Taksim Meydanı’nın politik ve sosyal öneminden dolayı söylenecek her söze dikkat etmek gerektiğini bilerek başladığımız projede, meydana yeni bir bina eklemeden meydana yeniden hayat vermenin yollarını aradık. Henri Prost’un parkının Intercontinental, Hyatt Otelleri ile tıkanarak bölündüğünü kabullenerek Gezi Parkı’nın yeniden tanımlanmasını gerektiğine inandık. AKM ve Marmara Oteli önündeki Taksim Meydanı ile Gezi Parkı arasındaki seviye farkının Gezi Parkı’nı meydandan kopuk bir parka çevirdiği gerçeğine dikkat çektik. Aynı zamanda uydudan veya Henri Prost planına bakıldığında kuzeye doğru bir yönü varmış gibi gözüken meydanın ziyaret edildiğinde doğu yönünde, meydanın bir köşesinde hatta biraz dışında duran AKM’ye doğru bir yönü varmış gibi hissedilmesi bize garip gelen bir durumdu.
Biz Taksim projesini, tek bir yaratıcısı olabilecek bir proje olarak görmeyi de yanlış bulduğumuz için, atacağımız her adımın bir önceki iyi ya da kötü yönde atılmış adımların devamı olarak gördük. Daha birkaç yıl önce çokça eleştirilmiş dalış tünelleri ile yayalaştırılmış bir meydanı tekrar trafiğe açmaktansa yeni durumun oluşturduğu avantajları gözönünde bulundurduk. Aynı zamanda protestolar için toplanmaya kapalı bir Taksim Meydanı bize doğru gelmese de yine bu Yenikapı, Maltepe’ye eylemlerin taşınmış olma durumunun oluşturduğu avantajları da düşündük. Bir yandan da İstanbul’un sürekli kendini tüketerek kuzeye göç ediyor oluşunun Taksim üzerindeki ulaşım merkezi olma yükünü azaltıyor olması durumunu avantajımıza kullanmak istedik. Ulaşım merkezi olmaktansa kültürel, turistik ve sosyal bir merkez olması parkın büyütülmesi için olumlu bir zemin oluşturuyordu.
Gezi Parkı’nın büyütülmesi fikrinin son zamanlarda dünyada da sık sık gördüğümüz High Line (New York), Skygarden (Seoul) gibi bir şehir parkının hali hazırda yeni yayalaştırılmış düzende meydana açılan Talimhane sokaklarının devamı olabileceğini düşündük.
Bu bölgenin kalbini net sınırlarla belirleyip buna Gezi Park Bölgesi dedik. Yarısı Talimhane, diğer yarısı açık alan olan bir yoğun şehir merkezi. Kuzeye dönük olmasındansa yönü Talimhane’ye çevrilmiş, İstiklal Caddesi ve Halaskargazi’nin devamı olarak düşünülmüş bir merkez. Bu yeni oryantasyonun avantajı olarak dışarıda kalan dört köşede oluşabilecek yeni programlar olabilecekti: güney doğu köşede, AKM ve heykal parkı, açık hava sahnesi, güney batısında Beyoğlu, kuzey doğu’da otel ve yoğun yeşil alan ve kuzey batıda Şişli bölgesi.
Bu yeni merkezi, var olan sistemle birbirine adeta ören bir başka katman olaraksa Sol Lewitt heykellerine benzeyen hafif bir yapı olarak düşündüğümüz bir 50 x 50 m lik kuleleri projeye ekledik.
Bu katman altyapı ihtiyaçlarını karşılayan bir ağ oluşturacak. Bu altyapıda 5 x 5 mlik tabanlı çelik kulelerde ekranlar, atık toplama, internet, elektrik, su kaynağı olarak kullanılabilecek altyapı olanakları sunacak. Bu şekilde Gezi Parkı’nın spontane, geçici yerleşimlere, kampanyalara ev sahipliği yapması mümkün olacak. Işık, ses kaynağı olarak bu ağ meydana hizmet verecek. AKM’de telifi müsaade eden eserler insanlar parkta otururken parkta çalınabilecek ekranlardan gösterilebilecek.
Aynı 50 x 50 lik sistem, Talimhane üzerine projekte edildiğinde izdüşümde bulunan binaların yeniden ele alınması, renovasyon veya sıfırdan yeni binalar olarak davet edilen mimarlar tarafından tasarlanması düşünüldü. Bu şekilde yepyeni bir sayfa açmaktansa tek tük yeni binalarla rejenerasyonu doğal şekilde başlatmayı amaçladık.
AKM önünde kalan bölgenin “Herkes için kırmızı halı” olarak tanımladık ve burada konserler öncesi buluşma geleneğinin devam etmesini amaçladık. Gezi Parkı’nın tarihi merdivenlerinin küçük performansların 7/24 izlenebileceği bir seyir alanına dönüştürdük. Açık sarı bir bant olarak tanımladığımız alanda ise Londra Serpentine Pavilion’larına benzeyen geçici kurgulara izin verebilecek sezonluk ömrü olan yapılar yapılabileceğini öngördük.
Ekranlarla dolu olan meydanda görsel medya sanatçıları dünyadan Taksim Meydanı için özel dijital sanat eserleri hazırlayabilecektir. Aynı zamanda bu ekranlarda olağanüstü durumlarda duyurular yapılabilecektir.
Projede, Taksim’de var olan karakteristik özellikleri kullanarak, uzun vadede çoğunlukçu bir şekilde Taksim Meydanı’na tekrar hayat vermeyi ve uçsuz bucaksız beton görüntüsünden uzaklaştırmayı planladık.