağa yükselirken Söğütün tarihsel eşiklerini vurgulamak ve en üst kotundaysa cumhuriyeti imgelemektir.
B odağında bulunan Bayrak kulesinin kendiliğinden oluşturduğu mekan algısını hiç bozmayarak günün tüm saatlerinde kullanıcıya açıklığını temsil etmek ve vurgunun en önemli kaynağı ışıkla erişimi her an ulaşılabilir kıldık. Bayrak altında kullandığımız 400 ışık objesiyle oluşan ışık tarlasıyla geçmişte 400 obadan bir devlete gidilen yolda her bir ışık hüzmesinin seyrini izlemek bir çok alanıda beraberinde oluşturmaktadır. Doğaya sıfır tabanından ulaşmak ve beraberinde ağaç tepelerine yakın bir orta seyirde yürüyüş şekliyle doğayla bütünlüğü en güzel şekilde yansıtıp aralarda teraslar oluşturarak kendiliğinden çıkan mekanlara fırsat vermek istedik.
Bayrak Kulesinin oluşturduğu meydan alanına getirdiğimiz Işık tarlası. Görme duyusunun , proje alanında kontağını oluşturmaktadır.Kıyı alanında skywalk ve seye terasıyla aralarda uygun bitkilendirme düşünülmüş, gölün büyüklüğü ve turizm bakımından halka kazandırılması için kano spor faaliyeti getirilmiştir .
ULAŞIM ERİŞİLEBİLİRLİK
Kullanıcı Ağı:
Sirkülasyonun insan ve yol ile bağlantısından ziyade tüm doğa ve mekanlar içerisinde olmasından yola çıkarak güçlü bir bağla kullanıcı ağına uygun ekolojik ve sürdürülebilir alanlarla insanlar için yaşam alanları oluşturduk. Hissedilmeyen güçlü bağı hissettiren bir çok rota-mekan ilişkisiyle subjeyi birleştirdik. Şehrin kendine has peyzaj kimliğinde doğa yürüyüş ve bisiklet rotaları ile bu bağ oldukça hissedilmektedir.
YAPISAL FONKSİYON
Çok amaçlı salon tasarımında esneklikten yararlanılmıştır hareketli panallerle fuaye alanını içine dahil edebilme imkanına sahiptir.
Çok amaçlı salonun terasında açık davetler için kullanım olanağı vardır.
Söğüt gibi önemli bir eşik noktasında sadece davetlere hizmet etmek için değil tarihini de anlatmak ve simgelemek için çok amaçlı salonda sergi holü ve sergi mekanı bulunmaktadır sergi mekanındaki ışık bacaları kayı boyunun obalarını imgelemekte ve mitledeki ışık ilişkisini vurgulamaktadır. Üst kottaysa meydanda peyzaj ögesi olarak kentliyle iletişim kurmaktadır.
PEYZAJ
Ekolojik Ağ: Mevcut doğanın tam olarak korunduğu, ekolojinin desteklendiği, bitkisel bazlı peyzaj kararlarının geliştirmesiyle başladığımız fikir aşamasında alana özgü yetiştiricilik ürünlerine ve sürdürülebilirliğin en önemli öncü alanlarından olan Permakültür alanlarına yer vererek ürün tanıtım ve yetiştiricilik hususunda hassasiyet gösterip örnek bir ekolojik yaşamı öngörüyoruz.
Karakter Ağı: Alanın tarafımıza hissettirdiği karakterle ortaya çıkan çizginin gücünü olası tüm mekanlar ile paylaştık. Tümde ortaya çıkan karakterin objesi iniş ve çıkışta, mekan ve canlıda, flora ve fauna ilişkisinde önemli bir gelişim üstlenmektedir.
Ekolojik Ağ: Mevcut doğanın tam olarak korunduğu, ekolojinin desteklendiği, bitkisel bazlı peyzaj kararlarının geliştirmesiyle başladığımız fikir aşamasında alana özgü yetiştiricilik ürünlerine ve sürdürülebilirliğin en önemli öncü alanlarından olan Permakültür alanlarına yer vererek ürün tanıtım ve yetiştiricilik hususunda hassasiyet gösterip örnek bir ekolojik yaşamı öngörüyoruz.
Mekan Ağı: Eksikliği hissedilen ve insana doğuştan beri içerisinde olduğu mekan algısını burada tam anlamıyla yaşayabilmesi adına bütünlükte tamamlayıcılık özelliği bulunan bir makrodan mikroya ağ.
Karakter Ağı: Alanın tarafımıza hissettirdiği karakterle ortaya çıkan çizginin gücünü olası tüm mekanlar ile paylaştık. Tümde ortaya çıkan karakterin objesi iniş ve çıkışta, mekan ve canlıda, flora ve fauna ilişkisinde önemli bir gelişim üstlenmektedir.
Ekolojik Ağ: Mevcut doğanın tam olarak korunduğu, ekolojinin desteklendiği, bitkisel bazlı peyzaj kararlarının geliştirmesiyle başladığımız fikir aşamasında alana özgü yetiştiricilik ürünlerine ve sürdürülebilirliğin en önemli öncü alanlarından olan Permakültür alanlarına yer vererek ürün tanıtım ve yetiştiricilik hususunda hassasiyet gösterip örnek bir ekolojik yaşamı öngörüyoruz
ETKİLEŞİM ALANLARI
Fonksiyon alanları olarak 2 seviyede gerçekleşecek olan oryantiring parkuru, yöresel ve mevcut toprağa uyumlu ürünlerin yetiştirildiği satış birimleri, ekolojik sürdürülebilirliğin temsilinde permakültür alanı,skywalkın teras bölümlerinde farklı kota düşüşüyle farklı rekreasyon alan çözümleri gerçekleşmiştir. Doğa içerisinde açık kütüphane çözümü ve kır iskelesi birinci dereceden bağlantı parametresini oluşturmaktadır.
GÖL PROMENADI
Göl kenarında dinlenme alanları ve amfi çözümüyle kıyıyla bağlantı kurulmuştur. Bungalov ve Kamp alanının yoğun bitkisel bölgede mahremiyet duygusunu koruduğu ve çeşitli kamp faaliyetlerine yer vermek adına arazinin eğiminde farklı kotlarda oturma birimleriyle ateş çukurları düşünülmüştür. Yürüyüş yolu tüm alan içerisinde Doğa yürüyüş parkuru olarak nitelendirilmiş, bir çok noktada dinlenme alanları çözümlenmiştir. Alanda yağmur suyu toplamak için yeraltına sızdırılan su, yeraltı sularının rejenerasyonu (besleme) ve korunmasında kullanılan yöntemlerden biridir. Aynı zamanda, yeraltı suyunu başlangıçtaki seviyesine yeniden ulaştırmanın en kolay yoludur.
Yağmur suyu sızdırma oranını artırmak için alanlarda bazı özel taşlar kullanılmıştır. Bu taşlar yüksek geçirgenliğe sahiptir ve sağanak yağmurlarda bile yağmur suyunun süzülüp yeraltı suyuna karışması için uygun ortam oluştururlar. Yağmur sularının ve sızdırma sistemlerinin kullanımının avantajları ise; atık su arıtım maliyetlerinin azaltılması, yağmur suyu tankı yapmanın kolay yolu, sel ve taşkınların verdiği zararın azaltılmasıdır.